Kara surlarının en önemli bileşenlerinden biri olan BOSTANLAR Tarihi Yarımada’nın önemli bir kültürel bellek alanıydı. 1850 yılında Kara Surlarını boydan boya kaplayan ve yoğun bir kullanım oluşturan bostanlar 1950’li yıllardaki yeni imar çalışmaları sonrasında hızla dönüşmeye başlayarak İstanbul’un farklı kentsel ihtiyaçları için kullanılmaya başlanmıştır. 2000’li yıllara gelindiğinde bostanlar neredeyse sadece Yedikule ve Mevlanakapı arasındaki sur üzerinde yer alan peribolos alanları ile hendeklere sıkışmış durumda kalmıştır.
Kara Surlarının bir diğer önemli açıklık alanı ise MEZARLIKLAR olarak öne çıkmaktadır. Mezarlıklar hem Bizans hem de Osmanlı döneminde kentin sınırlarını belirleyen surların dışında yer almıştır.
Edirnekapı, Topkapı bölgesi ile Silivrikapı ve Mevlanakapı arası sur dışında yer alan mezarlıklar tarihsel sürekliliğini koruyarak günümüzde mezarlık işlevini sürdürmektedir.
Mekanın kültürel belleği yer genlerinin en önemli bileşenlerindendir.
Mekandaki varlığını sürdüren miras ögeleri günümüzde alanın algılanmasını kolaylaştırdığı gibi aidiyet duygusunu da güçlendirmektedir. Mekanda varlığını sürdürmeyen ama bellekte yerini koruyan miras ögeleri de bir o kadar önemli hafıza mekanlarıdır. Tarihsel süreç içinde kaybolan hendekler, bostanlar ve Topkapı Bit Pazarı gündelik sosyo-kültürel yaşamın şekillenmesinde önemli bir rol oynamıştır.
Roma’nın doğu yönetimi olarak kurulan Byzantion, Antik Roma mimarisi ile şekillenmiştir. Saray, hipodrom, inanç yapıları ve kentin güvenliğini sağlayan surlar… Zamanla gelişen ve genişleyen kent 1500 yıllık tarihinde 4 farklı büyüme gerçekleştirmiş ve her büyümede yeni surlar inşa edilmiştir.
Byzantion; Severan; Constantinian ve THEODISIAN SURLARI.
Surlar 1000 yıl boyunca kentin güvenliğini sağlamış, ancak II.Mehmet’in 1453’deki kuşatmasına dayanamamış ve FETİH gerçekleşmiştir. Fethin en önemli noktası Topkapı ve Edirnekapı bölgeleridir. Fatih’in matematiksel dehasının bir ürünü olan Şahi Top Topkapı bölgesinde surlarda ilk gedikleri açmış ve fetih Topkapı bölgesinden itibaren başlamıştır.
Konstantinopol kenti gibi İstanbul kenti de sur dışı ile ilişkilerini KAPILAR vasıtasıyla gerçekleştirmiştir.
Günümüzde ise artan kentleşme ve yoğun araç kullanımı surların mevcut kapılar dışında Millet ve Vatan Cd. gibi geniş yollar için yıkılmasına ve “modern kapıların” oluşmasına neden olmuştur.
Surlar Doğu Roma, Bizans ve Osmanlı İmparatorluklarının önemli bir kentsel güvenlik kullanımı olmuş, tarihsel sürekliliğini 1500 yıldan fazla sürdürmekte olan Tarihi Yarımada’nın SINIRlarını tanımlayan ve günümüz İstanbul’u için kültürel, sosyal, entelektüel ve turizm faaliyetleri açısından oldukça değerli bir potansiyel barındıran kültürel miras elemanı olarak varlığını sürdürmektedir.
İstanbul Tarihi Alanları’nın 1985’de Dünya Miras Listesi’ne girmesiyle bölge İSTANBUL KARA SURLARI olarak bir bağlam da kazanmıştır.
