Kurtyeri Ekoköyü

Emir Drahşan tarafından tasarlanan ekoköy, bir yandan konut diğer yandan sakinlerinin tarım ve hayvancılık yapabileceği bir yaşam alanı olarak kurulmuş.

Emir Drahşan, projeyi anlatıyor:

Mimar

Vitrivius’tan beri (İ.Ö. 1’inici yüzyıl) mimarın toplum ve medeniyetteki rolü üzerine çeşitli teoriler geliştiriyoruz. Mimar, uzun yüzyıllar toplumda kanaat önderi ve entellektüel rolü ile geleceğe yön veren, onu inşa eden kişi konumunda oldu. Günümüz dünyasında ise çoğunlukla finans üzerine kurulu inşaat piyasasının tetikçileri, seri katilleri durumuna geldiler. Para ve inşa etme gücünü elinde bulunduranların özellikle Türkiye gibi gelişmeye çalışan ülkelerdeki  vizyonsuzlukları ve cahillikleri, mimarların daha iyi bir gelecek tasarlamalarına olanak vermedi. Bununla beraber mimarlar da kendilerine biçilen rolden –özellikle son dönemde ekonomik getirilerini n de rahatlığı ile- pek de rahatsız görünmüyorlar. Bununla beraber gezegenin yaşamakta olduğu bu sosyal, finansal ve ekolojik kriz döneminde daha iyi bir çevre tasarlama bilgi ve becerisine sahip insanların daha fazla sorumluluk alması gerekiyor. Piyasa koşulları olduğu iddia edilen sözde kuralları takip edecek ve kendilerine çizilen sınırları sakın aşmayacak mimarları yetiştirmek de mimarlık okullarının birincil görevi olmuş durumda. Bu durumun da ayrıca ciddi şekilde yeniden ele alınması gerekiyor.

Alternatif

Tüm bu zorlu şartlar altında bile mimarların ihtiyaç duyduğu kudret özgür irade ve hayallerinde mevcuttur. Dünyada gitgide daha fazla tasarımcı eğitim aldıkları alanların dışına çıkıyor, diğer disiplinlerle iletişim içerisinde alternatif gelecekler hayal ediyor. Spekülasyon aracı olarak kentsel tasarım ve mimariden uzaklaşmak, üretim ve paylaşımı esas alan projeler gerçekleştirmek mümkün; BİRAZ CESARET! Bu düşünceyle yola çıktık; tarımsal ve entellektüel üretimi merkezine alan ve bunu paylaşacak bir proje gerçekleştirmek istedik. Böyle bir projenin gerçekleştirmek için yapılacak ilk iş doğru araziyi bulmaktı.

Süreç

Bu amaçla üç yıllık bir arayıştan sonra Kocaeli ilinin Kandıra ilçesinde 25 dönüm kadar bir arsa satın aldık. Bir program geliştirdik ve projeye inanan 8 paydaş biraraya geldik. Bu yolculukta mimar projeye her yönüyle liderlik eden kişi konumunda oldu; arsanın bulunması, programın belirlenmesi, paydaşların bir araya getirilmesi yani proje geliştiricisi oldu ve tabiiki mimari tasarımı gerçekleştirdi. Akabinde ise inşaat sürecinin her aşamasında yerel ustalarla sahada çalışarak inşaatı gerçekleştirdi. Aynı zamanda paydaşlardan da biriydi. İnşaat sürecine paralel olarakta organik tarım ve hayvancılık faaliyetleri başladı.

Bugün toplam 33 dönüm alan üzerinde organik tarım yapıyoruz; 3 inek ve 250 tavuğumuz var. Bir yandan hayvanların yemlerini de kendimiz yetiştirme çabası içerisindeyiz. Domates, biber patlıcandan marul ve çesitli otlara, mısırdan buğday, bezelye fasulyeye 50 nin üzerinde ürün yetiştirdik. Diğer yandan da kendi atalık tohum bankamızı oluşturmktayız. Arazide 800’ün üzerinde meyve ağacı ektik. Köy aynı zamanda kendi enerjisini de kendisi üretmekte. Amacımız 3 ila 5 yıl içerisinde enerji, su, ısınma ve yeme içme anlamında tamamiyle kendi kendine yeten bir sistemi kurgulamak ve oturtmak.

Yapılar

Konutlar prefabrik olarak imal edildi. Bazı yapılar konteyner şeklinde fabrikada üretildi ve araziye kamyonlarla getirilerek vinçle yerine kondu. Bazıları ise yerinde hafif çelik olarak paneller şeklinde imal edildi ve sahada birleştirildi. Yapılar tekil papuç temellerin üzerinde kolonlar üzerinde duruyor. Böylece nemli Karadeniz coğrafyasında rutubetten tamamen korunmuş olduk.  İzolasyon olarak sıkıştırılmış saman panel (strawpanel) ve Cellubor (geri dönüşümlü selluloz bazlı malzeme) kullandık. İç mekanlarda yine geri dönüşümlü malzemeden üretilmiş ekolojik Styronit Horosan sıvası kullandık. Üzerine de yağlı kireç sürdük.

Ortak alan, kümes, ahır gibi yapılar ise göknar ağacından yerinde yerel ustalar ile imal edildi.

Etiketler

Bir yanıt yazın