1. Ödül, Yaya Üst Geçitleri Fikir Projesi Yarışması (Zeytinburnu D100 Karayolu, Topkapı Mevki)

1. Ödül, Yaya Üst Geçitleri Fikir Projesi Yarışması (Zeytinburnu D100 Karayolu, Topkapı Mevki)

Kentsel Çevre Açıklama Raporu:
D-100 Karayolu ile uzun bir süre birbirinden kopuk kalmış iki büyük kent parçasının yer aldığı alanın bir tarafında doygunluğa ulaşmış yoğun bir sanayi alanı ve önemli bir süper-bölgesel donatı olan PTT, Avrupa posta işleme merkezi yer alırken, diğer tarafında yeni kazanılan, ancak kentsel hayat içinde henüz yerini tam bulamamış geniş bir park bulunmaktadır. Park, İstanbul’a Topkapı’dan giriş olanağı vermesi ve aynı zamanda Kültür A.Ş.’ye ev sahipliği yapması nedeniyle özgün bir fonksiyon üstlenmektedir. Ancak, parkın üstlendiği bu fonksiyonu gerçekleştirebilmesi için çevresi ile olan fiziksel bağlantıları ve fonksiyonel ilişkileri yetersizdir.

Parkın bir tarafında, Topkapı’dan geçildikten sonra varılan Topkapı Meydanı’nın eski İstanbul’a alternatif bir giriş noktası olarak düzenlenmesi gerekirken, diğer tarafta parkın Maltepe tarafında merkezi iş alanı olarak tanımlanan yoğun çalışma ve üretim alanları ile ilişkisinin kurulmasi gerekmektedir. Bu iki ilişki üst ölçekli plan ve politikalar çerçevesinde ele alındığında, aslında bölgenin önemi daha iyi anlaşılabilir.

Tarihi Yarımada’nın düşük yaşam kalitesi nedeniyle sürekli nüfus kaybediyor olması ve turizm potansiyelinin yeterince değerlendirilememesi önemli birer problemdir. Bir yandan Tarihi Yarımada’da belli bir nüfusun tutulması, bir yandan da yeniden canlandırma çalışmaları ile potansiyelinin değerlendirilmesi için İBB tarafından yalnızca yarımada içinde değil, çevresinde de birçok çalışma gerçekleştirilmiştir. Bu bağlamda yarışma alanı yanındaki park, bölgede yaşam kalitesinin artırılmasında ve ekonomik faaliyetlerin cezbedilmesinde önemli bir rol üstlenebilir. Diğer taraftan, Maltepe tarafındaki imalathanelerin temiz sanayiler ya da bilgi toplumuna ve planda önerilen merkezi iş alanı fonksiyonlarına uygun sektörlere dönüşümü açısından nitelikli konut ve rekreasyon alanlarına erişim önemli bir unsur olabilir.

Bölgenin erişilebilirliği, metrobüs uygulamaları ile önemli ölçüde artmış, büyük bir potansiyel kazanmıştır. Öyle ki, gerek Avrupa gerekse Anadolu yakasındaki uzak yerleşmelerde yaşayanları bile hızlı ve ucuz bir şekilde buraya erişmeleri kolaylaşmiştir. Atatürk Havaalanı’na, hizmet sektörünün yoğun olduğu Mecidiyeköy ve Altunizade gibi merkezlere yakınlığı ile İstanbul Çevre Düzeni Planı’nda öngörülen dönüşüm senaryoları doğrultusunda hızla dönüşme potansiyeli olan bir yer olan Maltepe’de böyle bir dönüşümün gerçekleşebilmesi için, yakın çevresi ile ilişkilerinin geliştirilmesi de oldukça önemlidir.

Dolayısıyla, sur içinde kalan alan ile D-100 Karayolu’nun arkasında kalan alan birbirleriyle halihazırda ilişkisiz görünse de, birbirleri ile entegre edildikleri takdirde birbirinden farklı, ancak birbirini destekleyen bir dönüşüm sürecine girmeleri kolaylaşabilir.

İşte bu gerekçelerle, proje ekibi Topkapı’da Maltepe ve Topkapı’yı hem uzun erimli toplu taşıma kanallarına bağlayacak, hem de birbirleri arasında yaya ya da hafif araçlı (ginger vb. gibi yakın gelecekte yoğun kullanılacak bireysel ulaşım araçları) ulaşımı destekleyecek bir üst geçit önerisinde bulunmaktadir.

Önerilen üst geçitin kentsel imaj bütünlüğü açısından birden fazla fonksiyon üstlenmesi amaçlanmıştır. Kentsel imaj konusunda Kevin Lynch’in (1960) önerdiği klasik, ama etkin çerçeve kullanılabilir. Bu çerçevede, kentsel imaji oluşturan beş unsurdan üçü, üst geçitte varlık bulabilmektedir. Bu bağlamda üst geçit, bir güzergah, bir odak noktası ve bir anıtsal öğe olarak fonksiyon bulmaktadır. Birbirinden kopuk ve tanımsız, bölgeden geçenler açısından zayıf bir kentsel imaji bulunan iki alanı birbirine bağlayan park içindeki ana akslar üst geçit projesi için önemli birer referans kaynağı olmuş ve üst geçidin bu güzergahın bir parçası olarak tasarımına yön vermiştir. Üst geçit, bu akslardan referans alarak yavaşça dönerek yükselerek, tarihi surlara farklı açılardan bakış olanağı sunmaktadır. Bir yandan D-100 gibi güçlü bir sınırı aşan bir bağlantı, bir yandan D-100’ün bölgeyi uzak mesafelere bağlayan bir aks olarak kullanımını kolaylaştıran bir odak noktası olarak tasarlanan üst geçitin aynı zamanda anıtsal bir öğe olarak bölge imajını güçlendirmesi de hedeflenmiştir. Bu sayede, gerek yaya olarak bölgeyi kullananların uzaktan rahatça algılayabileceği, gerekse uzun mesafelerden gelenlerin bölgeye varışlarını vurgulayan bir obje olarak kentsel imaji güçlendirecektir.

