Mimari proje raporu:
Yol biter, yolculuklar biter… Hep bir son adım atılır, ve o bitiş hep hatırlanır.
Samsun’da durum biraz farklıdır. Burada yol yeni başlamış, adım yeni atılmıştır.
Sisli bir Mayıs sabahı Tütün İskelesi’ne yanaşan Bandırma Vapuru, her gün daha da gururla hatırladığımız Kurtuluş Mücadelemizin başlangıcını müjdelemiştir.
Atatürk, iskele meydanına inmiş, bugünkü Cumhuriyet Meydanı’na doğru yürürken muhtemelen kuşatılmış bir kent görüntüsündeki ‘Kara’ya bakmış ve başlatacağı mücadelenin ilk hamlelerini kurgulamıştır.
Bugün biz ise, bize bıraktığı değerli emaneti, önümüz apaçık ‘Ufka’ doğru deneyimliyor, Cumhuriyet’in sonsuzluğuna olan inancımızı perçinliyoruz.
Karadeniz kıyısında önemli bir liman kenti olan Samsun’da, tarihi gelişim sırasında kentlinin kıyı ile buluşması gittikçe limitlenmiştir. Gerek zengin bir açık alan kullanımı, gerek yeni yapısal bir düzen tarif edebilecek bu büyük potansiyelin çağdaş bir anlayışla yeniden ele alınması ve kentle aktif olarak buluşması projenin ana hedefi olmuştur.
Proje, Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı’nı başlatırken ilk adımı attığı kent olma özelliği ile taşıdığı tarihi değeri de, Kurtuluş İskelesi ile Gazi Müzesi aksı arasında önerdiği omurga ile kent hafızasında yeniden canlandırırken, mekanlar arası ilişkileri de en doğal yollarla, anıtlaştırmadan, gündelik yaşantı çerçevesinde kurmayı hedefler ve kentsel sürekliliği teşvik eder.
Kuzey-Güney boyunca kıyıya paralel uzanan Atatürk Bulvarı ve daha içerden aynı doğrultuda kenti kat eden 100. Yıl Bulvarı, ana araç arterlerini oluştururken, bu arterler arasında kalan kentsel alan, kıyı rekreasyon alanıyla birincil derecede etkileşime geçebilecek dokuyu tarif eder. Bu paralel hatların sahil bandı ile ilişkisi, dikine kesen üç ana aks ile sağlanır. Bu doku içerisinde yayalaştırılmış olan İstiklal Caddesi, yoğun yaya trafiğini toplayarak aynı düşey linkler ile kıyıya aktarmaya çalışır.
Yoğun kentsel doku içerisinde yeşil alanların sayısı neredeyse yok denecek kadar az olmakla birlikte sahilde güçlü bir yeşil alan ve park kullanımından söz edilebilir. Daha nitelikli sık ağaç dokusu yanında, yeni cılız park alanları da yer almakta, tren yolu boyunca ve yol kenarlarında strüktürel ağaç dokusuna rastlanmaktadır.
Kent dokusu, dikine ara sokaklarla birçok noktadan Atatürk Bulvarı’na bağlanır. Bu devamlılık bulvar üzerindeki yer yer bitişik nizam mevcut yapı düzeninden kaynaklı engellerle kesilir. Bulvarı geçebilen akslar ise yer yer tramvay, tren hattı ve kara yolları ile engellenmektedir. Yaya akış sürekliliği açısından bu hatların devamlılığı tasarıma bir veri olarak katılmıştır.
Kentsel odak noktaları Cumhuriyet Meydanı çevresinde yoğunlaşmaktadır. Gerek kamusal binaların bir araya gelmesi, gerekse sokak kotu alışveriş-yürüyüş akslarının toplanması yaya trafiğini bu meydan noktasına taşımaktadır.
Bir destinasyon olarak değil, sokağın devamı olarak kıyı…
Mevcut yaya sirkülasyonu, kalabalıkları gerek ana arterlerden gerekse ara sokaklardan Cumhuriyet Meydanı ve Bulvar AVM meydanına toplamaktadır. Gündelik yaşamın içerisinde, kendiliğinden oluşan bu akış ve odaklanmanın, aynı doğallıkla sürekliliğini sağlamak ve kentliyi kıyıya ulaştırıp kıyı kullanımını artırmak projenin ana fikrini oluşturur.
Mevcut durumda kentli kıyıya ulaşana kadar çok sayıda engeli aşmak zorundadır. Sırasıyla Atatürk Caddesi, tramvay yolu, Fuar Caddesi, tren yolu, sahil parkı içi araç ara yolları ve sahil yolu gibi kesintiler nedeniyle kent-kıyı buluşması güçleşmektedir.
Aralarında mesafe olan fazla sayıdaki engel gruplanarak, daha az sayıda ve düzenli bir yol dokusu önerilmiştir. Meydanda odaklanan kalabalıkların, zemin kotta süregelen hayatın devamı niteliğindeki hareketinin devam etmesi, bir alt zemin kot hayatı yaratılarak sağlanmış, engeller de bu şekilde daha kolaylıkla aşılarak sürekli bir akış önerilmiştir.
Alt zemin kot, tıpkı şehir merkezi zemin kotundaki gibi gündelik ihtiyaçların karşılanabileceği dükkanlar, kafeteryalar, atölyeler ve çok amaçlı kiosklarla, meydanlarla, su ve yeşil öğeleriyle kent dokusunun devamı niteliğinde organize edilmiştir.
Kıyı hattı boyunca uzanan yollar ve tren-tramvay hatları arasında tanımsız, niteliksiz alanlar oluşmuş, bu alanlar da zamanla kullanılmaz hale gelmiştir.
