ASUDE
“Su yürümek güneş bilmek”
Turgut Uyar, Kurtarmak Bütün Kaygıları şiirinden
“Yap-boz oyununu düşünün, orada bir bütün var; o bütünlük kaybolmuş oluyor.”
Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları BAHAR Merkezi tanıtım videosundan bir alıntı
“…Bu yeri almazdan evvel, İstanbul Hastahane ve Sanatoryum Başhekimlerinden müteşekkil bir heyete tetkik ettirdik. Her noktayı nazardan bu iş için ideal bir yer olduğuna kanaat getirdik. (…) Sanatoryum, şehrin kalabalığından uzak, asude bir mahalde, etrafı tamamıyla duvarla muhat olup, içinde müteaddit köşkleri ve çok güzel yerleştirilmiş çamlıkları, bağı, müteaddit kuyuları ve yel değirmenleri ile akar suyu havidir; 54 dönümlük araziye maliktir. Buranın en büyük fazileti ileride istenildiği kadar tevsi’e müsait olmasıdır.”
Erenköy Sağlık Yerleşkesinin Tarihi: Kuruluşu, Gelişimi ve Servis Binaları çalışmanın atıfta bulunduğu metinden
Proje konusu yerleşke, güzel yerleştirilmiş çamlıkları, bağı, kuyuları ve yel değirmenleri ile akar suyu havi bir bahçeye dair güzel duyguların aksine, çeperinden geçen kentlinin gözünde yüksek ihata duvarları ve daracık kaldırımıyla asude bir yer olarak algılanmaktan uzaktır. İçeri girildiğinde ise, duyarlıktan uzak güvenlikli bahçe setleri ve işlev-çeper ilişkisi gözetilmeksizin zaman içinde ihtiyaca göre yerleşimleriyle dağınık bir görüntü arz etmektedir. Projenin bu iki meseleyi dert edinmiştir:
1.Kent çeperinin soğuk ve ürküten yüzünün eritilmesi
2.Yerleşke içi yerleşimin dağınık yerleşiminin potansiyellerine karşın “bütünlük”ten uzak oluşunun giderilmesi; yap-boz’un bir resme dönüşmesi.
Bu iki başlığın çözümü bütüncül bir program hiyerarşisi kurmayı gerektirmiştir. Bu ilk hiyerarşi;
1.Kamusal alan (kaldırım kadar herkesin)
2. Gündüz kullanımlı alan (psikoterapi merkezi, poliklinikler, kreş vb.)
3. Yataklı klinikler alanı (ki kampüsün asli sakinleri; temelde psikiyatri ve amatem olarak iki üst başlıkta düşünülebilir)
4.Servis alanları (her birimin kendi iç servis alanlarını aşan büyük ölçekteki mutfak, teknik merkez, otopark, mal kabul alanları ve konferans salonu gibi işlevler)
Hastane Programı Hiyerarşisinin Kurgulanması
Kent çeperi bağlamında Ahşap Köşk, Psikoterapi Merkezi, Kreş ve “asude” giriş
Bu hiyerarşinin ilk basamağı olan kamusallık, hastane çeperinin kente bakan çeperinin ürkütücü niteliğinin dönüştürülmesini sağlayacak kavramdır. Bu bağlamda hastane çeperi tarihi köşkün bir yüzünü dışarda bırakacak kadar geri çekilmiş, köşkün kaldırım ile aynı kottaki bodrum katının kamusal kullanıma dahil edilmesi önerilmiştir. Bu geri çekilmeyle beraber kampüsün yeşil dokusunun karakterini taşıyan kayda değer bir kısmı kaldırıma dahil edilmiştir. Bayar caddesi boyunca kaldırımda yürüyen kentli, yüksek bir hastane çeperiyle yüz yüze gelmez; hastane içine girmeksizin içerideki yeşil dokusuyla temas eder. Ahşap köşkün sokak kotunu yakalayan bodrum katı bu dokuda soluklanacak kentli için bir kitap-kafe imkânı sunar. Asli girişi ise kampüs içinde bırakılan köşkün üst katlarının ise şifahane-müzikle terapi kavramları bağlamında, küçük ölçekli bir müze ve performans programı üstlenebileceği öngörülmüştür. Kampüs içi ve kampüs dışına dönük yüzüyle bu öngörünün imkânı var edilmiştir.
