BOA
“Oysa ben şapka değil, bir fili sindirmekte olan bir boa yılanı çizmiştim. Büyükler anlayabilsin diye bu kez ikinci bir resimde boa yılanının içini de çizdim.” Küçük Prens
Büyüklere bir şeyi açıklamazsanız olmaz. Boa projesi tasarlanırken, çocukların okumayı çok sevdiği; yetişkinlerin ise okuduğunda çocukların hayal dünyasına bir kez daha hayran kaldığı küçük prens adlı kitaptan ilham alınmıştır. Bu kitapta fili yutan boa yılanı bölümünde, bir çocuğun hayal dünyasının yetişkinler tarafından anlaşılamadığı hatta yaratıcı yaklaşımların nasıl köreltildiği vurgulanmaktadır. Proje, yetişkinlerin çocukların hayal dünyasına müdahale etmesi, yaratıcılıklarını kısıtlaması, fikirlerine yön vermeye çalışması ve düşüncelerini kalıba sokma çabasını bir sorun olarak ele almıştır. Bu amaçla yetişkinlerin en az müdahale ettiği çocukların ise en çok katılım sağladığı bir oyun alanı tasarlanmıştır. Çocuklar bizim oyun tanımlarımız dışında daha eğlenceli, özgür, yaratıcı şeyler yapabilirler. Çünkü onların zihinleri henüz sınırlar çizemez ve en önemlisi filtreleri olmayan bir zihnin hayal gücünün sınırları yoktur. Bu düşünce dahilinde oyun alanı tasarlanırken yalnızca iki sabit boru ve farklı yüksekliklerde bu borulara sabit iki halka yerleştirilmiştir. Bilinçli olarak iki eleman arasına bir bağlantı kurulmamıştır. Çünkü burada oyun kurucu tasarımcılar değil çocuklardır. Neyi nasıl istiyorlarsa tüm detayları ile düşünmek, çeşitlendirmek onlara aittir. Çocukların alana her dokunuşları yetişkinlere de ilham verecektir. Bağlantı kurulmamasındaki bir diğer amaç, çocuğun oyun alanına gittiğinde farklı deneyimler yaşaması, bu deneyimler üzerine düşünmesi ve düş kurmasıdır. Bağlantıyı bir gün iplerle kuran çocuk bir diğer gün kumaşlar ile kurmayı deneyecek ve bir sonraki gün için bağlantı elemanları düşünecek, onları tedarik edecek ve daha sonra alanla buluşacaktır. Bu durum çocuğun alana olan aidetini arttırırken hakimiyetini de güçlendirir. Aynı zamanda farklı oyunlar oynama isteğine paralel olarak farklı varyasyonlar düşünmesini sağlayarak, yaratıcılığı tetikler. Sadece oyun alanında değil, bu alandan çıktıktan sonra da bir sonraki oyunu düşündürme isteğinin altında yatan neden çocuğun alanla olan zihinsel ilişkisini kuvvetlendirmektir. Oyun alanındaki boruların şekillenmesi küçük prens kitabındaki görselden yola çıkılarak eğrisel olarak tasarlanmış, çocukların fiziksel aktiviteleri ve ölçüleri göz önünde bulundurularak şekillendirilmiştir. Çocukların sağlığı için köşeli bir formdan uzak durulmuş aynı zamanda ebeveynlerin kesin bir oyun tanımı oluşturup çocuğa tarifleyememeleri için soyut bir tasarıma gidilmiştir. Eğrisel ve soyut çizgilerin bir şeye benzetilme ve evirilme hali olumlu bulunmuş tasarıma bu şekilde yön verilmiştir. Oyun büyüklerin veya tasarımcıların kuralları ve dayatmaları ile değil onlardan bağımsız bir biçimde kalıplardan sıyrılarak şekillenecektir. Oyunun tüm yaratıcılığı çocuğa bırakılmıştır. Her aşaması kendi düş dünyasının inşasıdır. Tasarlanan projede birkaç çocuk aynı anda bulunabileceği için arkadaşlarının da hayal dünyaları ile temasa geçecekler, bazen çakışacaklar, şaşıracaklar bazen ise ortaklaşacaklardır. Bu durum çocuklar arasında etkileşim kurulmasını sağlarken farklı hayal dünyaları ile de tanışma fırsatı oluşturur. Bazen eski haline döndürülmeden kurulu bırakılan oyun bir sonraki çocuğa hikayeler aktarır ve hiç tanımadığı bir yaşıtına ilham olur. Boa projesi, eğer çocuklar yeterince özgür bırakılırlarsa ve zihinleri kısıtlanmazsa; yaratıcı şeyler oluşturarak bir şeyler üretebilmelerini ve zihinsel gelişimlerine katkıda bulunabilmeyi amaçlamaktadır. Her şeyden önce çocuğun hayal dünyasını merkeze koyarak yetişkinlerin kısıtlamalarını içeri almamakta ve bunu tasarlanan oyun alanı ile açıkça ortaya koymaktadır. Proje çocuğa sadece iki soyut çizgiyi üç boyutta sunmaktadır geri kalan her şey çocuğun inşasıdır.
