Nasıl Bir Kampüs?
“Nasıl bir üniversite” ve “nasıl bir kampüs” sorularını ortaya atma ve tartışma olanağı veren yarışma süreci, genel olarak Üniversite ve Kampüs’ün ne olduğu, nasıl bir yer olabileceği üzerine fikirleri açığa çıkartırken, İstanbul Teknik Üniversitesi Ayazağa Yerleşkesi’nin sorun ve potansiyellerinin de ortaya konulmasına aracılık etmiştir.
Kente, büyük açık bütüne açılan, onun karşılaşma ortamına, sahip olduğu entellektüel enerji ve birikimle karışan kentin ihtiyaç ve enerjisinden beslenen ve onu besleyen ve gerektiğinde de kendisine dönebilen bir kampüs anlayışı bu süreçte belirleyici olmuştur.
Benimsenen “üniveriste kenti / kent üniversitesi” tutumuyla, İTÜ Ana Kampüsün yakın çevresinden başlayarak kendini İstanbul Metropolitan alanına açması, kentsel olanakların kampüse dahil edilmesi ve özellikle Kampüsün kendini bir kent parçası haline getirmesi çok önemli görülmüştür. Ayrıca bu yaklaşımın– diğer İTÜ kampüslerini de kuvvetlice kendisine, birbirine ve kente bağlayacağı öngörülmüştür.
Dolayısıyla İTÜ Ayazağa Yerleşkesinin, kullanımdaki adı İTÜ Maslak Kampüsünün:
> Üniversiteyi kente ve kenti üniversiteye açmak üzere yakın çevre ve metropolle ilişkisini geliştiren;
> Üniversitedeki iletişim ve paylaşımı, yaşamı kuvvetlendirmek üzere ulaşım-erişim ağları ile sosyal, kültürel donatıları sağlayan;
> Akademi’nin araştırma-geliştirme ortamını ileri fırlatmak üzere mekansal, mimari, teknolojik alt ve üst yapıyı inşa eden;
Melez, açık bir yapı, kentsel bir Strüktür olarak gelişimi öngörülmüştür. Buna uygun bir program, mekan kurgusu ve yapılaşma ile tasarım stratejileri ve master plan kararları oluşturulmuştur.
Mevcut Durum ― Sorunlar, Potansiyeller
Kampus-içi Ulaşım ve Sosyo-Kültürel Yaşam. Mevcut durum incelendiğindpe, bu tez ve yaklaşımı doğrular nitelikte sorunlarla karşılaşılmıştır. Kampus içi ulaşım zorlukları ve sosyal donatı eksiklikleri en önemli ihtiyaçlar olarak belirmiştir. Ortak yaşam, toplantı, paylaşım alanları ve donatılarının eksiklikliği ve yakın çevreye kolaylıkla açılamama, kampüs kullanıcıları tarafından en sık telaffuz edilen zorluklar arasındadır.
Taksim-Maslak 15dak Fakat. MARMARAY Metro hattının gelişiyle Kampüse geliş ve gidişteki ulaşım sorunları büyük ölçüde aşılmıştır; bununla birlikte kampus içi ulaşım, kampüsün çok geniş bir alanda yayılmış olması, eğimli topoğrafya, mevcut yapısal örüntünün kestirmelere, hızlı geçişlere imkan vermemesi gibi nedenlerle, kampüs içi ve yakın çevresi ulaşım zorlukları sorunların başında gelmektedir. Benimsenen “üniveriste kenti / kent üniversitesi” anlayışına da paralel olarak, sosyal-kültürel donatıların eklemlendiği akışkan ve kolay bir kampüs içi ve çevresi ulaşımın, erişimin sağlanması tasarım startejisinin ilk ilke kararı haline gelmiştir.
Sınırlar, Kapılar. Üniversite ve Kampüs’ün kent ile ilişkisi bağlamında diğer bir tesbit, kampüs çeperindeki duvarlı sınırlar, kontrollü kapılardır. Bu durum ülkemizde giderek yaygınlaşmaktadır, fakat dünyadan çeşitli büyük kent üniveriste ve kampüslerine bakıldığında yaygın olan durumun sınırları çok gevşek, neredeyse olmadığı durumlardır; sınırlar varsa da ancak bina kapısında başlamaktadır ki pek çoğunda o bile yoktur. Ve özellikle dünya da lider üniversiteler, ilginçtir ki kente tamamen yayılmışlar, kentle iç-içe durumdadırlar. Örneğin New York Üniversitesi, MIT, Harvard, IIT, Cincinnati, Cambridge, Karlsruhe Universiteleri bunlar arasındadır. Tabi bu sınırların işlevsiz olması, hemen sınırın ardındaki (bir taraftan birleştirici) fakat daha çok yarıcı yol, kampüs ve çevresi arasındaki geçiş ve ilişkileri daha da zorlaştırıcı unsurlardır.
