PROJE RAPORU
İstanbul’un ilk yerleşim yeri, Marmara kıyısında güneye bakan ve günümüzde Yenikapı olarak adlandırılan bölgedir. İkinci yerleşme yeri ise Haliç’in güney kıyılarıdır. Bu tarihlerden itibaren gerek karayolu gerek deniz yolu ile gelen “göçmenler, mülteciler ve azınlıklar” la kurulan birçok topluluk yerleşmelerinden oluşmuştur. Ayrıca tarih boyunca deniz yolu ile hem ulusal hem de ulusötesi düzeyde liman olarak kullanılmış bir kültür etkileşim ve kültür alış-veriş noktası olmuştur. Dolayısıyla çok kültürlü (ulusal ve uluslararası) bir özelliğe sahip olmuştur. Bununla birlikte Deniz sanayi ve yan sanayi ilgili olarak ve mal takası anlamında da bir mübadele alanıdır. Bir ticari kültür zeminine de sahiptir. Irklar, cemiyetler, cemaatler, farklı insan grupları, zanaatkârlar, işçiler zaman zaman da otoritenin yer aldığı bir zemindir. Bu zenginliğinin sürdürülmesi için yeni mekan düzenlemelerine gereksinim vardır.
Yaklaşım; çoğalan, farklılıkların varlığının öne çıkarılması, ulus ve ulusötesi anlayışla ortak paydaların oluşturulması esastır..
Haliç ve çevresi; tepe, yamaçlar, kıyı ve su yüzeyi bütünsellik içinde bir içsellik içerir. Asırlar boyunca değerli olmasının, farklı ulus, imparatorluklar ve topluluklar için bu içsel özelliği hep önemli olmuştur. Hep özenilmiş ve merak uyandırmıştır. Konumu itibarı ile (coğrafi ve kültürel olarak) saklayan, koruyan, üretip çoğaltan hatta denilebilir ki olanakları ile kendine yeten ve besleyen temel değerlere sahiptir.
Üzerinde küçük ölçekli birçok yerleşme( köy…) yer almış, farklı kültür ve topluluklar ile dil ve dinler açısından sahip olduğu zenginlik İstanbul’un kendisidir. Aslında hem bütünü var eden hem de bütünün tüm özelliklerini içsel yapısında taşınmaktadır. İçsel yapıdaki çoğulculuk ve zenginlik var olduğundan itibaren zaman zaman dışa da açılmıştır. Ulusötesi bilinirliği ve değeri burada yatmaktadır. Ancak özellikle Sanayi Devrimi ile dışa açılım, birçok değer yitimine ve bozulmalara da sebep olmuştur. Sanayi ve onun çevresi bu eşsiz coğrafyayı çöküntü alanı haline getirmiş, sosyal ve kültürel yapısını değiştirmiştir.
Kentlerdeki tarihi dokular, kentin yaşayan arşivi niteliğindedir. Kentlerin sağlıklı gelişebilmesinin ön koşulları arasında, tarihsel-kültürel mirasın korunarak yaşatılması ve çağdaş yaşam koşulları doğrultusunda geliştirmesinin önemi yadsınamaz. Bu değerlerin mekana yansıması ile o kentin algılanabilirliği ve okunabilirliği artarken kentlileri bir arada tutan ortak bağlar güçlenmektedir.
Kentin kamusal yaşamının en önemli mekânsal bileşenleri olan kentsel odakların her biri özelinde yapılan bu katılımcı çalışmaların yanı sıra bu alanların tümü için benimsenen
TASARIM İLKELERİ KORUMA VE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
KENTSEL KİMLİK- KENT HAFIZASI
KIYI MEKANI ve BÜTÜNLEŞME
MİMARİ-KENTSEL TASARIM YAKLAŞIMI
ULAŞIM
DOĞAL YAPI
SOSYAL DONATI VE EKONOMİK YAPI
PEYZAJ KARARLARI YEŞİLİN SÜREKLİLİĞİ
ÖRGÜTLENME-FİNANSMAN
AFET RİSKLERİ
Bölgedeki ana planlama stratejisi; kamusal kullanımlar ile sağlanan kıyıya erişim, kamu alanların kaybedilmemesi ve kamusal alan olarak değerlendirilmesi, arka yüzeydeki konut alanlarının kıyı mekanı ile bütünleşebilmesidir. Kamusal kullanımlar kullanıcı profilini ve yoğunluğunu artıracak, bu yolla bölge değer kazanacak, kullanımla sağlanan hareketlilik ve değer artışı arka yüzeydeki konut alanlarının iyileştirilmesi, siluet değerleri bozulmadan, yoğunluk artırılmadan, yaşayanlar yerinden edilmeden afet risklerinin giderilmesi amaçlı dönüşmesinde ateşleyici rol üstlenecek ve istihdam olanakları yaratacaktır.
