Proje Raporu
OliVelo – Zaman Mekan Odyssey
Yeni binyılın ilk onlu yılında küresel gündemde yerini alan “kentsel çağ”; etkileri ile giderek daha fazla görünür olmaktadır. Kentsel alanların alanca yayılması ve nüfusça yoğunlaşması bir yandan temiz su, gıda ve enerji gibi doğal kaynak talebini arttırırken; diğer yandan bu kaynakların sağlandığı alanlara doğru kentsel yayılma baskısını da arttırmaktadır. BM değerlendirmelerine göre kentler halihazırda dünya üzerindeki karaların %2’sini kaplarken; dünyada üretilen gayrisafi hasılanın %70’ini, küresel enerji tüketiminin %60’ını, küresel atık ve atmosfere salınan sera gazlarının %70’inin sorumlusudur. İklim değişikliği ve ekolojik hassasiyetlerin artması, biyolojik çeşitlilik kaybı, küresel sosyal problemler, (göç, gelir ve yaşam kalitesi adaletsizliği), gıda krizi, insan ve yaşam alanlarında yaşam kalitesi üzerinde ciddi problemler yaratırken; uluslararası, ulusal ve yerel politikalar ivedilikle bu sorunlara çözüm aranması konusunda anlaşmaları, ortaklıkları, eylem planlarını ve diğer pek çok uygulama aracını gündeme getirmektedir. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in “Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarına ulaşmak ve iklim değişikliği ile mücadele için sağlıklı ekosistemlere ihtiyacımız var: küresel sıcaklık artışına uyum için gereken etki azaltmanın %37’sini doğal ekosistemler sağlayabilirler” (Guterres, 2019) ifadesi yerküredeki karasal ve denizel ortamlardaki ekolojik işlevselliği yüksek alanların önemini vurgulamaktadır.
Kentleşmenin etkileri ya da izlerinin özellikle metropoliten alan çeperlerinde daha görünür olması, küresel düzeyde yaşanan çevresel problemlerde kentsel alanlara yönelik çok yönlü risk azaltma ve kentsel dayanıklılığın inşası politikalarını gündeme getirmektedir. Bu konu sadece arazi kullanımı planlaması ile yönetilemeyeceği ve günümüze değin de yönetilemediği için; konunun çevresel öneminin yatayda topluma yaygınlaştırılması ve toplumla paylaşılması artık katılımcı planlamanın en kritik evresi olarak kabul edilebilir. Buradaki katılım sürecinde toplumun yaşam kalitesini geliştirmeye katkı verecek ekonomik ve sosyo-kültürel içeriğin de kapsanması önem kazanmaktadır. Kırsal yaşlanmaya bağlı olarak tarımın geleceği, kentsel yığılmaya bağlı olarak desantralizasyon ve tersine göç gibi dinamikler ile tarımsal uygulamalar farklı içeriklerle kentsel alanlara da nüfuz etmektedir. Bu itibarla artık günümüzde kırın ve kentin tanımı değişmekte, yasal araçlarla da bu tanımsızlık yaratılmakta ve tüm bu değişimler sürerken bilginin ve üretimin ortak hafızasını depolayan kentsel ve kırsal alanlar farklı, yenilikçi, üretken ve sosyo- kültürel etkileşimlerle değişmekte, dönüşmekte ve yeni hafızalar oluşturmaktadır.
Tüm bu değerlendirmeler ışığında bulunduğu özellikli konumuyla, Neolitik Dönem’den günümüze değin kesintisiz insan-doğa etkileşiminin izlerini gerek yapılaşmış gerekse doğal çevredeki izlerle günümüze taşıyan Yarımada ve onun içinde yer alan “OLİVELO İzmir Kent Çeperinde Ekolojik Yaşam Alanı Parkı”; yenilikçi ancak kadim bilgiyle beslenen, ekolojik temelli ancak yanı sıra insanın yaşam kalitesini de odağına alan ve onu karar alma, uygulama, öğrenme ve izleme süreçlerine dahil eden bir yaklaşımla İzmir’i, Yarımada’yı ve Güzelbahçe’yi Teos, Erythrai, Klazomenai ve Kilizman üzerinden ülkesine ve dünyaya bağlamaktadır.