Bayar caddesi çeperinin eritilmesi bağlamında bir diğer öneri, “psikoterapi merkezi” olarak işlevlendirilmesi tavsiye edilen Tevfik Sağlam Hemşirelik Koleji-K1 binasının kaldırıma yakınlığı bir potansiyel olarak görülmüş, plan şemasının imkân verdiği bir aksı zemin kotta boşaltılarak altından katedilen bir revağa dönüştürülmüştür. Psikoterapi merkezinin, kent hayatına dahil olan hastaların gündüz terapi amacıyla kullandıkları bir yapı olması dolayımında, bu mimari müdahale hastane ile hastane dışı hayatın sağlıklı bir bütünlüğünün temsilini yüklenir. Hastanenin hafızasına ait olması nedeniyle korunması beklenen bir yapı, kente dönük çeperde de böylece biriken hafızayı yeni yüzüyle sürdürecektir. Zemin kotta önerilen bu akışın mahremiyet sorunu yaratmaması amacıyla, iç çeperde kot ilişkileri, iç peyzaj aksı var edilmesi, kolon aksının sıklaştırılması, şeffaf yüzey niteliği gibi mimari enstrümanlar kullanılmıştır.
Bayar caddesi boyunca var edilecek duvarın geri çekilerek önünde yerleşke ağaç dokusundan taneler içermesinden başka, bu çeper duvar parçalanarak ve parçaların yükseklik ve doğrultuları farklılaştırılarak ölçeği küçültülmüş, iç peyzajın sezileceği perspektifler var edilmiştir.
Acil girişi ile başlayıp, psikoterapi merkezinin revağı altından geçen ve ahşap köşkün işlevlendirilen sokak kotuyla yüzyüze gelen günlük kaldırım dolaşımı, ardında kreşi barındıran görece alçak çeperle son bulur. Hâlihazırda kreşin bulunduğu yer doğru bulunmuş ve yeni programın kreş ihtiyacı da caddeden bağımsız giriş alabilecek şekilde çözülmüştür.
Bayar caddesindeki acil girişi korunmuş ve halihazırda servis amacıyla kullanılan eski kapı ana giriş olarak önerilmiştir. Ahşap köşke doğru genişleyen kamusal alan ile bu bölgede kalan ağaçların ardında, hastanenin ana girişi bir rekreasyon alanı katedilerek varılan “asude” bir girişe dönüşmüştür.
Bütünlük bağlamında pavyon pavyon yerleşmek, su yolu ve ağaçlar
“Çok güzel yerleştirilmiş çamlıkları havi” kampüsün yeni programının yerleşiminde ilke, kaldırılacak binaların izleri ile mevcut ağaçsız alanların tercihine dayanmaktadır. Hastanenin mevcut spor sahalarının bulunduğu bakir alan ilk bakışta yerleşim için kolaylıklar önerse de görece kampüsün “çeper”inde kaldığı değerlendirilerek, hastanenin asli programı olan yataklı kliniklerin kampüsün “iç”inde konumlanması gerektiği düşünülmüştür. Bu üst ölçek kararın ardından; yapı kütlesi olarak azami zemin +2 kat kalınması, bir ünitenin tüm destek birimlerine aynı kottan erişebiliyor olması ve en az sayıda ağacın etkilenmesi kriterleri benimsenmiştir. Bu kararlar mevcut ağaç dokusu arasında kendine yer bulan, bu kriterlerin biçimlendirmesinin sürprizlerini taşıyan pavyonlar olarak sonuçlanmıştır. Mevcut çatı dokusunun sürdürülmesi, “ev” ölçeğinin hissedilmesi, içerilen mekân-kabuk ilişkisinin okunurluğu önemsenmiş, böylece beşik çatıların farklı kırılma, yükseklik, doğrultu ve büyüklüklerle bir kütle kompozisyon bütünlüğü var edilmiştir.