[Tasarım Stratejisi] Dolayısıyla buradaki ele alış üst ölçekte yapılan tartışmalarla birlikte kampüste tesbit edilen sorunlar çerçevesinde, bu durumları gözeten bir pozisyonu temsil eder. Kısaca, İTÜ Maslak Kampüsünde tesbit edilen sorunlar ve bizim “nasıl bir üniversite” ve “nasıl bir kampüs” sorusuna yönelik bulduğumuz cevaplar, tasarım stratejisi ve master plan kararlarının altlığını oluşturmuştur.
[TS] Kendi içinde yoğunlaşmış, akışkan ve geçişli, ihtiyacında olduğu sosyal-kültürel yaşantıyı destekleyen unsurları taşıyan ve bu unsurları kentsel- kamusal alana açan bir üniversite ve kampüsün, üniversite kenti’nin tasarımı; bu koşulları oluşturacak program ve mekansal kurguları, mimariyi içerecek bir kampüs tasarımı hedeflenmiştir.
Tekno-Kent. Halihazırda, bu tür kente açık bir oluşumun elde edilmesinde çok yardımcı bir unsur Tekno-Kentlerdir. Özünde de üniversite ile çeşitli sektörler arasında işbirliğini öngören, üniversitenin ar-ge potansiyelini, entellektüel enerjisini güncel, günlük ve ilerici uygulama pratiklerine dönüştürmeyi hedefleyen bu organizasyonel üç ayaklı yapı, hibrid bir durumu temsil etmektedir ve buradaki yaklaşım içinde çok önemli bir potansiyel olarak görülmüştür. Şu andaki içeriğiyle 6000 kişiyi bulmuş olan Tekno-kent kullanıcısı sayısının, ünüversitenin hedefleri içinde gelecek beş yıl sonunda 12000 kişiye çıkacağı öngörülmektedir. Kampüsdeki öğrenci ve öğretim üyesi sayısının 13000 olduğu düşünüldüğünde, yakın bir gelecekte zaten Kampüsün kendi kullanıcı sayısı kadar bir Tekno-kent kullanıcısı söz konusu olacaktır. Hemen çeperdeki alanın nüfusunun iki milyon olduğu göz önüne alındığında ise İstanbul’un ilk yüksek yapılarını taşıyan bu hat ve onlarının hemen Kampüsün karşı komşusu durumundaki pozisyonları ve kullanıcıları ciddi bir kentsellik pozisyonu sunmaktadır.
[TS] Tekno-kentin bu pozisyonunun geliştirilerek, adeta kampüsü kente açıcı bir anahtar olarak kullanılabilmesi, bu yönde bir diğer önemli tasarım kararıdır. Paralel olarak, verilen mevcut sınırlar (TAKS, KAKS) içinde özellikle daha yoğun kentsellik taşıyan ve Tekno-Kentin halihazırda da gelişmekte olduğu Kampüs’ün ileri kuzey hattında, mümkün olduğu kadar Akademik Kampüs ve yolun diğer tarafındaki Kent kullanıcılarına ve tüm kentin kullanımına açık program ve mekan kurguları taşıyan bir Tekno-Kent gelişimi hedeflenmiştir.
Sınırlar, Komşuluklar. Diğer sınır komşulukları arasındaki Armutlu yerleşmesi ve bu alanın Kampüsle komşuluk ötesindeki zorunlu hukuki ilişkisi, bir diğer kentsel açılım potansiyelidir. Bir sosyal sorumluluk projesi olarak da ele alınarak geliştirilebilecek bu durum, hem üniversitenin genel olarak şehir hayatına katkı ve katılımında (yakın çevre ve tüm kente açık kamusal-kentsel alanlar, ara-bölgeler) hem de kendi ihtiyaçlarının kente entegre olarak karşılanmasında (konut vb. gibi) imkanlar sunmaktadır. Kampüsün Güney Kapısı da o bölgenin taşıdığı nüfüs ve üst ulaşım sistemiyle ilişkide getirdiği imkanlarla (FSM Köprüsü ve Boğaziçine bağlantılar) yine kentsel kullanımlar konusunda potansiyelli bir pozisyona sahiptir. Ve projede bu yönde değerlendirilmiş, Güney Kapısında bir Alış-Veriş merkezi için yer ayrılmıştır.
Yoğunlaşma Alanı ve Aksları. Mevcut akademik kampüs oluşumu, ulaşım, sosyal-kültürel donatı, ara-mekan ve içine alıcı, etkileyici mimari açısından eksiklikler taşısa da, yoğunlaşmaya açık kullanım alanları ve hatta akslarına sahiptir. Doğu-Batı hattında, halihazırda ana-yol olarak çalışan ve üzerinde Merkezi Derslikler, Kütüphane, Yemekhene gibi ortak kullanım alanlarını taşıyan bu yol, bu nitelikte bir gelişmeye açık bir yoldur. Ve buradaki yaklaşımda benimsenen ve öngörülen ‘kentsel doku’ oluşumunda yer alacak yoğunlaşma aksı için iyi bir altlık oluşturmaktadır. Benzer diğer bir oluşum, Ana Kampüs girişinden Stadyuma doğru gelişen ara-bölgedir; taşıdığı koru, festival alanı ve stadyum ile bu defa İTÜ Ayazağa yeleşkesinin bir diğer önemli potansiyeli Yeşil Alan / Park potansiyeline gönderme yapar ve kuzey-güney doğrultusunda bir dinlenme, gezinti, spor ve oyun alanı olarak düzenlenmeye açıktır. Yine buradaki yaklaşımda kentsel dokunun oluşumda diğer bir önemli unsur olarak görülmüş ve tasarım kararlarına aktarılmıştır.
