EKOLOJİK, SÜRDÜRÜLEBİLİR ORTAK YAŞAM İÇİN BİR PERSPEKTİF
Bütünlük açısından ele alındığında ekosistemler, iç içe geçmiş sistemlerden oluşmaktadır. Her bir sistem, ya daha büyük bir sistemin parçasını oluşturmakta, ya da daha küçük sistemlerin bir araya gelmesinden oluşmaktadır. Bu şekilde oluşan bir ekosistemin sınırları tam olarak tanımlanamamaktadır. Sistem içerisindeki herhangi bir değişiklik, parçası olduğu veya kapsadığı diğer sistemlerin sürdürülebilirliği üzerinde etkili olmaktadır. Sürdürülebilirlik, doğadaki canlı topluluklarının ekosistem içerisinde dengeli büyüme, kendine yetme, kendini yenileme kapasitesi, içerdiği çeşitlilik gibi özellikler üzerinden tanımlanabilir. Bu bağlamda, İnsan topluluklarının sürdürülebilir gelişimi için hem sosyal dokuyu hem ekolojiyi hem de ekonomiyi gözeten bir yaklaşıma ve hassasiyete sahip olması gerekmektedir. Bu nedenle hızlı kentleşme, sanayileşme, yanlış arazi kullanımı, doğal kaynakların aşırı tüketimi, insan habitatlarının diğer yaşam alanlarını tehdit eder boyutlara ulaşmasına sebep olmakta ve beraberinde sürdürülebilirlik perspektifinde kentsel planlama yaklaşımlarını gündeme getirmektedir.
Yaşanabilir çevreler oluşturulması, sürdürülebilir kentsel gelişmenin ekolojik temele dayandırılmasını gerekli kılmaktadır. Bu bağlamda sürdürülebilir kentsel gelişme, yaşam kalitesini arttırmayı, ekonomik ve toplumsal kalkınmayı, çevre korumayı amaçlamakla birlikte doğal çevrenin bütüncül olarak ele alınmasını temel almaktadır. Yeryüzündeki aktörün yalnızca insan olmadığını ve diğer canlıların da insan gibi yeryüzü için önemli rolleri olduğunu; dahası hem yaşanılanın hem de bırakılacak mirasın ortağı olduklarını akılda tutmak gerekmektedir.
Bu bakış açısıyla ekolojik koridorlar ve bağlantılar kent ve doğal-kırsal çevre arasındaki etkileşimi sağlayan alanlardır. Yeşil dokunun bütüncül bir sistem olarak ele alınması, birbirini tamamlayan, bütün canlılar için kentten kıra, kırdan kente geçişleri sağlayan yaşamsal bir bütünlük sağlamasının sürdürülebilirlik bakımından hayati olduğu söylenebilir. Bu nedenle kentsel ve kırsal dokunun yakınsadığı ve geçiş karakteri gösteren kent çeperi çevresindeki; ekolojik değerler, ekonomi ve yaşam pratikleri bakımından farklılaşan yaşam alanları (ara yüzler) hem fiziksel hem de sosyolojik açıdan önem teşkil etmektedirler.
Kent ve kır arakesitindeki ekolojik yaşam alanları, ekosistem sürdürülebilirliğini sağlamasının yanı sıra kentlinin doğa ile etkileşimini kolaylaştırarak ekolojik yaşamın yeni biçimlerinin oluşturulmasına olanak tanıyacak fırsatlar yaratmaktadır. Bir başka deyişle kent ile kır arasındaki keskin kopuşla birlikte yaşanan insan ile doğa arasındaki zayıflamış ilişkinin yeniden kurulmasını sağlayacak alanlardır.
Bu tasarımda temel amaç kentin ekosistem bütünlüğünün kurulmasına katkı sağlamaktır. Bu nedenle alanın planlanması ve korunmasına yönelik etkili planlama, tasarım ve yönetim önerilerinin geliştirilmesi, ekosistem bütünlüğünü yeniden kurma bakımından önceliklidir.
