Varlık Temelli Kalkınma: Yerel Varlıkları Fırsata Dönüştürmek
Son yıllarda bölgesel politikaların uygulanmasında, bölgenin bütün dinamiklerinin harekete geçirilerek içsel büyümenin sağlanması ön plana çıkmaya başlamıştır. Bu tip politikalarda firmaları az gelişmiş bölgelere çekmek yerine, o bölgedeki mevcut varlık ve değerler kullanılarak, bölgenin kendi öz kaynaklarıyla büyümesi teşvik edilmektedir. Yerelliğe yapılan bu vurgunun özünde yerel varlıkları bölgesel rekabetçilik, yenilikçilik ve sürdürülebilirlik faaliyetlerinin merkezine yerleştirme düşüncesi yatmaktadır. Günümüz ekonomisinde rekabetçilik belirli stratejik varlıkların kentlerde ve kentsel bölgelerde kümelenmesine dayalı olarak gelişmektedir.
Sürdürülebilir bir büyüme için kentsel bölgelerin somut varlık temellerine göre hareket etmesi bir gereklilik olarak kabul edilebilir. Çünkü bölgelerin gerçek zenginliği bölgesel varlıklarının miktarı ve gücüyle yakından ilgilidir. Sürekli dış yatırıma dayalı bir büyüme şekli uzun vadede istikrarlı ve sürdürülebilir değildir. Çünkü uluslararası rekabetin mantığı küresel sermayenin yere bağlılığını iyiden iyiye azaltmıştır. Küresel sermayenin bu aşırı mobil yapısı nedeniyle kentsel bölgeler daha çok yatırımı çekebilmek için pahalı harcamalar yapmakta, teşvikler sağlamaktadır. Ancak, dış sermaye kendine daha karlı yerler ve pazarlar bulup çekildiğinde ise geriye ekonomik temelini büyük ölçüde kaybetmiş ve sürdürülebilir gelişme olanaklarını yitirmiş bir bölge kalmaktadır. Bu süreci tersine çevirmenin yollarından biri bir bölgenin gerçek zenginliği olan varlıklarına odaklanmaktır.
Bu çalışma, varlık temelli yaklaşımı stratejik planlama ilkeleri ile birleştirerek Urla – Çeşme – Karaburun Yarımadası’nın geleceği ve sürdürülebilirliği için bir yol haritası oluşturmuştur. Bu çerçeveye uygun olarak yerel varlıkların yönetimi (tanımlama/haritalama/strateji geliştirme), bu varlıkları geliştirecek organizasyonel yapının ve kapasitenin oluşturulması ile kamu-özel işbirlikli proje fikirlerinin geliştirilmesi planlanmıştır.
Vizyon
Yarımada vizyonu “yerel varlıklarını koruyup geliştirerek fark yaratan ve bunları gerçek zenginliği olarak görüp geleceğe aktarabilen, yarımada içindeki işbirliğini geliştirerek yerel, ulusal ve küresel ölçekli stratejik ağlarla bağlanabilen, ortak hazinesi kıyılarının potansiyelini iç bölgelerine de aktarabilen, yaşam kalitesi yüksek bir yarımada olmak” olarak belirlenmiştir.
Stratejik Amaçlar ve Pilot Proje Uygulamaları
Urla – Çeşme – Karaburun Yarımadası için belirlenen vizyonun realizasyonu doğrultusunda genel stratejik amaçlar ve hedefler belirlenmiş ve yerel stratejik varlıkları değerlendirecek pilot proje fikirleri şekillendirilmiştir.
