Proje Raporu
Çınar
“Bir Halk Düşünürünün İzleri”
Karanlığın hüküm sürdüğü gece, Börklüce Mustafa’nın son sözleri,
“Ölür müyüz? Biz ki, insanlığın geleceği için çaba harcamışız. Ve dahi binlerin, milyonların kalbine girmeyi başarmışız, hiç ölür müyüz?”
Bir beden düştü toprağa on bin yeni filiz verdi aydınlığa. Onlar zulme başkaldırdı bir daha hiç inmedi başları aşağıya. Bu özgürlüğe, adalete, eşitliğe duyulan özleme hasret gönüllerin bir araya gelişi, kopmaz bir bağla bağlanışıydı. Nice işkencelerden geçti bedenler, düşüncelere erişemedi zulmedenler. Börklüce Mustafa’nın bedeniydi parçalara ayrılan, inancıydı onu dimdik ayakta, bir arada tutan. Bu anıt topraktan filizlenen ilimin, aydınlığın ışığıyla beden bulmuş çınarın. Nice zulümden parçalara ayrılsa bedeni, beden denen fani kabuk, dimdik ayakta göğe uzanan aydınlık ışık. Ölümsüzdü fikirler, ölümsüzdü Börklüce Mustafa ve daha niceleri. Bedendir toprağa karışan ve yeniden doğan. Aydınlık her daim bu toprakları aydınlatan, nice filizler verir Bedrettin’in Börklüce’nin ve daha nicelerinin aydınlığı. Onlar ki ilmi bir oya gibi bu çorak topraklarda işleyen.
Bir aydının yoldaşlığında, Bir çınarın gölgesinde; Tasarım, ilimin ve bilimin getirdiği aydınlıkla eşit, özgür paylaşılan bir dünya hayali kuran, bu hayali inşa etmek için yola çıkan Mustafa Börklüce’nin yol gösterici aydınlığının çınar olarak beden bulan anıt heykelini; onun yolundan yürümüş bu hayali paylaşmış yoldaşların zor ama inanç dolu yolunu ve on bin onun izinden giden yoldaşın temsiliyetinden oluşur. Zorlu, amansız bu inanç yolu Börklüce Mustafa’nın heykeliyle biter, onun kurduğu hayali paylaşanlarla çınarın aydınlık gölgesinde devam eder.
Bir önderin peşi ardında…
Tasarımda yer alan rampa yol, bütün zorluklara rağmen eşit paylaşılan bir dünya hayaline inancı ve direnci ifade eder. Yol boyunca zeminden çıkan aydınlık filizleri, onun yolundan gitmiş sekiz bin yoldaşın bu topraklara düşen bedenlerini, bu topraktan çıkan birer filiz olarak yolu aydınlatmaya devam etmesini temsil eder. Anıt heykele yaklaştıkça çoğalan bu filizler, onun ışığını paylaşan ona yaklaştıkça aydınlanan halk olarak kurgulanır.
Teslim olmayan irade, eğilmeyen baş, kuşaktan kuşağa aktarılan bilinç oldu çınar ve aydınlık filizleri. Yolun sonunda bu inanca önderlik eden Mustafa Börklüce anıt heykeli yer alır. Anıt Heykel; Börklüce Mustafa’nın bedeni topraktan bir filiz gibi yükselerek etrafını aydınlatan bir düşünüre dönüşür ve bu çorak topraklarda yeşeren bir çınar temsiliyetinde kabuk bulur. İnancı ve ütopyası yolunda yürürken aldığı yaralar, aynı düşü paylaşmayan karanlıklar tarafından aldığı her bir kesik, çınar olan anıt bedeninde yer alır. Kabuğudur yaralanan çınarın, ayaktadır dimdik, aydınlıktır bir arada tutan ışık. Sokamadılar kalıba, döndüremediler yolundan, uyandıramadılar kurduğu düşten. Bu yüzdendir devam eden ışığı, aydınlatır karanlığı.
“Yıkıp perdeyi viran eylemek değilse nedir bu aydınlık; gölgesinde çınarın”
Benlik hapishanesinin kilidini kırmak, ortak bir düşe uyanmak için… izinde. Yolun sonundaki anı duvarında yer alan aydınlık filizleri, Mustafa Börklüce’nin gözlerinin önünde öldürülmüş iki bin yoldaşıdır. Hep birbirlerine bakar, aynı hayali paylaşır gözlerini son kez bu aydınlığa kapatırlar. Börklüce Mustafa Anıt Heykeli, yolu ve yoldaşları süre gelen inancı ile birlikte düşünüldü, Karaburun’da, topraklarında düşlendi, filiz verdi. Mümkündü paylaşılan kardeşçe yaşanan bir dünya; özgür, eşit alınan hava, aynı tasa bir kaşık daldırmak, birlik olarak yeni güne uyanmak, paylaşmak, çoğaltarak arttırmak… Onun gözlerinin ardındakilerdi bu düşler, düşünceler. Şimdi gölgesinde aydınlığın, yeni filizler veren çınarın…
1/50 Yapısal Plan
“Mavi göğün uzandığı ufuklar kadar büyük olan dünyamız bütün insanlığa yeter” Börklüce Mustafa Tasarım kurgusu, cami meydanından başlayan anıt heykel omurga ile başlar, Börklüce Mustafa Heykel anıtına açılır. Beton brüt duvarları ile dar bir yol olarak tasarlanan omurga, yaşanan zorlukları temsil eder. Zeminde toprağı görerek yürüdüğümüz bu yolu aydınlatan LED aydınlatmalar Börklüce’nin yolundan yürüyerek bu topraklara karışmış halkı ve onların yaymaya çalıştığı inancı, yolu aydınlatan sekiz bin ışık filizi olarak tasarımda yer bulur. Meydanda yer alan amfi, etkinlik alanı, toplanma mekânı olarak kurgulanır. Anıtın devamındaki çayır etkinlik zamanlarında çok amaçlı kullanıma uygun planlanmıştır. Anıt arkasında aydınlattığı yoluyla, yoldaş olduğu halka önderliğiyle Karaburun’da yükselir, gelecek günlere.