EKOLOJİK ÇEPER ve PROJE ALANI
Kentin stratejik planlamasında İzmir’in saçaklanarak büyümesinin önlenmesi amacıyla merkez kenti çevreleyen öneri yeşil sistemin ve bu sistemle bağlantılı diğer unsurların ekolojik dengeyi destekleyen çözümlerle oluşturulması gerekmektedir. Bu bağlamda kentin yapısal unsurları olan ve ekolojik dengeyi destekleyen kent içi dereler doğal birer ekolojik koridor olarak ele alınmalıdır. Bu koridorların merkez kentle çeperdeki yeşil kuşak arasındaki iletişimi ve bağlantıyı sağlayacak şekilde planlanması önemli görülmektedir.
Proje alanının konumu ve barındırdığı nitelikleri açısından kenti çevreleyen öneri yeşil sistemin içiresinde bulunmakta ve kent-kır arasında bir kesişim alanı/arayüzü olduğu görülmektedir. Alanın içinde bulunduğu Güzelbahçe ilçesi İzmir’in batı aksında hızlı kentleşen bölgelere komşudur ve kentleşme baskısı altındadır. Bu bakımdan kentle kır arasındaki çeperdeki konumu ile kenti doğaya bağlayacak bir niteliktedir. Güzelbahçe ilçesinin Yelki mahallesinde bulunan proje alanı tarım alanlarının yoğun ağaç dokusuyla kaplı tepelerle buluştuğu bir noktadadır.
ULAŞIM
Merkez Kent ile batıdaki çevre yerleşimler arasındaki entegrasyonu sağlayacak noktalardan biri Güzelbahçe olarak görülmektedir. Planlanan hafif raylı sistem ve mevcutta çalışmakta olan Güzelbahçe feribot iskelesi yarışma alanına ulaşmak için önemli bir transfer merkezidir. Denizyolu, raylı sistem ve paylaşımlı bisiklet kullanımı ile entegre lastik tekerlekli toplu taşıma hatlarının entegre olacağı bir transfer merkezinin kentlinin Güzelbahçe ve çevresindeki ekolojik çepere ulaşılmasında önemli olduğu düşünülmektedir.
ULAŞIM ARACI OLARAK BİSİKLET
Günümüzde kentlerdeki araç trafiğinin yarattığı ekonomik ve ekolojik sorunlar nedeniyle sürdürülebilir bir ulaşım aracı olarak motorsuz bir ulaşım türü olan bisiklet ulaşımının geliştirilmesi ulaşım politikalarının en temel konusu haline gelmiştir.
Bunun yanı sıra bisiklet; spor, sosyalleşme ve sağlıklı yaşamın geliştirilmesi gibi pek çok farklı amaçla da kullanılmaktadır. Bu bağlamda İzmir’de bisiklet kültürünün oluşturulması ve alternatif ulaşım aracı olarak yaygınlaştırılması ve geliştirilmesi önemlidir.
Bisiklet kullanımı özellikle doğal varlıkların korunması ve geliştirilmesi, insanın karbon yükünün azaltılmasında büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle yoğun kentsel alanlardan kentsel çepere doğru oluşan ekolojik koridor ve bağlantıların önemli bir entegrasyon aracı olarak bisiklet kullanımının yaygınlaşması ve etkinliğini arttırması stratejik bir hedeftir. Kent merkezinde geçtiğimiz yıllarda yaygınlaşan paylaşımlı bisiklet ağının batıya doğru genişletilmesi ve bu bağlamda Güzelbahçe kıyı hattında ve proje alanında paylaşımlı bisiklet istasyonları kurulması hedeflenmektedir.
Proje alanın çevresinde mevcutta “zeytinyolu”, “bağyolu” gibi birçok tematik bisiklet rotası (Güzelbahçe-Küçükkaya-Payamlı-Kavacık Zeytin Rotası, Güzelbahçe-Yelki-Çamlı-Bademler-Ulamış Zeytin Rotasına ) bulunmaktadır. Bu bağlamda proje alanının çevresindeki tematik rotalarla ilişkilendirilmesi ve önemli bir durak noktası haline gelmesi hedeflenmektedir.
