PROJE RAPORU
Katmanlı bağlamda zaman-mekansal veri elde etmenin temel aracı kazmak, yani alanı katman katman sıyırarak tarihsel ve kültürel derinliği ortaya çıkarmaktır.
Bu nedenle, günümüz Theodosius Liman Alanı’ndaki en önemli şey de bilgi ve belgelemenin temeli olan kazı alanıdır.
Kazı çukuru, Theodosius Liman Alanı’nın tarihsel ve kültürel derinliğini; Jeolojik – arkeolojik katmanlardan günümüze kadar devam eden sürekliliğini somut olarak ortaya koymaktadır. Kazı Çukuru’nun kendisi de bu tarihsel sürekliliğin bir parçası olmuştur. Bugün güncel bağlamından kopuk bir çukur / boşluk olarak algılansa da, içinde barındırdığı in-situ veriler ile orada yapılan kazılar sonucunda elde edilmiş, ancak şu anda yerinde varolmayan, ex-situ verilerin kaynağı olması nedeniyle, Kazı Çukuru alanın en önemli öğelerinden biridir.
Bu nedenle projenin hareket noktası mevcut kazı çukuru olmuştur.
KAZIÇUKURU’
Çok katmanlı Theodosius Liman Alanı’nın farklı katmanlarının in-situ ve ex-situ bileşenlerinin bütüncül olarak korunması, sunulması, erişilebilir ve deneyimlenebilir olması için bu proje, tüm alana yayılan, alanın farklı katmanlarıyla temas ettiği noktalarda bir deneyim mekanına dönüşen KAZIÇUKURU’ [kazıçukuruüssü] isimli bir tanıtım merkezi önermektedir.
KAZIÇUKURU’ mevcut kazı çukurunun güneyinde, kazı çukuru ile Marmaray arasında kalan metro istasyonları ve yeraltı ofis yapısı nedeniyle müdahale görmüş ve katmanlaşması tamamen tahrip olmuş alanda konumlanmaktadır. Böylece yapının inşası alanın katmanlaşmasında yeni herhangi bir tahribata neden olmamaktadır.
Fiziksel ve anlamsal referanslarını alanın en güçlü öğesi ve temel bilgi kaynağı olan kazı çukurundan alan ve onu yineleyerek oluşan KAZIÇUKURU’, kazı çukurunun formal yansıması, anlamsal/işlevsel tümleyeni ve alanın tarihsel ve güncel bileşenlerinin bağlayanı olarak projenin odağını oluşturmaktadır.
Kazı çukuru Theodosius Liman Alanı’nındaki katmanlaşmanın izlerini in-situ olarak barındırırken, kazı çukurunun KAZIÇUKURU’, bunların dışında kalan alana dair ex-situ verilerin temsil mekanı olarak tasarlanmıştır. KAZIÇUKURU’, yere ait ve liman belleğinde olanları birbiri ile ilişkilendirerek ve vurgulayarak ortaya çıkaracak; yere ait olmayanları ise kentsel ve mimari tasarım yoluyla alana entegre edecektir.
Çıkış noktası mevcut arkeolojik kazı çukuru olan KAZIÇUKURU’; yakın çevresinde yer alan mimari, peyzaj ve arkeolojik çalışma süreçlerine dair çoklu programlar içeren açık ve kapalı mekanların iç içe geçtiği bir öneri olarak kurgulanmıştır. Sürekli, akışkan ve melez bir sistem öneren KAZIÇUKURU’, mevcut durumda birbirinden bağımsız ve kopuk olarak farklı kotlarda süregiden gündelik hayatı üretilen mekânsal kurgu aracılığıyla bütünleştirip bağlayarak tarihi, güncel ve gelecek bağlamlara dair farkındalık yaratan dinamik bir mekân olarak tasarlanmıştır.
KAZIÇUKURU’ hem alanın farklı noktalarında birlerinden kopuk olarak yer alan katmanlaşmanın izlerini bağlayıcı, hem de farklı ulaşım sistemlerinin düğüm noktası olan alandaki güncel tanımsızlık, ilişkisizlik ve karmaşayı da yeniden düzenleyici bir odak rolü üstlenmiştir. Bu doğrultuda, KAZIÇUKURU’ çeşitlilik / kendine özgülük bütünlüğü içerisinde geçmişten bugüne kadarki farklı dönemlerin ve farklı ölçeklerin arasında bir süreklilik hattı oluşturmayı amaçlamaktadır.
