2. Mansiyon (Kadıköy, Hasanpaşa: Yaş Alanlar Kulübü ve Konaklama Birimi), Sosyal Merkezler Mimari Proje Yarışması

MİMARİ RAPOR

Giriş

Proje alanı Hasanpaşa mahallesi, D-100 otoyolu ve sahil kesimi arasında kalan, Kadıköy’ün sahil kesimi gibi neredeyse tüm toplu taşıma yolları ile ulaşım sağlanan, ancak ya gelip geçilen bir yer ya da ancak orada yaşayanların uzun zaman geçirdiği bir yer. Çevresinde bulunan kent simgelerine rağmen araçlar ve onların oluşturduğu gürültüyle kuşatılmış “görünmez” bir yer.

Ana Fikir

Erişimsiz Pasif Yeşil Alanlardan | Erişimli Aktif Yeşil Alanlara

İçinde bulunduğumuz pandemi koşulları nedeni ile proje alanını ile kurduğumuz ilk ilişki uydu görüntüleri üzerinden oldu. Alanı çevreleyen sokaklar ve komşu yapı adaları tanımlı bir ızgara sisteminden oluşuyor. Bu ızgara dokuyu oluşturan yapı adaları içerisinde bol ağaçlı yeşil arka bahçeleri çevreliyor. Bizim için bu görüntü oldukça çarpıcıydı çünkü hiçbirimizin hafızasında Hasanpaşa böylesine yeşil bir yer olarak yer almıyordu. Hasanpaşa’da gördüğümüz bir tek ağaç bile kafamızda canlanmıyordu. Ardından alana yaptığımız ilk fiziksel ziyarette ne kadar da haklı olduğumuzu farkettik, Hasanpaşa’nın ağaçları, yeşil alanları binalar tarafından çerçevelenmiş adeta hapsolmuş pasif yeşil alanlar olarak öylece duruyordu. Bu yeşil alanlara değil fiziksel olarak ulaşmak insan gözüyle görebilmek bile imkansızdı.

Alanın komşusu olan Karikatür evi hakkında yapmaya başladığımız araştırma bizi Kadıköy’ün köşklerini araştırmaya itti. Alanı çevreleyen Faik Bey Caddesi üzerinde ve Sarayardı caddelerinde bulunan köşkleri ve bundan öncesinde bir zamanla civarda bulunan köşklerin aslında buranın en eski misafirleri olduğunun farkına vararak hatırlatmak gerekliliğiyle yola çıktık.

Yeni Yapılar arasında ayrıksı duran, oranın çok daha eski zamanlardan beri sahibi olmasına rağmen günümüzde onu kuşatan yeni yapılaşma ile yabancı kalan. Adeta bir kolaj edasıyla çevresiyle ilişki kurmadan duran bu yapıların cephesinden referans alarak. Cepheyi oluşturan yatay ahşap elemanları yeniden yorumlayarak dikey ahşap cephe elemanı tasarladığımız yeni yapıların cephesinin tasarımına ilk girdi oldu.

Bu ahşap eleman hem alanın sınırlarını tanımlayan bir öğesi olarak, yer yer saksı, oturma birimi, giriş çıkış kapılarını tanımlayan bir eleman olarak çalıştı.

Mevcut Cepheler

Faikbey caddesi, Sarayardı caddesi ve Kurbağalıdere caddeleri üzerinde yer alan yapıların cephelerine baktığımızda birbirinden farklı oranlarda büyüklüklere sahip cephe açıklıklarından oluşsa da anonim bir dokuya sahip olan, kendi ,içinde bir ritim, harmoni barındıran cepheler göze çarpmaktaydı. Bu yapılar aslında orada zaman geçiren bir insanı kısa sürede tanıdık hissedeceği, bazen birbirinin tekrarı gibi olan, daha önce görmüştüm dedirtecek tanıdıklıktaki yapılardı.

Tasarım

Binayı tasarlarken öncelikli hedefimiz dışarıdan bakıldığında çevre yapılarla aynı dili konuşan, tıpkı onlardan biri gibi görünen, içerisindeki yeşil alanı yapıyı ve peyzajı çevreleyen ahşap dikmeler (referansını tarihi Hasanpaşa köşklerinden alan) arasından bir perde arkasından gösterirken aynı zamanda onu çevre yapı adaların içerisinde bulundurduğu yeşil alanları gizlediği gibi gizleye. Ancak bunu yaparken hem görünürlüğü sağlayan, hem de yaptığı kıvrımlarla girişleri tanımlayan

Dışarıda bulunduğu konumun kurallarıyla yerleşmiş görünürken. Ahşaplar arasında yer alan 10 cm aralıklar arasından geçenlerin ilgisini çeken. İçeri girildiğinde ise hem cephesinin hem de çevresinin grid dokusunun aksine tamamen organik formlardan oluşan bir yapı ve peyzaj dokusu yaratmaya çalıştık.

Etiketler

Bir yanıt yazın