2. Ödül, İBB Kültür ve Sanat Odağı Mimari Proje Yarışması

2. Ödül, İBB Kültür ve Sanat Odağı Mimari Proje Yarışması

Mimarlık İşleri ekibinin İBB Kültür ve Sanat Odağı Mimari Proje Yarışması için tasarladığı proje, ikincilik ödülünü kazandı.

Mimari Açıklama Raporu:

Pasaj ve Avlu

Konudan Evvele Dair

Yarışma alanı, mahalleden iki sokakla çevrili: Doğuda Baraj Yolu Alt sokağı, batıda Deren Sokak. İbb Şehir Rehberi, 2006/Ortofoto’da iki sokak güneydoğuda buluşuyor. Metro inşaatı müdahalesinden sonra Deren Sokak kesiliyor, yarışma alanı dik bir şevle çevresinden soyutlanmış bir platoya dönüyor. Ne yazık ki üzerinde pek çok ağaç taşıyan bu yeşil plato, diğer sokak cephesinde de yürünemez bir şevle kaldırımdan ayrılıyor.

Alanın kuzeyinde topoğrafyaya sert çizgilerle İgdaş İkmal Müdürlüğü yerleşmiş. On iki katlı Kiptaş Blokları ile İgdaş arasında İbb mülkiyetinde bol ağaçlı girilemez bir alan kendi halinde yaşıyor. Kuzeybatıdaki lise ile parsel arasında Hazineye ait eğimli topoğrafya ise pek çok müdahale görmesine rağmen, kıvrımlı merdivenleri, açık amfisi ve dizi ağaçları ile hala değerini koruyor.

Alanın diğer iki yüzü, bahsi geçen mahalle ölçeği ve topoğrafya karakterinden bambaşka bir atmosferi soluyor. İstanbul’un hızlı ve büyük hali, dingin ve küçük parçalarından birini sıkıştırıyor.

Sokağı Çoğaltmak: Pasaj

45bin m²’lik program ölçeğini insan ölçeğine getirmek projenin çözmeye çalıştığı ilk düğümdü. Aynı anda yüzlerce insanın belirli takvimlerde kullanacağı büyük ölçekli işlevler (İki salon) ile gündelik hayatta sürekli ve esnek kullanılacak black box, kütüphane, atölyeler, restoran ve kafe gibi küçük ölçekli işlevleri görece birbirinden bağımsız halde çalışır kılmak için alternatif bir sokak/pasaj yarattık. “Binaların ekseriyetle birilerine ait olmasının aksine, sokaklar prensipte hiç kimseye ait değildir, bu aidiyetsizliğin ta kendisi onu herkesin yapar.” Sadece yayalara, hayvanlara, bitkilere ayrılmış bir alternatif iç sokak kurgusunun E-5 çevresindeki insan ölçeğini aşan yapılara meydan okuyan mahalle dokusundaki yıpranmaya başlamış sokak kültürünü iyileştirebileceğini düşündük.

Bu sokak/pasajı, +30.50 kotundan gelen Deren sokak ile parselin kuzey noktasında +20.00 kotunu tutan Baraj Yolu Alt Sokağını bağlayabileceğimiz bir rotanın kesişim noktasından başlatıp, E-5 cephesindeki metro çıkışına açtık. Büyük ölçekli bir yapı kompleksini sokak ölçeğine getirmeye, mahalle ile ilişki kurmasını sağlamaya çalıştık. Baraj Yolu Alt Sokağının alternatif sokağa/pasaja girdiği kotta, bir cephede İbb bünyesindeki işletmelerin dükkanlarını (Halk Ekmek, İstanbul Çiçekçisi, Kooperatif Market, Beltur Büfe ve Dondurmacısı), karşı cephesinde bir restoran-kafe yerleştirerek bir mahalle çarşısı hayal ettik. +16.50 kotundaki alternatif sokağa/pasaja, bir yüzde kütüphane ve ortak çalışma alanlarını, karşı yüzünde büyük ve küçük salonların giriş ve fuayelerini açtık.

Gündüz senaryosunda, Baraj Yolu Alt Sokak ve önerilen sokak/pasaj arasına yerleştirilen kütledeki kütüphane, çocuk okuma alanı, kitap satış birimi, sesli ve sessiz çalışma mekanlarının; alanın olası mahalle meydanı girişindeki İbb satış birimlerinin ve kafe/restoranın; E-5 cephesine yerleştirilen, açık düşey sirkülasyon ile ulaşılan geçici sergi alanının kullanıcılar tarafından sıklıkla ziyaret edilebileceği ve müşterek bir mekân oluşturabileceğini umduk. Gece senaryosunda ise, büyük ve küçük salon fuayelerinin açıldığı alternatif sokak/pasajın odak mekân olacağını; gösteri öncesi, aralar ve sonrasında sokağın kendi içinde kamusal bir yaşam yaratacağını hayal ettik.