Farklı seviyelerde yüzeylere sahip olan KAZIÇUKURU’, Theodosius Limanı Arkeolojik Alanı’nın tarihi ve arkeolojik çok katmanlı ve kültürlü bağlamını görünür kılmanın ötesinde, proje alanı ve yakın çevresinin farklı kotlardan izlenmesine imkân tanımaktadır. Öneri mekânın sunduğu rotalar, ziyaretçilerin ve kentlilerin Marmara Denizi, arkeolojik peyzaj, Tarihi Yarımada ve gökyüzüne bakan çoklu manzara çerçevelerini keşfetmelerini mümkün kılmaktadır.
Bunun yanı sıra KAZIÇUKURU’, alanda var olan Marmaray, metro, banliyö hattı, meydan, kazı çukuru, kıyı dolgusu vb. gibi çoklu zeminleri farklı noktalardan bir araya getiren bir öneridir. Bu geniş ölçekli mekânsal deneyim kurgusu farklı yönlerde ve hızlardaki yaya hareketlerini kesintiye uğratmayacak bir süreklilik sunarak insan ölçeğiyle etkileşmektedir.
KAZIÇUKURU’, Theodosius Limanı Arkeolojik Alanı’nın çok katmanlı yapısı bağlamında farklı noktalarda istiflenen bilgiyi aktaran açık-kapalı, insan yapısı-doğal, tasarlanmış-kendiliğinden gelişen mekanlar içeren, bu mekanları Tarihi Yarımada’daki önemli odaklarla ilişkilendiren canlı bir deneyim ortamı yaratmaktadır.
Theodosius Limanı’nın doğal sınırları içinde yer alan 100 Ada, farklı dönemlere ait barındırdığı doğal ve kültürel tarih katmanlarıyla küçük ölçekli bir arkeolojik peyzaj alanı olarak, projenin önerdiği KAZIÇUKURU’’den doğan sistemde, durulan ve deneyimlenen bir arkeolojik peyzaj olarak yer almaktadır. 100 Ada, mevcut topoğrafyası ve kendiliğinden gelişen peyzajı korunarak, küçük ölçekli mekânsal dokunuşlarla durma, karşılaşma ve öğrenme mekânı olarak kurgulanmıştır.
KAZIÇUKURU’, alanda gözlemlenen yoğun yaya hareketi göz önüne alınarak zeminin büyük ölçüde serbest bırakıldığı çevreyle ilişki kurabilecek esnek bir kurguda tasarlanmıştır. Alınan bu kararda belirleyici olan her biri farklı dönemlerde alana kimliğini veren ve alanın peyzaj odaklı kimliğini etkileyen üç (3) çizgidir. Theodosius Limanı Arkeolojik Alanı proje önerisi, üç (3) çizginin karşılaştığı mekân olarak Theodosius Deniz Surları, Lykos Deresi ve Sirkeci-Halkalı Demiyolu Hattı’nı referans alan ve Tarihi Yarımada ölçeğinde etkin olan bir açık mekân sisteminin doğduğu mekân olarak kurgulanmıştır.
● Theodosius Deniz Surları’nın kalıntı ve izlerini takiben kurgulanan çizgisel peyzaj doğrultusunda, KAZIÇUKURU’ ile etkileşim alanları arasında güçlü bir bağlantı kurulmuştur. Proje alanından başlayarak Konservasyon Laboratuvarları ve 100 Ada’ya uzanan açık mekân sistemi, surun izini takip eden yaya bağlantısı ve küçük ölçekli meydanlardan oluşmaktadır. Böylece, tarihsel bağlam ve arkeolojik zemindeki sürekliliğin günümüz kentsel dokusunda deneyimlenebilir olması mümkün kılınarak, KAZIÇUKURU’’nün üst ölçekte Marmara Surları, Yedikule Gazhanesi ve Yedikule Bostanları’yla bağlandığı, alternatif bir rota oluşturulabilecektir.