Prensip olarak gündüz klinikleri Bayar caddesine yakın konumlandırıldıktan sonra, amatem programı mevcutta mutfak, poliklinik vb. bulunan bölgede çözülmüştür. Bayar caddesine doğru, erkek amatem kapalı erkek amatem, çematem, kadın ametem, erkek rehebilitasyon ve anne bebek kliniği yerleştirilmiştir. Bu son iki klinik topluma dahil olmadan önce bağımlı hastaların yaşadığı klinikler olması nedeniyle diğer amatem’lerin nihayetinde kent çeperine yakın konumlandırılmışlardır.
Ruh ve sinir hastalıkları hastanesinin asli işlevlerinden bir diğeri olan psikiyatri programının birbiri ile yakın ilişki içinde çözülmesi önemsenmiştir. Bu düşünce doğrultusunda, Bayar caddesinin paraleli olarak kampüs içinde bulunan ve “idari bina” önünden geçen yol bir “su” aksına dönüştürülerek, psikiyatri klinikleri bu aks üzerine yerleştirilmiştir. Bu su yolu her iki yanındaki yürüyüş parkuru ile amatem kliniklerinden başlayarak tüm psikiyatri klinikleri ve idari binayı katederek personel yemekhanesine ve konferans salonuna varır. Bir yanında servis yolunu da barındıran su yolu, binalara vardığında genişleyerek havuzcuklar var eder. Bu havuzlarda su sesini yerleşkeye usulca yayacak fıskiyeler, yerleşime kimlik katacak heykel düzenlemeleri yapılabilir. Halihazırdaki “Umuda Dokunuş” heykeli de bu aks üzerinde yeri değişmeksizin yer bulacaktır. Tüm yataklı kliniklerin bahçeleri bir yüzlerini bu su yoluna dönmüştür. Suyun kampüs kuş popülasyonunu artıracağı, böylece kuş sesleri, su sesi, çevresindeki renkli peyzaj öğeleri ve hastane hafızasında ve halihazırda var olan hastane kümesinde olan veya dahil edilecek kaz ve ördeklerle, yaşayan ve sağaltan bir promenata dönüşecektir. Pavyon pavyon yerleşimin dağınıklığı hayal edilen bu “su ve peyzaj” ile anlamlı bir bütünlüğe erişecektir. Kampüs içi erişişimin elektrikli araç/bisikletle sağlanabileceği düşünülmüş, sert zemin kesintisiz olarak her bina tanesine sürdürülmüş ve bina girişlerinde araç park alanları önerilmiştir.
Bahar Merkezi ve Kampüsün Merkezi
Bağımlılık hastaları için sanatsal atölyeler ile grup ve bireysel terapi mekanlarının olduğu bahar merkezi amatem klinikleri dizisinin hemen karşısında su yoluna çeper veren, permakültür ve peyzaj düzenlemeleri ile kampüsün geometrik merkezine konumlandırılmıştır. Bahar merkezi, açık alan zenginliği ve mekân esnekliği düşünüldüğünde psikoterapi merkezi gibi diğer hastane kullanıcılarının da kullanabileceği bir çatıdır. Kampüs vaziyet planında bu hayalin bir ifadesi olarak, “Bahar Çatısı” yalın geometrisiyle çevresini gölgesi altına çağırır.
Bahar merkezinin konumlandığı orta bahçe alanı diğer yönde Kızılay Pavyonu ile Pul Servisi binaları ile çevrelenmiştir. Kızılay Pavyonu jüri önerisi doğrultusunda, sanat atölyeleri, grup ve bireysel terapi odaları, açık mutfak alanlarını içerir. Personel kütüphanesi ve kuaförünün de bu binada çözülmüş, kısa yönünden verilen bir çıkış ile bu programlar yeni personel kafesiyle buluşturulmuştur. Yeni yapı eski yapının bir uzantısına dönüştürülmüş, gündelik dolaşımda mekân farklılaşmasının zenginliği açığa çıkarılmış, orta bahçe bir yönden daha çevrelenerek mahremiyeti kuvvetlendirilmiştir.
Orta bahçeye dönük çalışacağı öngörülen Kızılay pavyonunda iç düzenleme ile asli girişi bu cepheye alınmış, programın ve dolaşımın yönü permakültür bahçeleri, açık amfi ve diğer peyzaj düzenlemelerine açılmış, buradan su yoluna vardırılmıştır. Diğer tarihi bina ise Poliklinik programının bazı başlıklarını içerdiğinden asli girişi korunmuştur.