ARU’nun şifresi. Araştırma ve tasarım sürecinde karşılaşılan ilginç bir durum, burada ARU’nun şifresi olarak belirtilen durumdur. Kampüs halihazırdaki yapısal oluşumlarıyla ne kadar geçirimsiz, hatta akışı engeller olsa da, ARU’nun plan hedeflerinin aslında bir doku oluşturmak olduğu görülmektedir. ARU sonrası yerleştirmelerde de onun aksiyel altlığının ne kadar dikkatlice kullanıldığı veya bu tür bir oluşumun zorunlu olarak nasıl tüm sistemi kendisine bağladığı görülmüştür. Fakat bu sistem, bir tür gridal aks sistemini taşımakla birlikte onu bir geçişler, yollar ağı olarak öneremediği için sistemi de kilitlemiştir.
[TS] Dolayısıyla ARU’nun şifresi burada bizim oluşturmak istediğimiz kenstsel doku ve onu yapan akışkan, geçişli yol-ağları, özellikle Kampüs’ün izlerinin sürülmesi ve güncellenmesi konusunda iyi bir biçimde yolumumuza çıkmıştır. Bu durum, öncelikli tasarım kararı olarak belirlediğimiz:
Doğu-Batı ekseninde, bütün akademik birimlerin – Fakülte ve Enstitülerin – yüz verdiği, giriş aldığı yaya, bisiklet, ring servsine ve ihtiyacında olunan sosyal donatılara imkan verecek yoğunlaşma aksı, Cadde/Arter/Bulvar;
ve ona Kuzey-Güney yönünde, özellikle Şişli-İstinye Caddesindeki giriş noktalarından, kapılardan, hatlardan başlayarak gelip bu aksa saplanıp, onu delip-geçerek devam edecek Dikey Ara-Yollar Ağına ilişkin bir veri oluşturmuştur.
İklim, Bitki Örtüsü ve Topoğrafya. Mevcut bitki örtüsü ve topoğrafya, gerek Kampüs gerekse Metropolitan kent açısından, önemli potansiyellerinden biridir. Basit bir karşılaştırma bu durumu ortaya koymaktadır; örneğin Kampüs, hemen komşusu durumundaki Emirgan korusu ile benzer büyüklüktedir ve bu durum bir üniversite olma nitelikleriyle de birleşince daha da imkanlı bir hale dönüşmektedir.
Bu içerikte bir diğer potansiyel hemen bütün İstanbul şehrinin taşıdığı hareketli topoğrafyanın olanaklarıdır ki şehre farklı bakışlar yöneltilmesine, farklı rotalar sunulmasına olanak vermektedir. Başından itibaren benimsenen kentsel üniversite yorumu aynı zamanda, kültürel, yapay ve keskin oluşumları getirirken, böylece alan topoğrafyanın bu imkanları ve bitki örtüsüyle yumuşak bir dokuyu ve hatları birlikte taşıma imkanını sunmaktadır. Bu durum, yine, iki katmanlı bir yapının biraradalığını ve birbirini farklılaştırmanın imkanlarını taşımaktadır.
Bu topoğrafya özellikleri ayrıca farklı iklimsel konforlara da aracılık etmektedir. Örneğin kuzey-doğu ve kuzey-batıdan kuvvetli esen hakim İstanbul rüzgarları, bölgeye adını da vermiş gibidir. Ki alanın bu özelliği enerji konusunda rüzgarın imkanlarını gündeme getirmiş ve üniversite içinde de bir Enerji Enistitüsü ve içinde de bir Rüzgar Enerjisi bölümünün olması, bizi bu konuda derinleşmeye bu yöndeki olanakları araştırmaya itmiştir. Yapılan araştırma ve görüşmeler sonucunda; alanın belli vadilerinin rüzgar haritalarında bu tür bir enerjinin kampüs içinde elde edilebileceğini göstermiştir; İTÜ’nün pek çok konudaki önderliği de dikkate alındığında her akademik birimi temsilen bir Rüzgar Tribünün bu açıdan en uygun görünen alana yerleştirimesine karar verilmiştir.
[TS] Kampüsü bu olanakları üzerinden, üniversiteyi kentsel bir durum olarak ele alan tutumumuzla birlikte okuduğumuzda; bu durum, bizi, alanı Kentsel Peyzajı ve Park Peyzajı’nı birarada taşıyan bir üniversite kent parkı olarak da ele alma ve işlevlendirme noktasına getirmiştir.
Mimarlıkta Çeşitlilik. Ortaya koyduğumuz “üniversite kenti / kent üniversiesi” anlayışı doğrultusunda bir başka yol kesişimi, İTÜ Ayazağa Yerleşkesi Kentsel Tasarım ve Mimari Fikir Projesi Yarışması kararları üzerinden olmuştur. Şartnamenin, ikinci kademede için öngördüğü, “yapı gruplarının ayrı ayrı yarışmaya açılması” kararıyla birlikte yapı gruplarının farklı mimarlar tarafından tasarlanacak ve bu durum kentsel bir dokunun oluşumunda önemli bir katkı sağlayacaktır.