● Theodosius Deniz Surları’nın izinde oluşturulan çizgisel peyzaj ve küçük ölçekli meydanlardan, Sirkeci-Halkalı Demiyolu boyunca oluşturulan bir diğer çizgisel peyzaja bağlanmak mümkün olacaktır. Böylece, ziyaretçilerin ve kentte yaşayanların kurgulanan sürekli ve akışkan peyzaj sistemine farklı noktalardan dahil olması mümkün kılınmaktadır. İlk etapta, mevcut demiryolu hattına paralel ince-yeşil bir yaya/bisiklet bağlantısı olarak oluşturulan öneri, seferlerin durdurulması halinde farklı senaryoların gelişmesine imkân tanıyacaktır. Demiryolu altyapısını da içine alarak oluşturulabilecek bu çok programlı öneri, Sirkeci’den Yedikule’ye bağlanan bütüncül bir kentsel peyzajın oluşturulmasını mümkün kılacaktır. Böylece, yarışma alanının kentle kurduğu ilişki, hem doğu-batı hem de kuzey-güney yönünde geçirgenlik ve süreklilik kazanacaktır.
● Lykos Deresi’nin KAZIÇUKURU’ ile Aksaray Meydanı arasında bağlantı kuran izini geri çağırarak önerilecek rotaya entegre olarak tasarlanan durma ve fark etme mekanları, alandan Kara Surlarına uzanan çizgisel peyzajın asıl kurgusunu oluşturacaktır. Bu sayede, gerek Theodosius Limanı Arkeolojik Alanı’nın bir zamanlar sucul olan ortamının Lykos Deresi’yle olan ilişkisini gerekse Aksaray Meydanı’yla arasındaki yaya trafiğini yeniden tariflemek de mümkün olabilecektir.
KAZIÇUKURU’ dahilinde Theodosius Limanı Arkeolojik Alanı’ndan başlayarak zaman içinde Tarihi Yarımada’ya yayılacak peyzaj sistemi, içinden geçtiği ortamdan üreyen ya da ortama göre etkinleşen yenilikçi bir altyapı önermektedir. Bir peyzaj stratejisi olarak zemini aşındırmak, bu çok katmanlı alanda, bilgiyi depolayan toprağı ortaya çıkarmaya ve peyzajı üretmeye imkân tanımaktadır. Bu bağlamda, geçmişte Langa Bostanları’na ev sahipliği yapan alanla düşünsel ve fiziksel bir ilişkinin kurulması önemli görülmüştür. Bu sebeple KAZIÇUKURU’, Langa Bostanları’na referansla bostan ve bostancılık kültürünün temel özelliklerini bugüne aktaracak bir programla desteklenmiştir.
Yapılan etaplamayla, KAZIÇUKURU’ hem yakın çevresi hem de Tarihi Yarımada ölçeğinde kentle etkileşim kurabilecektir. Bu kapsamda, yarışma alanının tarihsel ve güncel bağlamlarını referans alarak önerilen geniş/gelecek bağlamda;
● Surların kuzeyinde ve güneyinde kalan Langa Bostanları’nın verimli topraklarını yeni bir mekânsal ve programsal öneriyle İstanbul’a yeniden kazandırmak amaçlanmaktadır.
● Surların güneyinde, mevcut izlerin korunarak yeşil dokunun yayıldığı, zeminin sakladığı arkeolojik değerler ve Langa Bostanları’ndan ilham alınarak 100 Ada ve Konservasyon Laboratuvarları’nın programıyla ilişkilendiği; eğitim, araştırma ve keşfetmeye davet eden bir doku önerilmektedir. Böylece, Kazı Çukuru ve KAZIÇUKURU’ ile başlayan sistemin geniş bağlama yayılarak kendini yeniden üretmesi mümkün olacaktır.
● Öneri üç (3) çizgi-üç (3) peyzaj fikrinden yola çıkarak, sur ve demiryolu boyunca oluşturulan çizgisel peyzajın alanın dönüşümünü tamamlayacağı yönündeki gelecek projeksiyonlarına dayanarak, Kentsel Tematik Bahçeler, Arkeolojik Park ve Kent Çayırı’ndan oluşan yeni bir kentsel peyzaj dokusu üretmesi hedeflenmektedir.