Bölgedeki kamusal düzenlemeler sosyal donatı alanları kazanımı, tarihsel izlerin sürdürülmesi ve korunması yanı sıra bütünleşik işlev alanları şeması ile kentin tüm yaşayanlarına bölgeyi kullanma olanağı sağlanmıştır. Yanı sıra da bölgeye genç nüfus ve aktivite kazandırılması, kıyıya erişim olanağı sağlayan arazi kullanış yapısı ile dünyanın en önemli siluet değerlerinden birisini oluşturan Tarihi Yarımada Silueti değerlendirilmiştir.
Bu amaca yönelik arka yüzeydeki konut alanlarının da mezarlık alanları dışında önemli bir yoksunluğunu oluşturan yeşil alan sürekliliği ve su ile barışık yaya hareketliliği amaçlanmıştır. Kısmen kamusal kullanımlı işlev alanları ile bütünleşen yeşil alanlarda suya erişim olanağına sahip yaya hareketliliği için olanak sağlanmış, yaya yolları koşutunda da gezi amacının da ötesine geçen bisiklet yolları ile spor ve ekolojik ulaşım olanakları sağlanmıştır. Düzenleme kısa süreli ücretsiz olacak bisiklet durakları ile belediyesince desteklenecek ve turizmin gelişmesine de olanak sağlayacaktır.
Kıyı kuşağına koşut düzenlenmiş bisiklet yolları ile bisiklet kullanımına olanak sağlanmakta, yaygın kullanım olanağı yönlendirmektedir. Bisiklet yolları düzenlemesi tüm Haliç kıyısında sadece Şişhane bölgesinde topografik engelle karşılaşmaktadır. Bu amaçla düzenlenmiş bisiklet yollarının Kasımpaşa-Şişhane ve Perşembepazarı-Şişhane bağlantısını oluşturan çıkış aksları “yürüyen bant” şeklinde düzenlenmiştir.
Bölgede önemli odaklar niteliğinde olan Karaköy Meydanı, Şişhane Meydanı, Kasımpaşa Meydanı, Kulaksız Meydanı ve Hasköy Meydanı özünde araçlı ulaşıma tahsis edilmiş olup, meydan kimliği taşımamaktadır. Şişhane Meydanı’nda ve Tersane Caddesi-Atatürk Köprüsü kesişme noktasında yer alan çok katmanlı kavşak çözümleri karmaşık, meydan kimliğini öteleyen, yaya erişimini zorlaştıran, görsel algıyı olumsuz yönde etkileyen niteliktedir. Bu sorunu aşmak üzere araçlı ulaşımı da ötelemeden tek yüzeyli araçlı ulaşım çözümlenmesi amaçlanmıştır. Planlanan Karaköy-Çağlayan tramvay hattı ile deniz ulaşımı ve mevcut raylı sistemler Kasımpaşa Meydanından geçerek Piyalepaşa aksını kullanacak ve metrobüs hattı ile bütünleşecektir. Ulaşımın ağırlıkla kurgulanan denizyolu ve bütünleşik raylı sistem aksları yoluyla toplu taşım sistemleri ile sağlanması ile araçlı ulaşım talepleri de azalacaktır.
Karaköy-Çağlayan tramvay hattı Karaköy’de Eminönü-Kabataş ve Karaköy-Tünel hatları, Perşembe Pazarı ve Şişhane’de Hacıosman-Yenikapı metro hattı, Çağlayan’da metrobüs hattı ile bütünleşmekte ve bölgedeki araçlı ulaşım taleplerini minimize edecektir. Proje aşamasındaki Haliç Tünel Projesi’nin hayata geçmesi durumunda Kasımpaşa Meydanı ve bölge çok ciddi araç yüklerine sahne olabilecek, mevcut sorunlar daha da ağırlaşacaktır. Bu projenin uygulanması durumunda bağlantı noktasının Piyalepaşa Bulvarı olması planlanmış, bu yolla çalışma alanı özellikle Kasımpaşa Meydanı ve çevresi transit trafikten arındırılmıştır. Araçlı ulaşım Kışla Meydanının kuzeyine alınarak Kasımpaşa Meydanı’nın ancak servis amaçlı kullanımına olanak sağlanmış, meydanda yaya hareketliliği desteklenmiştir. Kasımpaşa Büyük Cami önüne kadar yayalaştırılmış olup tramvayın kullandığı Bahriye Caddesi’ndeki düzenleme de Kasımpaşa Meydanındaki yaya hareketliliği ile bütünleşmektedir.