[TS] Dolayısıyla bu tutum, kentsel bir doku ve yaşantı oluşturmak üzere çok desteklediğimiz bir tasarım stratejisi olmuştur. Böylece kentsel tasarım ve master plan kararları birarada tutuculuğu sağlar ve hedefleri kontrol ederken, farklı tasarımcılar, özellikle mimari karakter ve yaklaşım konusunda, farklı yorumlar yapabilecektir.
KENTSEL TASARIM KARARLARI
Bu içerikte, geliştirilen İTÜ Ayazağa Yerleşkesi Kentsel Tasarım Projesi,
Üniversite’yi, “Bir Yoğunlaşma Arteri, Kentsel bir STRÜKTÜR, Ağsal bir Yapı / Meydan ve Park” olarak tanımlar.
Bu KENTSEL STRÜKTÜR:
> Kenti Kampüs’e, Kampüs’ü Kente açan; gereken yoğunlaşma dinamiklerini – yoğunlaşma arterini – oluşturan geçişli, akışkan bir YAPILAŞMA, YOL VE AĞLARI;
> Bu yapılaşma ve yol ağlarına takılarak, ulaşım ve sosyal-kültürel donatıları taşıyan ve organize eden; böylece kampüs içi fakülteler arası geçişleri kolaylaştıran; akademik kampüs ve tekno-kent kullanıcıları ile diğer kullanıcıları birarada tutan; Kampüs’ün yakın çevresi ve Metropolitan kent ile ilişkisini kuvvetlendiren, bir YAPISAL STRÜKTÜRÜ;
> Bu STRÜKTÜR üzerine yerleşerek zeminde, yatayda ve düşeyde ilerleyen, lineer, noktasal, hacimsel olabilen bir akışkan KENT MEYDANI VE PARKI’nı İÇERİR.
Bu KENTSEL STRÜKTÜR:
> Üniversite, hizmet sektörü ve sanayi arasında konumlanan mevcut Tekno-Kent oluşumlarını bir ara durum olarak kullanan ve arttıran;
> Entellektüel bir üretim alanı, bir araştırma-geliştirme üssü, bir labaratuar olarak üniversiteyi kente açan ― Medya-Tek, Deneysel-Müze, Sanat Galerisi, Performans Mekanı, Lab-Tur…;
> Kampüs’ü sınırlarına, özellikle ana-arter Büyükdere Caddesi’ne yaslayarak ve üniversite ile kent arasında işlevlendirerek kente geçişleri sağlayan ― Tekno-Kent, Otel-Kongre Merkezi, İTÜ Kule ve Meydanı .. radyo-tv, medya-tek, ofis, galeri, performans, park-oto-park;
> Yerleşkenin kent ölçeğinde önemli bir değeri olan topoğrafya ve bitki örtüsüsünü (tepeler, vadiler, yamaçlar, korular ve gölet) bir Kent Parkı [dinlenme ve spor] alanı olarak tüm kente açan;
BİR PROGRAM VE MEKAN KURGUSU VERİR.
> Kampüsdeki yaygın ve geçişsiz, geçirimsiz yapılaşma ve dokuyu açmak, birlikte ulaşım ve erişimi, akışı sağlamak üzere halihazırda oluşmuş hatları da gözeterek [ARU’nun şifresi ve 95 sonrası] Doğu-Batı ekseninde Fakülte ve Enistitülerin gelip dayandığı, giriş, yüz verdiği bir Yoğunlaşma Aks’ı / Arter’i [İTÜ Kampüs Cadde, Yatay ve Düşey Fakülte Meydanları] oluşturan;
> Bu Cadde’ye / Arter’e gelip açılarak ve onu delip geçerek Kuzey-Güney yönündeki akışları sağlayan, İstanbul’a ve Boğaziçi’ne bakışlar sunan, kampüs’ün alt ve üst kotlarını bağlayan Dikey Yollar dizinini yapan;
BİR YAPILAŞMA TARİF EDER.
Bu KENTSEL STRÜKTÜR:
Bu Yoğunlaşma Arter’iyle birlikte, tüm yerleşke alanını geçerek:
> Kentsel Peyzaj ve Park Peyzajını [yaya, bisiklet, araç yollarını, park-oto-parkları, kampüs giriş ve geçişlerini ve zeminini];
> Dolaşımı [geçiş / merdiven, rampa, köprü, asansör kuleleri ve durakları, meydanları] düzenleyen;
> Bunu yaparken de Kampüs’ün ihtiyacında olduğu Sosyal Donatı ve Servisleri [Kafeterya, İnfo, Bağlantı Noktası, Büfe / Açık Mutfak, Dijital İletişim Panosu, Fakülte Galerisi .. ] üzerine alan;
> Ve bunları kentsel platforma, Kamusal Kullanıma taşıyan;
Akademik birimlerden bağımsız olarak kampüsü ve bu kentsel parçayı ayakta tutacak YAPISAL BİR STRÜKTÜR TARİF EDER.