Tarihsel süreç içinde bölge kentin güvenliğinden, tarımsal alanlarına, mezarlıklardan kentsel çalışma alanlarına kadar farklı işlevleri barındırmıştır. Bu nedenle de zaman zaman bir yeşil kuşak (Prost, 1938), sınır (Öksüz ve Sarı, 2018), kentsel yarık (Baş Bütüner, 2019), boşluk (Durusoy Özmen, 2021) olarak tanımlanmıştır. Tüm bu tanımlama çalışmaları İstanbul Kara Surları’nın kentsel yaşamdaki yerinin tam olarak yerleşmediğini göstermektedir. 2000’li yıllarda koruma odaklı kararlar merkezdeyken son yıllarda surların çevresinin boşaltılmasıyla koruma kararlarının uygulamasının kolaylaştırılması ve kentin açık-yeşil alan ihtiyacının giderilmesi amaçlanmaktadır. Bu kapsamda yapılan uygulama çalışmalarında özellikle sur çevresindeki sosyo-kültürel yapının değişmesiyle birlikte bostan kullanımının da oldukça azaldığı görülmektedir. Ortaya çıkan alanlar için üretilen Millet Bahçeleri projeleri ile İstanbul Kara Surları’nın YEŞİL KUŞAK olarak kentin sosyo-kültürel yaşamında yer edineceği düşünülmektedir.
Topkapı Meydanı, gelecekte İstanbul meydanları içinde bir Taksim, Eminönü, Sultanahmet veya Beyazıt meydanı kadar üst düzeyde olmayabilir ancak Fetih, Kara Surları ve Tarihi Yarımada bağlamlarında alan büyüklüğü ile de önemli bir MEYDAN olarak Tarihi Yarımada açık ve yeşil alan sisteminde değerli bir odak olacaktır.
Kara surları bölgesi Bizans döneminde de Fetih’ten sonra da yoğun bir yapılaşma ile karşı karşıya kalmamıştır. Bu nedenle alanın çevresi tarihsel süreç içinde hep BOSTAN ve MEZARLIK işlevleri ile kullanılmıştır. Günümüzde ise Kara Surları etrafındaki bostan özelliği neredeyse kaybolmuştur.
Ayvansaray Bölgesi İstanbul Kara Surları içinde Bizans döneminden itibaren yerleşim gören nadir bölgelerindendir. Blakhernai ve Tekfur Sarayları ile Anemas Zindanları bölgenin kültürel bir odak olmasını sağlamış ve sağlayacaktır. Bölgenin Balat’a yakınlığı ve barındırdığı bu potansiyeller nedeniyle müze, kültür-sanat etkinlikleri gibi kullanımların yaygınlaşacağı ön görülmektedir.
Altınkapı Bizans dönemindeki en önemli kapılar arasında yer aldığı gibi en geniş açıklığa sahip kapıydı. Bizans ordusunun dönüşü sonrasında alaylar Altınkapıdan başlardı.
Fetihten sonra ise Yedikule Hisarı ile birlikte bu alan önemini artırarak kentsel yaşamda yerini aldı. Osmanlı döneminde hapishane ve hazine yapısı olarak kullanıldığı bilinmektedir. 1990’lardan sonra herhangi bir şekilde kentsel yaşama dahil olamayan Hisar, zamanla eskime ve köhneme noktasına gelmiştir. Son dönemde yapılan restorasyon çalışmalarından sonra Yedikule Hisarı Müzesi olarak işlevlendirilen yapı, müze dışında bienal gibi faaliyetlere de ev sahipliği yapmaktadır.
Bu kapsamda Yedikule Hisarı ve Altınkapı’nın kültür ve sanat odağı olarak kentin en önemli odak alanlarından birisi olacağı ön görülmektedir.