Şişhane bölgesinde tek yüzeyli araçlı ulaşım düzenlemesi ile yeşil alan yaratılması olanağı sağlanmış, yarışma projesi ile düzenlenecek bu meydanın ve yeşil alanların Atatürk Köprüsü ve Atatürk Bulvarı ile bütünleşmesi hedeflenmiştir.
Haliç’te su kalitesinin korunması açısından önem taşıyan mevcut dubalı Atatürk Köprüsünün dubalı köprü olmaktan kaynaklanan sorunlar çözülerek içerisinde araç ve bisiklet kullanım aksları da barındıran yaya ve etkinlik alanları ağırlıklı düzenlemelerini kapsayan bir yarışma projesine konu edilmesi öngörülmüştür.
ODAKLAR
Perşembe Pazarı-Azapkapı
19. yüzyılda Galata sur içini oluşturan tüm mahallelerde gerçekleşen mimari ve kentsel dokudaki modernleşme süreci sonunda Eminönü-Karaköy arasına yapılan iki köprü ile Tarihi Yarımada Galata üzerinden Boğaz kıyılarına ve Pera’ya bağlanmış ve Karaköy’ün stratejik öneminin artmasına neden olmuştur.
19. yüzyılın ikinci yarısında gelişen ticaret hacminin Galata sur içine sıkışmış kentsel ve mekânsal altyapısı yetersiz kalmıştır. Tarihi Yarımada’nın gayrimüslim sarraflarının ve büyük tüccarlarının İstanbul’a yerleşen Levanten iş adamlarının yanında toplanmaları, Karaköy’ün; kentin yeni finans ve iş merkezinin oluşmasının önemli bir etkeni olarak görünür. Karaköy de araç trafiği yoğunlaşsa da deniz ulaşımı ön plandadır. Ticaret ve liman karakteri, yapılan yeni hanlar, rıhtımlar, yenilenen köprü, tünel-köprü bağlantısı, özellikle 19. Yüzyılın sonlarına doğru Karaköy Meydanı’nı daha da yoğunlaştırmıştır.
20. yüzyılın ikinci yarısı ise; İstanbul’un kentsel dokusunda kırılmalara yol açabilecek, müdahaleler meydana gelmiştir. Karaköy Meydanı da bu yıkım müdahalelerine maruz kalmış, meydanın kimliğinde önemli yeri olan yapılar yıkıma uğramıştır. Yeni açılan lastik tekerli araçlara yönelik yol düzeni ile kentin en önemli deniz transfer noktalarından biri olan Karaköy’de otomobil trafiğinin yıkıcı etkisi tüm yaya ilişkilerini sekteye uğratarak tanımsız, kimliksiz bir meydana evrilmesine yol açmıştır. Bu bölge günümüzde de meydan kimliği açısından trafik düğüm noktası, trafik meydanı görünümünü devam ettirmektedir.
Meydan 20. Yüzyılın ortalarına kadar kullanım karakteristiği ve kentsel kimliğini korurken, müdahale sonrası, günümüzde de etkileri devam eden sorunlu olan kimliğini sürdürmektedir. Tramvay hattının varlığı da ulaşım çeşitliliği açısından olumlu olmasına karşın peronlu durak çözümünün hem görsel anlamda hem de erişim anlamında yeni fiziksel bir eşik yarattığı görülebilmektedir.
Yarışma kapsamında alana dair çözüm önerilerinin çıkış noktası değerlendirme kriterleri ışığında ele alınmıştır. Bu bağlamda alanın günümüzdeki kullanım alışkanlıklarını sekteye uğratmadan özellikle yaya erişimi ve kamusal kullanım gücünü artırmaya dönük çözümlere odaklanılmış ve erişimin niteliği artırılmaya çalışılmıştır.