Kampüs’ün İstanbul Metropolitan Merkez ile 15 dakikaya düşen Metro bağlantı hattını;
> Rektörlük–SDKM–Metro üçgeninde konumlandırılan İTÜ-Kule ve Meydan’ından alarak Metro Girişi – Stadyum Anfisi hattındaki Korular ve Festival Alanı [Klüp Odaları, Performans Mekanları, Etüdler] üzerinden Doğal meydanlar, Gölet, Açık Spor Yamacı ve Rüzgar Tribünleri Vadisine taşıyan;
> Batı Kapısı ile ve İnşaat Faültesi Kapıları arasına konumlanan Yeni Tekno-Kent Kuleleri [Ofis, Otel, KongreMerkezi] arkasındaki Koruyu, Erguvan ve Kiraz Ağacı dizili Yaya ve Bisiklet Yollarıyla Akademik Kampüs ve Güney ve Gölet Yurtları arasına konumlanan (Doğu-Batı yönündeki) Yeşil Hat [Açık Spor ve Gezinti Alanları] üzerinden yine Gölet ve Yamaç ve Vadilere bağlayan, Gezinti, Dinlenme, Spor, Oyun Alanları içeren;
BİR KENT PARKI ÖNERİR.
[MASTER] PLAN KARARLARI
ULAŞIM:
Ulaşım kararları, tasarıma ilişkin kararların başlangıç noktasını oluşturan “nasıl bir üniversite ve kampüs” sorularına verilen cevaplarda orataya çıkan “üniveriste kenti / kent üniversitesi” anlayışına çok yakın bir yerde durduğundan, önemli ve belirleyici kentsel tasarım kararları arasında yer almıştır. Üniveriste/Kampüs – Kent ilişkisini sorgulayan bu ele alış, ulaşımı önceler ve onu ana-fikrin çok önemli bir unsuru haline getirirken, diğer taraftan kampüste ulaşıma ilişkin halihazıda yaşanan sorunlar da ulaşım kararlarını önceleyen bir başka veri olmuştur.
Bu çerçevede, yapılan araştırma ve görüşmelerden, Kampüsdeki mevcut ulaşımın değerlendirilmesine ilişkin çıkan sonuç:
Kampüs içinde farklı noktalar arasında hızlı ulaşım imkanlarının olmayışı;
Yaya yolarının yetersizliği;
Bisiklet için topoğrafyaya uygun hatlar ve donatıların olmayışı;
Kampüsün Levent yönünden gelen ve araçla en çok giriş yapılan noktasının çıkışının olmayışı; Nükleer kapısından yapılmak zorunda olunan bu çıkışların bu kapıda zaman zaman yoğun trafiğe sebep olması;
Kavşak düzenlemelerinin eksikli ve yetersiz oluşu;
Var olan ring servisinin çok yetersiz oluşu; durak vb. donatılarla desteklenmiş, belli sıklıkta toplama yapan bir kampüs-içi ulaşım servisinin olmayışı;
Otopark sorunları, örneğin SDKM’de özellikle yoğun bir aktivite esnasında kampüsün bu bölgesinin arabalar ile dolması;
şeklindedir.
Ana fikre ve bu tespitlere bağlı olarak alınan ulaşım kararları şöyledir:
Gereken Kavşak Düzenlemeleri: Levent yönündeki kavşağın, zorlu bir çözüm olmakla birlikte talep edilmesi; kısa vadede hızlı bir çözüm olarak Nükleer kapısındaki Levent yönüne çıkışın iki arabalık geçişe uygun hale getirilmesi (daha sonra gereken kavşak düzenlemesinin de yapılması); ve Şişli-İstinye caddesi üzerine açılan diğer kavşakların da gereken uygun çıkışlara imkan verecek şekilde düzenlenmesi;
Araç ve servis yolları: Lastikli araç yolunun bütün binara otopark girişi imkanı sağlayarak ve yol üstü park-oto-parlara bağlantı imkanı vererek bir halka yaparak çeperde kalması; merkezi alana sokulmaması. Bu ring’in uzanamadığı yerlerin servis yolları ile desteklenmesi. Yerleşkenin dolaşım arteri konumundaki İTÜ Cadde ve bağlantılı yolların ise yaya, bisiklet ve kampüsü dolaşarak servis yapan Elektro-büs’lere, taksi ve diğer servis araçlarına (acil geçişler, ambulans gibi) açık olması.
