PROJE RAPORU
Gök bilimi, yeryüzündeki en eski bilimlerden biri olarak kabul edilmektedir. Teknolojinin henüz insan yaşamına dahil olmadığı yıllarda bu bilimin içeriği, çıplak gözle görülebilen gök cisimlerinin gözlemlenmesiyle hareketlerine ilişkin bilgilerin yorumlanmasından ve öngörülmesinden oluşmaktaydı. Teknolojik gelişimlerle birlikte 19. ve 20. yüzyılda gökyüzüne dair bilgilerin toplanması büyük bir hız kazanmıştır. Günümüzde ise evren hakkında, yeterli olmasa da, oldukça çok şey bilinmektedir.
Tarihte önemli roller üstlenen Kırşehir, gökbilimi konusunda da bir değere sahiptir. Bilinen ilk gözlem evlerinden birisi olma özelliği taşıyan Cacabey Gökbilimleri Medresesi, 8 yüzyıl önce bu topraklarda inşa edilmiştir. Kırşehir, gökbilim konusunda mevcut mekânsal bir belleği de kültürel altyapısında barındırmaktadır. Tasarlanması beklenen Gezegenevi’nin bu mevcut bellekten beslenmesi, dahası bu anlamı yüceltecek biçimsel ve anlamsal varlığa sahip olması gerekmektedir.
Proje alanı Neşet Ertaş Kültür Merkezi ve Aşıkpaşa Camisi arasında kalmaktadır. Batı ve güney doğu yönlerinde konut yapıları, Kırşehir merkezini çevreleyen ticaret yapıları ile güney çeperinde ise eğitim yapıları ile tanımlanan bir “boşluk”tur. Bu boşluk peyzajı ve Gezegenevi yapısıyla birlikte alan içerisinde sürekliliği ve akışı bozmayacak şekilde bütünsel bir yaklaşımla kurgulanmıştır.
Yapının büyük bir kısmı zemin altına yerleşerek zemin kotunda büyük bir kamusal alan ve bilim parkı oluşturulurken Gezegenevi yapısı alt meydan -rasat kuyusu- ile bütünleştirilerek üst kota çıkarılmış ve vurgulanmıştır.
Yapı, proje alanı içerisine hem topografyaya uyacak şekilde hem de diğer mevcut yapılarla bağlantı kuracak şekilde konumlandırılmıştır. Çevresi ise mekânlar arası yaya geçişleri göz önüne alınarak, yayanın alan içerisinden geçmesi ve alanı deneyimlemesi kaygısıyla tasarlanmıştır. Bu yüzden yapıya birçok yönden ulaşım mümkündür. Yapıya ana yaya yaklaşımı ise batı yönünden bir yarık ile sağlanmaktadır. Geniş bir fuaye ve sergi alanı ile karşılayan mekana gelindiğinde Gezegenevi ile görsel bir iletişim kurmaktadır.
Fuaye alanından, tüm sirkülasyon alanını da içeren geçici sergi alanını keşfe çıkılabilirken, daha sakin mekanlar iç bahçeler ile ayrılmıştır. Bu sakin bölümde, kütüphane-medyatek, atölyeler ve yönetim bölümü yer almaktadır. Geçici sergi alanını oluşturan ve sirkülasyonu kesintisiz sağlayan alanda farklı meydanlar ve odak noktaları oluşturulmuştur.
Girişin karşı aksında ise Gezegenevi alt fuayesine ulaşılmaktadır. Alt fuaye mekanında kafe ve oturma alanları yer alırken çok amaçlı salon ile bir bütünlük oluşturmaktadır. Bu daha aktif kullanılabilecek ve gürültü oranı yüksek bölümde geçici sergiden geçilebilen kalıcı sergi alanı bulunmaktadır.
Mekânlar esnek kullanıma olanak sağlamaktadır. Oluşturulan iç bahçeler ile açılabilen cam cepheler, mekânlar ve bahçeler arasında keskin sınırı ortadan kaldırmakta esnek, akışkan ve bütünleştirici mekânlar oluşmasını sağlamaktadır.
