PROJE AÇIKLAMA METNİ
Mimarlık ve Tasarım eğitimi bilgi, koşullar ve aktörler arasında ilişki ve süreç kurma keşfi etrafında kurgulanır ve bu keşfi yaratacak ortam/ ları ve bireysel üretim biçimlerini geliştirecek doğru iletişim biçimlerini talep eder. Bilgi, beceri, deneyim ile kurulacak bu süreçler mimarın/tasarımcının da parçası olduğu bir organizasyonun parçası olarak işler ve bu sebeple de bireysel üretimlere dayalıdır. Mimar/tasarımcı adayının birey olarak koşullar karşısındaki süreç kurma becerilerini geliştirmesi, mimarlık bilgi alanı içinde aktarma/öğretilmeyle desteklendiği kadar, öğrencinin günlük hayatını yeni tanıştığı kavramlar üzerinden tekrar değerlendirmesi, kurgulaması ve üretmesine de bağlıdır. Bu bağlamda tasarım eğitim mekanı, aynı zamanda bireyin keşiflerinin de gerçekleştiği ve günlük hayatının önemli bir kısmını geçirdiği ortam olarak farklı bilgi alanları ve koşulları sentezleyen, bireylerin kendi potansiyel ve meraklarını geliştirip, zenginleştirmelerine teşvik edecek bir platform olarak, eğitim sürecinde bir başka pedagojik eleman olarak rol alır.
Bireysel kesif ve üretimlerin kolektif çalışmalar, aktarımlar, karşılaşmalarla sentezlenerek başka başka keşiflere olanak sağlaması, her sürecin yeni süreçlere sebep olduğu bir ortamın oluşturulabilmesi; eğitim mekanının etkileşimleri tetikleyen, ilişkisel bağları güçlü kılabilen ve açık/esnek/dinamik bir kurgulanma ile mekanın yeniden üretiminin gerçekleşebildiği nitelikte olmasıyla doğrudan ilintilidir. PAU Kinikli Kampüsünün kentten ayrı ve kendi içinde kopuk yapılaşması değerlendirildiğinde, mimarlık ve tasarım eğitimi için önemli bir yere sahip olan etkileşim ve arayüz mekanların oluşturulabilmesi ve yeni fakülte yapısının kampüsle/kentle doğrudan iletişim kurabilmesi için kampüsün ana yaya ulaşım omurgası güçlü potansiyele sahiptir. Proje, ana omurgaya eklemlenerek, kampüsün kente değdiği noktaları kuvvetlendirmek, yapıyı kent/kampüs, yurtlar/kampüs doğrultularındaki geçişlerle bütünleşik kurgulayarak olası etkileşim ve arayüz mekanlarını, dolayısıyla enformel öğrenim mekanlarını teşvik etmek amacıyla, kampüsün G3 yaya girişi ve ana yaya ulaşım omurgası arasında konumlandırılmıştır.
Ana omurgayı giriş doğrultusunda yapıyla bütünleşik olarak tasarlayan proje, yaya trafiğinin yoğun olduğu omurga düzleminde açık ve geçirgen bir kurgu ile programatik dağılımı yatayda gerçekleştirmeyi hedefler. Yapıyı yaya ulaşımı zemini kotuyla bütünleştiren bu açık kurgu bağlamında fakültenin kampüsün diğer öğrencileri ve çalışanları tarafından da kullanacağı ortak programlar zemin kotuna yerleştirilirken, fakülte öğrencileri ve kadrosu tarafından daha yoğunluklu olarak kullanılacak programlar iki farklı düzleme yerleştirilmiştir: Arazinin eğiminden faydalanılarak ana omurga zeminiyle bağlantılı -4.50 kotuna bölümler konumlandırılırken, stüdyolar zemin üstünde bütüncül bir kurguda yerleştirilmiştir. Dolayısıyla üç yatay program bandı halinde geliştirilen yapı, omurga doğrultusunda omurganın yapıya, yapının omurgaya diffuz ettiği bir kurguya sahiptir.
Yatayda süreklilik gösteren programların bölümler arası organizasyonunun sağlanması, programların tekrarlılığı ve yapının farklı aşamalarda inşa edilecek olması durumu göz önünde bulundurularak, yapı aynı program bantlarını barındıran üç birim halinde tasarlanmıştır. Bölümlerin öğrenci/çalışan sayılarına orantılı olarak geliştirilen bu birimlerdeki organizasyon dağılımı, mimarlık bölümü, şehir planlama+peyzaj mimarlığı bölümleri ve iç mimarlık+ürün tasarımı bölümleri olacak şekilde kurgulanmıştır. Bölümlerin stüdyoları yine aynı birimler dahilinde stüdyo bandında tasarlanmıştır. Her ne kadar bölümler farklı birimlerde yerleştirilmiş olsalar da birimlerin bir araya gelişleri yataydaki devamlılığı sağlayacak şekilde kesintisiz düzenlendiği için bölümler arası geçişler ve alanların ortaklaşalığı yapının yan yana dizili birimler yerine, birimlerin bir araya gelerek oluşturduğu bir bütün olarak algılanmasını ve kullanılmasını sağlar. Bu yatayda bir araya geliş sonucu oluşan ortak alanlar stüdyo kotunda farklı disiplinlerin bir arada, fiziksel olarak aynı mekanı paylaşarak bilgi ve deneyim aktarımı yapabilecekleri platformlara dönüşmelerine yardımcı olur.