Bina-altı Otoparkları ve Park-Oto-Parklar: Alana girişlerden sonra çeperdeki ring üzerinden girilen bina-altı otoparları’nda bina gruplarının ihtiyacında olduğu oto-parklar ve servis girişlerinin sağlanması; geliştirilen “park-oto-park” anlayışı içinde düzenlenen yarı-açık POP’ların da bir tür yol üstü otoparkı olarak öğrenci ve alanın diğer kullanıcılarına yönelik hizmet vermesi;
Kampüs-içi Ring Yapan Elekro-büs Servisi, Hat ve Durakları: Yapılan araştırmalara bağlı olarak Raylı bir sistemin (mono-ray, tramvay, hafif-raylı sistem) yatırım maliyetleri, bakım zorlukları, taşıma kabiliyeti kısıtlamaları ve hatlardaki sınırlamalar nedeniyle elektrikle çalışan — çalışırken enerjisini elde eden — bir kampüs-içi ulaşım sisteminin en uygun çözüm olduğuna karar verilmiş; bu yönde, hatları ve duraklarıyla birlikte, önerilen yapısal-kentsel STRÜKTÜR’e takılan bir Elektro-büs hattı ve servisi önerilmiştir;
Tüm Kampüsü Dolaşabilen Bisiklet Yolu: Topoğrafyanın hareketleri ve oluşturulan Arter / Cadde ile ona bağlanan yollar dikkate alınarak bir bisiklet yolu ağının oluşturulması;
Her yön ve Doğrultuda Yaygın Yaya Ulaşım Ağı: Geliştirilen yapılaşma ve yol ağı sistemi ise yaya için yeterli geçişliliğe sahip bir ulaşım sistemini bir başlangıç noktası kararı olarak önermektedir; bu çerçevede Kampüsü Doğu-Batı veya Kuzey-Güney yönünde veya diyagonal yaya olarak ve her tür ulaşım sistemiyle aşmak mümkündür.
PEYZAJ:
Peyzaj kararları, iki eksende ortaya çıkmıştır: Bunlar, her ikisi de alanın potansiyeli olarak beliren ve buradaki ana-fikir çerçevesinde talep edilen, olması istenilen unsurlardır ve iki kavram altında toplanmıştır: Kent Peyzajı, Park Peyzajı.
Burada:
Kent Peyzajı ile hızlı, yoğun günlük yaşantıda kullanılan yol, aralık, giriş hattı, ara-meydan, meydana (yatay, düşey) atıfta bulunulurken ve önerilen yapısal-kentsel STRÜKTÜR daha çok bu tür Peyzaja altlık oluştururken;
Park Peyzajı ile bilinen anlamda bir parka (gezinti, dinlenme, spor ve oyun alanlarına) gönderme yapılmakta fakat sözü edilen yapısal STRÜKTÜR gerektiği yerde Park Peyzajına da, özellikle Kentsel Peyzajla karşılaşma noktalarında bir altlık oluştırmakta, onu düzenlemektedir.
Kent Peyzajı bu içerikte:
Akışı sağlayan Yaya, Bisiklet ve Elektro-büs yol ve Durakları ile;
Sosyal-Kültürel Donatılar ve özellikle üniversitenin, kente çok özel katkı ve katılımda bulunabilecek içeriklerini – akademik ve deneysel üretim, entellektüel enerji, sanat ve performan vb. gibi – taşır ve onlara gereken mekansal aralıkları açar, çeşitli arayüzler oluşturur: Medya-Tek ile İTÜ Radyo tv’sini ve diğer dijital platformlar ile çeşitli performans mekanlarını taşıyan İTÜ-Kule ve Meydanı ve POP’u; Festival Alanı ve Binası; Deneysel-Müze, Lab-Tur; Ara-meydanlar, dinlenme, durma noktaları, duraklar, galeriler gibi unsurları taşır.
Park Peyzajı ise:
Alanın yalnız kampüs için değil İstanbul ölçeğinde belli bir değeri olan doğal ve yapay Peyzaj unsurlarını –korular, tepeler, yamaçlar, vadiler, gölet – içinde tutan gezinti yolları, dinlenme, spor ve oyun alanlarını taşır; aynı kotta seyreden farklı gezinti rotaları, seyir alanları sunar. Peyzaj tasarımı kararları doğrultusunda ağaçlandırılmış bu yollarla Kuzey-Batı’da tepelik alandaki koru ile Kuzey-Doğu’daki Gölet ve Vadisi arasında bir flora ve fauna geçişinin sağlanması, bir hava koridorunun açılması öngörülmüştür. Ve örneğin bu yollardan ikisi (Erguvan ağaçlı ve Kiraz ağaçlı) bu tepelik alanın iki farrklı ucunda farklı kotlarda (+90.00 ve +100.00) başlayarak fakat kendi kotlarında Kampüsü Kuzey-Batı’dan Kuzey- Doğu’ya geçmekte ve bu hava-bitki koridorunu birlikte yürüyüşü rahat ve hoş bir gezinti yürüyüş yolu tarif etmektedir. Yapısal Strüktür ise gereken noktalarda gereken donatıları sağlar; örneğin bu Gölet yamacında bir dinlenme terası ve kahvesiyken, spor alanları yamacında bir küçük spor alanı destek ünitesine veya dinlenme pavyonuna dönüşür.
Kent ve Park , bu iki Peyzaj oluşumu, bazı hatlarda kesişir ve birbiri içine girer. Örneğin İTÜ-Kule’den Festival alanına inen alan her iki Peyzajın birbirine karıştığı melez bir doku oluşturur. Bu içerikte, kentsel Peyzaj doğrusal izler ve katlar içerirken, park Peyzajı yumuşak, rahat hatlara sahiptir. Bağlayıcı ve taşıyıcı olarak tarif edilen Yapısal Strüktür ağırlıkla kentsel Peyzajın düzenleyicisiyken, yer yer de park Peyzajına dahil olur, zeminini düzenler ve donatı sağlar.
