Mahal:
yer, yöre
++
Kent mekanlarının oluşumunda, kentsel kimlik kavramına eşlik eden “yerellik” kavramı, kentlinin kentsel bellekle ilişkisini güçlendirerek ‘aidiyet’ ve ‘özgü olma’ kavramlarına dikkat çeker. Mahallelinin kendini yer’e ait hissedeceği, yapısal çevreden çok kültürel ve yerel değerlere önem veren meydan ve mahalle kurgusu “Mahal” başlığı altında detaylandırılmıştır.
Gehl’in stratejisinden referans alınarak, oluşturulan diyagramda da ifade edildiği gibi opsiyonel ve sosyal aktiviteler ile fiziksel çevre kalitesinin yükseltilmesi buna bağlı olarak ‘mahal’ kurgusunun güçlendirilmesi amaçlanmıştır.
Çamlıbel mahallesi önceden şehrin dinamik ve kültürel hayatı aktif bir bölgesi olmasına rağmen, gittikçe ticari hayatın AVM’lere yönelmesiyle eski dinamizmini kaybetmiştir. Atatürk Caddesinin Çamlıbel bölümü genellikle iş için bölgeyi kullananlar, konut sakinleri, ayrıca ticaret ve ziyaret için de bu alanda bulunan kullanıcı profillerinden oluşmaktadır. Proje alanı için önerilen kentsel tasarımda; yapılı çevreyi, onu oluşturan binalardan öte, mahallelinin yaşam tarzı ve yerellik gibi kavramları vurgulayarak, var olan dokuya az müdahale ile en verimli sonuçlar verecek yöntemler öngörülmüştür. Kullanıcı odaklı tasarımda, ilk kriter, Çamlıbel mahallesi, Atatürk Caddesinde günlük kullanıcıya, ofis çalışanına ve mahalle sakinine yapılan anket sonuçları olmuştur. Anketlerin ortak sonucu olarak, bölge kullanıcısının belirlediği başlıca sorunlar; otopark eksikliği, engelli ve yaşlı erişimi, aydınlatma, bitkisel düzenleme, zemin düzenleme şeklindedir.
Kentin gelişiminde önemli etken olan ve kimliğini oluşturan iskeleler ve çevresindeki yerleşimler ile 1950’li yılların sonuna kadar Mersin “iskeleler şehri” olarak anılmıştır. Ancak limanın inşası nedeniyle tarihsel izlerin büyük bölümü ortadan kalkmış, kentin denizle ilişkisi kesintiye uğramıştır. Çamlıbel mahallesi ve çevresinin denize ulaşımını desteklemek amacıyla dikey akslar güçlendirilmiştir. Cumhuriyet meydanının denizle ilişkisini güçlendirmek ve kent kimliğinin önemli bir parçası olan iskeleleri hatırlatmak amacıyla sahile doğru dikey su ögeleri kurguya dahil edilmiştir.
Mersin’in simge yapılarından biri olan Kültür Merkezi, Atatürk Heykeli, Ortodoks Kilisesi ve Atatürk Parkı, Cumhuriyet Meydanı’nı tanımlayan yapılardandır. Meydan aynı zamanda Mersin kentinin kimliğinde ve kentlilerin belleğinde güçlü bir yeri olan bir kamusal mekân ve tören alanıdır. 90’lı yıllarda Atatürk Parkı ile birlikte yeniden düzenlenen Cumhuriyet Meydanı, geniş sert zemin kaplaması, gölgelikli oturma alanlarının olmaması gibi nedenlerle, gün içerisinde kullanılamayan, boş ve verimsiz bir alan halini almıştır. Halkevi binasının inşaatı sırasında bu alanda arkeolojik yapı kalıntılarının bulunmuş olduğu varsayımıyla, alana hafif strüktürler, gölgelik oturma birimleri ve amfi alanlar eklenmiş, gece kullanımı da dikkate alınarak, aydınlatma birimleri ile düzenlenmiştir. Kentin Opera ve Balesi, çeşitli Koroları, Tiyatro ve Dans gruplarının burada açık hava gösterileri yapmalarına olanak vererek, kültür aktivitelerinin de kentlilerle doğrudan ve kolaylıkla buluşması sağlanacaktır.
Meydanı tanımlayan odak noktalarının birbirleriyle ve meydan kullanıcılarıyla ilişkisi dikkate alınarak meydanı belirgin hale getiren akslar oluşturulmuştur. Gölgelik alanlar ve satış birimleri de kullanıcıların sık kullanacağı akslar üzerinde konumlandırılmıştır. Meydanı tanımlayan önemli yapılardan biri olan Ortodoks Kilisesi’nin var olan duvarları, meydan kullanıcısı ve kilise arasında, kiliseyi gizleyen ve farkındalığını azaltan bir engel olarak yorumlanmıştır. Kilisenin meydanı tanımlayan unsurlardan biri olduğunu hatırlatmak amacıyla, kilise duvarları kaldırılmış ve yapının meydan ile ilişkisi güçlendirilmiştir.