Günümüzde bostan faaliyetlerinin sürdüğü bir diğer bölge ise Belgradkapı bölgesidir. Bölgede hem sur üzerinde hem de sur içinde bostan işlevi sürdürülmektedir. Kentsel tarımın sürekliliğini en iyi şekilde koruduğu bölge olması nedeniyle yapılacak çalışmalarda bu kullanımın sürekliliğinin önemle ele alınması önerilmektedir.
Silivrikapı bölgesi bostan faaliyetlerinin günümüzde de devam ettiği alanlardan biridir. Sur yapıları arasındaki boşluklarda da olsa tarihsel sürekliliğini koruyan bostan işlevinin devamlılığı ön görülmektedir.
St. Romanos Kapısı uzun yıllar birçok araştırmacı tarafından Topkapısı olarak adlandırılmış ve tarihi haritalarda da bu isimle yer almıştır. Ancak Asutay-Effenberger vd.’nin (2018) yaptığı çalışma ile St. Romanos Kapısı’nın Millet Caddesi’nin güneyinde yer aldığı ve kemerli bölgesinin doldurulduğu tespit edilmiştir. Kara Surları’nın en önemli ikinci kapısı olan St. Romanos Kapısı’nın orjinal halini kazanacağı şekilde restorasyonunun yapılması ve çevresinde kapıyı odağa alacak bir açık-yeşil alan tasarımı yapılması ile gündelik yaşamdaki yerini alması önerilmektedir.
Alandaki en önemli varlık kapıya ismini veren Mevlevihanedir. Tarihsel süreç içinde bostanlıklar ve mezarlıklar gibi iki önemli kullanım mümkün olsa da günümüzde bostanlar yerini mezarlıklara bırakmış ve mezarlıklar alanda önemli bir yer kaplar hale gelerek kentsel kullanımları sınırlandırmıştır.
İbadet ve dünya sonrası yaşam alanın ruhunu yansıtmaktadır. Bu nedenlerle alan İstanbul Kara Surları özelinde değerlendirildiğinde, dinginliğin, kendini yenilemenin ve rahatlamanın ön planda olacağı rekreatif faaliyetlerin tasarlanması olması önerilmektedir. Edirnekapı özellikle Eyüp Sultan’da gerçekleştirilen kılıç alaylarının güzergahında bulunması nedeniyle sıklıkla kullanılan kapılardan olmuştur. Günümüzde de erişilebilirliği en kolay kapılar arasında yer almaktadır.
Tarihi Edirnekapı Mezarlıkları ve Mihrimah Sultan Camii bölgeyi önemli dini semtler arasına konumlandırır. Mihrimah Sultan Camii’nin Sinan eseri olması alana ayrı bir değer katar. Alanda yer alan bir diğer önemli miras ise Kariye Müzesi’dir.
Edirnekapı’nın İstanbul Kara Surları alanında Tarih-Kültür odağı olacağı düşünülmektedir.
Yer genlerinin işlevsel katmanının en önemli bileşeni birbiriyle etkileşimli /bütüncül açık yeşil alan sistem kurgusunun oluşturulmasıdır. Bu bağlamda uzun dönemli yeşil sistem öngörüsü Tarihi Yarımada’yı saran yeşil kuşak olarak ortaya konulmuştur. Topkapı Meydanı özelindeyse bölgedeki diğer bellek odağı oluşturan meydanlarla bağlantısının kurulabileceği yeşil aks önerisinde bulunulmuştur. Böylece iç içe olan açık yeşil alanların birbirine entegre edilmesi/ bağlanması hedeflenmektedir. Ayrıca Topkapı Meydanı’nın yakın çevredeki park ve spor alanları ile bağlantıları kurularak bölgedeki toplumsal etkileşimin artırılması önceliklendirilmektedir.
