3. Mansiyon, Tarsus SEV İlköğretim Okulu Yeni Kampüsü Davetli Mimari Proje Yarışması

3. Mansiyon, Tarsus SEV İlköğretim Okulu Yeni Kampüsü Davetli Mimari Proje Yarışması

Mimari Açıklama Raporu...

Genel Yaklaşım ve Beklentiler:

TAC İlköğretim Okulunun, Tarsus kenti içinde kalması ve mevcut kampüse eklenmesini olumlu bulurken, bu kararın Tarsus için de yararlı olacağının bilincindeyiz. Yeni okul, mevcut kampüs ve çevresinin kalitesini yükseltirken, Tarsus’un karakterine de uyumlu olmalıdır. Ancak, bu uyum sadece “tarihi” motifleri kopyalayan yüzeysel bir yaklaşımla değil, Tarsus yöresinin yaşantısına, iklimine, inşaat tekniğine, ekonomik ve sürdürülebilirlik şartlarına uygun olmakla başarılabilinir. Aynı zamanda, verilen ihtiyaç programı karşılanırken projenin değişime imkan verilebilecek esneklikte olması uygun görülmüştür.

Yeni İnşaat için kazı yapıldığında “binlerce yıllık bir tarihi doku” çıktığı takdirde, bu projenin mahiyeti ve amacı tamamen değişmeye mecbur kalacaktır. Böyle bir olasılıkta inşaat alanında arkeolojik bir ön keşif yapılması gerekecektir ve ancak bu bilgiyle tarihi kalıntıların kapsamı, planı ve derecesi belli olacaktır. Şayet araştırmalar sonuncunda, bu alanda ciddi bir tarihi değer çıkarsa yeni okulun planı ve hatta oturum alanı sorgulanabilir. Kazı çalışmalarının okulun zemin oturumu ile entegre olması inşaata ciddi bir ek maliyetler getireceği için, arkeolojik keşif yapmadan önce bu konuda mimari öneri üretmek spekülasyon olacaktır.

Tarihi Sadıkpaşa Konağının çevresi projemizde açık alan olarak değerlendirilmiş ve yakınındaki yapılar iki katı geçmeyecek şekilde tasarlanmıştır. Yapının alt katı TAC Mezunlar Derneği Merkezi ve üst katı sadece Yönetim Büroları olarak kullanılması için titizlikle restore edilmesi öngörülmüştür.

Projemizde sergilenen tarihi, sosyal, çevre ve eğitim anlayışının okul yapıları konusunda bir örnek teşekkül edeceğini düşünmekteyiz.

Mimari Proje Alanı:

Toplam Arsa Alanı: 10.173m2
İnşaat Oturum Alanı: 4.449m2
Toplam İnşaat Alanı: 9.750m2 (Sadıkpaşa Konağı hariç)

Tarsus Kentine ve Mevcut Kampüse Uyum:
Tarsus dokusu içinde bulunan tarihi TAC Lisesi, taş duvarlarla çevrili, içe dönük bir okuldur. Çevresindeki duvarlar karakterini belirlediği kadar, okulun yapısal dokusu Tarsus kentinin önemli bir parçasıdır. Projemizde, yeni İlkokul binalarının da duvarla çevrilerek bu geleneğin devam etmesi istenildi. Önerimiz Kozacı Hanın duvarlarını kısmen yıkmayarak arkasında kalan bahçe ve terasları sokağın gürültüsü, tozu ve güneşinden koruyarak sakin bir ortam yaratmak oldu. Böylece okulun güneyinden geçen Cengiz Topel Caddesinin karakteri korunup, okulun çevresi yeşillenmiş ve sınırları net şekilde belirlenmiş oldu.

Projemizde, bireysel yapıların ön plana çıkması yerine, avlu ve bahçeler tanımlayan okul binalarının bütünsel bir “arka plan” oluşturması tercih edildi. Sadıkpaşa Konağı’nın yanında ki tarihi “Taş Kapı”dan Tören Avlusuna girilince Özel Derslik / Kütüphane binası karşıda ve derslikler solda bulunurlar. Sadıkpaşa Konağı’nın gerisinde kalan ve ara bahçeye bakan, Kütüphane ve Özel Derslikler 2 katlı sade bir yapı olarak tasarlandı. Tören Avlusunun solunda kalan genel dersliklere kapalı bir revak ile girilir. Bu revak ayrıca batıya uzanan Teneffüs Avlusunun girişini belirler. Avlu, Kafeterya, Spor ve Konferans Salonlarına doğru devam ederek, güneye döner ve “Yeni Kapı” ile tekrar Cengiz Topel Caddesine bağlanır. Sokağın hemen karşısında ki mevcut duvara bir ek kapı açılıp mevcut kantini revize ederek bu noktada iki okul birbirlerine bağlanabilir. İlkokul için önerilen bu dolaşım sistemi “yarım halka” oluşturarak yeni okulu mevcut okula bağlar. İleride Cengiz Topel Caddesinin trafiğe kapanması ve sadece yaya dolaşımına açık olması, projemizde şart olmasa bile, iki okulun net şekilde birleşmelerini sağlayabilir.

