Proje Raporu
1- Boşluk; sesler, meydanlar, binalar, kokular, kuleler, anıtlar, yeraltındakiler, yer üstündekiler ve gökyüzündekiler gibi akışkan çevrenin bileşenlerindendir ve değerlidir, daha değerlidir.
2- Boşluklar; rastlantısal karşılaşmalar, devinimler, dönüşümler, çarpışmalar, çoğalmalar, çeşitlenmeler, akışlar, birbirinin içinde yok olmalar ve var olmalar için en uygun mekanlardır.
3- Çeşitlendiğimiz, çoğaldığımız, çarpıştığımız, aktığımız boşlukları hizaya getirmeye çalışanların; geçmişin katmanlarını hissizce sarsanların; karşılaşmalarımızı indirgeyecek eylemler yapanların ve 21. yüzyıl Haussmannlarının etkileri zayıflatılmalıdır.
4- İzmir’de farklı dönemlere ait katmanlardaki üst üste binen ve iç içe geçen akışkan bağlar ve çarpışmalar ile odak haline gelen noktalardan biri olan İzmir Büyükşehir Belediyesi Hizmet Binasının özgürleşmesi esastır.
5- Boşluklar ve katmanları; girift, spontan, geçici, esnek deneyimlerle özgürleşecektir. Kentliye hakkını veren bu eylem; hizmet binasının içinden başlayacaktır.
6- “Dao öyle boştur ki, onu kullananlar bir daha dolu olamaz
Öyle derindir ki, hepimizin kaynağına iner.” (Laozi)
Hareketimiz öyle boş olacak ki; hepimiz en derinlere ineceğiz, çıkacağız, kaybolacağız, bulacağız.
7- Hizmet yapısından beslenen ve yapıyla beraber etrafını da besleyen bir çeşit parazit; katmanları işaret ederken yeni programlarla yeniden benimse(t)meyi sağlayacaktır.
8- Kent belleğine eklemlenen parazit, hizmet binası ve pozitif boşluklarından geçirgen yapısıyla başlayıp, zamanı geldiğinde tüm kentte kendine yer bulacaktır.
9- İzmir’in merkezi parazitlerle nefes alacak, özgürlüğünü hatırlayacaktır.
“Vücudumuz : aktif bir mekan, boş sandığımız mekan :aktif bir beden”(Kodalak, 2021)
Bedenler, sesler, meydanlar, binalar, kokular, kuleler, anıtlar, yeraltındakiler, yer üstündekiler, gökyüzündekiler; hepsinin bir boşluk içine konumlandırıldığını mı kabul ediyoruz? Yoksa boşluk da bedenler, binalar, yeraltındaki ve yer üstündekiler gibi algıladığımız akışkan çevrenin bileşenlerinden mi?
“Bu atomlardan biri yolundan saparsa, komşu atomla bir karşılaşma olmasını, karşılaşmalar çarpışmayı ve bu da bir dünyanın doğuşunu tetikler.”
(Lucretius)
Dünyanın doğuşu yeni bir özgürlüğün habercisidir. Çarpışan, akan, birbiri içine geçebilen boşluk ve diğer unsurlar bu doğumu harekete geçirir.
Peki bir yer nasıl rastlantısallığa açık, geçici eylemlere açık, katmanlarla ilişkiye açık, kullanıcılara açık olabilir?
“Limitleri boş kılın ki (…) On binlerce şey belirebilsin.” (Laozi)
“…hareket yani yaşam boşlukta olur.” (Kuban, 2013)
Boşluklar on binlerce deneyime açıktır. Açık yapılardır, oluşumlardır. Eylemlerin meydana getirildiği aktif yerlerdir. Sürekli bir akışın içinde iç ve dış tanımları, birbirlerinden ayrı düşünülemez. Eğer “iç” terimi dolu algımızı yansıtıyorsa, “dış” bize geri kalanları verecektir ve hiçbir şeyi yokluğunda dolunun da olmadığı bir yerde- anda boştan bahsedilemez. Bu yüzdendir ki iç ve dış, dolu ve boş girift bir akışın içerisindedirler ve beraber katmanlaşırlar.
Parazit nefes alan bir yapıdır. Her bir gözeneği farklı kullanım- yapım- yeniden kullanım ve yapım- yıkıma olanak sağlar. Parazit; aynı zamanda aktif bir bedendir. Parazit uygulamalarıyla yeniden özgürleşme hareketi tanımlanma fırsatı bulur. Hürleşme süreci; açık bir yapı olan parazitin yapımından yıkımına her evresindeki temel ilkedir. Parazit, üretken ve besleyici bir yapıdır. Ev sahibi yapılarla fiziksel- metafiziksel ilişkiler kurar. Farklı düzlemlerde çeşitli deneyim mekanları içerir. Ve parazit öyle boştur ki, tüm boşluk ilkelerini benimser, geliştirir, üretir, besler. Boş bir parazit; ev sahibine ve çevresine, rastlantısallıklarla oluşabilecek tüm olanakları sağlamayı hedefler.
