MİMARİ AÇIKLAMA RAPORU
İstanbul kentinin en kozmopolit yapısına sahip yerleşim bölgelerinden biri olan Büyükada’da, rekreatif işlevlerin yoğunlaştığı kıyı şeridiyle, ticari – sosyal faaliyetlerin gerçekleştiği çarşı bölgesi arasında dar bir parselde konumlanan Büyükada Çarşı Camii mimari projesinde, semboller ve simgelerden oluşan temsiliyetin yoğun olduğu bir cami mekanı yerine, ilk dönem ibadet mekanlarındakine benzer güneşten koruyan bir örtüyle örtülmüş sade bir namazgah algısı tasarımının başlangıç noktasını oluşturmaktadır.
Yakın çevre kent dokusundan bağımsız kıble doğrultusu, cami ana kütlesinin mevcut parsele 45 derecelik bir açıyla yerleşmesine imkan vermektedir. Parselin dört köşesinde kalan üçgen alanlarda, ibadet mekanını çevreleyen ve onun tamamlayıcısı işlevler, danışma ofisi, mihrap, minare, son cemaat mahalli ve ıslak hacimler konumlandırılmıştır.
Çarşı Camii, Büyükada’nın kentsel dokusunun en yoğunlaştığı noktalardan birinde yer almaktadır. Ana ibadet mekanının duvarları, çarşı caddesi, komşu sokak ve komşu parselden geriye çekilerek, ibadetin gerçekleştiği çekirdek bir mekan oluşturulmaya çalışılmıştır. Son cemaat mahalli, minare kütlesi ve mihrap duvarından oluşan caminin geleneksel üç unsuru, bunları birbirine bağlayan strüktürel ahşap kolonlarla ve üzerindeki örtüyle sınırlanan boşluk, daha içeride konumlandırılmış ibadet mekanı duvarıyla birlikte genişletilmiş bir kabuk olarak ele alınmıştır. Cami cephesinin ana karakterini, iç mekana kontrollü ışık alınmasına imkan veren ve mahremiyet sağlayan bu genişletilmiş kabuk oluşturmaktadır. İşleve göre yönlenen strüktürel ahşap kolonlar ve farklı yüksekliklerde tanımlanan geleneksel cami birleşenleri, genişletilmiş kabuğun yüzeyinde sürekli değişen bir ara kesit oluşmasını ve hareketli bir cephe algısı sağlamaktadır. Çekirdek mekanı saran duvarlar üst kat seviyesinde çatıya seviyesine yaklaştıkca, daha geniş camlı yüzeylere dönüştürülerek, ibadet mekanındaki mahremiyet algısını zayıflatmadan, çatı örtüsünün sürekliliğinin algılanması hedeflenmiştir.
Günümüzde minareler ezanın yüksek bir noktadan okunduğu, cami mimarisinin işlevsel olarak zorunlu bir yapı unsuru değildir. Büyükada Çarşı Camii mimari projesinde, çatı örtüsünün ve strüktürel ahşap kolonların yükselerek oluşturduğu minare iki sokağın köşesinde konumlandırılarak, çarşı içerisinde daha uzun bir sokak perspektifinde caminin daha kolay algılanması hedeflenmiştir.
Geleneksel Osmanlı mimarisinde en önemli kamusal mekanlarından birisi olarak kabul edilen cami avlusu, Büyükada Çarşı Camii mimari projesinde parsel büyüklüğü sebebiyle bulunmamaktadır. Caminin yakın çevresinde yapılan düzenlemelerle daha geniş bir alanda konumlanmış camii kompleksi algısı oluşturulmaya çalışılmıştır. Bu sebeble cami mekanının ana girişinin de olduğu komşu sokak zemin kaplaması ve kıyı tarafında yer alan yeşil alan düzenlemesi cami tasarımıyla birlikte ele alınmıştır.
Danışma bürosu caminin güneybatı köşesinde, çarşıdaki günlük hayatla doğrudan ilişki içinde olucak şekilde konumlandırılmıştır. Bu mekanda bulunan kütüphaneyle birlikte, istenildiğinde okuma odası şeklinde de kullanılabilir.
Islak hacimler, caminin kuzeydoğu köşesinde, girişi kıyı şeridi tarafından olucak şekilde düzenlenmiştir. Günlük kullanım sırasında caminin işlevleriyle kesişmemesi, kıyı şeridinden kolay ulaşılması hedeflenmiştir. Toprağa yarı gömülü kütlesi, cami cephesinin yaya dolaşımı sırasında kıyı şeridinden daha kolay algılanmasına imkan vermektedir. Islak hacimlerin açılı ve doğal taşla kaplı üst örtüsü, caminin önündeki peyzajın devamı olucak şekilde tasarlanmıştır.