Açık Alan Tasarımı:
Projemizin peyzaj tasarımı, sadece yapı aralarının yeşillendirilmesi değil, mimarimizin önemli ve entegral bir parçasıdır. Mevcut taş duvar korunarak okul çevresinin yeşille belirlenmesi okul alanımızı tanımlar. Tarsus’ta yapıların duvarla birleşmeleri geleneksel bir diyagram oluşturduğu için bu yaklaşım kentin karakteri olarak kabul edilmelidir. Okul silueti sokaktan bakınca tek katlı duvarın arkasından algılanacağı için tüm cephe çizimlerimizde duvarlar belirlenmiştir. Dışarıyla görsel bağlantı gereken yerlerde duvar açılabilir veya daha düşük kotlara indirilebilir. Örneğin Kafeterya terasının duvarına, hava akımı sağlamak için, delikler serbestçe açıldı. Duvarla yapı arasında kalan alanların yeşil kuşak olarak yoğun ağaçlandırılması sokağa olumlu bir imaj verirken arkada kalan dersliklere serin ve sakin ortamlar oluşturacaktır. Zamanla büyük çınar ağaçlarının gölgesinde kalan iç avlular güneşten korunacak ve serinlik artacaktır. Egzotik bitkiler seçmek yerine bakımı kolay yerel türlerin tercih edilmesi peyzajın sürdürülebilirliğini kolaylaştıracaktır. Kozacı Hanın içinde bulunan tarihi traktör Sadıkpaşa Konağı arkasında olan sakin bahçeye “heykel” olarak yerleşebilir.

Plan ve Program Mantığı:
Projemizde standart sınıfların kalitesini yükselterek öğrenciye önem vermek istenildi. Doğal aydınlatma ve esintinin maksimize edilmesi için derslikler açık koridorlar üzerine yerleştirildi. Bu yörede iklimin ılıman olmasıyla açık koridor sisteminin kurulması ve çift cepheli sınıfların temiz hava ve doğal ışık almaları kolaylaştı. Açık koridor sisteminin katlar arasında görsel bağlantı kurmasıyla, teneffüslerde sosyal bir ortam yaratılacağı düşünüldü.

Ana Okul, 1. ve 2. sınıflar, küçük çocukların okul ortamına daha rahat alışmaları için, 2 katlı yapıya yerleştirildi. Anaokulu ve 1. sınıflara özel arka bahçe terasları verilirken üst katlarda 2. sınıfların tepeden aydınlanmaları ve doğal havalandırmaları sağlandı. Bu yapının ölçeği küçük tutularak sınıflarda “Ev” ortamı yaratıldı.

Diğer sınıflar 3 katlı, iç avlulu yapıya yerleştirildi. Derslikler genelde ilk iki kat da kalırken, Görsel Sanatlar gibi özel atölye sınıfları en üst katlara konuldu ve çatılar açılarak tavanları yükseldi. Böylece, kuzeyden gelen doğal gün ışığı üst katta ki sınıflara girebildi. Bu yapının iç avlusunun şeffaf olarak kapanması ve yağmurdan korunması ayrı bir alternatif olarak düşünülebilir.

Spor Salonu, Konferans Salonu ve Yemekhane gibi yoğun kullanılan büyük yapılar arazinin batı kenarına yerleştirildi. Kapalı, aktif ve geniş hacimlerin birbirlerine yakın olmaları istenildi. Yakın olmasıyla, örneğin, Spor ve Konferans salonlarının aktivite esnasında yemekhaneden servis alması kolaylaştı. Yemekhane ve Konferans Salonunu bağlayan iki katlı Fuaye’nin de aynı zamanda sergi amaçlı kullanılması düşünülebilir. Aynı anlamda girişte bulunan WC ler tüm aktivitelere hizmet verebilir.

Yapı Sistemi:
Betonarme karkas taşıyıcı sisteminde 60×60 kolonlar 6.60×6.60 ve 3.60×3.60 aks aralarıyla “İskoç Izgara” sistemi kuruldu. Bu sistemde 60 m2lik sınıflar 6.60×10.0m boyutunda geniş ara mesafeleri kullanırken, dolaşım sistemi ve servis amaçlı odalar 3.60m ara mesafelerini kullandılar. Tüm planlamanın 60×60 modül üzerine kurulması, kolon ebatlarının ve mesafelerinin tekrarlanmasının program yerleşiminde esneklik ve uygulamada kolaylık sağlayacağı düşünüldü. Yapılarda “klasik” betonarme kolon, kiriş ve plak döşeme sistemi kullanılırken, özel çatılarda, Konferans ve Spor Salonlarının geniş açıklıklarında çelik taşıyıcı sistemler kullanıldı. Yemekhane altında bulunan Sığınak dışında derin kazı oluşturmamak için yüzeysel temel sistemi tercih edildi.