Kızılay Pavyonu ve Pul Servisi Orijinal Balkonlu Cepheleri ve Ortabahçe İlişkisi
Kızılay ve Pul Servisi binalarının tarihi fotoğrafları doğrultusunda, yüklendikleri programların zenginleşmesi, kampüs atmosferinin yarı açık alanlarla bina içine çekilmesi düşüncesiyle, ön cepheleri olarak tarif edilen giriş cephesinin diğer yönündeki cepheleri orijinal teras ve balkonlarına kavuşturulmuştur. Plan düzleminde Kızılay Pavyonunda atölye ve terapi mekanlarının önünde birer balkon oluşturulmuş, Pul servisinde bu balkonlar muayene odalarının balkonları olarak kurgulanmıştır. Doktor ve hasta görüşmelerinin bu balkonlara taşınabileceği hayal edilmiştir.
Gündüz Programları, Poliklinikler ve Kent Çeperine Yakınlık
Psikiyatri ve Amatem kliniklerine karşın, Poliklinikler kent çeperine yakın konumlandırılmıştır. Poliklinikler, Amatem-Çematem Polikliniği, Sağlık Kurulu, Tutuklu Hasta Polikliniği, poliklinik kafesi ile çeperdeki Psikoterapi merkezi bir avlu etrafında kümelenmiştir. Bu küme Nöroloji polikliniği olarak işlevlendirilen Pul Servisi binası ile desteklenmiştir.
İdari Bina ve Orijinal Balkonlu Cephesi
Kızılay Pavyonu ve Pul Servisi binaları gibi, Süleyman Çakır Pavyonu da orijinal şemasında kampüse dönük cephe boyunca balkon bulundurmaktadır. Yeni planlamada bu balkonlar ofislerin yarı açık alanı olarak düzenlenmiştir. Yine bu cephe su yoluna ve Bahar Merkezi’ne doğru bakarken, önünde kendi peyzaj düzenine açılır. İdari bina girişinde üç aks derinlikte döşeme kaldırılarak, seminer salonu ve fuayesi, başhekimlik toplantı odası ve fuayesi ile yüksek hacimli ziyaretçi bekleme alanları var edilmiş, boşaltılan hacimde çelik iskelet sistem ile büyük boşlukta katları kateden bir merdiven ile eski ile yeni arasında bir tansiyon yaratılmıştır. Bina çeperinde açığa çıkarılacak yığma tuğla ve betonarme hatıllı cephe düzeni ile içerdeki yeni malzeme kullanımının zenginliği binanın yeni karakterini var edecektir.
Konferans Salonu, Merkezi Teknik Alan, Merkezi Mutfak, Bakım Atölyeleri, Otopark vb.
Kampüsün Işık lisesi çeperindeki görece ağaçsız bölge, otopark ve teknik alanlar için ihtiyaç duyulan bodrum kat imkanının yapılmasına elverişli bölge olarak görülmüştür. İnşa etaplaması da gözönüne alındığında servis zonu olarak da tanımlanabilecek bu bölgenin hastane tümüyle çalışmaya devam ederken inşa edilerek akabindeki etaplarda esnek davranmayı mümkün kılacaktır. Uyku servisinin özel kullanımı düşünülerek, bu klinik otopark servisine yakın konumlandırılmıştır. Otopark ihtiyacı büyük ölçüde 2 otopark katında çözülmüş, ara kullanımlar dikkate alınarak, özellikle idari bina çevresinde açık otopark cepleri tasarlanmıştır. Hastane bakım atölyeleri de ilk bodrum katta bir avlu etrafında kümelendirilmiştir.
Otopark ve servis zonuna çevreden erişim için kampüsün güneyinde görece sakin giriş tayin edilmiştir. Böylece otapark kullanıcıları, servis araçları, çöp ve temizlik araçları gibi kullanımlar kampüsün güney iç çeperi boyunca yol alarak servis zonuna ulaşabilecektir.
