Mimari Açıklama Raporu
Dünyadaki şeylerden ne denli etkilenirsek etkilenelim, bunlar bizi ne denli kavrarsa kavrasın, ancak başka insanlarla onlar hakkında konuştuğumuz zaman bizim için insanlık kazanırlar. Dünyada ve kendi içimizde olup bitenleri yalnızca onlar hakkında konuştuğumuz zaman insanileştiririz ve ancak bu konuşma süreci içinde insan olmayı öğreniriz (H. Arendt, Men in Dark Times, 1968, 24).
Neoliberal düzende devlet sermayeyi desteklemeye yönelik politikalar izlerken kent yönetimi anlayışında ciddi değişimler gözlenmektedir. Harvey’nin “yönetimden yönetişime (governance) geçiş” olarak tanımladığı bu durum günümüzde kent yönetiminin devletin ötesinde bir boyut kazanarak çok aktörlü, kurumsal sınırların, özel-kamu ayrımının bulanıklaştığı enformel ve esnek bir yapı tanımlar.
Çoğulcu bir oluşumu tanımlayan alternatif yönetim sistemi, devlet, girişimciler ve yerel toplulukları birleştirmeyi hedefler. Günümüzde devlet ve özel sektör arasında işbirliği kolaylıkla gerçekleşirken, yerel toplulukların bu tip koalisyonlarda temsiliyetleri zayıftır .
Bu noktada yerel yönetimler talep edilen haklar etrafında verilen mücadelenin siyasal gücü olarak karşımıza çıkmaktadır. Yerel yönetimler, kaybolan sahiplenme, aidiyet, hemşerilik duygularını pekiştirerek, katılıma, hayal gücünün geliştirilmesine açık, özgür politikanın üretim alanı olarak, kentsel örgütlenmeleri destekleme potansiyeline sahiptir. Yerel yönetimler sadece kentteki altyapı, sağlık ve bayındırlık problemlerini çözmeye yönelik ortaya çıkan bir olgu değil, siyasal katılım ve demokratik yaşam adına sosyo-ekonomik evrim süreci ile merkezi yönetime karşı özerkleşen imtiyazları da içinde barındırır. Yerel yönetimlerin sosyal ve fiziksel yapılanışının şeffaflığı, tüm özerkleşen imtiyazların seslerinin duyulması anlamına gelmektedir.
“Halk Odaklı Yönetim” anlayışının ve hizmet kalitesinin, halkla birlikte planlama, birlikte yönetme ilkesini benimsemiş olan Van İpek Yolu Belediyesi Hizmet Binası ve çevresi için önerilerimiz bu şeffaflık kurgusunu mimariye dönüştüren bir tasarımın gerçekleşmesidir.
Van İpekyolu Belediye Binası kentsel ve toplumsal hayata katılımı ile karşılıklı iletişim ve paylaşım platformlarına olanak sağlayan, mevcut kentsel dinamiklerle bütünleşen katılımcı, şeffaf kamusal alanın inşasına olanak sağlayan bir kurgu ile tasarlanmıştır.
Van İpekyolu Belediye Binası kentin en işlek caddelerinden biri olan Cumhuriyet Caddesi üzerinde konumlanmaktadır. Kentin atardamarı niteliğinde olan bu cadde ile parkın, belediye binasının sosyal, görsel ve topografya ilişkisi tasarımı şekillendiren önemli bir parametre olmuştur. Yapıya ve parka erişim Cumhuriyet Caddesi yönünden sağlanmıştır. Bu parametreler dahilinde yapı yalnızca parka yönelmekle kalmayıp aynı zamanda cadde ile parkı birleştiren bir düğüm noktası olarak tasarlanmıştır. Yeni hizmet binası ve park/meydan Van halkı için bir iletişim platformu olarak tasarlanmıştır. Kentsel ölçekte projenin ana motivasyonu yerel yöneticilerle, Cumhuriyet Caddesi’nden gelen yoğun kalabalığı yerel yönetim yapısı ve park/meydana çekerek buluşturmaktır. Yapı ve park aynı zamanda Cumhuriyet Caddesi’ni yayalaştırılacak olan İnkılap 2 Sokak’a doğu-batı yönünde bağlanır. Park, kentin mevcut yeşil-açık alan sisteminin sürekliliğini koruyarak geliştirmeyi hedefler. Alana araç giriş-çıkışları da Cumhuriyet Caddesi yönünden sağlanmaktadır. Açık otopark sistemi, park ve yeşil sisteme entegre edilerek geçirimsiz bir sert zemin yaratmak yerine parçacıl ilişkilerle, yumuşak ve sert zemin dengesi sağlanarak parka entegre edilmiştir. Açık otoparkta yer alan gölge yaratan ağaçlar kullanıcılara klimatik ve görsel konfor sunar.