Proje içerisinde tasarım konsepti olarak anılacak olan “Rasat Kuyusu” fikri insanı ve gökyüzünü birebir ölçekte buluşturmak amacı gütmektedir. Bunun çıkış noktası ise insanoğlunun ilkçağlardan beri süregelen gökyüzü merakına atıfta bulunma çabasıdır. Gözlerin gördüğü ama bir türlü uzanıp dokunamadığı gökyüzü, gizemli ve görkemli duruşuyla, tarihin ilk dönemlerinden bu yana anlamlandırılmaya çalışılmıştır. Kimi zaman mitlere, kimi zaman dinlere kimi zaman şiirlere, kimi zaman bilime konu olmuştur. Her defasında adeta gökyüzüne dokunmak arzusunda olan insanoğlu, çareyi duygular ve düşüncelerle göğe temas etmekte bulmuştur. Bilimsel anlamda bu temas, tarihte farklı tekniklerle denenmiştir. “Rasat Kuyusu” da bu tekniklerden biri olması dolayısıyla tasarıma esin kaynağı olmuştur. Gökyüzünün, durgun ve berrak bir su kuyusuna yansıtılarak incelenmesi esasına dayalı bu teknik, tasarım bağlamında insanoğlunun gökyüzüyle temasının, gökyüzünün yeryüzüne indirilerek gerçekleştirilmesiyle sağlanabileceği fikrine esin kaynağı olmuştur. Bu sebeple Gezegenevi yapısının tasarımı, gökyüzüne ait bilgilerin arazi üzerinde adeta bir yansımasının kurgulanmasıyla gerçekleştirilmiştir. Tasarıma yön veren ilke şu sözlerle özetlenebilir;
Bu sebeple tasarım, evrene ait bilgilerin araziye yansıtıldığı gökyüzünün bir taslağı görevini üstlenmektedir. Gökyüzüyle ilgili temel bilgiler, kullanıcıların deneyimine sunulmuştur. Bu deneyim evren ölçeğinin insan ölçeğine indirgenmesiyle insanın varoluşuna ilişkin temel bir düşünceyi “evrenin bir parçası olma” düşüncesini sergiye dönüştürmekte ve dolayısıyla eleştiriye açmaktadır.
Savaşları yücelttik. Kör ve kana susamış krallar.
Destansı biz müzikle tahtlarına doğru ilerlediler.
Niçin bu en asil savaşı yüceltmediniz?
Işığı bulmak için savaşmış, ancak kazanılmasına katkıda bulundukları
Bu zaferi haya bile edememiş olanların,
Sessiz kaşiflerin, yalnı kalmış öncülerin
Mahkumların ve sürgün edilmişlerin, bilimin meşalesini
Nesilden nesile aktaran hakikat şehitlerinin savaşını.
AlfredNoyes, Meşale Taşıyanlar, Prolog: Gözlemevi
Proje alanında mimari tasarım aralığı ile inşaat ekonomisi önemsenirken, kullanım maliyeti ve sürdürülebilirlik de dikkate alınmıştır. Yapının büyük bir kısmı zemin altı kotuna yerleşerek zemin kotunda geniş yeşil alanlar ve rekreasyon alanları oluşturulmuş kent boşluğu büyük ölçüde varlığını korumuştur. Üst zeminde yer alan yeşil alanın büyük kısmı açık-park alanı olarak önerilmektedir.
Ayrıca, Kırşehir’in değişken iklimine karşı toprağın sabit ısısından yararlanan ikinci bir zemin oluşturularak yüzeyin daha çok rekreatif ve seyir amaçlı kullanılması düşüncesiyle iklim ve yer niteliklerine uygun bir şekilde tasarlanmıştır. Alt zeminde iç bahçeler yaratılarak sabit ışık sağlanırken yeşil alanların alt zemine sızması sağlanmıştır. Yapının ısıtma soğutması için pasif sistemler kurgulanmış toprak kaynaklı ya da su kaynaklı bir ısı pompası düşünülmüştür.
Alt zeminde konumlanmanın diğer avantajlarından birisi de akustik kontrolü sağlamasıdır. Yapının alt zemininde yer alan mekânlar üst zeminde oluşan gürültü kirliliğini engelleyecektir. Gezegenevi’nde oluşabilecek gürültü diğer işlevlerden mekansal organizasyon ve mekansal konumlanma ile ayrıştırılarak sağlanmıştır.