Eski-Yeni, Tuğla-Betonarme Hatıl, Kırma Çatı-Beşik Çatı, Ev Ölçeği, Bahçe Kolonatı ve Ufuk Açıklığı
Korunması önerilen erken tarihi yapıların eski fotoğraflarından tespit edilen malzeme kültürü, projenin mimari karakterine iham olmuştur. Tarihi yapıların betonarme hatıllı yığma pres tuğla malzemesinin güncel detaylarla yorumu denenmiştir. Bu bağlamda kırma çatı kültürünün cephelerde de görüleceği beşik çatı sistemine gidilmiş, güncel detay çözümleri araştırılarak saçaksız, duvar tuğlasının çatı düzlemine de döndüğü kesit detayında karar kılınmıştır. Ev ölçeği, iç programın kütlesel karşılığının okunması, bahçe duvarı kotunun tüm kampüs yapılarında betonarme hatıl olarak çepeçevre dolaşımı, bina çeperlerinin bahçe duvarına dönüşmesi, böylece ihata duvarlarının kütlesel bütünlük içinde yerini bulması gibi konular başlıca araştırma konuları olmuştur.
Psikiyatri ve Amatem kliniklerinin bahçe duvarlarının bina kütlelerinin bir uzantısı olarak çözülmesi yoluna gidilerek, sınırların bina kütlesince var edildiği bütünsel bir mimari dil benimsenmiştir. Tuğla kaplamalı kolon dizisince sınırları tariflenen bahçeler, kolonat boşlukları ile kampüs peyzajının sürekliliğini kesmez. Mahremiyet bahçe kolonatlarının her iki yüzünde birer metrelik sık peyzaj öğeleri ile sağlanmıştır. Kolonat boşluklarının, gizli kayıtlı olmak üzere cam, metal tekstil, çelik örgü, metal lamelli korkuluk sistemleri gibi bakışın sürekliliğini kesmeyecek malzeme ve sistemlerle çözülebileceği öngörülmüştür.
Hasta Odası, Temiz Hava-Temiz Bakış
Ruh ve sinir hastalıkları hasta odasının çözümünde temel standartlar gözetilmekten öte (Odaların kısa cephelerinden kampüse açılması, bir dizi oluştururken ıslak hacimlerin sırt sırta vermesi vb.), kampüse açılan cephenin potansiyelleri üzerinde düşünülmüştür. Bu cephe iki kısma ayrılarak, bir tarafı sabit doğrama ile bahçeye doğru temiz bir bakış sunarken; diğer tarafı önünde cephe tuğlasının boşluklu dizimi ile açılır doğrama olarak tasarlanmıştır. Bu tasarım yaklaşımı ile pencere önünde korkuluk çözme konusu cephe malzemesinin biçimsel dönüşümü ile sağlanmış olup, hastanın gözetim olmaksızın temiz havaya erişebilmesine imkân sunulmuştur. Yine bu cephede, sabit doğrama kısmı önünde 75 cm’de bir çalışma yüzeyi, boşluklu tuğla kısmında ise 40 cm yüksekliğinde bir oturma yüzeyi tasarlanmıştır. Odaların tek kişilik kullanımı esas olmakla beraber iki kişilik kullanımı gerektiğinde, bu cephe önündeki düzen kaldırılarak, bir yatak ıslak hacim duvarı, diğeri cephe duvarına yaslanmak üzere sağlanabilecektir. Bu düzenlemede çalışma imkânı ortak alanlarda sağlanabilecektir. İki durum arasında optimal bir çözüm elde edilmesi hedeflenmiştir.
Etaplama
Vaziyet planı düzeyindeki programlar arası hiyerarşinin sunduğu zonlama sayesinde, hastane tüm işlevleri ile hizmet vermeyi sürdürerek projenin hayata geçeceği öngörülmüştür. Bu bağlamda proje 5 etaba ayrıştırılarak bir dönüşüm senaryosu önerilmiştir:
1.Etap: Halihazırda komşu eğitim kuruluşunca kullanılan spor alanının yeni kampüsün servis ihtiyacı olan, teknik, merkezi çamaşırhane, merkezi yemekhane, otopark, konferans salonu ile beraber bu sistemin üzerindeki Nöroloji Kliniği-Uyku servisi yapıları inşa edilecektir. Bu faza Erkek Psikiyatri-A ve B klinikleri ile İdari binanın restorasyonu dahil edilecektir. İdari bina halihazırdaki Psikoterapi merkezine taşınırken, hastanenin psikoterapi merkezi çevre semt polikliniklerinde sağlanacaktır. Bu etap tamamlandığında İdari bina asli yapısına, Nöroloji kliniği ve Erkek Psikiyatri yeni binalarına taşınacaktır.