YAPILAŞMA:
Yapılaşma kararlarının en önemli belirleyicisi, tüm Fakülte ve Enistitü Binalarının gelip dayanarak, yüz vererek oluşturulması öngörülen, Yoğunlaşma Arteri’dir [İTÜ-Kampüs Cadde]. Beraberinde, Arterle birlikte çalışacak yol ağı sistemi de bu kararların oluşumuna katılır. Arter’le birlikte gündeme gelen ve arterin yanısıra, ona gelip açılan, delip geçen hatlara sızan, kimi zaman onları işgal eden (İTÜ-Kule ve Meydanı ile Festival Alanı aralığı) veya ulaşım, Peyzaj kararlarına göre dallanıp budaklanan, bir tür servis sağlayıcı ve sosyal donatı taşıyıcısı konumundaki Yapısal Strüktürdür. Ki bu üçlü sistem; i) Yoğunlaştırı Arter; ii) ona açılan Yol Sistemi; iii) Ağsal Yapısal Strüktür, Yapı Grupları’nın yanısıra, birlikte çalışan iki Peyzaj katmanını, Kent Peyzajı ve Park Peyzajını da düzenler.
Bu çerçevede, mevcut Akademik Kampüs programı aynen uygulanmış; Fakülteler, Enstitüler, Uygulama Araştırma Merkezleri ve Araştırma Laboratuarları, Bilgi İşlem Daire Başkanlığı, Öğrenci İşleri Daire Başkanlığı, Dekanlıklar, oluşturulan kentsel tasarım kararları [Yoğunlaşma Arteri] doğrultusunda yerleştirimiştir.
Öğrenci Sosyal Merkezi (Klüpler-Öğrenci Projeleri-Bilim Merkezi) programı ise bu alanların artırılması ve kampüse yayılması yönündeki yoğun öğrenci talepleri ve yine kentsel tasarım ilke kararı “üniversite kenti / kent üniversitesi” doğrultusunda, ulaşımla birlikte sosyal donatıların da taşıyıcısı olarak, yukarıda bahsedildiği gibi, yapısal STRÜKTÜR içinde başta Festival Alanında olmak üzere Kampüsün çeşitli yerlerine yerleştirilmiştir. Bilim Merkezi’nin yeni ekiyle şu an bulunduğu yerde geliştirilmesi önerilmiştir.
İTÜ-Kule adı altında tanımlanan yüksek-yapı (85m.) ise sosyal-kültürel donatıların parçası olarak işlevlendirimiş fakat özellikle İTÜ-Radyo televizyonuna ev sahipliği yapacağı düşünülmüştür. Bina ayrıca Medya-tek, Dijital Sanatlar Galerisi, Performans Mekanları ve diğer sosyal donatılara sahip olacaktır. Kampüse ana giriş niteliğindeki bu son derece kapasiteli alan (Tekno-Kentlere, Ana Girişe ve yolun diğer tarafına yakınlık —mevcut köprünün geliştirilerek kampüs alanı içine inmesi ve diğer tarafıyla da Büyükdere Caddesini aşması öngörülmektedir) , bu tür bir programla alanı kentsel bir meydana dönüştürebilecektir. Böylece şartnamede Kültür, Sanat ve Kongre Merkezi olarak belirlenen programın bir kısmı bu kule-yapıya aktarılırken diğer bir kısmı İTÜ-Kule meydanını destekleyecek mekanlar olarak yakın civarda konumlandırılmıştır.
İTÜ-Kule’den başlayan hacimsellik ve yüzey Festival Alanına geldiğinde öğrencilerin son derece yoğun kullandıkları Klüp Odalarını, Etüdleri içeren bir toplanma, buluşma, üretim, eylem ve oyun, eylence mekanına dönüşmektedir. Yine Strüktür’ün parçası olarak görülen bu açık ve yarı açık mekanlı Festival Binası (Kültür Sanat Birliği) Kampüsün en yoğun kullanılan alanlarından biri olacaktır. Kentsel ve park peyzaji niteliklerin birarada taşıyan bu aks, Stadyum anfisine değerek oradan Park peysajı içindeki Erguvan ve Kiraz ağaçlı yolları kullanarak Gölet Yurtları, Gölet alanı ve çevresine ulaşır ve serbest yürüyüş rotası olarak devam eder.
STRÜKTÜR, burada bir katalog sunar ve master planın önemli bir parçasıdır.
– Kentsel Peyzaj ve Park Peyzajını [yaya, bisiklet, araç yollarını, park-oto-parkları, kampüs giriş ve geçişlerini ve zeminini];
– Dolaşımı [geçiş / merdiven, rampa, köprü, asansör kuleleri ve durakları, meydanları] düzenleyen;
– Bunu yaparken de Kampüs’ün ihtiyacında olduğu Sosyal Donatı ve Servisleri [Kafeterya, İnfo, Bağlantı Noktası, Büfe / Açık Mutfak, Dijital İletişim Panosu, Fakülte Galerisi .. ] üzerine alan;
– Ve bunları kentsel platforma, Kamusal Kullanıma taşıyan;
Akademik birimlerden bağımsız olarak kampüsü ve bu kentsel parçayı ayakta tutacak bir yapıdır.
