PROJE RAPORU
Van ve çevresi, Asur medeniyetiyle başlayıp son yüzyıla kadar uzanan tarih sahnesinde sayısız medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Genellikle Kuzey Mezopotamya ile kültürel ve ticari ilişkilerde bulunmuştur. Ayırt edici coğrafi özellikleri ve geçmişinden gelip günümüzde de devam eden stratejik öneminden dolayı daima işlek yollara sahip olmuştur.
Taraçalanmış bir coğrafi yükselti üzerinde oldukça karakteristik bir görüntüsü olan Van Kalesi 3000 yıllık bir geçmişe sahiptir. Bu yapının surlar kraliçesi Semiramis tarafından inşa ettirildiği ve yine benzer taraça sisteminin kullanıldığı Babil’in Asma Bahçeleri’nin; kral Nebuchadnezzar tarafından kraliçeye hediye olarak yaptırıldığı rivayet edilir.
İpekyolu, Van ilinin en kalabalık ve ticaret merkezi denebilecek en yoğun ilçesidir. Van Gölü’ne doğru uzanan doğrusal caddeleri ve onlarla kuzey-güney yönünde kesişen çevre yolu ilçenin ana ulaşım strüktürünü oluşturur. Türkiye’nin en uzun, Avrupa’nın da ikinci uzun caddesi olan İskele caddesi göze çarpan doğrusal akslardandır.
Projenin temel yaklaşımı; belediye merkezi işlevini verimli bir şekilde yerine getirmeyi öncelerken; bitişiğinde konumlanmış park arazisiyle organik bir ilişki kurmak üzerine gelişmiştir. Bağlamının getirdiği yapı ve park parseli komşuluğu, yeşil dokunun bu denli nadir rastlandığı bir çevrede önemini bir kat daha artırır. Konuyu salt bir kamu yapısı tasarımından ayrıştıran bu durum; birbiri ile diyaloğa girmesi beklenen iki farklı entitenin tanımını aramak üzerine sadeleştirilebilir.
Belediye merkezinin yapı parseli üzerindeki oturum kararını, park ile paylaştığı sınır üzerinden tariflemek mümkün. Yapı ve park parseli kuzey-güney yönünde doğrusal şekilde uzanmaktadır. Bu doğrultudaki paylaşım, yapının plan izdüşümünü parka eşlik eden, onu karşılayan sürekli bir satıh haline getirmeye izin verir. Bu karar aynı zamanda yapının yükseklik kararıyla da yakından ilgilidir. Kamusal kullanımın yoğun olması ve günün farklı zaman dilimlerinde kullanılması için hazırlanan yeşil ilçe meydanı kurgusu, ancak insan ölçeğinden uzaklaşmayan bir gabariyle bütünleşebilir. Aynı zamanda doğu yönündeki eğitim yapısının yüksekliği ile kuracağı birliktelik siluetteki konumu açısından kritiktir.
Geleneksel bir belediye meydanına alternatif bir tanım getirebilmek için Park parseli aday gösterilebilir. Böylece birbiri ile yarışan bir ‘belediye meydanı’ ve ‘park’ ikilemi yerine Belediye yapısı yeşil ve tekil bir Park-Meydan’a yüzünü döner. Böylelikle sadece bir parsel kenarı komşuluğundan öte yapısal anlamda belli paylaşımlar önerilebilir. Park kurgusunun yapıya; yapının da parka nüfuz etmesi mümkün olabilir.
Parsellerdeki düz ve eğimsiz coğrafyanın aksine Park-Meydan kurgusu yapay bir topografik hareketle kullanım yüzeylerini artırmayı hedefler. Hem mekan hem açık-alan gereksinimlerine cevap verebilecek yeni bir park yüzeyi tanımlar. Yerel referanslar olan Van Kalesi ve Asma Bahçeler’ deki ‘taraça’ sistemi güncel bir yorumla ele alınmıştır. Bu yüzey kuzey ve güney yönlerinde yükselip belediye merkezine ait belli kamusal işlevlerin kabuğuna dönüşür. Ortalarında ise alçalarak; kamusal hacimlere erişimi sağlayan ve aynı zamanda bir İlçe Forumu olarak kullanılabilecek parkın devamı niteliğindeki yeni bir düzlem tarif etmektedir. Yapı yere temas etmeyen kanadıyla bu hacmi korunaklı hale getirir. Bu düzlemdeki alt zemin kullanımı, bağımsız bir dolaşım ve erişilebilirlik seçeneğine sahiptir. Açık alan imkanı sunan bu kamusal tartışma ve paylaşım düzlemi aynı zamanda belediye meclis üyelerinin karar mekanizması olan belediye meclisi halk girişi ile ilişkilenir.
Yapının yere değen doğu kanadı ise; belediye merkezi girişlerini ve halkın kolay ulaşabilmesi beklenen birimleri barındırır. Bu kanat; zemin katta yapı ile park yüzeyinin ara kesitine denk gelen bir iç sokakla sınırlıdır. Bir geçit benzeri başlayıp genişleyerek açık havaya kavuşan ve alt kotta Forum’la ilişkilenen iç sokak, yapı içerisinde bir süreklilik ve zenginlik önerir.
Belediye merkezi ofisleri esneklik imkanı ve doğal ışık gereksinimi öncelenerek kurgulanmıştır. Yapının birinci katında yer alan ofisler halkın yoğun olarak kullanmaya devam ettiği birimleri içerirken ikinci kat daha ziyade protokol katı olarak ele alınmıştır.
Belediye merkezi kütlesinin net ve kararlı yapı dili; park peyzajının organik ve girift yapısıyla bir karşıtlık oluşturur. Her iki tutum için de; diğerinin daha net okunabilir hale gelmesini bu tansiyon pekiştirir. Bu sayede biri diğerinden ön planda olan, birbirinden rol çalan değil, karşıtıyla anlamlanan ve zenginleşen bütüncül bir mimari öneri elde edilmiş olur.