2. Ödül (2. Bölge), İstanbul Senin, Haliç Kıyıları Tasarım Yarışması

2. Ödül (2. Bölge), İstanbul Senin, Haliç Kıyıları Tasarım Yarışması

Proje Raporu

INTERLUDE

INTRO

Kent ölçeğinde yapılan her tasarım, söz konusu bölgenin kime ait olduğu sorusunu karşımıza çıkarır. Çevrede ikamet eden ve bölgeyi sık sık kullananların mı, yoksa orayı henüz hiç görmemiş birinin midir aynı zamanda? Su kimindir? Kıyı kimindir? Peki ya Haliç?

Bu soruları sorarak üzerinde çalışmaya başladığımız İkinci Bölge’nin Tarihi Yarımada’nın bir parçası olduğunu, surun dışındaki bir noktada başladığını, geçmiş zaman katmanlarını kazıdıkça ortaya çıkardığını göz önüne alarak, buraya yapılacak herhangi bir müdahaleyi tekrar tekrar düşünmek ve planlamak gerekti.

Biz de burada birkaç temel unsuru akılda tutarak ilerledik: Bölgenin geçmişte ne olduğu, burada kimlerin, nasıl yaşadığı, neler yaşandığı, geçmişteki kıyı izleri, bölgenin bugün nasıl kullanıldığı ve inşa halindeki tramvay yoluyla birlikte yeniden nasıl kullanılacağı. Tüm bu noktalar bizi hem şehrin hem de bölgenin sakinlerinin kendilerini ait hissedebilecekleri, içinde olmaktan mutluluk duyacakları ve en önemlisi de nefes alabilecekleri bir aralık/ara alan kurgulamaya yöneltti. Bu anlamda, müzikal terminolojiden ödünç aldığımız ve projeye ismini veren Interlude kavramı, kurguladığımız bu bölgeyi Haliç sahil şeridi içinde daha hafif, neşeli ve oyuncul bir melodi olarak tanımlıyor.

Bölgenin iç içe geçmiş zengin tarihi ve topografik yapısı ile çevreye dair duyarlılıklarımız neticesinde bu ara nefes alma noktasının büyük inşa faaliyetine ihtiyaç duymadan, minimal müdahaleler ile yaratılabilir, keskin ve bağlayıcı sınırlara ve yapılara sahip olmayan, tam da bu sayede uzak ya da yakın gelecekte ortaya çıkacak ihtiyaçlar doğrultusunda dönüştürülebilir bir yer olmasına özen gösterdik.

SİNYALİZASYON

Fener-Balat hattı boyunca devam eden sur, yüzyıllar boyunca iç kısımlar ile kıyı arasında keskin bir sınır oluşturmuş, suriçi ve sahil arasındaki sınırlı bağlantı sur kapıları aracılığıyla yapılmış ve tüm bu sınırlar kıyının morfolojisini belirlemiştir. Surların büyük bölümü yok olmuş olsa dahi, zaman içinde sahil yolunun açılması, araç trafiğinin yoğunlaşması ve diğer bariyerlerle suriçi-sahil arasındaki kesintinin altı yine kalın bir şekilde çizilmiştir. İnşaatı devam eden tramvay hattı ile birlikte bu sınır daha da keskinleşecektir. Tam da bu noktada, tramvay hattı üzerindeki yatay sinyalize kavşaklar, bugün eski sur kapılarını başka bir dilde ifade etmek için bize bir fırsat sunuyor: Geçmişte kentin kıyı ile kapılar yoluyla kurduğu ilişki, artık sinyalize geçişlerden kurulacak. Böylelikle yerin hafızasındaki sınırlanmış geçişlilik ile de sıkı bir ilişki kurmuş olacağız.”

YEŞİL ALAN

İkinci Bölge’nin tümünü, kentin bu bölgesinin nefes almasını sağlayacak bir yeşil alan koridoru olarak görüyoruz. Kentteki ucu denize doğru uzadıkça bir ağaç gibi dallanıp budaklanan sinyalize geçişlerin kolayca erişilebilir kıldığı bu koridor, Birinci Bölge’nin kentsel dokusunun nüfus ve yapı yoğunluğu ile Üçüncü Bölge’nin trafik yoğunluğu arasında bir tür iç bahçe/kent bahçesi olarak karşımıza çıkıyor.

Bu yeşil alan ağaçlar, yüksek ve alçak bitki duvarları, çalı türü bitkiler ve çimenlik alanlar olmak üzere dört farklı peyzaj unsuru ile şekilleniyor. Bu unsurların belirlediği kesitler, diğer kullanım alanları ile farklı yapısal dokunuşlarla bir araya geliyor: Yalnızca geometrik bir formu takip etmeyen, daha ziyade kullanıcılara sağlanan olanaklarla şekillenen peyzaj, sahil şeridinin genişlediği noktalarda buluşma alanlarına yer açıyor. Bu çerçevede oluşturulacak yeni peyzaj için şüphesiz var olan yeşil dokunun bütünüyle korunacak, taşınması elzem olan eski ağaçlar birer grid aracılığıyla yeni yerlerine yerleştirilecek ve var olanı koruyarak dönüştürme anlayışı tüm peyzajda saklı tutulacak.

PERVITITCH İZİ – BİSİKLET YOLU

Nomidis haritaları, Alman Mavileri, Pervititch haritaları ya da Bizans dönemini gösteren çizimlere bakıldığında, her ne kadar bölgenin dokusunun bugünkünden çok farklı olduğu açık bir biçimde görülse ve geçmişin izleri bugün görünür biçimde okunamasa da, bu izler kentin belleğinde yer alıyorlar. Bu anlamda projedeki tasarım yaklaşımımız, geçmişi bütünüyle geri çağırmanın imkânsızlığını akılda tutarak, geçmişin kimi izlerini referans almak oldu. Bu referansların da kıyıda bugün önerdiğimiz ilişkileri ören, stilize edilmiş izlerle belirtilmesini benimsedik.

