İzmir Ekonomi Üniversitesi kurumsal anlamda bir eğitim kampüsü olsa da proje konusu; işlevi, hitap ettiği kullanıcı çeşitliliği ve coğrafi konumu (merkezden uzak, içe dönük) gibi etmenlerle aslında küçük ölçekli bir şehir hüviyetindedir. Planlanan yerleşkenin yaklaşık 5500 öğrenci, 700 akademik ve idari personel barındırıyor olması neredeyse bir ilçe yoğunluğuna denk gelmektedir. Dolayısıyla tasarım konusu yerleşke; kullanıcıların eğitim-çalışma amaçlarına ek gündelik aktivitelerini yapabildikleri; spor, kültür, sanat, vb. ihtiyaçlarını karşılayabildikleri konforlu fiziksel çevreyi sağlayabilmelidir. Bu bağlamda proje alanının topografyası değerlendirildiğinde, yapılaşma ve erişim açısından oldukça zor koşullar barındırır. Aynı zamanda arazi; jeolojik alan, altyapı problemleri nedeniyle de parçalanmıştır. Bu doğal ve teknik eşikler göz önüne alındığında, mevcut dere aksının eğim açısından yaya erişimine uygunluğu ve bizatihi derenin kendisi; yerleşke açısından potansiyel olarak değerlendirilerek tasarımın ve organizasyon şemasının merkezine alınmıştır.
İhtiyaç programıyla tanımlanan işlevler ve ilişki şemaları doğal olarak kümeler şeklinde ifade edilmiştir. Klasik üniversite planlama metotları incelendiğinde geldiğimiz noktada kendi sınırları olan işlev öbekleri yerine çoklu kullanımlara imkân veren çok katmanlı, farklı kullanıcılara açık, birbirleriyle sürekli iletişim kurabilen, sınırların muğlaklaştığı dinamik bir planlama anlayışı yaygınlaşmaktadır.
Bu anlayış doğrultusunda;
Tasarım yaklaşımında az katlı ve parçalı kütlelerin organik planlamayla bütünlük sağlaması amaçlanmıştır. Yerleşke tasarımında tek seferlik fotoğraf karesi yakalamak ve salt biçimler üretmek yerine; meydanlar, geçişler ve pasajlarla sürekli keşfedilmeye açık mekân örgüsü amaçlanmıştır. İklim koşulları da göz önüne alındığında yatayda olabildiğince genişleyen mevcut yeşil tepelerin arasında oluşan ve vadi niteliği taşıyan alanda, topografya ile uyumlu kütle organizasyonu hedeflenmiştir.
İşlevlerin kütle dağılımları; iç mekân ihtiyaçları, ilişkili birimler ve topografya düşünülerek ele alınmış bunun sonucunda dere kenarında ortak birimlerin yoğunlaşması sağlanmıştır. İmar planlarında katı sınırlarla sınırlanmış dere aksı, kendi doğal yatağında korunarak yerleşkenin odağı olarak düşünülmüştür. Bununla beraber dere aksı, sosyal-kültürel ve ortak işlevlerle desteklenerek çekim merkezi ve yaşam alanı olarak değerlendirilmiştir. Alanın doğusuna doğru fakülteler ve sosyal yapılar iç içe geçerek nihayetinde kütüphane-merkez alana ulaşılır ve tepe üzerinden dereye doğru dökülerek kütle hiyerarşisi tamamlanır. Diğer bütün işlevler dere boyunca uzanan ortak alanlar vasıtasıyla birbirine bağlanmıştır. Alanın kuzey ucunda; yabancı diller ve meslek yüksekokulu devamında güney ucuna kadar uzanan ortak alanlar, doğuda ise eğitim ve kültür yapıları; devamında rektörlük ve idari birimler, rektörlüğün batısında kapalı spor alanları güney ucunda da konaklama birimleri mevcuttur. Açık alanlar kampüsün yapılaşmaya izin verilmeyen batı tarafında planlanmıştır.
Yerleşkenin kuzeyindeki otoban araç ve yaya erişimi açısından eşik oluşturmaktadır. Yerleşkeye ana giriş otoban altındaki tünelden sağlanabilmektedir. Mevcut tünel kampüs ihtiyacına yetemeyeceğinden dolayı genişletilerek ya da ilave tünellerle kampüse ulaşımın sağlanması düşünülmüştür. Yerleşkeye araç girişi iki noktadan sağlanacaktır. Birinci giriş; kuzeydeki kavşaktan eğitim bloklarına uzanmaktadır. Kapalı otoparkla desteklenmektedir. İkinci giriş kampüs uçlarına da erişim için alan batısından idari birimlere doğru verilmiştir.
Kampüsün yaz-kış, gece-gündüz aktif kullanımını teşvik etmesi açısından proje alanının iklim koşulları değerlendirildiğinde yaya konforunu sağlamak üzere portik, arkad, yarı açık mekanlar ve avlular tasarlanmıştır. Bu şekilde kullanıcıların eğitim birimleri, merkez alan ve diğer fonksiyonlar arasında her iklim şartında kolayca hareket edebilmesi ve vakit geçirebilmesi hedeflenmiştir.