PROJE RAPORU
HALİÇ KIYILARINDA YEŞİL SÜREKLİLİĞİNİN TEKRAR SAĞLANMASI
Haliç, günümüzde bir ucunun kuzey ormanlarına kadar uzandığı, diğer ucunun ise kentsel ve endüstriyel peyzaj ögeleri ile bezenmiş, tarihi bir bölge olma özelliği taşımaktadır. Tarihsel süreçte, doğal ve güvenli bir liman olması sebebi ile kentin görünen yüzü olmuş ve bu özelliğiyle içerisinde yer alan ticari aktivitelere yoğunluk kazandırmış, kozmopolit ve metropolit yapının oluşmasını desteklemiş ve kent için bir omurga görevi görmüştür. Fakat son yüzyılda İstanbul’da yaşanan sosyolojik ve ekonomik değişiklikler, Haliç Bölgesinde yer alan doğal habitatlar arasında bir değer kaybına yol açarak, bölgenin doğal ve eşsiz ögelerinin tahribatına sebebiyet vermiş, bölgenin kültürel ve ekolojik özelliklerinin yitirilmesi aşamasına getirmiştir. Bu değişimler sonucunda Haliç kıyı alanları, ekolojik bir bütünlükten uzak, fonksiyonelliğini yitirmiş parçalı bir yapı haline bürünmüştür. Bu sebeple tasarım kapsamı, Haliç kıyı alanlarının parçacıl halinin tekrardan bütüncül bir şekilde ele alınması, temelde ekolojik unsurlara dayanan, sürdürülebilir bir kamusal mekân üretim stratejisi altında kurgulanmalıdır.
Bu strateji; kıyı kesiminde kent-su ilişkisinin tanımlandığı, tarihsel ve kültürel bağların ortaya çıkarıldığı, bunun yanı sıra 21.yy’da uzun süre kent hafızasında yer ettiği şekilde santralizasyon ve aynı hızda desantralizasyon sonucunda ortaya çıkan kirletilmiş bir doğa parçası fikrinin de aşılmasına olanak tanıyacak şekilde kurgulanmalıdır.
Kentsel peyzaj oluşturma stratejisi bir takım ilke ve prensipleri ortaya koymayı hedefler. Bu ilkelerin başında, kıyı alanlarının ekolojik açıdan kendini yenilemesine imkân sunma ve tüm kıyı hattını bir habitat olarak ele alma düşüncesi yer almaktadır. Haliç kıyılarında ekolojik koridorların oluşturulması için günümüzde parçaçıl halde bulunan kırsal peyzaj ögelerinin bütüncül olarak ele alınması gerekmektedir. Bölgeye ekolojik değerlerinin iade edilmesi ile nitelikli peyzaj alanlarının oluşması sağlanabileceği gibi bölgenin kültürel ve tarihi kimliğinin gelecek nesillere aktarılmasına katkıda bulunacaktır. Ayrıca İstanbul’un bugün tahribata uğramış kuzey ormanları da Haliç kıyı alanları ile bir nebze de olsa güç kazanacaktır.
ÇOK KATMANLI ANLAM / palimsest
Tasarımın temel altlığını oluşturan tarihi katmanlar, sadece birer iz değil, İstanbul’un ticaret / liman ara yüzü olan Eminönü bölgesinin geçmişteki yoğun/cıvıltılı/hareketli/heyecanlı yaşantısını günümüze taşıma çabasındadır.
Tarihi mahalle dokusu peyzaj planının temel altlığını oluştururken; sur izleri, sur kapıları, tarihi iskeleler gibi günümüze taşınamamış mekânsal veriler tasarım alanı içerisinde yeniden yorumlanarak projeye dahil edilmiştir.
Yapı/ada izleri farklı park işlevlerini barındırır. Kafe, pergola, seyir kulesi, amfi, etkinlik çayırı, su toplama paneli ve güneş paneli gibi birimler bu izler içerisinde konumlanarak parka hizmet verir.
Toplanma alanları masterplan içerisinde üç ayrı noktada düşünülmüştür.