2.Etap: 1.Etap ile servis ihtiyaçları inşa edilen kampüsün halihazırdaki servis alanı boşaltılarak amatem klinikleri bölgesi inşa edilecektir. Buradaki prefabrik Poliklinik programı 1.etapla yapılan yeni binasına geçen Nöroloji kliniğinden boşalan N1 binasına taşınabilecektir.
3.Etap: Amatem zonu tamamlandığında Kadın psikiyatri kliniği, Çocuk-ergen psikiyatri, Bahar merkezi, EKT-TMS binalarının inşası ve Pul Servisi ile Kızılay pavyonunun restorasyonu gerçekleştirilecektir.
4.Etap: Bu faz, Polikliniklerin inşası, Psikoterapi merkezi olarak hizmet verecek K1 binasının restorasyonu, yakın çevrenin sokak çeperi düzenlemeleri ile ahşap köşkün restorasyonunu kapsar. Bu etapta halihazırdaki Nöroloji kliniği (2.Etapta bu binaya yerleşen Poliklinik) acil bölgesine taşınarak diğer prefabrik poliklinik binasıyla birlikte hizmet vermeyi sürdürecektir.
5.Faz: Acil binası ile tüm çevre düzenlemelerini içeren bu fazda, bu bölgedeki poliklinikler yeni binalarına taşınırken, yeni Amatem-Çematem Polikliniği ana girişten hizmet almak üzere acil olarak kullanılacaktır. 5.etap tamamlandığında acil yeni binasına taşınarak, proje tamamlanacaktır.
Kaldırılacak Ağaçlar ve Olası Taşınma Alanları
Proje yerleşimde ilkesel olarak boşalan yapı alanları ile ağaçsız bölgelere konumlanırken, bazı noktalarda plan çözümünün sürekliliği ve rasyonelliği bağlamında bazı ağaçların kaldırılması gerekmiştir. Yeni yerleşim nedeniyle 45 adet ve su yolu çevresindeki yeni servis yolu için ise 4 ağaç olmak üzere 49 ağacın doğrudan etkileneceği ve taşınacağı öngörülmüştür. Bu ağaçların yeni Erkek Psikiyatri-B Kliniği bahçesi ile halihazırdaki servis bölgesi çeperine dikileceği düşünülmüştür. Yerleşimin ağaç gövdelerine yakınlığı dikkate alınarak tüm bina izinde bodrum kat yapılmasından kaçınılarak, çamaşırhanesi, teknik alan, temizlik deposu vb. hacimler için kısmi bodrum katları tasarlanmıştır.
Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Bizimköy Mimari Proje Yarışma alanının peyzaj tasarım kararları, peyzaj tasarımının ana yaklaşım kararlarını oluşturan ‘’iyileşme’’ kavramıyla iç içe bir kurgu ile geliştirilmiştir. Peyzajın ana kurgusunu oluşturan mekânsal çözümler ise hastaların özelleşmiş kullanımlarına hizmet veren psikiyatri ve amatem merkezlerinin iç bahçeleri; doktorlar, hastabakıcılar ve hastaların kullanımlarına açık orta bahçeler; kamusal kullanıma açık ve kentli tarafından da gündelik olarak da kullanılabilecek çeper bahçelerinden oluşmaktadır. Bu bahçelerin ana bağlantısı, hastane bahçesini boylu boyunca geçen lineer bir su elemanı ile sağlanmaktadır. Bahçeler, konsept bağlamında birbirleriyle örtüşürken mekanlara göre zemin karakterlerini ve kullanım biçimlerini farklılaştırmaktadır.