Kuşkusuz on yıllardır kentin şantiye ortamı içinde yoğun yapılaşma ve altyapı (yarışma alanı içinde Kasımpaşa’da yer alan devasa duvarlı tünel giriş-çıkışları gibi) müdahalelerinin yaratmış olduğu tahribatların kenti ve kentliyi yoran olumsuz etkilerinin göz ardı edilmemesi gerekmektedir. Bu bağlamda kentlinin gündelik yaşamında alt-üst oluşlara neden olabilecek müdahale ölçeklerinin özellik arz eden kent parçalarında uygun olmadığı görüşü benimsenmiştir.
Yaya ulaşımının sürekliliği bağlamında önerilen noktasal müdahale alanlarından biri de Karaköy rıhtım hattından Perşembe Pazarı’na erişimi sağlayan mevcut bağlantıdır. Bu bağlantının kot ilişkileri gözden geçirilerek ve deniz cephesi açılarak yayanın daha nitelikli ve daha güvenli bir şekilde akışı sağlanmıştır.
Perşembe Pazarı kıyı hattı boyunca kamusal kullanımlarla desteklenmiş, özellikle Yelkenci Han’a kadar olan bölümün kullanım karakteristiği Tersane Caddesi ve Fermeneciler Caddesi arasında büyük ölçüde korunmuştur. Fermeneciler Caddesi ve kıyı arasında kalan bölüm yeni kentsel kullanımlarla tanımlanmıştır. Kamusal ağırlıklı öneri kullanımların çeşitliliği alanın kimliğini de destekleyen bir içerikte ele alınmıştır. Suyla teması artıran farklı kanallarla suyla buluşan sokak-avlu yaşantıları, mevcut sıkışık doku bağıntısı dikkate alınarak tasarıma yansıtılmıştır.
Öneri kullanımlarının çeşitliliği (balık pazarı, iskeleler, kafeler, kitapçılar, sahaflar, hostel, idea-Perşembe, sergi- atölye vb.), sokak yaşantılarının dinamik gücünden sakin avlu yaşantılarına geçişlerle dengelenmiştir.
Galata Köprüsü kıyı hattı boyunca yoğun kullanım önerisi Kurşunlu Han’ın deniz yönündeki mevcut ağaçlarının varlığı da düşünülerek aktif bir yeşil alanla tanımlanmıştır. Kullanım yoğunluğu, Yelkenci Han’ın girişine kadar devam ettirilerek rıhtımın açı değiştirdiği nokta özellikle üniversite gençliğinin yoğun olarak kullanabileceği İdea-Perşembe önerisiyle noktalanmıştır. Yelkenci Han’ın olduğu alan aynı zamanda tasarım açısından da fiziksel bir eşik olarak varlığını sürdürmektedir.
Arap Kayyum Sokağın uzantısı iskele olarak gezi teknelerinin yanaşabileceği ölçek içinde düşünülmüştür. Özellikle bu aksın sürekliliği içinde Galata Kulesi’ ne ulaşması, bu hattın turizm potansiyeli açısından da değerli bulunmuştur.
Rıhtım Caddesi ve Yelkenciler Caddesi arasında kalan alanda kıyı yaşantısı öneri kullanımlarla tanımlanmıştır. Yelkenciler Caddesi’nin kuzeyinden geçen sur izlerinin önü yeşil bir bantla tanımlanarak caddenin deniz cephesi yönünde eski yapılaşma izleri baz alınarak ticari ve rekreasyonel kullanımlar önerilmiştir.
Yelkenciler Caddesi ve Rıhtım arsından kalan alan yeşil olarak tanımlanmış ve peyzaj dilinde eski parsel izleri tasarım verisi olarak değerlendirilmiştir. Eski dokuya yönelik izler, parseller, hafıza değeri açısından değerlendirilerek açık – yarı açık ve kapalı mekan önerileriyle karşılık bulmuştur. Bu aks, aynı zamanda bisiklet aksı olarak Sokullu Mehmet Paşa Camisi’ne uzanmaktadır.
Perşembe Pazarı, Atatürk Köprüsü’nün oldukça zedelediği Sokullu Mehmet Paşa ve Azapkapı Saliha Sultan Çeşmesinin oluşturduğu tanımsız bir açık alanla sonlanmaktadır. Haliç Metro Köprüsünün yapımı ile iki köprü arasında sıkışıp kalan kalan bu alan daha da kullanımsız ve atıl hale gelmiştir.
