3. Mansiyon, Kırşehir Gezegenevi ve Kültürparkı Mimari Proje Yarışması

MİMARİ TASARIM RAPORU

Proje alanı kent ticaret aksının önemli bir kısmını üzerinde taşıyan, Terme Caddesi ile Şehit Nevzat Aslan Bulvarı’nın kesiştiği noktada, kuzeyde Hacı Ömer Camii, güneyde ve doğuda da iki kültür merkezi olmak üzere yakın çevresi ve kent geneli için birer çekim merkezi olan, üç farkı kütlenin odak noktasında yer almakta, batıda ise Terme Caddesi ile sınırlanmaktadır.

Tasarım önerisi geliştirilirken Terme Caddesi ile proje alanının doğusunda bulunan kültür merkezi arasında bir set oluşturmaktan kaçınılıp, aksları kesen bir kütle olarak yükselmektense, aksların içinden aktığı bir konsept tercih edilerek, kütle ve park kompozisyonunu kent içerisinde bir parsele yerleşmiş, bağımsız bir alan olmaktan çıkararak, çevresindeki yapı ve işlevlere hizmet eden bütünleşik ve davetkar bir kentsel alan kurgulanması amaçlanmıştır. Bu doğrultuda belirlenen ana akslar, var olan kentsel akslara bağlanarak, proje alanı çevresindeki kentsel işlevlere ulaşan, yapısı gereği kentlinin belleğinde baskın bir yere sahip olacak birer “yol” olarak tanımlanmıştır.

Ana akslar ile parsel sınırları arasında kalan alanlar ise, ikinci bir güçlü kentsel imge olan meydanları oluşturmuştur. Bu meydanlar gerek kurdukları komşuluk ilişkileri, gerek geometrik, gerekse işlevsel özellikleri ile birbirlerinden farklılaşmakta ve tek bir ana kompozisyon içerisinde farklı açık alan deneyimleri sunmaktadır. Söz konusu akslar ve açık alanlar birbirleri içerisine akarak, birden fazla düzlemde birbirlerini tanımlamakta ve hareketlendirmektedirler.

Belirlenen aksların kesişim noktalarında ise çevresindeki yapılarla yarışmak yerine, topografya ile bütünleşerek var olan bir kütle tasarlanmıştır. Viollet le Duc’n da belirttiği gibi mimarlığın topografya ile diyaloğu tasarımın temel problemini oluşturur ve bu diyaloğun sağlam bir şekilde kurulması, mimari ürünü biricik, özgün ve bulunduğu yere ait kılar.

Lynch’in Kent İmgesi’nde belirttiği üzere fiziksel unsurlardan yola çıkarak, kent imgesi “yollar, sınırlar/ kenarlar, bölgeler, düğüm/odak noktaları ve işaret öğeleri” olmak üzere beş faktör üzerinden tanımlanabilir. Hali hazırda konumu gereği, bir odak noktasında bulunan proje alanının kentsel bir imge haline gelmesi ve kentlinin belleğinde güçlü bir nirengi noktası olarak yer etmesi amaçlanmıştır.

Kütlenin söz konusu bu beş faktörden “yol, bölge, kenar ve düğüm noktası” özelliklerine ek olarak, “işaret öğesi” özelliğini de bünyesinde bulundurması amacıyla baskın ve özgün geometrisiyle projeksiyon salonu, proje alanının dört bir tarafından gözlemlenebilecek bir şekilde tasarlanarak, mevcut topografyadan tek başına yükselmesi sağlanmıştır.

Plan şeması olarak ise geleneksel orta sofalı Türk Evi tipolojisinden yola çıkışla, projeksiyon salonu çevresinde, projeksiyon salonunun geometrisinin domine ettiği bir tipoloji önerilmiştir.

Mevsimlerin sert yaşandığı Kırşehir’de değişken iklim koşullarına uyum sağlayacak şekilde tasarlanan yapı cepheleri, açılıp kapanarak pasif iklimlendirme çözümleri sunmaktadır. Bu çözümleri desteklemek ve gün ışığı kullanımını maksimum düzeye ulaştırmak amacıyla kurguya dahil edilen iç avlu çevresinde, +82 kotunda angiospermler tercih edilerek, yaz mevsiminde gerekli gölge, kış mevsiminde ise gerekli ışın alımı sağlanırken, proje alanı genelinde angiosperm ve gimnosperm dengesi korunmuştur.

Yapının çeperlerini saran korten elemanlar yumuşak zemin – sert zemin geçişlerinde de bölücü olarak uygulanmıştır. Söz konusu korten düzlemler, yer yer yatay aksa bükülerek tüm peyzaj kurgusu ile bütünleşik bir kentsel mobilya işlevini de üstlenmiştir.

Etiketler

Bir yanıt yazın