Fabric.a Architects, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) bünyesinde Saraybosna için faaliyet gösteren ’UrbanLab Sarajevo’ tarafından düzenlenen uluslararası ‘Hastahana for Everyone’ yarışmasında 3.lük ödülü kazandı. Yarışma, Saraybosna’nın merkezinde, Bosna Savaşı sırasında yıkılmış Osmanlı Askeri Hastanesi alanının çağdaş bir kamusal mekana dönüşümünü merkezine alıyor.
Saraybosna gibi, farklı tarihsel ve kültürel katmanların iç içe geçtiği bir kentte izler ve bağlam, kentin taze sayılabilecek yaralarını ve geleceğe dönük iyimserliğini aynı anda temsil eder. Osmanlı, Avusturya-Macaristan ve Yugoslavya dönemlerinin oldukça farklı dünya görüşleri, kültürel-sosyal yapıları ve kentleşme gelenekleriyle meydana getirdiği şehir hala Balkanlar ve Avrupa’nın en zengin kent morfolojilerinden biri olarak tanımlanabilir.
Öneri tasarım, alan içindeki yıkılmış tarihi Osmanlı yapısından kalan boşluğu bir kent meydanı olarak tekrar ele alır. Yitirilmiş bir mirastan arda kalan ‘boşluk’ korunaklı bir galeri mekanı olarak işlev görecek metal kanopi strüktürü ile çevrelenirken, kayıp mirasın izi bu yolla tekrar mekânsallaşır ve anıtsal bir anlam yüklenir. Önerilen kentsel plaza, genel yaklaşımın birincil katmanını tanımlar.
Proje alanına komşu, Avusturya-Macaristan döneminin rasyonel kent gridine paralel bir yaya omurgası ise ikincil katman olarak alan genelindeki sirkülasyon ve erişim noktalarını tanımlar. Kent tarihinin farklı dönemlerine referans veren iki ana katmanın kesişimlerinin yarattığı iç, dış ve ara mekanlar ise park genelinde hedeflenen mekânsal kataloğun ortaya çıkmasına olanak verir.
Yarışma alanı, güneyindeki yoğun kentsel akstan daha yüksek bir kota oturur. Park ve meydanın bu önemli aksla kuvvetli ve kesintisiz bir ilişkisinin sağlanması hedefiyle mevcut istinat duvarının kısmi olarak kaldırılıp, geniş bir merdiven ve kentsel amfi olarak iki kotu uzlaştırması önerilmiştir.
Sürekli yaya omurgası, park alanını Tarih & Kültür ve Spor & Rekreasyon odaklı iki alt merkeze ayırır. Alanın batısındaki kentsel amfi, plaza ve onu çevreleyen mimari strüktür farklı kültürel etkinlik ve organizasyonlara dönük bir mekânsal anlam kazanırken, doğu yönündeki dilim doğal peyzaj ağırlıklı karakteri, geniş çayır ve spor alanları ile aktif-pasifrnrekreasyon için kent içi bir vaha olarak düşünülmüştür.
Önerilen yaklaşım canlı, erişilebilir ve çağdaş bir kamusal alan olarak alanı yeniden kurgularken, bağlamın mevcut katman ve kayıp izleri ile kurulacak bir diyalogu tasarımın en önemli hedeflerinden biri olarak merkeze alır.