Yeraltı Çarışısı Meydanı / Küçükpazar Etkinlik Çayırı / Fener İskelesi Toplanma-Anma Meydanı
Birincisi Eminönü kara ve deniz meydanlarını birbirine bağlayan yer altı çarşısı çıkış noktalarının genişletilerek birer etkinlik amfisine dönüştürülmesidir. Bunlar aynı zamanda Yeni camii, mısır çarşısı gibi anıtsal yapıların izlenebildiği bir oturma alanıdır.
İkincisi tramvay ve metro hatlarının kesiştiği Küçükpazar durağında yer alan etkinlik çayırdır. Etrafı yoğun ağaç dokusu ile çevrelenen, kültür promenadının sakin/huzurlu bir durağıdır. Toplu ulaşım kesişiminde bulunduğu için birçok farklı etkinliğin yapılabilmesine olanak sağlar.
Üçüncüsü ise Fener İskelesi çevresinin yeniden düzenlenerek toplanma/anma meydanı haline getirilmesidir. Dini törenler dışında yoğun Fener mahalle dokusunun açıldığı ve farklı etkinliklerin yapılabildiği bir yer olarak tasarlanmıştır.
Haliç boyunca uzanan üç karakter projenin omurgasını oluşturur ve İstanbul ile olan ilişkisini belirler.
Kültür Promenadı / Kıyı Promenadı / Yeşil Kuşak
Kültür Promenadı, tarihsel veriler ışığında ortaya çıkan noktalar ile masterplanda yer alan yeni fonksiyonları birbirine bağlayan yaya aksı/gezinti rotasıdır. Eminönü-Fener boyunca uzanırken bilinen klasik rekreatif özelliklerin dışına çıkarak tarihsel ve kültürel verileri de kullanıcılarına aktarır.
Yeşil kuşak, kültür promenadı boyunca daralıp genişleyerek yüksek/gölge oluşturan ağaçlar grubunu üzerinde barındırır. Kuzey ormanlarının önce Gülhane Parkı daha sonra tüm İstanbul kıyısına bağlanmasını sağlayarak biyolojik çeşitliliğinin arttırılmasını hedefler. Fıstık çamı benzeri ağaç tiplerinin seçilme nedeni yüksek ve şemsiye benzeri tacıyla insan ölçeğinde iki kıyı arasındaki görsel iletişimi kesmeden mekânsal konforu sağlamasıdır. Silüetin daha doğru ifadeyle karşı kıyıdan algılanmanın önemli olduğu bu tip kentsel alanlarda seçilen yüksek ağaç tipi önemlidir. Galata tarafından bakıldığında ortaya çıkan algı yeşil kesintisiz bir kontürdür.
Kıyı promenadı özellikle deniz ulaşımı ve motorların park yerleri sebebiyle problemli bir ara kesitin tasarlanması üzerine kuruludur. Karşı kıyıyı algılamakta güçlük çekildiği ve motorlar arasında kalan hareketsiz suyun çevre kirliliğini arttırması dolayısıyla motor park yerleri parçalara ayrılmıştır. Bununla beraber kıyı hattındaki burun noktaları suya kadar inebilen amfilerle projelendirilmiştir. Metro köprüsü kuzeyinde yer alan adacıklar ile kıyı biyolojik çeşitliliğinin arttırılması ve bir yandan da kullanıcıların suyla iletişiminin iyileştirilmesi hedeflenmiştir. Kıyı boyunca uzanan bisiklet yolu kesintisiz bir ulaşım alternatifini oluşturur. Unkapanı köprüsü sonrasında daralan kıyı bandını bir nebze de olsa rahatlatabilmek ve su/karşı kıyı ilişkisini sağlayabilmek için deniz seyir kuleleri tasarlanmıştır.
Masterplanın çok katmanlı kurgusu, tarihsel araştırmaları ve kentsel tasarım/mimari/peyzaj prensiplerini bütünsel bir şekilde ele alarak, günümüz ve gelecek gereksinimleri düşünülerek tasarlanmıştır.