İstanbul’un çok katmanlı, çok kültürlü yapısının izlerinin taşıyan bu alanın; tarihsel ve mekânsal izler üzerinden çağdaş bir yorumla canlandırılarak kente yaşanabilir bir kamusal alan olarak kazandırılması hedeflenmiştir. Bu bağlamda özellikle Haliç Metro Köprüsünün tüm kent silüetini etkileyen ezici ve zedeleyici yapısı “sur duvarları” nın sergilendiği bir saçak, bir geçit olarak değerlendirilmeye çalışılarak insan ölçeğin de etkisinin kırılması amaçlanmıştır.
Su kenarında olmasına rağmen su ile buluşamayan/ temas edemeyen bu alanın sur duvarları, cami, çeşme ve mevcut ağaçların oluşturduğu su ile iç içe, seyir terasları, sergi ve farklı etkinliklere olanak veren ya da bu etkinliklerin içinden geçilen bir buluşma-karşılaşma alanı olarak değerlendirilmesi amaçlanmıştır.
Kasımpaşa
Haliç Tersanesi’nin kuruluşu sonrasında başlayan denizcilik sektörüne ilişkin eğitim faaliyetleri ile bölge tarihimizde önemli bir eğitim odağı kimliği taşımaktadır. Kışla Binası ve Donanma Binası bu kapsamda eğitim amaçlı kullanılmış, Donanma Binası “Kütüphane”, Kışla Binası ise “Yüksek Eğitim Alanı” amaçlı kullanılmıştır. Bu kapsamda Haliç Tersanesi batı ucunda “Marmara ve Haliç Denizcilik Enstitüsü” yer almaktadır.
Donanma Binası’nın ve Kışla Binası’nın eğitim alanı olarak kullanılması ile amaçlanan diğer bir olgu da mevcut askeri alanlarla, kıyı ve arkasındaki konut alanları arasında eşik oluşturan kullanımların genç nüfusun kullanımına açılmasıdır. Aynı zamanda genç nüfus ve eğitim faaliyetleri ile bölgenin ticaret ve sanatsal işlevlerine de hareketlilik getirmesi amaçlanmıştır.
Genç nüfus için önerilen diğer bir işlev de Donanma Binası aksında düzenlenmiş olan “Gençlik Merkezi”dir. Gençlik Merkezi bölgede üretilmiş olup kullanım dışı kalmış bir deniz hatları vapurunun bu amaçla düzenlenip kullanımını amaçlamaktadır. Gençlik merkezinde kapalı alanlar sessiz çalışma mekanları, açık
alanlar ise grup halinde çalışma ve mekanları olarak düzenlenmiştir. Aynı düzenleme Kasımpaşa Meydanın doğusunda yer alan Haliç İnovasyon Merkezi kıyısında da yer almaktadır. Haliç Tersanesinde üretilmiş olan Deniz Hatları Vapuru’nun “Gençlik Merkezi” olarak kullanım amacı bölgenin denizcilik kültürünün devamlılığının sağlanması ve genç nüfus için bölgenin tüm gereksinimlerini karşılayabileceği, her türlü işlev alanını içeren bir merkez kimliğine dönüşmesidir.