Cumhuriyet Caddesi yönünde, zemin kotun boşaltılması ile yapıyla bütünleşen, caddeye paralel bir meydan oluşur. Bu meydan yapıya girişi sağlarken aynı zamanda Belediye Hizmet Binası önünde cadde yönünden gelen yoğunluğu karşılayan kamusal bir açık alan yaratmaktadır. Meydan kullanıcıların, parkta yaratılan kent amfilerine erişimi için açık bir fuaye veya kentsel niş niteliğindedir. Meydanın giriş kısmında yapı, saçaklanarak meydanla bütünleşirken meydana uzanan kısımda yaratılan boşluk ile gökyüzü algısı sürdürülür.
Öznenin toplum önünde açığa çıkacağı bir ortam olarak kamusal alan, öznenin kendi var oluşuyla, öteki öznelerle, toplumsal gruplar ve bizzat mekânın kendisiyle çarpışarak inşa edilecek toplumsal bir sahnedir. Sahne herkese aittir. Bir başka deyişle sahnenin aktörü herkes olmalıdır. Bu noktada projede sorgulanan, mevcut kamusal alan kullanım senaryolarına alternatif, şeffaf, herkese ait bir kamusal alanın (parkın, meydanın) fiziksel kodlarının/mimari kurgusunun araştırması olmuştur. Kent sahnelerinin tasarımı ve bunların hizmet binası ile bütünleşmesi projenin ana fikrini oluşturan parametrelerdir. Yapı programında yer alan belediye meclisi ve çok amaçlı salon bu sahnelerin ana menşeleri olarak öne çıkmaktadır.
Park içinde tasarlanan kent sahneleri yapı- park arakesitinde yer alır. Giriş kotunda birinci bodrumda konumlanan meclis, önünde yer alan açık sahneyle bütünleşir ve gerektiğinde parka açılarak şeffaf yönetişim için halk-yerel yöneticiler arasında fiziksel bir bağ oluşturur. Meclisin kapıları kapalı iken ise halkın meclisi veya kent meclisi olarak işlev görür. Meclis üzerinden yükselen amfi, park ve kent meclisinin sahnesini bağlar. Halk meclislerinin sesini duyurabileceği bu platform şeffaf kamusal alanın mekânsal oluşumuna yönelik alternatif bir sözü barındırma iddiasındadır.
Hizmet Binasının eksi ikinci katında yer alan çok amaçlı salon ise daha rekreatif faaliyetler için tasarlanmış bir kent sahnesidir. Çok amaçlı salonda gerçekleştirilecek her türlü etkinlik kentsel amfiden parka taşar. Salonun cephesi fuayeye açılırken fuaye parka açılarak, geniş bir çok amaçlı kent sahnesine dönüşür. Bu alan tiyatrolar, sokak konserleri, müzik gurupları, amatör sanatçıların sahnesine dönüşürken, halkı da kent sahnesine davet eder.
Kent sahneleri gücünü çok amaçlı salon ve belediye meclisinden alarak gündelik hayata katılan jeneratörler olarak işlerlik kazanır. Bu hacimler, belediyeye ait fonksiyonları açılıp kapanabilen cepheleri ile kente dahil eder. Bu noktada çok amaçlı salon kent salonuna, belediye meclisi ise kent meclisine dönüşme potansiyelini barındırır. Sahneler parkın ve meydanın gündelik hayata katılımını kuvvetlendirirken şeffaf, herkese ait kamusal alanın inşasının mekânsal karşılığıdır.
Mimari kurgu, kamusal alan sürekliliği, enerji ve kaynakların sürdürülebilir kullanımı, işlevsel verimlilik ve estetik değerler gözetilerek oluşturulmuştur. Bu bağlamda Programda yer alan zemin kat kullanımları yapının sıfır kotuna yerleştirilirken, sosyal faaliyetlere yönelik aktiviteler zemin altı kotlarda yer almaktadır. Zemin altı kotlarda yer alan tüm aktiviteler, kentsel amfilerle parka bağlanarak, yapı ve park ara kesitinde gündelik hayata katılmaktadır. Giriş holünde halkın sıklıkla kullanacağı, belediye hizmetlerine kolay erişebileceği fonksiyonlar yer almaktadır. Bu alan aynı zamanda ofislerle sosyal faaliyetleri birbirine bağlayan bir köprü görevi görür. Şeffaf, tektonik cephesi, ofis kütlesinden ayrışırken bürokratik süreçlerin konforlu ve verimli bir şekilde tamamlanması için ferah bir mekânsal organizasyon sunar. Yapının güney cephesinde protokol girişi yer alır. Protokol girişi, meclis ve eş başkanlık makamları ile ilişkili olarak yapının güney kanadında çözülmüştür.
