Proje raporu
KONSEPT:
Kule, dünyanın en güzel şehirlerinden biri olan İstanbul’un ve onun müstesna peyzajının bir parçası olmayı hedefler. Kentin ona bakısı ve onun bir seyir mekânı olarak kente panaromik açılımı bu bağlamda önem taşır. Strüktürel, mekânsal ve işlevsel kurgusuyla kent peyzajını düşeyde sürdüren, sürekli devinim halinde olan bir simgedir.
MEKÂN ANALİZİ:
Kule, eşsiz Çamlıca Koruluğu peyzajında, mevcut tüm antenlerin yerine inşa edilecek olan İstanbul’un en yüksek noktası ve tepedeki tek yapı olarak tasarlanır. Bu yüzden tüm Çamlıca tepesine hizmet ederken ayrıca tepenin yüzyıllarca Boğaz’a ve İstanbul tarihine tanıklık etme görevini devam ettirir. Kule sarmal bir rampa etrafında mekanlaşmış, iki farklı kottan ulaşılan, İstanbul Tarih Müze ve Sergisi olarak değerlendirilen baza üzerinde yükselir. 4 farklı kottan İstanbul’u izleme olanağı veren kule kendi etrafında dönerek her platformda farklı noktadan farklı açılarla ziyaretçilere farklı vistalar sunmaktadır.
ULAŞIM ANALİZİ:
Tepeye araba, toplu taşıma ve yaya olarak ulaşım mümkündür. Tepenin kuzeyinde giriş meydanı ve yer altı otoparkı bulunmaktadır. Ayrıca Çamlıca Korusu Promenadı’ndan da kuleye yaya olarak ulaşılabilinmektedir. Kule eğimli bir bölgeye yerleşmiş ve bu sayede iki ayrı girişi oluşmaktadır. Üst kottan girildiğinde yapının çatısı ziyaretçileri iç mekâna alan sarmal bir rampaya dönüşmektedir. Alt kota erişildiğinde (ya da alt kottan direkt yapıya girildiğinde) 2 ziyaretçi asansörü seyir terası olan katlara ulaşmaktadır. Ayrıca teknik ekip desteği için 2 servis asansörü tüm katlara erişebilmektedir.
KÜTLESEL KURGU ANALİZi:
Kule, Boğaziçi deniz kotundan bakıldığında İstanbul’un en yüksek tepelerden birinde konumlanır. Bu yerleşim onu hemen bir ikon haline getirir. Ayrıca 340 metreye ulasan yüksekliği ile İstanbul’un en yüksek noktasıdır. Siluete katkı sağlamak için öncelikle incelir ve 16 metreye kadar ulasan dar ve burkulan gövdesiyle belli belirsiz tepenin arkasından yükselir. Bu narinliğe ulaşabilmesi için alt kotlara indikçe genişler ve yere güçlü bir şekilde temas eder. Temas ettiği noktada tepenin ve şahit olduğu tarihin izlerinin sergilenmesi için mekân oluşturur.
STRÜKTÜR ANALİZİ:
Yaklaşık 240 m yüksekliğinde bir çekirdek üzerinde yükselmek yerine, çekirdeği 4 ayrı parçaya bölünerek ve alt kotlarda birbirlerinden ayrılıp üst kotlarda yakınlaşarak dengeli ve narin bir gövdeye sahip olan yapı, çelik kafes bir örtü ile sarılmıştır. Bu örtü sayesinde eğik duran çekirdek elemanları birbirlerine desteklenmiş olur. Piramidal yapısı ona hem yükseklik hem de yükselirken narinlik katar.
TEKNİK ALT YAPI ANALİZİ:
Kule, seyir imkânının ötesinde TV ve Radyo Anten kulesi olarak işlev kazanır. 60 kotunda GSM ve Telsiz antenleri için platformlar, 150 kotunda DVB-T ve FM sistemleri için platformlar yükselmeye baslar. En üst kotta 130 metreye ulasan yüksekliği ile DVB-T,VHF, FM, GSM ve R/L gibi yayın sistemlerinin bileşik anteni bulunmaktadır.