Stratejik Amaç 1: Varlık Temelli Yaklaşımla Yerel Kalkınmayı Gerçekleştirmek
Urla – Çeşme – Karaburun Yarımadası için yerel ekonomik gelişmeyi varlık temeline dayandırmak ve varlık yönetimi araçlarıyla bölgenin hazineleri olan yerel varlıkları yarımadanın geleceği açısından birer fırsata dönüştürmek çalışmanın temel stratejik amaçlarından biridir. Bu amaçlara yönelik yarımada genelinde proje fikirleri oluşturulmuştur. İlk projede yörenin yerel tat ve lezzetlerini ön plana çıkaran ve yarımadanın varlık temeline dayanan Gastronomi turizmi konsepti üzerinde durulmuştur. Böylelikle çeşitli varlık kategorilerinin mobilizasyonu bir turizm etkinliği altında gerçekleştirilmiştir. İkinci projede ise yarımadanın gelişen ve potansiyeli yüksek bir fiziki varlığı olan rüzgar santrallerinin yine yörenin unutulmaya yüz tutmuş bir doğal varlığı olan sakız bitkisi ile yenilikçi bir biçimde bir araya getirilmesi sağlanmıştır. Her iki projede de ana fikir yarımada bütünündeki varlıkların yeni artı bir değer ve yenilikçilik katarak korunması, geliştirilmesi ve biriktirilmesine katkıda bulunmaktır. Ayrıca varlık temelinden hareket ettiği için varlıkların mobilizasyonu yoluyla yüksek ekonomik kazanç ve diğer yerel kalkınma hedefleri gerçekleştirilebilecektir.
Pilot Proje 1: “Farklar ve Tatlar: Sofrada Yarımada”
Bu projede yarımada varlık temeli doğrultusunda yalnızca kıyı şeridi ile değil, art bölgelerle de bağlantılı olan ve plaj turizminin yanı sıra turizmin diğer türlerine de ev sahipliği yapan bir yarımada oluşturmak maksadıyla gastronomi turizminin geliştirilmesi hedeflenmektedir. Yerel halkın bilgi ve becerileri doğrultusunda organize edilebilecek ve böylelikle ekonomik kazanç ve sosyal fayda sağlayabilecek bir tema üzerinde durulmuştur. Pilot uygulamaya rehberlik eden temel yaklaşım “Yavaş Yeme Hareketi” (Slow Food Movement) olarak bilinen ve küresel fastfood kültürüne ve dolayısıyla yemek kültüründe tektipleşme standartlaşma ve endüstrileşmeye karşı çıkan bir bilinç ve anlayıştan yola çıkmaktadır. Bu yaklaşımın altında yatan temel ilkeler, tadılan lezzetin iyi olması, temiz yollarla temiz mekanlarda üretilmesi, insanların yerel ürünleri tüketmeye ağırlık vermeleri, sürdürülebilir enerji kullanmaları, yerel üretim yapan dükkan ve restoranları desteklemeleri, yöresel mutfağın korunması ve bunun içinde gıda olarak kullanılan bitki, tohum, hayvancılık, tarım ve çiftçiliğin nesilden nesile aktarılacak şekilde muhafaza edilmesi olarak özetlenebilir. Bu doğrultuda geliştirilen alt proje paketleri içinde yerinde tatma aktiviteleri, uygulamalı mutfak atölyeleri, Güzelbahçe’de “Ekolojik Pazar” kurulması, yerel ürünlere ve mutfak kültürüne dayalı geleneksel ve mevsimsel tematik rotaların oluşturulması ve arkeolojik parklar kurulması bulunmaktadır.
Pilot Proje 2: “Sakız Esintisi”
“Sakız Esintisi” proje koduyla “Urla – Çeşme – Karaburun Yarımadası’nda rüzgar enerjisi ile sakız bitkisinin üretim alanlarını eşleştirerek temiz ve sürdürülebilir bir çevre yaratma projesi” önerilmiştir. Projede geniş alanlar tüketen rüzgar santrali yatırımlarını tarımsal aktivite ile birleştirmek ve yarımadaya has ve unutulmakta olan bir doğal varlık, sakızı yaygınlaştırmak amaçlanmaktadır. Bu yaklaşımın temel hedefi bir yandan yarımada genelinde gelişmekte olan rüzgar enerjisi santrallerini sosyal ve çevresel değerleri tahrip etmeden yerel ekonomik kalkınma hedefleriyle birleştirmek diğer yandan sürdürülebilir bir tarım altyapısı yaratmaktır. Bu projeden beklenen faydalar arasında yenilenebilir enerji kaynakları ve tarımsal faaliyet alanlarını birleştirmesiyle kıt kaynak olan toprağın etkin kullanımının sağlaması, doğal ekolojik ürün çıkışlı yerel girişimcilik olanaklarının artması, proje doğrultusunda yeni istihdam olanaklarının gelişmesiyle yarımada genelinde sosyal ve ekonomik açıdan dezavantajlı grupların desteklenerek yoksulluğun azaltılması, rüzgar santralleri ve sakız çiftliklerinin oluşturduğu kırsal peyzajın yarımadadaki alternatif turizm aktivitelerine entegrasyonu, yenilenebilir enerji kaynaklarının (güneş, rüzgar) çiftçiler tarafından kullanılmasını özendirerek kendi enerjilerini üretmeleri ve enerji tasarrufu sağlamaları, yarımada gibi su sorunu olan bölgelerde rüzgar enerjisi ile deniz suyunun arıtılması sayılabilir.