Parka paralel lineer olarak kurgulanan kütlede farklı kodlarda üç adet boşluk tasarlanmıştır. Bunlardan ikisi, iç avlular olarak çalışanların ve kullanıcıların dinlenebilecekleri açık alanlar olarak kurgulanır. Kış aylarında kapanan cam bacalar ısıl olarak yapıyı dengelerken avluların farklı mevsimlerde sürekli kullanımına olanak sağlar. Avlular statik olarak geniş açıklık geçen hacimlerin üzerinde konumlanır. İlk avlu, birinci kata, kent kütüphanesinin güneyinde meclis hacminin üzerinde yer alır. Çalışanlara hizmet ederken kent kütüphanesinden beslenerek aynı zamanda kütüphanenin yarı açık/açık alanına dönüşür. İkinci avlu çok amaçlı salon üzerinde yer alan giriş holü devamında kurgulanmıştır ve özellikle başkanlık katına hizmet eder. Üçüncü boşluk ise bir ve kinci katlardan giriş meydanına ışık verirken ofis mekanları ve koridorların ışık almasını sağlar.
Avlular ve boşluk, kendini çevreleyen sirkülasyon hattına ışık sağlarken ofis mekanlarının doğal aydınlanmasına yardımcı olur. Sirkülasyon alanlarında yaratılan nişler bekleme, dinlenme, sergileme gibi fonksiyonları içinde barındırır ve mekânın etkin ve zengin kullanımını destekler.
Hizmet binasının tasarımında yapım sistemleri, işlev, verimlilik, estetik ve fizibilite ilkeleri ekseninde teknolojik bir bütünlük içinde tasarlanmıştır. Betonarme olan yapı strüktürü, cephede ve avlu bacalarında çelik konstrüksiyonla ve akıllı sistemlerle desteklenerek teknoloji odaklı bir tasarım yaklaşımı sunar.
Yapının cephesi, Van’ın iklim koşulları gözetilerek yerel malzeme ile tasarlanmıştır. Cephe’de Van bölgesinde özellikle tarihi yapılarda sıklıkla kullanılan ahlat taşı modüler bir konstrüksiyon ile hava boşluğu yaratarak yapının ısıl dengesini sağlayacak şekilde kullanılmıştır. Ahlat taşı ısı ve ses yalıtımı özelliği ile verimli izolasyon olanağı sunarken, yapının yerel özellikleri taşıyan tektonik bir “landmark”a dönüşmesini destekler. Cephe aynı zamanda masif etkisi ile güneşin kontrollü alınmasını sağlarken, ısı kaçışını engeller. Bu noktada yapıda yer alan avlu ve boşlular kontrollü olarak ışığın yayılımını sağlar.
Cephe pasif havalandırma ile nefes alırken hava sirkülasyonu avlularla desteklenmektedir. Avluların üzerinde yer alan şeffaf bacalar mevsimsel şartlara göre açılık kapanabilmektedir. Aynı zamanda meclis ve çok amaçlı salonun cepheleri de farklı mevsim ve koşullarda açılarak esnek kullanımlar sunar. Bacalar üzerinde yer alan güney yönüne bakan photovoltaic güneş panelleri, yapının aydınlatması için elektrik ihtiyacını destekler niteliktedir. Yapının çatısında, meydan ve amfilerde biriken yağmur suyunun yapının doğu kanadında yer alan şaftlardan su depolarına toplanması sağlanmıştır. Bu sistem ile biriktirilen su filtrelenerek temiz su olarak kullanılacaktır.
Yerel yönetimlerin bağımsızlaşabilmesi maddi olanaklarının artması ile mümkündür. Özellikle hizmet binasının işletme maliyetlerinin düşürülmesi kendi kendine yeten ekolojik enerji sistemlerinin uygulanması ile mümkündür.
Aynı zamanda pasif havalandırma, yüzey suyu kullanımı, güneş enerjisinden yararlanma gibi yapım sistemleri ile yapının karbon izinin [ecological footprint] düşük tutulması amaçlanmaktadır.
Bu kurgu doğrultusunda sosyal ve fiziksel olarak sürdürülebilir Van İpekyolu Belediyesi Hizmet Binası’nın Van’a kazandırılması planlanmıştır.