PROJE RAPORU
Kent yaşamı, sosyal bir varlık olan insanlar için en temel ihtiyaçlar olan barınma ve beslenme, eğitim ve sosyalleşmeyi sağlayan temel bir kurgu ve işleyiş sunar. Kentte yaşayanların kent yaşamı işleyişinde görev alması, insanların kendilerini yaşadığı kente ait hissetmesini ve hayatlarında daha aktif olmalarını sağlar.
Ülkemizde toplumsal cinsiyet eşitliğine dayalı bir kent kurgusuna ulaşmak için kadının kentteki rolünün sosyal, kültürel ve ekonomik olarak desteklenmesi gerekmektedir.
Proje alanı; Lüleburgaz kent merkezinin çeperinde, yapılaşmayla tarım alanlarının tam ortasında konumlanmaktadır. Mimari program, kapsamının getirdiği çok işlevlilikle ve arazinin bu özel konumuyla, doğa ve üretimle etkileşimini koruyan kadının aktif olarak görev aldığı küçük bir kent simülasyonu olarak yorumlanmıştır.
Mimari program, yerel ölçek dikkate alınarak ve kullanıcıların doğayla etkileşim içinde olması, açık ve yarı açık alanlardan yoğun biçimde yararlanması amaçlanarak; alçak katlı, araziye yayılmış parçalı kütleler olarak somutlaşmıştır. Bu parçalı yapı sistemi; doğası gereği homojen, geçirgen ve her yöne akan kare grid sistem üzerinde kurgulanmıştır. Kare gridin getirdiği düzenli ve homojen yerleşim mimari programa göre yorumlanmıştır. Belli fonksiyonlar birkaç grid ünitesine yayılırken, bazı fonksiyonlar farklı kotlarda diğer ünitelere uzanmış; zemindeki akışkanlık üst kotlara taşınmıştır. Yapısal bütünlüğün, projede amaçlanan fonksiyonel bütünlük – kent simülasyonu olma yönünde katkı sağlayacağı öngörülmüştür.
Proje programı; bireyin mahremiyetinden kentsel sosyalleşme ihtiyacına kadar uzanan bir yelpazede farklı işlevli mekân kurgusu gerektirmektedir. Bu yüzden projenin ana kararlarından biri mahremiyet-ortak alan hiyerarşisini tüm projede hâkim kılmaktır.
Bireyin mahremiyeti grafik olarak bir nokta ile özdeşleştirilirse mahremiyet azalıp ortak kullanım arttığında grafik, bu nokta merkezli gittikçe büyüyen halkalar olarak soyutlanabilir. Böylece her halka sadece içindeki ve dışındaki halkalarla ilişkidedir. Mimari olarak bu grafiğin projedeki yansıması, özel alanlardan ortak alanlara ulaşım için ara geçiş zonlarının yaratılmasıdır. Burada amaç; hem fonksiyonlar arası etkileşimi tasarlayarak nitelikli mekânlar yaratmak, hem de kullanıcıya seçme özgürlüğü sağlayacak çeşitlilikte farklı nitelikte yaşam alanları sunmaktır.
Mimari programda en çok mahremiyete ve güvenliğe ihtiyaç duyan kullanıcı, şiddete maruz kalan veya risk altında bulunan kadınlar ve çocuklardır. Bu kullanıcı profilinin barınma ihtiyacını karşılayacak yaşama birimi, halkalarla tanımlanan mahremiyet zonlarının merkezinde konumlandırılmıştır. Halkalar genişledikçe kullanıcı sırasıyla önce iki yaşama biriminin ortak kullandığı mutfağa, sonra 4/6 odanın ortak kullandığı koridora ve oradan da ortak kat terasına ulaşır. Zemin kata inen kullanıcı, merkezden bir halka daha uzaklaşmış ve sığınma evinin ortak alanlarına ulaşmıştır. Binanın iç bahçesi rekreasyon özelliğinin yanında, sığınma evi dışından işlikler ve çiftlikle etkileşim imkanı verir. Bu halkanın da dışındaki zonda; Kadın Akademisinin kadınlara yönelik eğitim veren birimleri, ikinci el eşya atölyesi, kadın danışma ve dayanışma birimi, kulüp odaları ve kreş ve gündüz bakım evi gibi dışarıdan gelen kullanıcılara kontrollü şekilde açık olan fonksiyonlar bulunur. En dıştaki halka ise kentli için sosyalleşme sağlayan çok amaçlı salon, sergi ve konferans salonu, kafeterya, kentsel meydan ve pazar alanı, çocuk oyun alanı, spor alanları, dere boyu rekreasyon alanları ile üretimin gerçekleştiği tarımsal alandan oluşur.
Mahremiyet grafiğinde merkezde bulunan Kadın Sığınma Evi binası, özellikle en yoğun kullanım olan İstasyon Caddesi olmak üzere yol cephelerinden içeride konumlanmıştır. Bina çevresinde tasarlanan kontrollü fonksiyonlar; duvar örmeden, set çekmeden sosyal/görünmez bir kalkan gibi çalışarak sığınma evi için korunaklı bir çeper oluşturmuştur. Bina ana girişi üç cephesi sığınma evi binasıyla çevrelenmiş bir iç bahçeden geçilerek ulaşılan bir noktada tasarlanmıştır. Böylece bina girişi, mimari yapı kurgusuyla kontrollü bir noktaya dönüşmüştür.