Yolların ve ray hatlarının yeniden organize edilmesi ile birlikte daha kullanışlı, tarifli alanlar önerilmiştir. Bu sayede kıyı hattı, yapılaşması önerilen kamusal bir kültür aksı, ve deniz kenarı yeşil bir rekreasyon aksı olarak iki ana eksende yeniden tanımlanacak şekilde ele alınmıştır.
Atatürk Bulvarı boyunca sahil bandında yer yer kamusal kullanımlı binalar olmakla birlikte, doluluk boşluk dengesinin sağlanamadığı gözlemlenmiştir. Sıkışık kent dokusu aniden tanımsız bir boşluğa açılmaktadır.
Sıkışık kent dokusu, kıyıya varmadan evvel gevşeyerek yerini kültür aksı olarak önerilen yapı adasına bırakır. Kamusal kullanımlı bu binalar kentlinin kıyıyla ilişkisini güçlendirirken, sahil boyunca önerilen aktivitelerin kullanımını da teşvik ederek, karşılıklı, sürekli ilişki halinde yaşayan bir doku oluşturur. Bu sayede alan, izole bir kıyı parkı kimliğinden, kamusal alanlarla bütünleşmiş bir kent parkı kimliğine bürünür. Yapılaşma aynı zamanda boşluklarla dengeli bir ölçeği tutmaya da yardımcı olacaktır.
Kenar park yerine Kent parkı…
Proje alanı, odak noktaları oluşturulmak suretiyle zonlara ayrılmış, bu farklı zonlar arasında sürekli iletişimi sağlayacak şekilde yaya ve bisiklet yolları planlanmıştır.
İzlek aksı, müze, toplanma, performans alanları, açık hava sineması, amfi tiyatro ve özellikle kent merkezinin devamı niteliğinde gündelik ihtiyaç birimlerinden oluşur.
Birincil odaklar yapısal odak noktalarını tarif eder. İzleği merkez alacak şekilde her iki kanada doğru açılan ve ağırlıklı kamusal bir kültürel zonu tarif eden bu aksta sanat, kültür, eğitim, kütüphane, gençlik ve eğlence merkezleri, sergi, müze, atölyeler, üretim ve paylaşım alanları ve öğrenci konaklama birimleri ve otel gibi fonksiyonların yanı sıra spor/aktivite birimleri yer alır.
İkincil odaklar doğa odakları olup, kent ormanı, piknik alanı, sera, bahçe alanları, kuş gözlem noktaları bu zonda yer alır.
Üçüncül odaklar tüm alana yayılan üniteleri tarif eder. Kiosk, kafe, büfe birimleri, çocuk parkları, dinlenme platformları, havuz, gölet birimlerinden ibarettir.
Dördüncül odaklar kıyı birimlerini tarif eder. Seyir terasları, kano, balık tutma noktaları, kumsal aktiviteleri, iskele birimleri ve benzeri kıyı üniteleri bu grupta yer alır.
Cumhuriyet Meydanı’nı Tütün İskelesi’ne bağlayan aks, İzlek olarak tasarlanmıştır. İzlek boyunca direkt bir ilişki kurulması hedeflenmiş, kent meydanında doğal olarak toplanan kalabalıkların aynı doğal akışla kıyıya kadar ulaşması için bir alt zemin kot oluşturulmuş, kesintisiz bir link sağlanmıştır.
İzlek aksı boyunca sıralanan dükkanlar, atölyeler, kafeteryalar gibi kentsel zemin kot yaşamını destekleyen birimler, kalabalıkların hareketinin sürekliliğine destek olur. Bu birimlerin de desteğiyle kıyının bir hedef değil, kentin doğal bir devamı olduğunu hissettirmek amaçlanmıştır.
İzlek aksı, şehir ölçeğinde bir iz olarak tarif edilerek simgeleştirilmiştir. Bu simgeleştirme anıtlaştırmadan, tamamen fonksiyonel bir dille ele alınmış, zemin kot hareketini yönlendiren ve yer yer bir koruyucu örtü, gölgelik olarak da vazife gören bir strüktür, çok basit bir dille, tipik bir iskelenin devamı niteliğinde tasarlanmıştır.
İzlek hattı boyunca hem yapısal odaklara, hem doğa odaklarına bağlantılar kurulmuş, kentsel akışın sürekliliği desteklenmiştir.
Cumhuriyet Meydanı’nı çevreleyen odaklardan Cami, Gazi Müzesi, ve Atatürk Parkı Anıt Heykel, İzlek aksı ile ilişkilendirilmiştir.
Caminin podyum katının, kent zemini ile son cemaat yönünde ilişkilendirilerek meydana açılması sağlanmıştır. Bulvar Meydanı’nı kat ederek Cumhuriyet Meydanı’na uzanan bu aks üzerinde izlek benzeri bir strüktür ile hem koruma, gölgeleme sağlanmış, hem de altında küçük büfelerin, kioskların konumlandığı bir omurga oluşturulmuştur. Gazi Müzesi ve Anıt Heykel akslarında da benzer strüktürde oluşturulan bu ikincil omurgalar, bir yandan ölçeği tutarken, kalabalık hareketini de tarif etmeyi sağlar.
İzlek boyunca valilik meydanı, parklar, doğal odaklar ile linkler kurulmuş, alt zemin kotun zemin ile ilişkisinde meydanlar, su öğeleri, amfitiyatro, açık hava sineması gibi yapısal öneriler ile boşluklar ölçeklendirilmiş, kentsel dokunun devamı sağlanmıştır. İzlek deniz tarafında bir Kurtuluş Müzesi ve önünde Bandırma Vapuru’na cephe veren bir meydan ile sonlanır. İzlek aksının ufka doğru kesintisiz açılımı Cumhuriyet’in sonsuzluğuna sahip çıkışı vurgular.