GENEL YAKLAŞIM
İZMİR OPERA BİNASININ TASARIMI, yapının kentle ve çevre yerleşim alanları ile bütünleşmesi, iÇ ve dış mekanlarının çevredeki kent mekanları ile birlikte kamuya açık kullanım olanakları sunan dinamik bir kurgu oluşturması, temel işlevlerinin yanında kentli için erişilebilir, hareketli, dinamik çok yönlü bir odak yaratılması hedefi üzerine kurgulanmıştır. Bu çerçevede, programın kendi kurallarına göre yapısal çözüme dönüştürülmesi kadar, kentsel bağlamla ilişki ön planda tutulmuştur. Yapı ve işlevin, yakın çevrenin kent içindeki rolünü değiştirecek olması, bu rol değişiminin, eşzamanlı süregelen alışıldık kentsel dinamiklere karşı taşıdığı alternatif olma potansiyeli ön planda tutulmuştur. Bu bağlamda, kıyı alanı ile kurulan güçlü ilişki, yükseltilen giriş platformu altında önerilen dış mekan kullanımları, deniz ve toplu taşım ulaşımı için önerilen güzergahla bütünleşen yaya allesi, çevre ve kent merkeziyle güçlü görsel ilişki kurma olanağı tanıyacak çok amaçlı kullanıma açık yükseltilmiş giriş platformu ve seyir basamakları, bina terasında oluşturulan seyir platformu; iletişim ve sosyalleşmeye olanak tanıyan, kentsel bağlamla bütünleşik, tüketimden çok kültürel ve sosyal üretime odaklı bir dönüşüm modelinin mekansal karşılığı olarak görülmüştür. Kentlerimizde süregelen ve tüketim ekonomisinin dinamiklerine bağlı, kentsel bağlamdan kopuk ve içe kapanık yapısal odaklarla mekansallaşan yaygın kentsel dönüşüm modeline karşı, kentin taşıdığı potansiyeller ve alternatifler için mekansal bir çevre oluşturulması hedeflenmiştir.
YENİ KENTSEL GELİŞİM ALANI
1/5000 imar planında da öngörüldüğü gibi, opera kavşağı ile şemikler metro istasyonunu bağlayan yol; ulaşım odaklı bir ana arter olmanın ötesinde, opera ve kıyı düzenlemesi ile birlikte, kıyıya dik doğrultuda gelişecek yeni bir kentsel hareket aksı oluşturacaktır. Bu bağlamda, şemikler istasyonundan başlayan ve opera arsasına kadar devam eden lineer alan yeni bir kentsel gelişim bölgesi tanımlamaktadır. Bu gelişimin; opera binasının yaratacağı ivmeyle, niceliğin ötesinde nitelik ve içerik olarak da kente sosyal –kültürel anlamda yeni bir enerji kazandıracak doğrultuda olması öngörülmektedir. Yeni kentsel gelişim alanı, özellikle kültürel – rekreatif işlevlerin ağırlıklı olacağı bir odak alana dönüşücektir.
OPERA VE YAKIN ÇEVRESİ
Temel ve kesin tarifli işlevlerinin yanında, yapı kurgusu; içinde ve çevresinde oluşturduğu kapalı – açık – yarı açık mekanlar dizimi ile “İzmir’in kentsel ve toplumsal olarak yenilenme dinamiği içerdiği” düşünülen yeni gelişim alanında kentli için erişilebilir, hareketli, dinamik çok yönlü bir odak alan oluşturmak üzere geliştirilmiştir. Kıyıya dik doğrultuda, deniz ve raylı sistem ulaşımlarını bağlayan yaya allesi, toplu taşım araçlarının sunduğu olanaklarla birlikte, opera binası ve çevresinin, kent merkezinden kısa sürede ve kolaylıkla erişilebilen yeni bir kentsel odak olmasını sağlayacaktır.
KIYI ALANI
Kıyı kullanımının, kentsel anlamda en zengin ve dinamik boyutlar içerdiği İzmir’de, yeni bir kıyı odak alan oluşturulmaktadır. Denize ve manzaraya açılan, opera binası ile kesintisiz bir şekilde bütünleşen, deniz, kara ve raylı sistem ile ulaşılabildiği gibi, kıyıya paralel ve dik doğrultudaki yoğun yaya hareketleri ile beslenecek olan kıyı alanı, her tür açık spor, eğlence, gösteri vb. Aktivitelere ortam sağlayacaktır. Spor kavramı, formel spor aktivitelerinden çok, her kentlinin katılımının teşvik edileceği, yaşam boyu spor anlayışı bağlamında değerlendirilmiş ve kıyı alanında; koşu, yürüyüş, jimnastik vb. Aktivitelerin yapılabileceği, aynı zamanda farklı açık alan aktivitelerine de ev sahipliği yapacak kesintisiz, geniş yeşil alanlar oluşturulmuştur
KABUK
Enerji etkin tasarım ilkeleri ve iklimsel veriler dikkate alınarak tasarlanan ana kabuk, aynı zamanda bina çevresinde yarattığı açık – yarı açık dış mekanlarla, bina işlevlerinin kamusal alan ve kullanımlarla bütünleşmesine olanak sağlayacaktır. Bu temel amaç doğrultusunda geliştirilen ana kabuk;
Yılın ve günün farklı zaman dilimlerinde (mevsimler, saatler) farklı açılarla gelen güneş ışığını kontrol ederken, aynı zamanda gün ışığından en üst düzeyde yararlanılması için, geride şeffaf yüzeylerin oluşturulmasına olanak sağlamaktadır,
Güneşin geliş açılarına göre açılanan yırtıklar ile, direkt güneş ışığı kontrol edilmekte, gün ışığından yararlanılmakta, aynı zamanda iç mekanlarla dış mekanlar arasında görsel ilişki kurulmaktadır.
Özellikle deniz yönünde, kesintisiz bir şeffaf yüzey oluşturularak manzaraya ve yapı ile deniz arasında oluşturulan açık kullanım alanlarına odaklanılabilmektedir.
Kabuğun biçimlenişi; enerji etkin tasarım ilkeleri ve iklimsel verilerle kurulan ilişkilele birlikte, binanın imgesel değerini yükseltecek ışık – gölge oyunları yaratacak şekilde gelişmiştir.
Fiber takviyeli beyaz beton prekast elemanların, hafif metal konstrüksiyon ile, ana çelik yatay ve düşey uzay kafes kirişlere taşıtılmasıyla oluşturulan yapısal kurgu; bina gövdesi ile arasında farklı dış ve açık mekan kullanım olanakları sağlayacak şekilde boşluk bırakmaktadır: gölgelikli yol, saçak altı, seyir terası vb.