Yatayda dağılan programatik bantların iletişimi, düşeyde her birimin merkezinde yerleştirilen avlular içinde düşeyde bağlayıcı elemanlarla gerçekleştirilmiştir. Birimlerin ana omurga doğrultusundaki farklı konumlarına göre yapıyı zemin kotuyla her birimin kendi çevresel girdilerine göre ilişkilendiren bu düşey elemanlar birimden birime farklılık göstermektedir.
Gölete yakın konumlanan birinci birim gölet etrafında ana omurga üzerinde oluşan meydanla bütünleşik, meydana açılan sosyal alanların olduğu ve düşey elemanın meydana yöneldiği, göleti ve çevresindeki yeşili izleyen, kafeteryayla bütünleşik bir özelliğe sahipken, ikinci birim, tüm kotlar arasında geçiş sağlamayı hedefleyen, bu sebeple de düşey elemanlarını (rampa, amfi, merdiven) şeklinde katlar arası etkileşimi maksimize edecek şekilde düzenleyen bir kurgudadır. Kampüs girişine yakın konumlanan ve ikinci aşamada inşa edilmek üzere planlanan üçüncü birimin düşey elemanı ise spor sahaları ve yoğun ağaçlıklı bölgenin devamı niteliğinde tasarlanan yeşil iç avlu ve sahalara yönelen, tribün ya da açık konferans alanı olarak görev yapabilecek basamaklardan oluşur.
Zemin kotu üstünde yatayda konumlandırılan ve birimlerin düşey elemanları yardımıyla diğer kotlarla nüfuzu sağlanan stüdyo bandı, stüdyo modüllerinin bölücü olarak işlev görecek kitaplık ve malzeme dolapları ile tanımlandığı açık ve esnek bir organizasyona sahiptir. Birleştirilebilir ve değiştirilebilir özelliğe sahip bu modüller +6.00 kotunda ve +11.00 galeri kotunda yapı boyunca yerleştirilmiş ve +6.00 kotunda birimlerin birleşimiyle ortalarında oluşan geniş alana da açık atölyeler konumlandırılmıştır. Farklı bölümlerin beraber çalışacağı stüdyo ortamı sağlayan açık atölyeler, kullanımı farklı dönemlere göre farklı şekilde düzenlenebilecek, öğrencilerin eğitim mekanlarını üretmelerine olanak sağlayacak deneyimsel açık alanlar olarak tasarlanırken, aynı zamanda bu esnekliklerinin sergi, jüri, workshop gibi çeşitli etkinlikleri teşvik edecek bir platform olması hedeflenmiştir. Farklı disiplinlerin ve farklı yaştaki öğrencilerin bu bütüncül mekanı ortaklaşa kullanıyor olmaları, stüdyonun ders saatlerin dışında da, öğrenciler arasındaki sosyal etkileşim aracılığıyla, öğretim mekanı olma özelliğini devam ettirir.
Yapının birimlere dayalı kurgusundan yararlanılarak her birim ayrı strüktürel bölge olarak tanımlanmıştır. Betonarme olarak planlanan yapının ilk etapta uygulaması yapılacak olan iki birimi ve ikinci etapta uygulanmak üzere tasarlanan üçüncü birim arasında mekansal olarak bir ayrışma yaratan rampa, ikinci etaptan sonra iki tarafı çevrili bir geçit haline dönüşür. Stüdyo kotunda ise yatay sürekliliği olması planlanan yapının cephesi demonte edilmesi ve tekrar kullanımı kolay olan metal mesh giydirme cephe olarak belirlenmiştir. İki etap arasında kullanımına devam edilecebilecek yapı, aynı yöntemin uygulanması ile yatayda büyüyebilecek bir organizasyona sahiptir.
Ana yaya omurgasını iki programatik bandın arasına yerleştirip yapıya dahil eden ve omurga doğrultusunda konumlanarak zeminde kampüs-kent, kampüs-yurtlar arası geçişler ve kesişmeler ile yapının geçirgenliğini maksimize eden bu açık kurgu, rekreatif işlevlerle eğitimsel işlevlerin iç içe kurgulandığı ve birbirini desteklediği; yapının yaya aksına ve yaya aksının yapıya nüfuz ettiği; farklı bilgi, koşul ve aktörler arası etkileşimin tetiklendiği bir senaryo oluşturmayı hedefler. Kampüs dinamiğini mevcut yaya sirkülasyonuna eklemlenerek yeniden üreten bu yapı, bölümler arası, kampüs içi ve kent-kampüs arası bağların entegrasyonu ile eğitim ve günlük hayat arası devinimlere dolayısıyla farklı keşiflere zemin oluşturur.
1 Yorum
Toplam mekan anlayışı içerisinde çok derli toplu bir proje olmuş, tüm ekibi tebrik ediyorum.