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ve CEPHE ANALİZİ:
Kule, içinde bulunduğu çağın teknoloji sistemlerine hizmet etmektedir. Lakin çağın çok hızlı değiştiği, yarının ne getirebileceğinin bilinemediği bu zaman diliminde, belki de yüzyılı aşkın süre İstanbul’un en güzel noktalarından birinde konuşlanmış olacak yapı, fonksiyonunun ötesinde bir misyonu yüklenmelidir. Bu yüzden cephede, dinamik bir sistem üzerinde yer alan Kontrollü Solar Enerji Modülleri, çevre yerleşimlere temiz enerji kaynağı olarak düşünülmüştür. Güneşlenme durumuna göre hareketlenen, rüzgar durumuna göre güvenli biçime geçebilen ve geceleri kentin simgesel bütünlüğüne katkıda bulanacak aydınlatma konseptini dinamik hale getiren cephe sistemi ile hem çağın hem de gelecek çağın simgesel yapısı olmayı hedeflemektedir.
-1/2000 Ölçekli Plan Açıklama Raporu-
Çamlıca Tepesi, hem kentsel peyzaja hem de tarihsel bileşenlere sahip, İstanbul’u ve Boğaziçi’ni 260 m yükseklikten görebilen en önemli noktalardan biridir. Eşsiz konumu, dinginliği ve doğal örtüsü ile bakir bırakılmak zorunda hissettirir kendini. Şu anda, sadece amaca yönelik inşa edilmiş, hiçbir estetik anlayışa ve kaygıya sahip olmayan anten işlevi gören bir çok yapı tepeyi işgal etmektedir. Yarışmanın da konusu gereği, bu yapıların temizlenmesi ve tek bir kule bünyesinde tüm bu işlevlerin toplanması ile tepe hak ettiği sadeliğe, dinginliğe ve bakirliğe kavuşmuş olacaktır. Kule teknolojik altyapısı dışında kentlilere İstanbul’u farklı bir panoramadan izleme fırsatı verirken, siluete de yeni bir landmark olarak katılacaktır. Kuzeydeki alana giriş meydanına kadar toplu taşıma ve motorlu taşıtlar ile ulaşım sağlanırken, ziyaretçiler hususi araçlarını bu meydanın altında bulunan yer altı otoparkına bırakabilmektedirler. Meydandan shuttle servis araçları ile kuleye ziyaretçilerin ulaşımı sağlanırken, isteyen ziyaretçiler bu mesafeyi yürüyerek kat edebilirler. Güneyde Turistik Çamlıca Caddesi’nden motorlu taşıtlar ile kule önüne kadar gelip, duraklama ceplerinde ziyaretçilerin alana ulaşımı sağlanır. Bu güzargah gene kuzeydeki giriş meydanına bağlanır. Batı bölgesinde ise yaya ulaşımı desteklenmektedir. Bu alan Çamlıca Koruluğu içerisinden ya da cepherinden devam eden Büyük Çamlıca Promenadı ile bölgedeki tarihi yapılara uğrayarak kuleye ulaşmaktadır. Alanın, koru bölgesine göre daha az ağaçlandırılmış ve peyzaj olarak cılız kalmış olan Kule’nin de bulunduğu alanın peyzajı koru ile entegre hale getirilmiş, korunun devamı niteliğinde ağaçlandırılması öngörülen alan, ışınsal olarak kuleden koruya açılan küçük patika ve yaya yolları ile yatay ve düşey bu iki elemanı birbirine bağlamayı hedeflemiştir.
1 Yorum
Bunda Bünyamin Derman olmadığına göre “DB Mimarlık yine birden fazla projeyle katıldı”yı düşünmekten kendimi alıkoyamıyorum 🙂