Eğitim ve kültür odaklı bir diğer düzenleme alanı da Haliç Tersanelerinin Perşembe Pazarı ile Kasımpaşa arasında kalan kısmıdır. Bu bölge denizcilik tarihimizin resmidir ve bölgenin ilave atölyeler ayıklanarak mevcut dokusu ile korunması hedeflenmiştir. Dünyanın en eski endüstriyel miras alanlarından biri olan alt bölgede koruma altındaki binalar kısmen eğitim, kültür amaçlı kısmen de sahip olduğu kimliğin sürdürülmesi ve gelecek kuşaklara aktarılması amacıyla bakım onarım merkezi olarak düzenlenmiştir. Kontrollü ve güvenli kullanım gerektiren bakım onarım merkezi kültürel süreklilik taşımakla birlikte topografyanın sağladığı olanaklar koşutunda planlanan seyir terası ile eğitim için de olanak sağlamaktadır. Tersane kısmının büyük havuzu ikiye ayrılarak denizle bağlantılı birinci kısmın suyla doldurulması ve içerisine tarihi kimliği olan bir gemi konulması planlanmıştır. Büyük havuzun üzeri pergola ile korunan bir seyir terası ile ayrılan ikinci kısmına ise asansör, rampa ve merdivenler ile ulaşılan Haliç Tersanesi Bellek Müzesi ve etkinlik alanı düzenlenmiştir. Tersane alanının kuzeyinde yarışma projesi ile elde edilecek yeni bir kültür merkezi binası ve batısına mevcut binalar kullanılarak Haliç İnovasyon Merkezi düzenlenmiştir. Büyük Havuzun doğusundaki tescilli mevcut Makine Atölyesi binasının ise içerdiği tarihi makinaları ile müzeye dönüştürülmesi planlanmış, bu bina içerisinde Haliç Tersanelerinin tarihi ve gemi teknolojilerinin gelişimine ilişkin görseller izlenebilecektir. Bu düzenleme ile hem bakım onarım işlevinin korunması ve devam etmesi, kültürel mirasın korunması hedeflenmiş, hem de iskeleye paralel bağlanmış Haliç Tersanesinde üretilmiş olan geminin gençlik merkezi olarak düzenlenmiş olması ile yarışma yoluyla elde edilecek kültür merkezi ve Haliç Tersanesi Makine Atölyesi Müzesi, İnovasyon Merkezi bütünlüğünde genç nüfusa yönelik etkin bir kullanım sağlanmış, eğitim ve bilimin gelişmesine katkı hedeflenmiştir.
Genç nüfusa yönelik diğer bir işlev alanı da Donanma Binası batısında düzenlenmiş “Kasımpaşa Kano ve Kürek Kulübü ”dür. Bu amaçla hem Haliç’in “su sporları merkezi” kimliğine katkı amaçlanmış hem de genç nüfus için spor olanağı sağlanmıştır.
Kasımpaşa tarihi denizcilik faaliyetleri ile bütünleşiktir. Bu imajı korumak ve sürdürmek amaçlı Kasımpaşa Cezayirli Hasan Paşa Parkı önünde Kasımpaşa Meydanı ile bütünleşen “Tekne Barınağı” düzenlenmiştir. Bu barınağı küçük ölçekli balıkçı tekneleri de kullanabileceği gibi yaşayanların araçlarına bağlayarak gelip teknelerini denize indirmelerine olanak sağlanması, bu yolla denizcilik işlevinin desteklenmesi amaçlanmıştır.
Kasımpaşa Meydanı ile bütünleşen “Tekne Barınağı” aynı zamanda bölgenin balıkçılık merkezi kimliğini de geri kazanmasını yönlendirmektedir. Bu amaca yönelik Kışla Binası cephesinde Kasımpaşa Meydanı ile bütünleşen ve yeni bir kimlik tanımlayan içerikte Kışla Binası’nın Bahriye Caddesi ile meydanın kesişme noktasında yer alan mevcut bina “Balıkçılar Çarşısı” olarak düzenlenmiş ve korunan yapı kimliğindeki Kışla Binası’nın cephesini gölgelemeyecek şekilde “Balık Lokantaları” önerilmiştir.
Mevcut konumunda korunan Kasımpaşa İskelesi Haliç bütününde yer alan diğer iskeleler ile bütünlük oluşturduğundan korunmuş ve bölgede yer alacak kültür endüstrileri, eğitim tesisleri ve sanatsal faaliyetlerle işlevsellik kazanmakta, deniz ulaşımının gelişmesi desteklenmektedir.
Kasımpaşa Meydanı’nın önemli bir sınır öğesini oluşturan ve koruma altındaki tescilli “Tuz Ambarları” binası “İstanbul Sanat Merkezi” olarak özgülenmiş, tüm kent nüfusunun ve özellikle eğitim çağı nüfusunun süreklilik taşıyan şekilde sergi mekanları ağırlıklı işlevle bağlantısı sağlanmıştır. Özel sektör destekli olması kurgulanmış düzenleme ile Tuz Ambarları binalarının korunması ve kamusal işlev ile kullanılması amaçlanmıştır.