Atatürk caddesi ve ona bağlanan sokaklar, insanların yaşamak, çalışmak ve dolaşmak gibi günlük ihtiyaçlarını karşılar ve yerel halkın genel yaşam kalitesini büyük ölçüde etkiler. Temel işlevleri arasında; hareketlilik, etkileşim, yer duygusu, erişilebilirlik, park etme gibi unsurlar yer almaktadır. Yer duygusu, sokak ile onu çevreleyen binalar ve alanlar arasındaki güçlü bir ilişkidir. Cephe malzemeleri, yer döşeme malzemeleri, sokak mobilyalarının seçimi, yer hissi elde etmede büyük rol oynamaktadır. Yeşil alanların, kaldırımların veya sokak mobilyalarının, caddenin bir yer olarak algılanması üzerindeki etkisi dikkate alınarak, caddenin kurgusunda bütünü ve yer algısını oluşturan bileşenlerin önemi vurgulanmıştır.
Araç hızını sınırlamak güvenlik duygusunu arttırırken aynı zamanda kamusal alanın daha fazla kullanılmasını teşvik etmektedir. Yaya öncelikli tasarımda, araç park yerleri malzemelerle, renklerle ya da işaretlerle ayrılmıştır ve o alan dışına park etmek yasaktır. Bu sokaklarda kullanıcılar arasında hiçbir ayrım olmadan hareket akışı sağlanmaktadır. Bu sayede sokak kullanıcıları arasında sosyal dengenin kurulmuş olacağı düşünülmektedir. Sokaklarda tamamen engelsiz ve düz bir yüzey oluşturularak, sürücülerin ve yayaların trafik levhaları olmadan göz temasıyla birbirleriyle iletişime geçeceği bir ortak alan oluşturmak istenmiştir.
Atatürk Caddesi üzerinde yer alan Âşıklar Parkı’nda zaman zaman şenlikler ve festivaller, kent merkezini canlandıran aktiviteler düzenlenmiştir. Parkın eski halinde araçlar parkın çevresinden dolaşarak geçerdi.
Aşıklar Parkı için önerilen düzenleme ile; yol, eskiden olduğu gibi Parkın dışından geçecek, şu anki yol olarak kullanılan bölüm tekrar ağaçlandırılacak ve yeniden Mersin halkının sosyalleştiği yeşil alanlardan biri haline getirilecektir. Büyük Alışveriş Merkezlerine karşı yerelliğin, mahalle ve çarşı kültürünün avantajlarını öne çıkarmak amacıyla, park alanının bir kısmında, semt pazarlarının düzenli, şirin bir versiyonu dizayn edilecek, el işi ve hediyelik eşya stantları, sokak müzisyenleri, yöresel yeme-içme aktiviteleri kurguya dahil edilecektir.
Parkletler, kullanıcı tarafından oluşturulan şehircilik ve kamusal alanı iyileştirmek için tasarlanan en verimli yöntemlerden biridir. İnsanlara yaşadıkları şehri inşa etmenin bir parçası olma fırsatını ve kendi ihtiyaçlarını ve değerlerini karşılayacak uygun kamusal alan yaratmalarını sağlar.
Parkletler; açık oturma alanları, yeşil alanlar, oyun alanları, yeme-içme ve kültürel aktiviteler gibi işlevlerle donatılmış, iki veya üç araç park yeri kadar alan kaplayan küçük platformlardır. Esnek kullanıma sahiptir ve her fonksiyona uygun tasarlanabilmektedir. Örneğin, dükkanların önünde oturma birimi olarak ya da çocuklara yönelik oyun alanı, canlı müzik etkinlik alanı, tematik yöresel etkinlikler gibi birçok farklı kullanım potansiyeline sahiptir.
Parkletler, kış aylarında veya acil durumlara uyum sağlamak için kolay sökülüp taşınabilme esnekliğine de sahiptir.
Günden güne artan trafik hacmi ve caddelerin çoğunda yol boyu park edilmesi trafiği aksatan bir durum haline gelmiştir. Park yeri ihtiyacının yeterince anlaşılamadığı elverişsiz durumlarda, taşıt sürücüleri zamanlarının önemli bir kısmını taşıtlarını bırakacakları yerleri arayarak geçirmektedirler. Sürücülerin kaybolan zamanlarının yanında, oluşturdukları bu “arama trafiği”, kentin genel trafiği üzerinde önemli bir yük oluşturmakta, bu da kent merkezindeki trafik problemini daha da büyük boyutlara taşımaktadır.