Ürün kullanım senaryosu Sonlu bir oyun kazanmak amacıyla, sonsuz bir oyun ise sürmek için oynanır. Boa projesi konsepti itibariyle sosyal ve zihinsel sürdürülebilirliği hedefleyen bir yaklaşımla tasarlanmıştır. Bu çerçevede bir hikâye kahramanından yola çıkıp çocukların yaratıcılığına ve hayallerinin inşa gücüne hitap etmesi projenin en yenilikçi yönünü oluşturur. Oyun, proje kapsamında her defasında tekrar kurulduğu için hiçbir zaman bir öncekine tamamen benzememektedir. Düşünsel ve fiziksel olarak çocuk bu alanda hiçbir zaman oyununu birebir tekrarlamamakta, her defasında yeni bir deneyim yaşamaktadır. Değişen koşullara uyum sağlayabilmesi, bir oyun alanı için olumsuz bulunabilecek durumlarda bile avantaj olarak görülür ve yaratıcılığa bağlı olarak çeşitlenir. Bu durum projenin diğer yenilikçi yönünü oluşturmaktadır. Gün içerisindeki farklı saat aralıklarında, oyun elemanının formu sebebiyle farklı gölgelerin oluşması da çocuklar için başka bir oyun tariflemektedir. Değişen mevsim koşullarına göre de farklı temaslar sunmakta olan elemanlar, çocuğun doğa ile etkileşimini güçlendirmekte ve doğanın sunduğu mevsimsel farklılıkları tanımasını sağlamaktadır. Kışın kar yağdığında boruları bir iskelet gibi kullanıp kara şekil verebilir veya halkalardan kartopu atabilmektedirler. Yazın üzerinde özgürce hareket edebilecekleri bir platforma dönüşen Boa, bahar aylarında yağışlar ve yaprakların etkisiyle farklı oyun varyasyonlarına açık hale gelmektedir. Benzer şekilde zeminin değişmesi, ekipmanların farklı yüzeylere yerleştirilmesi ihtimali, projenin kurgusunu zenginleştirmektedir. Kumda, suda, çimde, toprakta veya kauçuk bir zeminde mekansallaşması ve hatta ayaklarının birden farklı zemine temas etmesi kullanım varyasyonlarını olumlu yönde etkileyip geliştireceği için, projenin adaptasyon gücü yenilikçidir. Uyum seviyesi herhangi bir ekipmanla şekil vermeyi de kapsadığı için esneklik sunmaktadır. Boa bir yere değil çocukların zihinlerine aittir. Yer ile kurulan farklı temaslar, zihinleri değişken kullanımlara yönlendirdiği her an, proje amacına ulaşmaktadır. Proje çıkış noktası itibariyle gelişime açık bırakıldığı için çocuğa hiçbir kısıtlama sunmaz. Bu durum oyun alanında çocuğun lekelerde dans edebilmesine, borularla ve mevsimsel koşullarla birlikte ses çıkarıp müzik yapabilmesine, elemanları boyayabilmesine olanak sağlamaktadır. Hareketli halkalar ve borunun malzemesi bu davranışlara açık kapı bırakmaktadır. Güzel sanatlarla çocuğun oyun oynarken de iç içe olabilmesi ve sanatsal eğiliminin keşfedilmesi açısından yenilikçidir. Çocuğun deneysel yöntemlerle iki eleman arasında bağlantı kurması deneyimlerini eve taşımasına yol açmaktadır. Bir sonraki oyununu düşünmesi ve ekipmanlarını kendi sağladığı için mevsimsel koşullar hakkında kestirim yapabilmesi, alandan bağının kopmamasına olanak sağlamaktadır. Boanın sunduğu bir diğer önemli yenilikçi yön ise bir yetişkin tarafından öğretilen oyun kurallarını barındırmamasıdır. Engelli çocuklar içinde farklı alternatifler üretilebilen alan bu konuda da yaratıcılığı baz almakta ve engelsiz bir yaklaşımı benimsemektedir. Oyun kültürü yaratır. Boa projesi çocuklar aracılığı ile gelişip yenilenecektir. Başlangıçta bir yere ait olarak tasarlanmayan oyun alanı çocukların dokunuşlarıyla o kültüre ve coğrafyaya ait olmaya başlayacak zamanla ilk tasarlanan halinden başka bir yere evirilecektir. Kentin içinde zamanla eriyerek oraya ait olacaktır. Proje bu bakımdan yeni bir yaklaşım sunmaktadır. Bakılması istenen başka bir perspektif ise bu oyun alanının farklı kentlere hatta kültürlere, coğrafyalara yerleştirilip; çocukların ürettikleri oyunlar üzerine bir sosyal deney yapılabilecek olmasıdır. Tanımlı bir mekân içinde sayısız varyasyon sunulan bu platform bir araştırma odağına dönüşebilmekte, dünyaya farklı şekillerde uyum sağlayabilmektedir. Dünya bir oyun parkı ise her kültürden çocuğun kuracağı farklı oyunlar ve hikayeler vardır. Boa bu hikayeler ile var olmaktadır.