Kasımpaşa Tünel Çıkışları
İstanbul’un en önemli sorunlarından birisi de yapılan dolgu uygulamalarıdır. Bu uygulama içeriği ile kıyı mekanı deforme edilmekte, deniz yaşamı olumsuz yönde etkilenmekte, kıyı gerisinde yok edilen kamusal kullanımlar deniz dolguları ile yeniden elde edilmeye çalışılmaktadır. Uygulamanın en olumsuz yönlerinden birisi de kıyı çizgisinde oluşan kot farkları ile denizin kendini temizleme olanağını yitirmesi ve koparılan insan su ilişkisidir. Bu amaçla kıyı çizgisinde hiçbir dolgu uygulamasına gidilmemiş, su ile bütünleşme mekanları olarak kurgulanmış iskeleler ile suya dokunma olanağı sağlanmış, kıyı mekanına ilişkin işlevler desteklenerek herkesin erişimine olanak sağlayacak kamusal kullanım, suya erişme olanaklarının geliştirilmesi hedeflenmiştir. Yapılan dolgu uygulamalarının önemli bir olumsuz yönü de son dönemlerde kıyı çizgisinin yaklaşık %20 oranında kısalmış olmasıdır. Bölgede ayaklı iskeleler ve kısmen geri çekilen kıyı çizgisi ile su yüzeyi ve kıyı çizginin artırılması amaçlanmıştır.
Hasköy Odak Alanı
Haliç, konumu, çevresi, morfolojisi ve iç liman özelliği yanı sıra tarihsel, mekânsal ve yapısal anlamda irdelendiğinde mekan kuran bir eksen durumunda olduğu görülmektedir. Bu eksen sosyal, ekonomik ve teknolojik olarak da önemli değerlere sahiptir,
Haliç kıyılarının sanayi bölgelerinden sanayi sonrası bölgelere dönüşümünde evrensel geçerlilikteki yöntemlerle birlikte yerel özellikleri de dikkate alınarak çözümler üretmek temel yaklaşımımız olmuştur. Çünkü yerin birçok koşula bağlı gerçekleri vardır. Bu gerçekler doğrultusunda işlevler ve çözümler önerilmiş, mekânsal denge ve bağlam dikkate alınmıştır.
Araç ve hız arttırıcı yaklaşımlar yerine bölgenin donatı eksikliklerini tamamlamak, eski ve yeninin dengesini sağlamak ve çok katmanlı yapının izlerini sürdürmek amaçlanmıştır. Mevcut korunacak yapılarla birlikte, eski yapıların ve dokuların izi sürülerek oluşturulan yeni yapı ve çevrelerinde bütünsellik öncelenmiştir.
Dışa kapalı mevcut konum(Tersane Bölgeleri) kademeli ve ölçülü bir şekilde dışa açılarak kamusal ve yarı kamusal mekanlar olarak önerilmiştir. Böylece hem yakın çevreye, hem de tüm kente yeni kullanım olanakları ve mekanları sunulmaktadır.
Hasköy odak noktası tasarlanırken; önerilen müze, eğitim kampüsü, Handan Ağa Cami, Hasköy Parkı ile yakın çevrede yer alan konut alanlarının bütünlüğü dikkate alınmış, yata lastikli araç ve deniz ulaşımı güzergahları semt ölçeğinde öneri meydanda organize edilmiştir. Bu odak sosyal ve fiziksel olarak toplayıcı ve dağıtıcı özellikleri ile semtin ve kentin yeni bir kamusal alanı konumundadır.
Deniz ile ilişkiler geliştirilmiş balıkçılık, su sporları, yeşil ve su ilişikleri (manzara) ve yeni iskele önerisi bu kamusal mekanın donatıları olmuştur. Öneri yeni yapılar, mevcutlar arasındaki bağı güçlendiren, onlarla birlikte kompozisyonu tamamlayan, esnek tasarım yaklaşımı ile kamusal ve yarı kamusal ortama hizmet veren birimlerden oluşan bir yaklaşımı amaçlamaktadır.
PEYZAJ YAKLAŞIMI
Ekosistem Hizmetleri
Peyzaj planlama çalışmalarında biyolojik çeşitliliği, sürdürülebilirliği ve peyzajı korumak için arazi kullanım değişimleri ve ekolojik, kültürel ve ekonomik yönden işlevleri ele alınmaktadır.
Ekosistemler, içeriğinde yer alan her bir bileşenin birbiri ile bağımlı ve karşılıklı etkileşim halinde bulunduğu bir bütündür. Bu yapının analiz edilmesinde; 1) zamansal boyut, 2) mekânsal boyut, 3) ekosistemin yapısı, 4) ekosistemin fonksiyonu, 5) baskılar olarak 5 bileşende değerlendirilmektedir.