Tepeler ve Avlu

Biri İbb diğeri Hazine mülkiyetindeki bakir topografyayı +26.50 kotuna doğru sürekli bir peyzaj lekesi olarak düşündük. Yapılaşmayı bu kotun altında tuttuk. Sözü geçen farklı mülkiyetlerdeki alanların da katılmasıyla orta avlunun çevre mahalleler için genişçe bir soluklanma bölgesi olacağını hayal ettik. Yapılaşma için taşınması gereken sağlıklı ağaçların da mevcut peyzaja katılacağını öngördük. Komşu iki alanı halihazır değerleriyle (patikalar, ağaçlar, merdiven ve amfi) vaziyet planına dahil ettik. Orta avluyu ise E-5’e doğru yapı ile çevreleyerek daha tanımlı ve korunaklı hale getirdik.

Büyük avlu döşemesinde farklı perspektifler vermek, yoğun E-5 gürültüsünü önlemek, görece mahremiyet sağlayacak nişler oluşturmak ve farklı bitki ve hayvan türlerinin yaşayabilme imkanlarını çoğaltmak için topografik tümsekler önerdik. Avludaki hayatı canlı tutmak ve etkinliklerin açık havaya taşınmasını sağlamak amacıyla Black Box’ın avluya açılmasını, esnek ve dönüştürülebilir bir mekân olmasını istedik.

Bir yanda Black Box kütlesi diğer yanda atölye ve restoran kütleleri ve binanın çizgisinde yarı açık geçiş alanlarıyla çevrelenen avluda, çocuk oyun alanları, bitki adaları, sığ havuzlar, oturma birimleri vb. tasarlayarak farklı gün ve saatlerde farklı kullanıcıların uğrayacağı ve karşılaşacağı imkanları aradık. Yapı tarafından çevrelenen avluda farklı perspektifler sunmak adına iç avlular oluşturduk ve atölyeleri bu iç avluların çeperine yerleştirdik. Büyük dans atölyelerinin geniş cephelerini avluya açtık ve sahne sanatlarının eğitim sürecini de sahnelemeyi istedik.

Peyzaj kotuna otopark kotlarından gelen sirkülasyonlara ilave olarak metro çıkış ve alternatif sokak/pasaj kotu olan +16.50/+17.00 kotlarından engelsiz ve tamamen kamusal erişimi mümkün kıldık. Tasarlanması öngörülen metro transfer koridoruyla, +5.00 kotundaki otopark giriş sirkülasyonunu birleştirerek metrodan yeraltı bağlantısına imkân verdik. Yapı imgesinin en belirgin parçası olan konsol kütlede sözü edilen kamusal çekirdeklerle erişilen ve peyzaj kotuna da açılabilen geçici sergi hacimleri yerleştirdik.

Salonlar ve Servis

Büyük ve küçük salonları aynı girişe sahip fakat farklı kotlarda süren fuayelerle tek yüksek hacimde çözdük. Büyük salonunun fuayesini bir alt bahçeye açarak doğal hava ve gün ışığı alma imkanını artırdık. Küçük salonun fuayesini ise alternatif sokak/pasaj boyunca sürdürdük. Servis girişi (sahne arkası hacimleri ile), sanatçı girişi, ofis girişi, tır ve otopark girişlerini plan şemasında mahalle dokusunun olmadığı yol ağlarıyla çevrelenen batı yakasında çözdük. Deren sokağın taşıt yolunu otopark ve tır çıkışını vermek üzere batı yönünde tek yön olarak düzenledik.

İki kota bölünmüş fuayeden hem büyük salona hem küçük salona girişleri düzenledik, salonların şeffaf bir kabukla çevreledik ve balkon sirkülasyonlarının bu yarı şeffaf kabuk ardından bir gölge oyununa dönüşeceğini hayal ettik. Etkinlik zamanlarında fuayede ve balkon giriş hollerinde gerçekleşen bu buğulu hareketliliğin pasaj boyunca da hissedilebileceğini ve bunun iç mekân-dış mekân sınırlarını/eşiklerini eritebileceğini düşündük. Sahne, sahnelenen ve tanık olan arasındaki ilişkiyi sokağa çekmeye niyetlendik.

Fuaye ve sahne arkası kulisleri arasında oluşturulan bağlantı koridorlarıyla görevli kişi ve grupların (basın vb.) sirkülasyon kolaylığını gözettik. Sahnelere +5.00 kotundan dekor girişi, depolama alanları, yük asansörleri ve küçük salonda hidrolik ve döner sistemli ana sahne, büyük salonda hidrolik sistemli yan sahne ve döner ana sahne sistemi öngördük. Her iki sahnede de yan sahneler bulunurken, küçük sahnede arka sahne, sofita kulesi ve orkestra çukuru tasarladık. Sofita kulesini, avlu kotundaki mimari tektoniğin diline ışık feneri imgesiyle dahil ettik.

İçerik ve Biçim

Mimari tektoniğin, sahne, sahnelenen ve tanık olan arasındaki sınırları hep sokağa ve peyzaja doğru açma niyetimize eşlik etmesinin çokça yolunu aradık. Sonunda tıpkı oyun’un heyecandan dinginliğe akışı gibi alçalıp yükselen, dansı çağrıştıran kıvrımlı çizgilerle, şehre içindekinden haber veren bir heykel yonttuk.

Kılavuz

Kentler durmaksızın büyüse de adımlarımız hala bir metre.
Pasaj ve avlu: Ne eskimez şeyler!
Ve kaldırım kadar herkesin!

Etiketler

Bir yanıt yazın