EUROVELO
Eurovelo farklı uzun yol rotaları ile Avrupa içinde bisiklet ile seyahat etme imkanı sağlayan Avrupa bisiklet yolu ağıdır. Avrupa Bisikletliler Federasyonu’nun önemli projelerinden biri olan Eurovelo projesinin amacı, tüm Avrupa Kıtasında sürdürülebilir bir Trans-Avrupa Ulaşım Ağı yaratılmasını, desteklenmesini ve işletilmesini teşvik ve koordine etmektir.
Aynı zamanda Eurovelo sürdürülebilir alternatif turizm modelidir. Geçtiği bölgelerin uluslararası tanınırlığının artmasını ve sosyo-ekonomik yapının gelişmesini sağlamaktadır. Bu nedenle oldukça önemli bir ekonomik boyutunun olduğu söylenebilir.
İzmir içerisinde planlanan rotada, Midilli Adası-Dikili Limanı ve Sakız Adası-Çeşme Limanı arası olmak üzere iki adet giriş-çıkış noktası bulunmaktadır. Rota Proje alanının bulunduğu Güzelbahçe ilçesinin sahil yolundan geçmektedir. Bu bakımdan alan Eurovelo kullanıcıları için bir duraklama / konaklama noktası potansiyeli taşımaktadır. Bu nedenle alan ile rota arasında iki farklı bisiklet rotası önerilerek alan ile Eurovelo arasındaki ilişkinin kurulması hedeflenmektedir. Bu rotaların gelecek yıllarda paylaşımsız bisiklet yolu olarak kurgulanması, araç trafiğinden izole, güvenli bir ulaşım sağlamak açısından önemli görülmektedir. İlk rota Yelki üzerinden ikinci rota ise Şirinkent içinden Güzelbahçe sahil yoluna ve EuroVelo rotasına bağlanmaktadır.
TASARIMIN TEMEL HEDEFİ / BÜTÜNLEŞİK KURGU
Tasarım alanı, insan ile doğa etkileşimine fırsat yaratması, sürdürülebilir ve ekolojik yaşam biçimlerini kentliyle buluşturması açısından önemli bir role sahiptir. Alanın biyolojik çeşitliliğinin geliştirilerek kentlinin doğada var olabileceği bir yaşam ortamı sunması tasarımın ana yaklaşımı olarak ifade edilebilir.
Bu nedenle, tasarım alanı ekolojik bir bakış açısıyla bütünsel olarak ele alınmıştır. Alanın sahip olduğu ekolojik değerin ve kırsal kültürünün (özellikle kadim zeytin kültürü) korunarak geliştirilmesi ve alanın minimum müdahale ile tasarlanması temel hedef olarak belirlenmiştir. Bu sayede çevresel değerlerin korunarak ekolojik dengenin devamlılığının sağlanması ve gelecek nesillere aktarılması amaçlanmaktadır.
Alanda var olan doğal izler (boşluklar, patika yollar) korunarak, arazi izine uyumlu dolaşım rotaları oluşturulmaktadır. Arazinin morfolojisine ve yağış sonrası yüzey sularının akış yönlerine uygun olarak alt kotlarda yağmur göletleri önerilmektedir. Bu sayede belirli bir hat (yüzey suyu) boyunca ekosistemin zenginleşmeye başlaması ve sonrasında müdahaleye gerek olmadan gelişerek sürdürülebilen otojenik bir sürecin devam etmesi amaçlanmaktadır.
Alanın doğal yapısının korunmasının ve güçlendirilmesinin yanı sıra insan-doğa etkileşimini destekleyecek eylemsel senaryoların geliştirilmesi amaçlanmaktadır. Bu senaryolar yıl içerisinde iklime bağlı olarak değişmekte ve çeşitlenmektedir. Bu bağlamda doğadan ve doğayla öğrenme üzerinde kurulu bir açık alan sistemi önerilmektedir. Proje alanı insanın doğayla buluştuğu, yerinde yaşayarak öğrendiği bir açık hava öğreti mekanıdır.
ALAN ORGANİZASYONU
Kadim zeytin kültürü ve ekolojik karakteri itibariyle nadir görülen bir yerel varlık olan alan, korunup geliştirilmesi ve kullanıcıları (yerel kullanıcılar, dışarıdan gelenler) ile kuracağı ilişkinin tanımlanması gerekmektedir.