Ekosistem hizmetleri, insanların yaşamlarının devamlılığı ve insan refahının sağlanabilmesi için ekosistemlerin insanlara sunduğu durumların, süreçlerin, işlevlerin, faydaların ve ürünlerin tamamı olarak tanımlanmaktadır. Bir ekosistemin veya peyzajın işlevleri bilindikten sonra insan topluluğuna olan değerin büyüklüğü, ürünleri ve faydaları analiz edilebilir ve değerlendirilebilir olmaktadır. Ekosistemin yapısı ve süreç, ekolojik değerlerin ortaya çıkmasında temel oluşturmaktadır.
Kent ekolojisi açısından, Su akışı kontrolü gibi Düzenleyici Ekosistem hizmetleri ile beraber toplumsal ilişkiler gibi Kültürel ekosistem hizmetleri ön sırada yer almaktadır. Nitelikli yeşil alanların kent peyzajlarına kazandırılması ile ekosistem hizmetleri ile desteklenerek sürdürülebilir yeşil altyapıların planlanması sağlanabilir. Bu kapsamda çalışmada, özellikle su akış kontrolü gibi Düzenleyici ekosistem hizmetleri ve kültürel ekosistem hizmetleri açısından incelemeler yapılarak planlama ve tasarım oluşturulmuştur.
Su Yönetimi
Güncel bilimsel araştırmalar ve yaklaşımlarda, kentsel yağmur suyu toplama, taşıma ve arıtmaya yönelik “iyi yönetim uygulamalarını” kullanıldığını belirtilmektedir. Aynı zamanda bilimsel araştırmalar, yağmursuyu altyapısının geleceği için, merkezi olmayan atık su arıtma, yeraltı sistemlerinden çok kaynak olarak kullanılabilir çoğunlukla yüzey sistemlerinden oluşan yerelleştirilmiş kentsel drenaj ağlarını çözüm önerisi olarak sunmakta olduğunu ifade etmektedir. Bu bağlamda, Proje alanı için, topografik altlıklar üzerinden, Hidroloji analizleri gerçekleştirilerek, Yüzeysel akışa geçen birikimli yağış yoğunlukla ortaya konmuş, Alt Havza belirlenerek, yüzeysel drenaj hatları oluşturulmuştur.
Yüzey Akışına Geçen Birikimli Yağış Modeli
Alt Havza Alanları
Yeşil altyapı yaklaşımı
yeşil altyapı yaklaşımı, açık alan çekirdek ve bağlantı sisteminin oluşturulmasını sağlayacak bir konsept olarak, ve farklı ilgi alanlarını bir araya getirecek mekanizma sağlayan bir süreç olarak iki fayda sağlar. “Doğal ekosistem değerlerinin geliştirilmesi ve sürdürülmesini ve insanlara bütünleşik sosyal, ekonomik, estetik faydalar sağlayan birbirine bağlı bir açık alan ağı” ve sosyo-ekolojik süreçleri yöneten bir mekanizma oluşturmak için, “yeşil altyapı planlama kentsel planlamanın ilk aşaması olmalıdır”
Morfolojik mekânsal desen analizi-yeşil altyapı değişimi ve kompozisyonu
Proje kapsamında, Bölgede, yol yeşillendirme programlarını analiz ederek kentsel yağmursuyu yönetmini, kolaylaştıran, ısı adası etkisini azaltan, fauna genişlemesini kolaylaştıran yeşil yollar önerilmektedir. Bu kapsamda, yapılan analizler çerçevesinde alanda 4 kilit bölge belirlenmiştir.
Kilit Bölgeler
Proje kapsamında, Bölgede, yol yeşillendirme programlarını analiz ederek kentsel yağmursuyu yönetmini, kolaylaştıran, ısı adası etkisini azaltan, fauna genişlemesini kolaylaştıran yeşil yollar önerilmektedir. Bu kapsamda, yapılan analizler çerçevesinde alanda 4 kilit bölge belirlenmiştir.
Bu hatlarda, bilimsel araştırmalarda yağmur suyu kontrolü, azot ve sediment önlemeye yönelik etkileri ile ekolojik altyapı ögeleri olarak tanımlanan ve önerilen, sızdırma hendeği kum filtre , biyo-filtre veya biyo-tutma alanı, kuru geciktirme havzası gibi kentsel yağmursuyu yönetimine yönelik düşük etkili gelişim iyi yönetim uygulamaları tasarlanmıştır.