Stratejik Amaç 2: Yarımada İçi İşbirliğini, Paylaşımı ve Bağlanabilirliği Sağlamak
Üretim süreçlerinde bilginin (knowledge) payı diğer klasik üretim faktörlerine (arazi, işgücü, sermaye) göre geçmişe kıyaslanmayacak ölçüde yükselmiş ve üretimde beşeri sermayenin ve bilginin stratejik önemi artmıştır. Yarımada için kısıtlı olan bilgi varlıklarının geliştirilmesi diğer bir öncelikli alan olmalıdır. Bilgi varlıkları üretimi zor ve zahmetli olsa da diğer tüm varlık kategorilerinin içeriğini zenginleştirmek ve değerini arttırmak için anahtar konumdadır. Bu nedenle geliştirilen Pilot Proje 3: YİYAM yöredeki potansiyeli gerçekleştirmek üzere sosyal ve beşeri varlıklar ile bilgi varlıklarının geliştirilmesinde katalizör görevi üstlenecektir.
Pilot Proje 3: “Yerel Ağlar ve İletişim Merkezi Oluşturma Projesi”
Kısa adı YİYAM: “Yarımada içi İşbirliğini ve Koordinasyonu Sağlamak için bir Yerel Ağlar ve İletişim Merkezi Oluşturmak” olan pilot proje uygulamasının amacı bütün varlık kategorilerine eklenen ve onun değerini çoğaltan bilginin tek bir çatı altında toplanarak verimliliğinin arttırılmasıdır. Bu amaçla, bölgede yaşayanların, çalışanların, üreticilerin, kamu ve özel sektör kurum ve kuruluşlarının mevcut organizasyonel kapasitelerinin geliştirilmesi, yerel organizasyonların bütüncül bir sistem içerisinde özerk yapılarını koruyarak, sistem genelinde bilgi paylaşımının sağlanması, yerel varlıklar, özel ve kamusal organizasyonlara ilişkin bilgi, koordinasyon ve iletişimin kurulması hedeflenmiştir. İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü yerleşkesinde yer alan İzmir Teknoloji Geliştirme Bölgesinde (İZTEKGEB) Yarımada İletişimi Yerel Ağları Merkezinin (YİYAM) kurularak yarımada da hedeflenen yarımada içi işbirliğini sağlama ve bağlanabilirlik stratejisinin uygulanması hedefi gerçekleştirilecektir. Bu merkez, hem bölgeye ait bilgi, proje ve politikaların toplanması, hem de değerlendirilmesi amacını güdecektir. Toplanan ve değerlendirilen bilginin bilgi teknolojileri yoluyla paylaşımı ve paydaşların değerlendirmesine sunmasıyla organizasyon kapasitesi arttırılacak ve zaman tasarrufu sağlanarak hızlı ve etkin projelerin üretimi mümkün olacaktır. Ayrıca merkez bir aracı/katalizör kuruluş olarak yerel girişimcilerin uygulama fikirlerinin hayata geçirilmesi konusunda proje sahibi, yatırımcı ve finansör kuruluşları bir araya getirecektir.
