Yaya üst geçitleri ulusal mimari proje yarışması kapsamında 1.lik ödülü alan proje.
Şehir yaşamındaki hareketlilik – alışıldık ifadeyle trafik – modernleşmenin en önemli karakteristiği. Günlük yaşantıdaki sürekli yer değiştirme zorunluluğu, kentleşmenin başladığı zamanlardan başladı ve giderek artan bir tempo ile sürmekte. Karmaşık ulaşım ağlarının tanımladığı metropollerin baş aktörleri olan taşıtlar üzerine kurulan ulaşım planlaması beraberinde kaçınılmaz olarak mutsuz bir yayalar toplumunu yarattı.
Bu hareketliliğin baş aktörleri olan yaya ve taşıtların kesişmesi ve bunun doğurduğu zorunlu rahatsızlık metropoldeki gündelik yaşantının ayrılmaz bir parçası. Bu kesişmelerin en kestirme çözümü haline gelen üst geçitler aslında alternatifi olmayan bir uygulamaya dönüştüler. Üst geçitlerin daha konforlu ve faydalı hale nasıl getirilebileceği sorusu üç temel ilkeyi tanımladı:
• Engelli/yaşlı merkezli bir yaklaşım
• Ekonomik / kolay üretilebilir / tekrarlanabilir elemanların tasarımı
• Yürüme mesafelerinin minimizasyonu
Yaya geçitlerinin ele alınışında her üç alanda da ortak bir yaklaşım benimsendi: verili 3 alanda da yaya geçidi tasarımı esas olarak iddialı bir “açıklık geçme” problemi olarak düşünülmedi. Tam aksine taşıt yollarını aşan yürüme köprüleri olabildiğince yalın, hafif ve ince kesitli yatay elemanlar olarak tasarlandı.
Çok İşlevli Kaideler
Her üç yarışma alanında da yatay yaya köprülerinin mesnet elemanları üzerine yoğunlaşıldı. Bunlar birden çok işlev yüklenmiş modüler elemanlar olarak ele alındı. Bu işlev 3 ana grupra toplandı;
• Mesnet
• Düşey sirkülasyon (engelli asansörü, yürüyen merdiven)
• Servis ünitesi (bilet satış, Akbil dolum, büfe, kontrol görevli birimi)
Yatay Elemanlar
Yatay yürüyüş elemanları sactan üretimiş tüp kesitli prefabrike kirişler olarak tasarlandılar. Mobil vinçle tek parça olarak yerine yerleştirilecek şekilde geliştirildiler. Geçilen açıklıklar maksimum 20 m olduğundan bu kirişlerin atölye ortamında tek parçadan üretilmiş elemanlar olarak bitirilip yerinde mesnetlere oturtulması mümkün hale geldi. Böylece yerinde birleşim işlemi, iskele kurulması vb. ek işçiliklerin önüne geçildi, çok hızlı bir montaj süresine ulaşıldı.
Göztepe arsasında kurgulanan geçit konsepti şeffaflık ve ışık üzerine kuruldu. Çok işlevli mesnetler üzerine oturan narin köprü elemanları (sandık kesitli çelik kirişler) bir bütün oluşturacak şekilde tasarlandılar. Yeni yaya geçitleri D-100 karayolunun her iki tarafında da çekim noktası yaratan çok işlevli prizma mesnetlerle varoldular. Yarı şeffaf prizma strüktürler iki tarafta da birer çekim noktası yaratan röper noktalarına dönüştüler. Prizma strüktürler tasarlanan boyutları ile birer referans noktası oluşturdular. D-100 gibi çok geniş ve işlek bir güzergah üzerinde adeta bir eşik haline gelen Göztepe Kavşağının habercileri haline geldiler. Çok işlevli mesnetlere dönüşen prizmalar, düşey sirkülasyon, büfe, Akbil dolum / ATM üniteleri, Halkekmek noktası gibi kullanımları barındıran çekim noktaları haline geldiler.
Prizmaların gündüz ve gece algılaması da tasarlana aydınlatma sisteminden dolayı değişkenlik göstermekte. Yeni strüktürler, LED teknolojisinin olanakları sayesinde, sürekli değişken, dinamik bir kentsel referans olmakta, Göztepe Kavşağının simgeleri haline gelmekteler.