Zemin altında konumlanan kütle betonarme olarak çözülürken, vurgulanan Gezegenevi hacmi ise çelik kafes sistem ile çözülecektir.
Gezegenevi planda yaklaşık 58 m x 70 m boyutlarında oturum alanına sahiptir. Mimari tasarım doğrultusunda 1 kat yer altındadır. Yeraltında kalan alan betonarme perdelerle çevrilmektedir. Yeraltı yapısının üstüne mesnetli bir adet yarım küre bir adet tam küreden oluşan alan çelik taşıyıcılar ile taşınmaktadır.
Gezegenevi cephesinde özel büküm alüminyum cephe paneli, döşeme kaplamalarında yerel taşlardan faydalanılması öngörülmüş ve bu şekilde oluşması muhtemel ekstra karbon salınımının ve maliyetin önüne geçilmiştir. Yapının az katlı olması inşaat için gereksinim duyulan malzeme miktarını azaltmaktadır. Geliştirilen – ortaya konan tasarımda optimum kaynak kullanımı, ekonomiklik, atık yönetimi, tasarıma yön veren etkenler arasında yer almıştır.
Proje alanı peyzajı yapı çevre ilişkisi gözetilerek kurgulanmıştır. Buna ek olarak yer-uzay dikey aksı üzerindeki harekette izlenen mekânsal, zamansal farklı algısal boyutlar tasarımın bütününde mekansal deneyime entegre edilecek şekilde oluşturulmuştur. Dolayısıyla Gezegenevi yapısı çevresi belli bir mesafeye kadar açıklık olarak (çayırlık) bırakılmış ve yapı vurgulanmıştır. Yapıyı dairesel olarak çevreleyen açıklıktan uzaklaştıkça yoğunlaşan ağaçlık alan Gezegenevi’nin peyzaj içerisinde çerçevelenmesine ve alana giren kullanıcıların boyutsal farklılığı tatmasına olanak tanımaktadır. Proje alanına girişlerden itibaren ağaçların oluşturduğu koridorlardan geçerek yapı çevresindeki açıklığa ulaşacak olan kullanıcılar burada Gezegenevi yapısının simgeselliğini teksel boyutta algılayacaklardır. Bu yaklaşım da gezegenlerin uzay ölçeğinde boşluk içerisindeki teksel ve bütünsel algılanışları ve mekân algılanışının boyutsal farklılığını yansıtmak için oluşturulmuştur.
Ağaçlık alan için düşünülen bitkisel tasarım, zamansal farklılığı yansıtacak şekilde öbeklenen ağaç kompozisyonlarıyla düzenlenmiştir. Öbekler için ise üç farklı ağaç kompozisyonu düşünülmüştür. Birincisi her dem yeşil iğne yapraklı ve ibreli ağaçlardan, ikincisi sonbaharda bakır rengine dönüşen ağaçlardan, üçüncüsü ise sonbaharda kızaran ağaçlardan oluşan kompozisyonlardır. Bu kompozisyonlarla oluşturulan kurgu mevsimsel dönüşümün algılanmasının yanı sıra evrenin farklılıklarını ve farklılıkların bütünselliğindeki zenginliği, armoniyi dolayısıyla varoluşun, hangi boyutta olursa olsun, temel niteliklerinden birisi olan diyalektik yapısını deneyime, sorgulamaya, düşünmeye ve bir parçası olarak yaşamaya açmaktadır.
Yaya akışları, çevresel kullanımlar ve farklı mekânları bütünleştirecek şekilde kurgulanmıştır. Dahası geçişler, mekana dahil olmak ve mekanı seyretmek amacıyla yaya akışını aksatmayacak şekilde kesintisiz akslar üzerinden oluşturulmuştur. Birçok noktadan Gezegenevi yapısına aynı zamanda alanın çevresindeki Aşıkpaşa Camisi, Neşet Ertaş Kültür Merkezi ve konut kullanımlarına ulaşmak mümkün kılınmıştır.
Proje alanında Gezegenevi yapısı odağında oluşturulan Kültür ve Bilim parkı, gökyüzü gözlem alanları, insanları gökbilimi ile tanıştıracak oyun alanları ve rekreasyona olanak tanıyacak peyzaj donatılarıyla düzenlenmiştir.