Tasarım alanı, topoğrafya, bitki çeşitliliği, yoğunluğu ve kullanıcıları ile kuracağı ilişki üzerinden değerlendirildiğinde geliştirilecek müdahalenin sınırlı ve tanımlı olması gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle alan, müdahale biçimlerinin farklılaşması bakımından üç bölgeye ayrılmaktadır.
İlk bölge alandaki mevcut izler üzerinden kurgulanan ana rotanın dışında kalan kısımdır. Bu alanda doğal bitki örtüsü kendi haline bırakılmaktadır. Bununla birlikte alanda mevcut izler takip edilerek farklı zorluklarda (eğim, mesafe) rotalar oluşturulmaktadır. İkinci alan, ana rotanın içerisinde kalan bölgedir. Alanda bulunan mevcut kuru dere izi takip edilerek mevsimsel yağmur göletleri oluşturulmaktadır. Ayrıca bu alanda üzüm ve aromatik bitkilerin yetiştirildiği ekotarım alanları bulunmaktadır. Bu alandaki delice zeytinlerinin bir kısmı anaç olarak kullanılarak aşılanması önerilmektedir. Böylece alan, içerisinde programatik olarak kadim zeytin kültürünün (budama, aşılama, hasat) aktarıldığı yer olarak tanımlanmaktadır.
Üçüncü alan ise kır iskelesi olarak tanımlanmaktadır. Proje alanındaki tek yapısal müdahale bu kır iskelesidir. Kır iskelesi, alana yapılan müdahalenin sınırlı tutulmak istenmesi nedeniyle arazinin kotlarına ve mevcut bitki ve ağaç rezervine uyan, yer yer kesilen lineer bir hat olarak kurgulanmaktadır.
Alanın bu üç bölge üzerinden tanımlanması koruma ve kullanım dengesinin gözetilmesi amacıyla yapılmaktadır.
KIR İSKELESİ
Kır iskelesi “yerin” duygusunun çevrenin bilgisi ve morfolojisiyle birlikte ele alınmasıyla oluşturulmaktadır.
Alandaki lineer tasarım izinin yapısallaştığı kır iskelesi, araziye mümkün olduğu kadar az dokunarak, doğaya en az müdahaleyi önermekte ve diğer taraftan açık alan kullanım sürekliliğini mekânsal/yapısal olarak desteklemenin aracı haline gelmektedir.
Kır iskelesi diğer gezi rotalarından farklı olarak lineerdir. Bu lineerlik alan kullanımında farklı bir alternatif sunması bakımından önemlidir. Diğer gezinti rotaları alan içerisinde bir çeşit keşif vaat ederken kır iskelesi üzerinde kuş gözlem kuleleri, bakı teraslarının olduğu görece kurgulanmış bir dizi programın mekanıdır.
Kır iskelesi’nin doğayla uyumlu ekolojik ve sürdürülebilir bir yapı malzemesi olan ahşaptan üretilmesi önerilmektedir. Hafif konstrüksiyon bir yapı malzemesi olarak nitelendirebilecek bu sistem, alanda parçaların birleştirilmesiyle meydana gelmektedir.
KİMLİK ve KÜLTÜREL DEĞER
Zeytin ağacı mitolojik devirlerden günümüze kadar, birçok efsanenin başrolünde yer alan, tarihsel ve kültürel anlamda değeri olan, doğal miras özelliği taşıyan önemli bir bitkidir. Zeytinin değerinin; ekolojik, ekonomik ve peyzaj elemanı olarak bir bütün olarak anlaşılması gerekmektedir. Zeytin kısaca ekolojik sistemin önemli bir elemanı, meyvesiyle ekonomiyi destekleyen, sağlıklı yaşama katkı sunan değerli bir ağaçtır. Alanın kimliği zeytin üzerinden tanımlanmakta ve bu kimliğin korunması ve yaşatılmasına yönelik yaşantı ve mekânsal senaryoların ortaya konulması önemli görülmektedir. Bu bağlamda zeytin kültürünü geliştirecek aktivitelerin (zeytin festivali, atölye çalışmaları, teknik ve uygulamalı eğitimler) organize edilmesi öngörülmektedir.