Mimari Açıklama Raporu:
Topkapı – Zeytinburnu üst geçit tasarımı; Maltepe’deki sanayi binaları ile D-100 otoyolu ve Topkapı parkı gibi farklı kent peyzajlarının bir arada bulunduğu girift bir mevkide, sadece trafiği aşacak ve durakları bağlayacak bir ulaşım altyapısı sorunsalı olarak ele alınmamıştır. Üst geçit, bu temel işlevlere ek olarak farklı kentsel bağlamlar ve ölçekler arasındaki geçişleri haber veren bir referans, onları akıcı şekilde birbirine bağlayan bir güzergah ve parka hizmet eden bir duraklama noktası olarak ele alınmıştır.

Üst geçitin olağan programına yüklenen bu yeni işlev ve anlamlar üstüste bindirilerek, kıvrılarak, düğümlenerek, yırtılarak mekansallaştırılmış; geçitin peron ve park ilişkilerini güçlendirmek, canlandırmak ve güvenli hale getirmek amaçlanmıştır.

Üst geçitin, varolan parçalı peyzajı birbirine bağlayabilmesi için basit, sade, akıcı ve okunaklı bir biçime sahip olmasına özen gösterilmiştir. Bunların yanında biçime yön veren diğer bir temel unsur analiz edilen yaya güzergahlarını en etkin şekilde park deneyiminin bir parçası haline getirebilmektir.

Tasarım için önerilen biçim dili özellikle çevrede baskın olan dik açılı geometrilere ait hiç bir referans içermeyen zıt bir karaktere sahiptir.

Üst geçitin dairesel hatları, park içinde nereden algılanırsa algılansın çevredeki köşeli yapıların aksine köşesiz bir imge yaratılmasına olanak tanırken, üst geçitin tekilleşip çevrenin kimliğine katkı da bulunacak, yayaları yönlendirecek heykelsi bir peyzaj öğesine dönüşmesini sağlar.

Bu bağlamda üst geçitin park bağlantisi önemli bir rol üstlenir. Önerilen bağlantı kendi içine doğru kıvrılan (%5.5 eğimli-160 m.) ve gittikçe genişleyerek park ölçeğine adapte olan eliptik bir rampadır. Bu iki tasarım kararı sonucu üst geçit parka davetkar bir giriş ile bağlanır ve yolculuğu yorucu olmayan keyifli bir gezintiye dönüştürür.

İnişle ilgili alınan bu karar ayrıca üst geçitin parka dokunduğu noktada bir düğüm atarak mekansallaşmasını, park ve geçitin arayüzünde açık-kapalı sosyal nişler yaratmasını sağlar. Rampanın ortasındaki arayüz, park ölçeğine göre daha tanımlı bir açık alan düzenlemesiyle bahçeye dönüştürülürken, rampanın altındaki arayüz açık alanı besleyecek bir kafe olarak işlevlendirilir:

Kafenin sabahları işe giderken hızlıca birşeyler atıştırılan, öğlen arası üst geçitten uzaklaşmadan parkı izleyerek yemek yeme keyfini yaşatan, akşamları iş dönüşü soluklanılan bir mekan olarak kullanılacağı öngörülmektedir.

Rampanın parka ve surlara bakan kısmında ise boylu boyunca giden oturma birimleri sayesinde üst kotlar seyir terasına dönüştürülür.

Rampanın devamında üst geçitin yolu katederken aldığı biçim, yaya hareketlerine referansla şekillenen, peronun üstünden geçecek yeni bir rotanın sonucunda belirlenmiştir.

Geçitin bu kısmı boyunca iki kot arasında hem görsel, hem fiziksel bağlantının kurulabilmesi için yırtıklar açılmıştır. Böylece farklı noktalardan gelen yayaların metrobüs durağına ulaşımı kısalacak ve yayaların peronla görsel bağlantısı kurularak iki kamusal alandaki güvenlik hissi de pekiştirilecektir.
Buna ek olarak perondaki müdahalelerden bir diğeri de gişelerin üst geçit kotuna çıkarılarak peronun tamamen bekleme odaklı kullanımına olanak tanımaktır. Böylece iniş sonrası oluşacak birikmelerin de önüne geçilebilecektir.

Peronun devamında, Davut Paşa Caddesi’ne inişe yaklaşıldıkça üst geçit daralır ve bir diğer kamusal alan olan kaldırım ölçeğine adapte olur. Üst geçit, sonundaki düşey sirkülasyon elemanları ile otobüs durakları ve kaldırıma bağlanır.

Etiketler

Bir yanıt yazın