Bu izlerin ışığında kıyı boyunca uzanan iki farklı tür mekânsal tasarım anlayışından ilki, kıyının eski izini stilize bir şekilde yorumlayarak takip eden bir bisiklet yolu oldu. Pervititch haritasında sahili tanımlayan çizgi -yani yeni bisiklet yolu- ile kent arasında kalan alanda farklı ihtiyaçlara yönelik küçük yapılar, yeşil alanlar, küçük meydanlar yer alıyor. Buradaki mevcut kullanımlar ile spor yapma olanağı sunan saha kullanımları, yeni tasarımla birlikte peyzaj ve kentle entegre bir biçimde tekrar ele alınıyor. İkinci mekânsal tasarım ise bisiklet yolunun güncel deniz sınırı ile arasında kalan, dolgu alan olmasından dolayı geçmişin hesaba katılmadığı ve ilişkilerin yine yeşil alan tasarımı vasıtasıyla kurulmasını hedeflediğimiz kıyı hattı. Bu alanda da amfitiyatro modelini baz alan oturma, buluşma alanları, deniz seyir terasları ve Haliç’in göz ardı edilemeyecek deniz araçları için çeşitli küçük müdahaleler bulunuyor.

BİR KÖPRÜ

Yarışma alanları içerisinde İkinci Bölge olarak tanımlanan alan, kent merkezindeki işlevlerden kopuk, kamusal varlığın ve etkinliklerin komşu alanlara oranla daha yoğun olduğu bir alan. Bu sebeple, bu özellikleri yapı yoğunluğunu artırmadan sürekli kılma ve kamusal kullanımı sağlıklı şekilde besleyecek fonksiyonları alanın bütününe yayma amacı başlangıç noktamız oldu.

Bölge, komşu bölgelerin tasarımları ve buralarda kurulan ilişki yumakları ile entegrasyona açık bir tasarıma sahip olmasına karşın, sahip olduğu öznel yapı sayesinde hem buraya yaya ulaşan kullanıcılara hem de sahilde inşası devam eden tramvay hattı yolcularına neredeyse bir tünele girip çıkmış gibi hissettirecek. Bölgenin başlangıç ve bitiş noktaları arasında kurulmuş olan peyzaj dili ve toplumsal ilişkilenme alanları, bölgenin isminin işaret ettiği inter (ara) +lude (oyun) kavramlarıyla burayı, kendinden önceki ve sonraki parçalardan bağımsız ama onlar arasındaki geçişi sağlayan bir köprü, oyuncul bir mola mekânı haline getiriyor.

ADAPTE EDİLEBİLİRLİK

Kullanıcı alışkanlıklarının süratle değiştiği ve yeni araç ve uygulamaların hızla birbirini takip ettiği bu dönemde, yapılan kamusal bir tasarımın da bu hıza ayak uydurabilecek esneklikte olmasına özen gösterdik. Son derece az müdahaleci, adapte edilmeye, azaltılmaya ya da artırılmaya müsait bir açık tasarım anlayışını benimsedik. Üretilmesi önerilen alan ve mekânların oluşturduğu etkileşim ağı, bu ağa takılmış odacıklar, bunlarla birbirine bağlanabilen, birbirinden etkilenebilen ancak birbirinin içinde olmayan zeminler ve nişler üretmenin yollarını aradık.

Bireyselden ziyade kolektif (sportif, kültürel ya da rekreasyonel) etkinliklere yer açan; bu kolektif deneyimin ve bağlantısal ilişkilerin sosyalleşmeyi güçlendirdiği, kenti şekillendirdiği, hatta ürettiği bir süreci ve alanı geliştirmeyi önemsedik. Tüm bu tasavvurların geri dönüşüm çöp kutuları, wi-fi noktaları, prizli banklar gibi küçük müdahalelerle hayata geçirilebileceğini de unutmadan, temel bir alt yapı kurulmasını öngördük.

ÇOĞULCU YAKLAŞIM

Kent mekânını sabit, yekpare, herkes için aynı şeyi ifade eden bir yer olmaktan çıkararak ilişki kurulabilen, temas edilen, kişiselleşen bir mekâna dönüştürmek, temel hedeflerimizdendi. Bu izlekte, kullanıcıların kendilerine ait odacıklar bulabildikleri ya da büyük gruplar halinde bir araya gelebildikleri bir yer çeşitliliği yarattık, bisiklet yolunun deniz tarafındaki dolgu alanda denize bakma noktaları tasarladık, tekbiçimli bir sahil tasarımı yerine tasarımları çeşitlendirerek herkesin kendini dahil hissedebileceği, rahatça kullanabileceği, çoğulcu yaklaşımın gerektirdiği esnekliğe sahip bir alan tanımladık. Çocukların, gençlerin, yetişkinlerin, yaşlıların, engellilerin, farklı ekonomik imkânlara sahip insanların, spor yapmak isteyenlerin, sakince dinlenmek isteyenlerin, kısacası herkesin dahil olabileceği incelikli bir tasarıma sahip bir yer hayal ettik. Ve bu yerin yalnızca gündüz değil, gece kullanımını da teşvik etmek ve artırmak amacıyla bir aydınlatma stratejisi hazırladık. Bu alanın sunduklarının gündüz olduğu kadar gece de fark edilmesi ve kullanılması bir metropolün sunması gereken güvenlikli, çok yönlü ve çoğulcu yapıya hizmet edecektir.

Etiketler

Bir yanıt yazın