SU HASADI ve BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİK
Alanın doğal yapısına uygun bir yağmur suyu yönetim modeli önerilmektedir. Mevcutta bulunan mevsimsel yağışlar ile canlanan Kızıl Deresi su hasadı teknikleri kullanılarak yağmur sularının birikeceği göletler önerilmektedir. Böylece iklim değişikliği etkilerinin azaltılması, toprakta suyun depolanması ve toprak üretkenliğinin arttırılması amaçlanmaktadır.
Toplanan suyun, etrafında oluşacak fauna-floranın doğal yaşama katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Böylece biyoçeşitliliğin çeşitlenmesi ve doğayla kurulan iletişimin zenginleşmesi amaçlanmaktadır.
Oluşturulan yağmur suyu göletleri çevresine Hasır Otu (Typha sp.), Kamış (Phragmites australis), Sarı süsen (Irıs pseudacorus), Su yoncası (Meyanthes trifolita) önerilmektedir.
AÇIK ALAN AKTİVİTELERİ
Olivelo ortak yaşam alanı kapalı ve açık alanlarıyla yılın farklı zamanlarında çok çeşitli aktivitelerin gerçekleştirilebileceği değişen/dönüşen bir mekandır. Kuş gözlem noktaları, yerel ekonomiyi destekleyen ürünlerin bulunduğu küçük çaplı satış noktaları, zeytin zanaatlerinin aktarımında ve eğitiminde kullanılacak atölyelerin, sergi ve bilgilendirme alanları, kır iskelesinin üzerinde kapalı ve yarı açık mekanlarda kurgulanmaktadır. Diğer taraftan olivelo ortak yaşam alanının, doğa fotoğrafçılığı, yaban hayat gözlemciliği, izcilik, kampçılık, yön bulma (orientering) oyunları, aromatik bitki toplayıcılığı (kekik, biberiye, lavanta), yaban meyveleri toplayıcılığı (dağ çileği, ahududu, böğürtlen), arıcılık gibi açık alan aktivitelerine de ev sahipliği yapacağı düşünülmektedir.
BİTKİSEL PEYZAJ KARARLARI ve EKOTARIM
Tasarım stratejisi öz ekosistemi koruyarak geliştirilmektir. Zeytin mera ekolojisinin ve biyolojik çeşitliliğinin (delice zeytini, palamut meşesi, kermes meşesi, kızıl çam, menengiç, ahlat) korunması önerilirken alanda özellikle zetyin için faydalı bir ağaç olan incir ağacı (ficus carica) ve diğer bir kültürel değeri olan asma (Vitis vinifera) önerilmektedir. Bunun yanı sıra aromatik yağları bakımından kıymetli olan, dağ kekiği (Origanum onites L.), lavanta (Lavandula officinalis), biberiye (Rosmarinus officinalis) ve defne (Laurus nobilis ) alan içerisinde önerilmektedir. Ayrıca orman ürünlerinden böğürtlen (Rubus caesius), Ahududu (Rubus İdaeus), yaban mersini ( vaccinium myrtillus) ve yabani çilek (Fragaria vesca) önerilmektedir.
YAPISAL PEYZAJ KARARLARI
Alan içerisindeki yapısal peyzaj müdahaleleri sınırlıdır. Zeminde geçirimsiz yüzeyler önerilmemektedir. Açık otopark önerilen alanın zemin kaplaması, beton temelsiz, hücresel dolgu sistemi üzeri toprak derzli serbest dizim küptaştır. Rotaların hepsi mevcut toprağın sıkıştırılıp çakılla stabilize edilmesiyle elde edilirken; kır iskelesi doğal bir malzeme olması sebebiyle ahşap olarak önerilmektedir.
