PROJE RAPORU
1920’lerin başından itibaren, sağlık kurumlarının inşasıyla adını alan ve sağlık merkezi konumuna gelen Sıhhiye semti ilk olarak Lörcher planı çerçevesinde gelişmiştir. Lörcher’in hazırladığı çevre düzenlemelerini ve yerleşkeleri baz alarak ilerleyen Jansen de, Sıhhiye’yi bir sağlık semti olarak tanımlamış ve günümüze kadar taşınmasında öncü olmuştur. Jansen Planı, bu semti bir hastaneler bölgesi olarak belirlemekle yetinmemiş ve sağlık konusunu yenilikçi bir yaklaşım olarak rekreatif alanların tasarlanması ile birlikte ele almıştır. Çünkü Jansen’e göre hıfzıssıhha, bir ulusun geleceğine verdiği önemin başlıca göstergesidir. (Burat, 2011) Ankara’nın, dereler ve topografyası ile vadiler şehri olduğu bilgisini de kullanarak yarattığı “yeşil akarsu şeritleri” ile semtleri birbirine bağlamış ve yeşil sürekliliğinin sağlandığı yaya akslarını oluşturmuştur. Sağlıklı bir yaşam için yürüyüş rotaları; hava kirliliğinden arındırılmak üzere yeşil şeritlerle desteklenerek her yaştan kentlinin kullanımı için teşvik edilmiştir ve planlamanın önemli bir parçası olmuştur. Bir evin önündeki bahçeden kamusal bir parka kadar düşünülmüş yeşil alan ağı kentin altyapısını oluşturmuştur. Proje bölgesinde yer alan Abdi İpekçi ve Kurtuluş Parkları da yeşil dokusuyla semte kazandırılmış ve 1970’lerde üzeri kapatılmaya başlanan fakat yine de korunabilmiş İncesu deresiyle Sıhhiye’nin yeşil merkezi olmuştur. Bugün Sıhhiye Pazarı’nın bulunduğu yeşil akarsu şeridindeki yapılaşmaya kapalı alan ise “ödünç” alınarak sürekliliğe darbe vurulmuştur ve yoğun ağaç dokusundan ödün verilmiştir. Özgün Pazar yerine inşa edilen kat otoparkı ve yeni Pazar yeri; müdahalelere rağmen mevcut planlamanın yok sayılmasına sebep olmuştur. Önerimiz, Türkiye’nin modern kent planlama tarihinin başladığı Ankara’da sağlık çalışanlarını anma mekanı aracılığıyla bir kentsel rehabilitasyona gidilmesidir.
Sıhhiye’nin doğal birleştirici görevi gören ve biricik niteliği taşıyan İncesu Deresi izinin yeniden ortaya çıkarılarak tasarıma katılması ve dere izi ile birlikte pazar alanı ve anma mekanının organize edilmesi öngörülmüştür. Anma duvarı ve dere yatağıyla oluşturulan anma mekanı; örtü üstüyle kentsel rehabilitasyonu sağlayan yeşil alan sunarken, altında kalan mekanlarla eski işlevin çeşitlenerek kullanılmasını sağlamıştır.
Sağlık çalışanları pandemi, savaş gibi toplumu derinden etkileyen olaylarda her zaman en önde bulunmuştur. Anma duvarı tasarlanırken zamansal bir dizgi düşünülmüştür. Üç farklı temadan oluşan ve bir bütün olarak düşünülen duvarın ilk bölümünde, geçmişten günümüze hayatını kaybeden sağlık çalışanları anılmıştır. Orta bölüm pandemi ile birlikte ortaya çıkan toplumsal farkındalığa dikkat çekmek ve kaybettiğimiz sağlık çalışanlarının isimlerinin yazılı olduğu anma ve şükran duvarı olarak düşünülmüştür. Son bölümde ise sağlık çalışanlarının insanlık var olduğu sürece devam edecek mücadelelerini ve kayıplarımızın hayatlarımızda oluşturacağı boşluğu hissettiren, Abdi İpekçi Parkına doğru giderek şeffaflaşan ve yeşil ile bütünleşen bir duvara dönüşmektedir.