Aaron Antonovsky’nin “sağlık merkezli” olarak literatüre dahil ettiği ve peyzaj temelinde “fiziksel ve ruhsal olarak iyileştirici özelliği olan” şeklinde tariflenebilen salutojeni kavramı bahçelerin konsept tasarımlarında bir çıkış noktası olarak ele alınmıştır. Temelinde sağaltan, iyileştirici anlamına gelen salutojenik kavramı (Antonovsky, 1979, 1996) ile peyzaj, dört ana başlıkta kurgulanmıştır:
1.Doğayla iyileşme,
2.Suyla iyileşme,
3.Birlikte iyileşme ve
4.Üreterek iyileşme.
Bu başlıklar altında toplanan tasarımın ana kurgusu ile hastane kullanıcıları için fiziksel ve ruhsal iyileşme süreklilikleri yaratılması amaçlanmıştır. Öte yandan bu ana konsept yaklaşımları hastanenin iç bahçe, orta bahçe ve çeper bahçe alanlarında bütünsel bir şekilde ele alınmıştır.
1. Orta Bahçeler
Orta Bahçeler, hastane çizgisel su yolunu da içeren ana aks, psikoterapi ve amatem özel bahçeleri ve hastanenin cadde tarafında kalan çeper bahçesi arasında kalan alanlardan oluşmaktadır. Orta Bahçe, başıca su aksı, permakültür bahçesi, doğa içinde yürüyüş alanı ve ziyaretçilerin hasta yakınlarıyla dış mekânda vakit geçirmek için kullandıkları buluşma bahçelerini barındırmaktadır. Konsept olarak Doğayla İyileşme, Suyla İyileşme, Birlikte İyileşme ve Üreterek İyileşme yaklaşımlarını bütünsel olarak içeren orta bahçeler, iç bahçeler ve çeper bahçesi arasında güçlü bir bağ kurmaktadır.
Permakültür alanı, meyve ağaçlarının oluşturduğu çizgisel bahçe ve bu alana komşu, yerden yükseltilmiş yürüyüş aksı, birlikte çalışan bütünsel bir orta bahçe konseptini oluşturur. Aynı şekilde bu alanların hemen güneyinde yer alan doktorlar, hemşireler ve hastabakıcıların günlük rutinlerinde spor amaçlı yürüyüş ve gezinti mekânı olarak kullanabilecekleri bir diğer alan ise ana yaklaşım olarak yine bir orta bahçeyi oluşturur.
Ana kurguda üç bahçe konseptine ve ana sirkülasyona takılan, hasta ve ziyaretçi buluşma mekanları olarak kullanılan buluşma bahçeleri ise diğer bahçelerin bir devamı olarak ele alınmıştır. Üst örtüleri ve oturma elemanları ile konforlu bekleme ve dinlenme alanları oluşturulması amaçlanmıştır.
2. İç Bahçeler
Hastaların özelleşmiş kullanımlarına hizmet veren psikiyatri ve amatem merkezlerinin bahçelerinden oluşan iç bahçeler, içlerinde üç ana konsept yaklaşımını barındırmaktadır. Küçük ölçekli su yolları ve kuşluklar ile suyla iyileşme; hastaların birlikte vakit geçirebilecekleri birlikte iyileşme mekanları; hastanın kendisiyle baş başa kalabileceği ve temelde doğa içerisinde yürüyerek kurgulanan iyileşme mekanları ana konseptleri oluşturmaktadır.
Kimi noktalarda yürüyüş aksından ayrılan cep alanları oturma elemanları ve lavanta ve biberiye bitkilerinden oluşan çizgisel bitki yüzeyleri ile kendine özgü yeni iyileşme mekanları sunar.
3. Çeper Bahçeleri
Kamusal kullanıma açık ve kentli tarafından da gündelik olarak kullanılabilecek çeper bahçeleri, hastane ve çevresindeki sınırları soyut olarak kırarak kentlinin belleğinde bir iyileşme yaratmayı amaçlamaktadır.
Programı oluşturan ve birbirleri ile konsept yaklaşımı yoluyla güçlü bağlar kuran bu bahçeler, dört ana konseptin bütünsel olarak ele alındığı mekanları oluşturmaktadır.