Bu çerçevede, Kapalı Spor Salonu, Mediko-Sosyal’i de içine alarak Stadyum’un karşısında konumlandırılmış; Kapalı Yüzme Havuzu, Açık Yüzme Havuzu ve tesisleriyle desteklenmiştir. Halihazırda Açık Spror Alanlarının (fulbol sahaları) yer aldığı sırt, ilave basketbol sahaları, tenis kortlarıyla genişletilmiştir ve Strüktür’un uzantısında yer alan spor destek mekanlarıyla tamamlanmıştır.
Öğrencilerin yoğun talebi olarak, mevcut yurtlara ve şartname ile istenilen Yurt kapasitesine ilave olarak bir Hostel programa eklenmiştir. Öğretim Üyesi Konutları ise, mevcut konutların bulunduğu bölgenin yerleşme konusundaki zorlayıcı koşulları ve benimsenen kentsel mimarlık anlaışı içinde mevcut alanın uzantısında eğim ve ağaçlık alanlar dikkate alınarak konumlandırılmıştır.
Ayrıca, yapılan değerlendirmeler, Akademik Kampüs alanına yönelik programın öngörülen yüksekliklerde rahatlıkla yerleştirilebileceğini göstermiştir. Tekno-kent alanında ise halihazırdaki kullanımlar dışarıda bırakıldığında yine mevcut alanlar üzerine yerleştirilebilecek 85.000m2.lik bir alan söz konusudur. Proje mevcut sınırlar içinde kalarak bu alanın 70.000m2.sini kullanıma açmaktadır. ‘Sorunlar ve Potansiyeller’ başlığında buradaki yaklaşım açısından Tekno-kentlerin önemine değinilmiş, kampüsün kente açılımında önemli bir çeker olabileceğinden söz edilmişti. Dolayısıyla Kampüsün kente yaslandığı Kuzey çeperindeki mevcut Tekno-Kent alanları kent ve üniversite arasında programlandırılmış; bu bina grupları, projede Teknokent 7, Teknokent 8, Otel ve Kongre Merkezi olarak adlandırılmıştır.
MASTER PLAN NOTLARI
İkinci aşamasında her bir bina grubunun ayrı ayrı yarışmaya açılacak olması, master plan notları açısından, projenin ana-fikri ve omurgasını teşkil eden Yoğunlaşma Arteri’nin yapılaşma notlarını önemli kılar. Projede, şartnamede verilen Yapı Grubu büyüklükleri temel alınarak yapılan hesaplamalarda, taban alanı kullanım ve kat alanı kullanımlarında yükseklikler konusunda İmar Durumu açısından bir sorun çıkartmamıştır.
Yoğunlaşma Arteri’ne yerleştirilen Kampüs Akademik Birimlerine, kısaca Fakülte ve Enstitülere yönelik olarak bir alan tanımı yapmak söz konusudur.
Bununla birlikte proje, alınan temel tasarım karar ve kriterleri doğrultusunda gelitirilmiştir. Bu yaklaşım çerçevesinde, nasıl bir doku, çevre ve yaşantı, ilişkiler ağı hayal ettiğimiz etüd edilmiş ve bu noktada benimsenen tutumu ortaya koyan plan, kesit ve temsillerle ifade edilmiştir. İkinci aşamada devreye girecek yarışma sürecindeki mimarların insiyatifleri söz konusu olmakla birlikte, Yoğunlaşma Arterinin oluşumuna yönelik bazı Plan Notlarından söz etmek mümkündür.
Niyetler: Burada amaç ana arterin oluşması yönünde gereken yaşamsal ve bağlı fiziksel yoğunlaşmanın sağlanmasıdır.
Genel bağlayıcı Plan Notları – (Fakülteler ve Enistitülere ayrılan blokların tanımı):
Bu Arter’e, İTÜ-Cadde’ye yüz veren binalar için takribi yüksekliği h.18 mt.dir. Binaların toplam kullanım alanlarının %30’unu bu yüze yaslanması öngörülmektedir. Tıpkı bir gölge oyunu gibi içerideki hayatın yüzeye yansıyabileceği, içerisi ve dışarı ilişkisinin kuvvetli olduğu bir programlama ve mimari tasarım anlayışıyla mimari projelerin geliştirilmesi beklenmektedir. Binaların zeminde kamusal bir aralık oluşturması, önerilen Strüktür ile bağlılaşım içinde giriş kotları ve zeminlerini düzenlemeleri beklenmektedir.
SÜRDÜREBİLİRLİK
Proje, geleneksel, teknolojik ve kentsel sürdürülebilirlik gözönüne alınarak geliştirilmiştir.
ETAPLAMA
Projelendirme sürecinden sonra, üç aşamada, 6 yılda tamalanacak bir etaplama ve yapım süreci öngörülmüştür. Detaylı bilgi için paftaya bakılabilir.