Kadın Sığınma Evi yapısının hemen batısında kreş, gündüz bakımevi ve çocuk akademisi yer alır. Bu iki yapı arası oyun sokağı olarak tasarlanmıştır. Bu ara zon, hem kreş, gündüz bakımevi ve çocuk akademisi öğrencileri hem de sığınma evinde konaklayan çocukların ortak kullanımına açıktır. Kreş, gündüz bakımevi ve çocuk akademisi yapı grubunda ayrıca; çocuk oyun alanı olarak kullanılacak iç bahçe ve kısmen yeşil çatı olarak kullanılacak teras gibi yapıya özel ortak alanlar bulunur.
Sığınma evinin doğusu; çok amaçlı salon, sergi salonu ve konferans salonunu içeren Kadın Akademisi Sahneleri, kafeterya ve satış alanlarının çevrelediği kentsel meydandan oluşur. Sert zeminli bu meydan, yeşil kentsel park alanıyla güneye doğru uzayarak dere boyundaki yürüyüş platformuna ve dereye ulaşır. Meydanın batı cephesinde, hafif çatı strüktürüyle gölgelenmiş pazar alanı önerilmiştir. Bu pazar yeri; proje alanı içinde kadınlar tarafından üretilen ürünlerin satışının yapılacağı, Kadın Akademisi için kermeslerin düzenleneceği, gerektiğinde başka organizasyonlara ve üreticilere kiralanacak stantların kurulacağı bir satış alanıdır.
Pazar yerini koruyan çatı strüktürü, dereye kadar uzayarak çeperindeki spor alanları için kurulacak tribünlere ya da kent parkına gelen kullanıcılara gölge yaparak çok fonksiyonlu bir işlev kazanır.
Proje alanı içinde araziyi ikiye bölecek şekilde doğu batı yönünde uzanan kuru bir dere yatağı bulunmaktadır. Arazi içinden geçen kuru derenin canlandırılıp kuzey yakasının sosyal kullanıma olanak verecek şekilde su kenarı rekreasyon alanı olarak değerlendirilmesi öngörülmüştür. Açık hava konser ve gösterileri için de kullanılacağı öngörülen tenis ve basketbol sahaları, bu rekreasyon alanıyla doğrudan ilişkili olacak şekilde konumlandırılmıştır. Proje alanının derenin güneyinde kalan kısmı tarımsal arazi olarak tasarlanmıştır. Bu bölgede bostan/tarım alanı ve hobi bahçeleri olarak iki ana fonksiyon tanımlanmıştır.
Bostan/tarım alanları kreş ve gündüz bakımevinde eğitim alan çocuklar için doğayı tanıyacakları, bitki yetiştirecekleri bir sınıf gibi kullanılacaktır. Aynı alanlar kadın sığınma evinde konaklayan kullanıcılar için sebze/meyve ekebilecekleri bir rehabilitasyon alanı olarak değerlendirilecektir. Bu bostanlarda üretilecek sebze/meyve el emeği mutfağında işlenerek el ürünleri marketinde ve meydan cephesinde önerilen pazar alanında satışa sunulacaktır. Böylece proje içinde tüm aşamalarını kadınların yürüttüğü sürdürülebilir bir üretim döngüsü hayat bulacaktır.
Dere yatağının güneyindeki diğer fonksiyon, Lüleburgaz halkına belirli sürelerle kiralanacak hobi bahçeleridir. Kadın akademisine düzenli gelir sağlayacak bu kiralama sistemiyle sürekli el değiştiren hobi bahçeleri, proje alanı içinde dinamik bir üretim ve cazibe noktası olacaktır.
Çok amaçlı tarımsal üretim alanlarıyla beraber, proje alanı birçok kullanıcı profiline hitap eden bir çiftlik tesisini de barındırmaktadır. At, inek, köpek ve kümes hayvanları gibi hayvanların bakılacağı çiftlik tesisinin işleyişinde, gündüz bakımevi ve çocuk kulübüyle beraber kadın sığınma evi kullanıcılarının da katkıda bulunmaları öngörülmüştür. Çiftlik, Lüleburgaz’daki diğer okullardan öğrencilerin ziyaretine açık ve hafta sonları at binme eğitimleri verilebilecek bir tesis olarak tasarlanmıştır. Yine çiftlikte üretilen ürünler işliklerde işlenerek üretim döngüsünde yerini alacaktır.
Tüm bu özellikleriyle projenin ana hedefleri; kadının topluma yeniden kazandırılması ve rehabilite edilen, okuyan, üretim döngüsünde aktif rol alarak üreten ve kazanan kadının kentteki dengeyi toplumsal cinsiyet eşitliğine ulaştırması için gerekli fiziksel çevreyi oluşturmaktır.