Yüzeydeki dolu-boş organizasyonları, birimlerin yan yana gelmesi veya gelmemesi durumunun sağlaması, ile parazit örüntü oluşur.
Cephede boşluk, ışık ve hava anlamına gelir. Parazit boşlukları cephede vurgular ve güneş kırıcılarla birlikte parazitlenir.
Avlu boşluktur, iletişimdir, etkileşimdir, bakış açısıdır. Parazit boşlukta doğar ve yayılır, boşluk içinde boşlukların oluşmasına imkân verir.
Parazit elemanları boşlukta kendini oluşturduğunda, kendi boşluğunu da yaratmış olur. Kendine boşluk doğurur, yaşama boşluklar yansır.
Dünden bugüne en önemli özelliklerinden biri ulaşım odağı olmak olan Konak; aynı zamanda farklı işlevlere ev sahipliği yapmış ve katmanlarını oluşturmuştur. Belediye Binası tasarımından, yapımına, farklı kullanımlarından bugüne; bu katmanlaşmanın nirengi taşıdır. Kent hafızasını oluşturan algılar; katmanların ayrılmaz parçalarıdır.
Kent boşluklarında ve geçirgen yapılarda beliren parazit, Belediye Binası’nın avlusunda ilk kez oluşur. Avlu ve geçirgen zemin kat planını sarmalayarak farklı programlar oluşturan parazit, Konak Atatürk Meydanı’na sıçrar. İlk aşamada, Belediye Binası ve Konak Meydanı’nın ilişkilerini çözümleyen, çeşitlendiren, yeniden özgürleştiren, besleyen ve beslenen parazit sonraki dönemlerde denize, kentin içerisine, antik yerleşimlere ve tüm İzmir’e yayılır.
Konak Meydanı’nın kent hafızasını oluşturmasında önemli bileşenlerden biri olan Belediye Binası, mevcut işlevlerini sürdürür. Antik miras hafızasını korumaya ve öğretmeye yönelik yeni bir işlev kazanır. Bu işlevler parazitlenerek, zemin katta katılımcılarla paylaşılır. Hafıza avlusunun sağlamış olduğu boşluk hissi; özgür ve açık deneyimler sunar. Parazit birimler; bu avludan başlar ve kent vitrinleri, festival alanları, çeşitli deneyim mekanları ile meydana doğru sürekli devinim gösteren bir akış hikayesi yaratır.
Doğduğu boşlukta kalamayan parazitler…
Koşan, konuşan, yorulan parazitler…
Yokluğu var eden, varlığı bütünleştiren, bütünü süsleyen, süsleri dönüştüren parazitler…
Doğduğu an, her şeyin dönüşeceği andı.
Doğarken düşündü bağlarını, bağlanmayı ve yaşamını.
Anlamlanmak hayatın amacı yayılmak ise sadece fiziksel eylemi.
Büyüdü ve büyüdü. Değişti ve gelişti zamanla…
Boşluğunu tanıyarak, onunla konuşarak…
Meydanda doğmak istedi, kalbini buraya koymak ve geçirmek herkesi kendinden.
Sonra ilerledi her adım bir varlık ya da yokluk temsiliyeti…
Hanına da dokundu, parkına da, fuardan da geçti, Agorasından da.
Sütun da oldu, geçit de.
Denizini de sevdi gökyüzünü de.
REFERANSLAR
1- Akgün Gültekin, A., & Birer, E. (2019). Kamusal Alanda Özgürleştirici Müdahaleler: Parazit Mekânlar. Kent Akademisi, 12(4), 729-738.
2- Aksakal, A. (2019). Sanat Ontolojisi Bakımından Boşluk Kavramı (Yüksek Lisans). Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
3- Laozi. Dao De Jing.
4- Lefebvre, H. (1967). Şehir Hakkı.
5- Kodalak, G. (2021). Boşluğun Hayatiyeti [Video]. YouTube: AURA İstanbul.
6- Kuban, D. (2013). Lao Tzu, Tao Yolu Öğretisi, YEM Yayın.
7- Kuloğlu, N. (2013). Boşluğun Devinimi: Mimari Mekandan Kentsel Mekana. International Journal Of Architecture And Planning, 1(2), 201-214.
8- Öğdül, R. (2012). “Hiçliğin / Boşluğun Ör- gütlenmesi”, Birgün Gazetesi Yazıları.
9- Yorgancıoğlu, D., & Seyman Güray, T. (2017). Mimari Tasarım Eğitiminde Alternatif Yaklaşımlar: Bir Mekân Tasarımı Stratejisi Olarak “Parazit Mimari”. Megaron, 13(1), 144-155.