Otopark problemlerinin çözümü için yıllarca yetersiz otopark alanlarının olduğu ve yeni otopark alanlarının yapılması gerekliliği anlayışı, otoparkların olduğu bölgelere olan talebi daha da arttırmış ve trafik sorunlarını içinden çıkılamaz hale getirmiştir. Park yerlerinin etkinliğini arttırmayı amaçlayan ve park talebini azaltan stratejiler öngörülmektedir.
Ulaştırmada Talep Yönetimi ile:
Otomobille toplu taşımacılık, minibüsle toplu taşımacılık, motorsuz taşımacılık gibi ulaşım şekillerinin güçlendirilmesi, şehir içi shuttle ring güzergahları geliştirilmesi önerilmektedir. Gençler için bisiklet ve yürüme gibi aktiviteler teşvik edilirken, yaşlılar ve engelliler için de şehir merkezinde ulaşımı kolaylaştıracak shuttle ring güzergahları önerilmektedir. Shuttle ring araçları, yeni bir altyapı sistemi gerektirmeden (tramvay, demiryolu rayları gibi..) var olan araç yolunu kullanan ve elektrikle çalışan bir sistem olarak, şehir merkezini aktifleştirmek üzere kullanılacaktır.
Yaya sirkülasyonunu, motorsuz taşıma araçlarının kullanımını desteklemek, bir yerin genel karakterine, çevre sağlığına ve karbon emisyonlarındaki azalmalar yoluyla iklim değişikliği ile mücadeleye olumlu katkıda bulunan önemli seyahat yöntemleridir. Ayrıca motorsuz araçların kullanılması sokakların daha canlı ve aktif olmasını sağlar. Bu yüzden toplum ve çevre sağlığı için motorsuz araçlarla hareketliliği teşvik etmek gerekmektedir.
Destek stratejileri
Denize yakın olan bu bölgede yeraltı suyu seviyesinin yüksek olduğu dikkate alınarak otopark ve yol düzenlemelerinin yol üzerinde olmasına dikkat edilmiştir.
Genel yaklaşımlarda, yol içi park yerlerinin daha çok kısa süre ile park etmek isteyenlere tahsisi uygun ücret tarifeleri uygulanarak sağlanacaktır. Yol kenarı otoparkı; kullanım zaman sınırlı olmak üzere PARKMETRE ile ölçülebilir.
Atatürk Parkı’nın gezinti bölümü dışındaki, Balıkçı Barınağı tarafında kalan bölümünün bir kısmına önerilen otopark ile de gelen ziyaretçiler çarşıya ve Çamlıbel’e kısa yürüyüşle ulaşabileceklerdir.
Uzun süreli parklar içinse, etkileşim alanında şu anda atıl durumda ve işlevsiz olan boş alanlar içerisinde, inovatif park sistemleri (dönme dolap şeklinde otopark gibi) önerilmektedir.
Uray Caddesinde başlatılan çalışma ile uyumlu bir sonraki adım olarak, Atatürk Caddesi’nde, cadde kenarındaki kaldırımların yol ile hemzemin hale getirilmesi ile, yaşlı ve engellilerin düzensiz kaldırım yüksekliğinden ötürü yaşadığı sorunları ortadan kaldırmak ve caddeye daha modern ve sağlıklı bir kimlik kazandırmak hedeflenmektedir.
Tasarımda; bordürler, kaldırımlar kaldırılarak sokağı daha geniş kullanmak amaçlanmaktadır. Kaldırımların kaldırılması tekerlekli sandalye kullananlar ve yaşlılar için tehlikeyi ortadan kaldırarak hareketliliği kolaylaştırırken, görme engelli bireyler için ise eklenen klasik sarı zemin yerine, zemin döşemesindeki farklılıklar ve malzeme geçişleri görme engelliler için uyarıcı olacak ve alandaki erişimleri kolaylaştıracaktır.
Geceleri neredeyse tamamen karanlık ve pasif durumda olan Çamlıbel mahallesi, önerilen aydınlatmalar ile kullanıcılara daha güvenli ve konforlu bir mahalle sunarken akşam etkinlikleri ile de mahalleyi canlandıracaktır.
Yılın büyük bir bölümü güneşli ve sıcak olan Mersin iklimi, güneş enerjisinin aydınlatma elemanlarına enerji sağlamak amacıyla kullanılması için de olanak sağlar.
Güneş enerjisinin ayrıca otobüs duraklarında, bazı kent mobilyalarında ve bisiklet yolu aydınlatmada kullanılması da önerilmektedir.
Mersin’in bazı sokaklarında başlatılmış olan, binaların boş ve işlevsiz duvarlarına yapılan, duvar resimleri kültürünün, proje etkileşim alanında da sürdürülmesi önerilmektedir. Etkileşim alanında Atatürk Caddesi’nin kuzeyinde kalan alanda, binaların boş ve yıpranmış sağır yüzeylerine uygulanması önerilen Mural’lar (duvar resimleri) ile renklendirilen sokakların görsel zenginliği arttırılacak ve insanları denize yönlendiren dikey akslar ilgi çekici hale getirilecektir.