Peyzaj Tasarımı Geneline Yansıyan İyileşme Konsepti
Hastanenin mevcut vejetasyon dokusunu oluşturan hâkim fıstık çamları (Pinus pinea) zamana meydan okuyan lineer ve belirli bir yöne yatık strüktürleriyle ilk ana kurguyu oluşturan ‘doğayla iyileşme’ bölgelerinde vurgulanmaya çalışılmıştır. Bu anlamda peyzaj içerisinde ilerleyen yerden yüksek yürüyüş aksları, fıstık çamları, strüktür altında ilerleyen ve çam ağaçları altında uygun büyüme ortamları bulan hosta bitkisinin (Hosta plantaginea), kullanıcılarda sonsuzluk, doğa, kendinle başbaşa kalma gibi duyguları uyandırması amaçlanmıştır. Doğanın iyileştirici gücü, doğal peyzajın gücünün artırılmasıyla kullanıcıların içsel dünyalarında bir iyileşme yaratacağı düşünülmektedir.
Konsept yaklaşımının ikinci ayağını ‘suyla iyileşme’ mekanları oluşturmaktadır. Sirkülasyon akslarından ayrılarak bir oturma elemanıyla buluşan küçük ölçekli su mekanları hareketli su öğeleri olarak düşünülmüştür. Bu anlamda suyun sesi, bitkisel dokunun rüzgarla oluşturduğu su ve faunanın sesiyle birlikte dingin bir atmosfer oluşturur. Kimi noktalarda kuşluk olarak ele alınan su elemanları, kuşların suyla buluşma saatleri ile birlikte ziyaretçilerde mutluluk, huzur ve doğaya erişme gibi duygular yaratır. Peyzaj tasarımının ana omurgasını oluşturan doğrusal su elemanı ise ana aksın sonunda bir su duvarı ve onun üzerinde yer alan bir heykel ile buluşur. Su duvarı, yansıtıcı yüzeyiyle ziyaretçilerin yolun sonunda kendileriyle karşılaşmalarını sağlarken arayışın doğa içerisinde yine kendimiz olduğunu hatırlatır.
Bir diğer iyileşme mekânı ise sosyal yaşantının kültürel ve sosyal anlamda insanı besleyerek paylaşım, birliktelik ve aidiyet duygularını uyandırması amacıyla ‘birlikte iyileşme’ alanları olarak ele alınmıştır. Doğanın yarattığı içsel duyguların, sosyal etkileşimlerle gücünün artırılarak çoğalması bu alanlarda hedeflenen bir yaklaşımdır. Kullanıcıların, iç bahçeler içerisinde birlikte oturabilecekleri uzun oturma elemanları ve çoklu kullanıma hizmet veren bu mekanlar, kullanıcının “doğayla iyileşme” konseptiyle kullandıkları yürüyüş yollarına takılı olarak tasarlanmıştır. Bu yaklaşım, kendinle iyileşme süreci içerisine sosyal paylaşımlarla zenginleşen bir iyileşmenin dahil edilmesi amacıyla güdülmüştür.
‘Üreterek iyileşme’ mekanları ise permakültür alanı ve onu çevreleyen tıbbi ve aromatik bitkiler alanı ile ele alınmıştır. Toprağa dokunmak, toprağı işlemek ve işlenen topraktan alınan ekin, hayatın kendine içkin döngüsünü tanımlaması açısından önemlidir. Bu alanı çevreleyen tıbbi ve aromatik bitkiler alanında kullanılan lavanta (Lavandula officinalis) ve biberiye (Rosmarinus officinalis), iyileştirme gücü olan bitkiler olması açısında özenle seçilmiştir. Lavantanın sakinleştirici gücü, biberiyenin ise dikkat duyusunu tetiklemesi ana yaklaşımı oluşturan ‘iyileştirme’ konseptini güçlendirir. Öte yandan seçilen bu bitkiler, hastanenin mevcut peyzaj renklerine karşı da güçlü zıtlıklar oluşturur.
Antonovsky, A. (1979). Health, Stress and Coping. San Francisco: Jossey-Bass.
Antonovsky, A. (1996). The salutogenic model as a theory to guide health, 11(1), 11–18.