Projenin odağında yer alan KAZIÇUKURU’ tarihsel sürekliliğin ve katmanlaşmanın yere ait ve yerinde olan in-situ izlerini taşıyan kazı çukurunu farklı açılardan görmeyi ve izlemeyi; yere ait olan ama yerinde olmayan ex-situ izleri ise KAZIÇUKURU’nün açık ve kapalı mekanlarında temsil etmeyi ve sunmayı; kazı çukuru dışında alanda bulunan farklı dönemlere ait in-situ yapı, kalıntı ve izler ile, kazılar sonucunda ortaya çıkarılmış buluntuların ex-situ olarak yer aldığı ve bu buluntuların korunmasına yönelik uygulama ve çalışmalarının devam ettiği laboratuvarlara KAZIÇUKURU’ne bağlanan sistematik bir dolaşım ağı ile erişebilmeyi ve deneyimlemeyi sağlamaktadır.
Bunların yanı sıra KAZIÇUKURU’, alanın farklı kullanımlarını, kullanıcılarını ve ulaşım ağının farklı modlarını biraraya getirip düzenlemekte; güncel bağlam ile tarihsel bağlamı KAZIÇUKURU’nün açık ve kapalı mekanları ve onlara bağlanan dolaşım ağı aracılığıyla ilişkilendirmektedir. Kapalı ve açık alan tasarımları ile KAZIÇUKURU’ çok girişli bir yapıya dönüşmekte ve Yenikapı Arkeolojik Alanı’nı geniş bağlamın parçası haline getirerek kentsel arkeolojinin sunulduğu bir yüzleşme mekanı olmaktadır.
Günümüzde Yenikapı, metropolün gündelik yaşamı içinde sıkça kullanılan bir geçiş noktasıdır. Projede, KAZIÇUKURU’ ile transfer alanının farklı kotları birbiri ile ilişkilendirilmiş, yer üstüne çıkmadan Yenikapı Transfer Noktası’nı kullanan yolcuların liman tarihinin bir parçası olabilmesi amaçlanmıştır. Bu hedef doğrultusunda; biletleme holü, zemin kotu ve kazı çukuru ortak bir anlatım senaryosu ile birbirine entegre edilmiş ve kullanıcıların Theodosius Liman Alanı’nın tarihi ve kültürel katmanları ve değerleri ile ilgili bilgi edinebilecekleri bir ortam tasarlanmıştır.
İstanbul Metrosu’nun biletleme holünde yapılacak sergilemelerde, alana ait kadim bilgi görselleştirilecek ve ziyaretçiler alanın farklı dönem tarihi ve kültürel katmanları ile ilgili metro dışına çıkmadan / aktarma yaparken bile yüzleşebileceklerdir. Biletleme holü hacmini dönüştüren Yenikapı Batıkları Veri Heykeli, 37 batığın uzunlukları referans alınarak oluşturulmuş ve batıkların istifini temsil eden 3-boyutlu bir görselleştirmedir. Her bir batık, kendi uzunluklarında metal çubuklarla teslim edilecek ve batıkları temsil eden bu çubuklar, kazılarda her bir batığın bulunmuş olduğu kota yerleştirilerek 3-boyutlu bir topografya olarak haritalanacaktır. Batık kotları ve liman belleği için önemli bir referans oluşturan ve biletleme holünün tavan hizasına oldukça yakın konumlanan deniz seviyesi (0 kotu çizgisi) de perfore, kırıklı, yansıtıcı bir yüzeyle temsil edilecektir.
Ayrıca meydan kotunun kısmen yırtılması ile oluşturan ara kesitte, arkeolojik kazılar sırasında ortaya çıkarılan liman zeminin parçaları olan amfora kırıkları istiflenecek ve bu istif hem meydan dan hem de biletleme holünden görülebilir olacaktır. Yine biletleme holünde dolaşırken ziyaretçilerin liman alanın karmaşık, çok katmanlı ve çok kültürlü geçmişi hakkında bilgi edinebilecekleri tematik bantlar ((g)izler, türler, nesneler, araçlar, sistemler) kurgulanmış ve böylelikle liman belliğine ait farklı arkeolojik buluntular (ayak izleri, mezarlar, buğday başağı, hayvan iskeletleri, ahşap iskele ayakları, ahşap kano kürekleri, sikkeler, amforalar, gemi yapım teknikleri ve daha pek çoğu) ile dönemler-arası çoklu okumalar kurulması hedeflenmiştir.