Malzeme ve Detay:
Taşıyıcı sitemin ve kaplama malzemelerinin “dürüstçe” kullanılması tasarımın önemli bir parçası olarak kabul edildi. Projemizde betonarme karkas “çıplak” olarak bırakıldı ve “yük almayan” duvarlar yerel “Tarsus Taşı” ile kaplandı. Mevcut Spor Salonu ve Shephard Hall da uyguladığımız betonarme karkas ve taş duvar sisteminin yeni ilkokulda tekrarlanmasıyla ortak bir Kampüs karakterinin oluşacağı düşünüldü. Aynı yaklaşımla çatı kaplamasında bakır rengi seçilerek tarihi doğal kiremit örtüsünden farklılaşması ve metal olduğunun belli olması istenildi. Ekolojik değeri olan ahşabın sadece önemli ve sınırlı yerlerde kullanılması tercih edildi. Ara duvarların ses yalıtımını artırmak için 15cm’lik tuğla duvar üzerine çift taraflı alçıpan düşünüldü. Plastik doğramanın kanserojen tehlikesinden dolayı tüm pencerelerin ısı köprülü, çift camlı, alüminyum doğrama olmaları istenildi. Dersliklerin dış duvarlarının tamamı saydam olduğu için güneşi engelleyen beton “prekast kaşlar” tasarlandı. Bu elemanlarla yüksek açıyla gelen yaz güneşini engellenirken alçak açıyla gelen kış güneşi yansıtılarak odalarda doğal aydınlatma sağlandı.

Dış yer kaplamasında mevcut kampüs malzemesinin devam etmesi için, “washbeton” ve Tarsus taşının kullanılması önerildi. Tüm malzeme ve detayların, yerel inşaat sistemlerine uygun olmaları ve çevrelerine uyum sağlamak için yapı kitlelerinin tarihi taş binalara sakin bir arka fon yaratmaları ana fikrimizdi.

İklimlendirme ve Sürdürülebilirlik:
İnşaat ekonomisi önemsenirken, kullanım maliyeti ve sürdürülebilirlik de dikkate alındı. Aydınlatma ve iklimlendirmenin maliyetini sınırlamak için güneş ve rüzgardan faydalanıldı. Bu yörede ısı kaybı veya kazancı en fazla tavandan olduğu için çatıları hava bacaları olarak şekillendirip doğal havalandırma sağladık. “Beşik” çatıların kuzeye doğru yükselmeleriyle üst katlara doğal ışık alındı. Çatıların güney eğimlerine güneşten elektrik üreten panolar koyarak enerjiden tasarruf etme süresi uzatıldı. Dersliklerde gün ışığını artırmak için tüm dış cepheler saydam tutuldu ve güneş kırıcı elemanlarla sınıf içlerine kadar yansıtıldı. Genelde sınıfların güney / kuzey çift cepheli olmaları her iki cepheden esinti ve ışık almalarına imkan verirken kuzey yönünün olumsuzlukları giderildi. Spor ve Konferans salonlarının doğal aydınlatma ve havalandırması, çatıları şekillendirdi. Yapıların geniş saydam cepheleri derin konsollarla güneş ve yağmurdan korunarak, tasarımda mekanik iklimlendirmeye yer ayrılırken, gereksinimi asgariye indirildi.

Özet:
– TAC okulunu, SEV Vakfı’nı ve Tarsus’u, yakından tanımamızdan dolayı “onaylanabilir” ve “uygulanabilir” bir tasarım önermeyi tercih ettik. Bu tercih “mimari yaratıcılığı sınırlayıcı” bir engel olarak görülmeyip, tasarımı yönlendirici bir unsur olarak görülmelidir.

– Özel Tarsus Okulunun, Tarsus kentinin tarihi bir parçası olarak, çevresinde ki tarihi yapıları soyutlamadan, onlarla bir diyalog kurması uygun görüldü. Projede tek bir büyük yapı veya birçok küçük yapı tasarlama alternatifleri arasında tercih yapmadan, modüler bir yapı sistemi kurarak (petekler gibi) okulun açık alanlarla kurgulanması tercih edildi. Arka planda kalan yeni yapılarla mevcut tarihi yapıların daha uyumlu “komşu” olacağı düşünüldü.

– Eğitim programının değişken olmasından dolayı planlamada modüler ve esnek bir sistem kuruldu. Yaz aylarında sınıfların kolayca tadilat geçirmesi, eğitim sisteminin sürekli kendini yenilemesi ve değişmesi tasarımın parçası olarak kabul edildi.

– “Sürdürülebilir” yapı teknolojisini okulun geleceği için önemli kabul ederek, doğal aydınlatma ve havalandırma prensipleri tasarımı yönlendirdi.

– Okul tasarımının, verilen eğitimin bir parçası olduğunu kabul ederek, her ortamda yapının insan ölçeğine saygı duymasını ve her yaşta bireye “alçak gönüllü” bir imaj yaratmasını düşünerek projemizi tasarladık.

Etiketler

Bir yanıt yazın