Stratejik Amaç 3: Yaşamda Sağlık İlkesiyle öne Çıkan bir Bölgesel Yetkinlik Merkezi Olmak
Yaşamda sağlık ilkesinin temelinde yaşam kalitesi anlayışını merkeze alma düşüncesi yatmaktadır. Yaşam kalitesi, yaşam pratiğinin ve toplumdaki faaliyetlerin tüm yönleriyle değerlendirilmesini kapsar. Bu anlamda yaşamın yalnızca niceliksel veya maddi zenginliğini temsil etmez (sadece gelir artışı değil), sağlıklı yaşam gibi daha geniş açılımları da içerir. Yerelin rekabetçi avantajını öne çıkaracak unsurlardan biri de belirli odak pazarlara yönelik uzmanlaşmış ürün ve hizmet verebilen ve bunu sembolik sermayenin bir parçası olarak bölgesel kimlik unsuruna dönüştürebilen odaklar veya yetkinlik merkezleri oluşturmaktır. Bu amaçla yarımada yerleşimleri çeşitli proje paketleri içinde belirli odak gruplar (engelli, yaşlı vb.) ve sağlık turizmi temaları (termal, kür, medikal vd.) ekseninde ele alınmıştır.
Pilot Proje 4: Yaşamda Sağlık
Yaşamda sağlık ana temasıyla önerilen “Jeotermal Kaynak Odaklı Bölgesel Sağlık Merkezi” pilot proje fikrinde Urla – Çeşme – Karaburun Yarımadası’nda rüzgar enerjisi ile birlikte yaygın olarak bulunan jeotermal enerjiye ağırlık verilmiştir. “Yaşamda Sağlık” projesi kendi içerisinde birçok alt projenin bir araya gelmesiyle oluşan çok katmanlı bir yapıya sahiptir. Yerel ve fonksiyonel olan bu projelerin her biri tamamlandığında bütünde daha büyük ve kompleks bir yapıya dönüşebilecektir. Her bir projeyi oluşturacak alt hedefler termal, medikal, kür (spa), yaşlı ve engelliler için turizm olmak üzere sağlık turizminin altında yer alan dört ana kavram doğrultusunda şekillendirilmiş ve bu hedeflere uygun beş alt proje öngörülmüştür. Bu kapsamda, mevcut konaklama avantajlarını da maksimum kullanabilen termal turizm ve kür (spa-wellness) turizm ayağıyla öne çıkan Çeşme projesi, jeotermal entegre sistem merkezli termal turizm bölgesi Seferihisar projesi, engelli ve yaşlı turizm bölgesi olarak Karaburun projesi, Medikal turizm bölgesi Urla projesi ve turizm kümelenmeleri organizasyonu ve bölgesel yetkinlik merkezi Güzelbahçe projesi önerilmiştir.
Yol Haritası
Yarımada yerleşmeleri Urla – Çeşme – Karaburun Yarımadası yarışması ve diğer üst ölçekli sektörel ve mekansal strateji planlarının yol göstericiliğinde belirli amaç ve işbirliği çerçevesinde bir araya geldiklerinde bu işbirliğini sürdürme yönünde bir yol haritasına ihtiyaç duyacaklardır. Çalışmanın final bölümünde bu stratejik yol haritasının bileşenleri ve adımları ile belirlenen hedeflere nasıl ulaşılacağı anlatılmaktadır. Yol haritası için izlenen temel yaklaşım olan “Çığ etkisi” başlangıçtaki küçük değişimlerden daha büyük ve kümülatif sonuçların oluşması sürecidir. Varlık temeline dayalı çok sayıda küçük ölçekli projenin uygulanmasıyla ve pozitif geri beslemeler alınmasıyla daha büyük ve kompleks projelerin önü de açılacaktır.
Sonsöz
Bu çalışma “varlık yönetimi” adı altında stratejik planlama yaklaşımlarına kolaylıkla entegre edilebilecek bir uygulama aracı önermiş ve bu doğrultuda yapılan analiz ve değerlendirme çalışmaları sonucunda pilot uygulama proje fikirleri geliştirmiştir.
Yerel varlıkları fırsata dönüştürmek olanaklıdır. Yarımadanın önündeki yol gerçek zenginliği olan varlık temeline dayandığında uzun vadeli, dışa bağımlılığını en aza indirmiş ve sürdürülebilir bir gelişim için ilk adım atılmış olacaktır.