ALAN YÖNETİMİ
İşletme modeli oluşturulurken yönetim aktörlerinin başta İzmir büyükşehir belediyesi olmak üzere sivil toplum kuruluşları, kooperatifler, yerel örgütler ve devlet birimlerinin yer aldığı bir konsorsiyum şeklinde bağımsız şekilde kurgulanması gerekmektedir. İşletme stratejileri belirlenirken kent içi iletişim ofisi kurgusu, uluslararası ağlara üyelik sağlanması, izleme ve geribildirim mekanizmalarının oluşturulması, etkinlik programının öngörülmesi, sosyal sorumluluk ve farkındalık eğitimleri ile sosyal sürdürülebilirliğin geliştirilmesi önerilmektedir.
Alanların kullanım yoğunluğunun alınacak kararlar doğrultusunda kontrol altında tutulması, seçilen alanlarda biyoçeşitlilik hakkında bilgilendirici levhalar ve diğer bilgi verici araçlarla bilgilendirme yapılması düşünülmektedir.
ALAN KATI ATIK VE ENERJİ YÖNETİMİ
Alan içerisinde aydınlatma, ısıtma, soğutma vb ihtiyaçları karşılaması yapı çatılarına yerleştirilmiş olan ve kır iskelesi üzerinde uygun yerlere konulan güneş panellerinden sağlanmaktadır. Bununla birlikte alandaki atık suyun geri dönüşümü için yapı çevresinde oluşturulan bitkisel filitrasyon havuzuna aktarılarak bu alanda bulunan su sümbülü, su mercimeği ve kamış türü bitkiler aracılığıyla bitkisel artıma yapılmaktadır. Bu sayede kirli su tarımsal faaliyetlerde sulama suyu olarak kullanılabilmektedir.
Bunun yanı sıra organik katı atıkların kompose yöntemiyle alan içerisinde gübre olarak kullanılması önerilmektedir.
OLIVELO ZİYARETÇİ MERKEZİ
Pastoral bir coğrafya ve alanda, ağaçlara, bitkilere ve toprağa görece dokunmadan, ince bir çizgide beliren bir iskele ve ona eklemlenen birimler önerilmiştir. Ziyaretçi merkezi işlevi yüklenen yapılar bütünü alanın topoğrafyası ve habitatı gözetilerek alanın düşük ve kentle temasın sağlandığı bir kotta konumlanmaktadır. Kentten eşsiz doğaya uzanan ‘kır iskelesi’ kurgusunda yapılar doğal alana doğru ilerledikçe hafifleyip yok olarak iskelenin ‘yer’ ile hemhal olması fikri pekiştirilmek istenmiştir. Yapılar bütünü ziyaretçilerin kentten kıra serüveninde bir eşik yaratmaktansa eşlikçi olmayı hedeflemekte, doğal alanla bütünleşip önerdiği “zeytin avlusu” ile kır-kentli ilişkisi ve karşılaşmasının aracısı olmayı üstlenmektedir.
Bu manada yapısallaşan programlar asgaride tutulmuş, alanda hedeflenen ekolojik turizm ve kullanım gereksinimlerinin makul düzeyde karşılanması sağlanmıştır.
Program öğeleri gelen ziyaretçilerin alan ve zeytincilik ile ilgili bilgilendirilmesi, zeytinlerin toplanmasıyla başlayan ve zeytinyağı olmasına kadar giden sürece kısmi olarak tanıklık etmeleri, bölgenin yerel lezzetlerini tatmaları, tanımaları gibi amaçlarla sergi alanları, atölyeler (zeytin, zeytinyağı, sabun, bisiklet) ve yeme-içme alanlarından oluşmaktadır. Bunun dışında yakın çevredeki kentli ve alan idaresinin ekonomik sürdürülebilirliğini desteklemek adına az sayıda ticari birim de önerilmiştir.
Yapılar bütünü arasındaki tüm dolaşım alanları açık olarak planlanmış fakat gölgelenme ve yağıştan korunma olanaklarına sahiptir. Dolaşım alanları bisikletli ve yaya dostu olarak kurgulanmıştır.
Yapı taşıyıcı sistemi ise kır iskelesi fikrini destekler biçimde ahşap taşıyıcılardan oluşmaktadır. Yine kaplama malzemesi olarak doğal malzemelerden faydalanılmış, yapıların alan ve ekosistemi ile birlikte yaşlanması planlanmıştır.