Mahallenin gündüz ve gece kullanımları göz önünde bulundurularak, cadde üzerindeki tarihi öneme sahip binalar yeniden işlevlendirilmiştir.
Şaşati Evi:
Mahal + Eğitim: Önceden konsolosluk ve anaokulu olarak da kullanılmış olan Şaşati Evi, Atatürk Caddesi üzerindeki tarihi ve mimari öneme sahip yapılardan biridir. Mahalledeki çocuklara yönelik aktivitelerin düzenlendiği, mahalle kütüphanesi olarak da işleyen, workshop gibi grup aktivitelerinin düzenlendiği bir eğitim yapısı olarak yeniden işlevlendirilmiştir.
Emniyet Müdürlüğü Binası:
Mahal + Sanat: Arka bahçesiyle birlikte çeşitli atölyelere hizmet etmesi önerilen eski Emniyet Müdürlüğü binası, mahalledeki sanat etkinliklerini arttırarak, Çamlıbel mahallesinin yeni kurgusuyla beraber sanat eksikliğinin karşılandığı odaklardan biri haline getirilecektir. Mahalledeki ev hanımlarının da aktif katılımlarıyla canlanması planlanan atölyeler, çeşitli sergiler, kermesler ile ziyaretçilere mahallenin sanat kültürünü yansıtacaktır.
Banka Binası:
Mahal + Kültür: Mahalle arasında, küçük bir halk sahnesi olarak kurgulanan bu binada düzenlenen kültür sanat etkinlikleri ve sahne oyunları mahalle dışından ziyaretçilerin de ilgisini çekecektir. Mahalleli ve ziyaretçiler arasında iletişimi kültürel etkinliklerle de güçlendirecektir.
Çocuklara özgü oyunların giderek yok olması ve çocukların sokakta arkadaşlarıyla oyunlar oynamak yerine, sanal ortamda oyunlarını paylaşmaları, geleneksel oyun anlayışının terk edildiğine göstermektedir. Eskiden oynanan çocuk oyunları ve mahalle kültürünü günümüz çocuklarına hatırlatmak, onlara yeniden bu kültürü aşılamak gerekmektedir. Parkletler, çocuklara şehrin yoğun trafiği arasında sosyalleşebilecekleri güvenli ortamlar sağlamaktadır ve onların oyunlar oynamasına, dinlenmelerine, eğlenmelerine olanak tanımaktadır.
Millet bahçesine dönüştükten sonra işlevsiz hale gelen eski Askeri Lojman yapılarının yerine düşünülen rekreatif alan; Aşıklar Parkı, Atatürk Parkı gibi nitelikli yeşil alanlar ile birlikte bölgenin yeşil alan dokusuna eklenecektir.
Yerelliğin ve doğallığın ön planda olduğu organik pazarların kurulduğu bu bölgede, yakın köylerden getirilmiş doğal ürünler mahalleli ile buluşacaktır. Mahal kavramındaki özgünlüğün vurgulandığı, yerel ürünlerle donatılmış bu pazarlar, mahallelinin ve kentlinin yeni bir buluşma noktası olacaktır.
Mersin’in kimliğinde etkili olan plaj yaşantısını sürdürmesi amacıyla, eski Askeri Kışla’nın olduğu ve Millet Bahçesi olarak düzenlenen bölgede önerilen halk plajı da kurguya dahil edilmiştir.
Kentin kimliğini ve belleğini oluşturan ‘Cumhuriyet Meydanı’ süreklilik, işlevsel bütünlük ve sürdürülebilirlik kavramları çerçevesinde incelenmiştir.Yapılan çevre analizleri ve halkın kullanım oranları göz önünde bulundurulduğunda proporsiyon ve çeşitlilik yönlerinde zayıflık bulunan kent meydanı ve çevresindeki kentsel dokuyu geliştirmek amaçlanmıştır. Cumhuriyet meydanının kimliğini oluşturan mevcut ağaçlar muhafaza edilmiş olup, ısı adasına yol açan sert zemini minimuma indirmek amaçlanmıştır. Kültür aksı ve bisiklet yolu boyunca sürekliliği sağlayacak peyzaj elemanları seçilmiştir. Tasarlanan kent mobilyaları doğa ve insan ölçeği göz önünde bulundurularak kentin kimliğine kazandırılmıştır. Mersinin doğal bitki örtüsüne özgü bitkiler tercih edilmiş olup, ‘her mevsim canlılığını koruyabilen’ ve ‘az bakım’ gerektirecek yer örtücülerle tasarımı zenginleştirmek amaçlanmıştır.