Fatih Belediyesi’nin proje belgelerinde yarışmacılarla paylaşmış olduğu bisiklet yolu güzergahları genel olarak kabul edilmiş, 1/5000 ölçekli kentsel kurgu çalışmasında ölçek gereğince sadece ana bisiklet güzergahları gösterilmiştir. Çalışma alanı özelinde ise sur dibinden devam ederek Yedikule-Haliç bağlantısını tamamlayan bisiklet yolu; Topkapı Caddesi’ndeki taşıt ve yaya kurgusunun yeniden organizasyonu sırasında yaya yoğunluklu bir caddeye dönüşmesi nedeniyle bu alandan geçmesi; Bisikletlinin Pazartekke tramvay durağına erişilebilirliğini kolaylaştırması, Bisikletlinin rekreasyon alanlarından çıkmasını ve ticaret gibi ihtiyaçlarını giderebileceği kentsel kullanımların olduğu bir aksa yönelmesini sağlaması ve Millet Caddesi üzerinde yapılacak bisiklet yolu üst geçişinin surların görsel kalitesine vereceği zararları minimize etmesi nedenlerinden dolayı değerli olacağı öngörülmüştür.
Bu anlatımda siyah nokta şeklinde gösterilen güzergah siyah düz çizgideki gibi kurgulanmış ve çözüm önerisi buna göre geliştirilmiştir.
Trafik ulaşım planı hazırlanırken temel hedef alandaki trafik akışını azaltmak ve taşıttan arındırılmış bölgelerde yaya ve bisikletli kullanımına öncelik veren sokaklar oluşturmaktır. Bu yaklaşımla ana akslarda araç yollarının en kesiti de daraltılmış ve bisiklet yolu ile geniş yaya yolları tasarlanmıştır.
Taşıt ulaşımı Topkapı Meydanı’nın güneyi ve kuzeyindeki bölgelerde ring yapacak şekilde tasarlanmış, meydana insan ve mal erişimlerinin sıfır emisyonlu ulaşım araçları ile (bisiklet, elektirikli bisiklet, e-scooter, e-kargo bisikleti, insan gücüyle çalışan tekerlekli taşıma araçlar vb.) sağlanması önerilmiştir.
Öte yandan alana yönelik en önemli ulaşım kararı; bölgenin meydanda parklanma yapan otobüslerden ve otobüs birikme alanından arındırılmasıdır. Bunun yerine toplumsal etkileşimi artırmak amacıyla insanların toplu taşıma ile meydana erişiminin sağlanabileceği yeni bir otobüs güzergâhı ve Topkapı Caddesi üzerinde ise meydana erişimin/bağlantının rahat sağlanabileceği otobüs durak noktası önerilmiştir. Otobüs birikme alanı ise Millet Caddesi üzerinde yer alan İETT Topkapı Garajı’nda tanımlanmıştır.
Bizans ve Osmanlı dönemleri İstanbul’unda, alaylar ve merasimler önemli bir kültürel değerdi. Öyle ki Bizans döneminde yapılan dini merasimler altı yüzyıllık bir sürekliliğe ulaşmıştı. Osmanlı döneminde ise ordu cepheden döndüğünde payitahtta merasimler olur, cülus ve kılıç kuşanma zamanlarında da alaylar düzenlenirdi. Bizans döneminde ordu savaştan döndüğünde yapılan alaylarda Altınkapı kullanılırken, Osmanlı döneminde Edirnekapı ve Topkapı kullanılmaya başlanmıştı. Rumeli’deki seferlerden dönüşte padişah, Topkapı veya Edirnekapı’dan şehre girip büyük alayla saraya ulaşırdı (Durusoy Özmen, 2019; Önal, 2015).
Topkapı bölgesinin tarihsel önemini geleceğe aktarmak, meydanın sosyo-kültürel yaşamdaki yerini sağlamlaştırmak ve yüzyıllar sürerek kentin en önemli değerlerinden biri olan alay geleneğini sürdürmek amacıyla;
Her sene düzenlenen İstanbul’un Fethi etkinliklerinde yerini alacak bir FETİH ALAYI önerilmektedir. Fethin ve Fatih Sultan Mehmet’in anılarını canlı tutması gerekçeleriyle ALAYIN; Panorama 1453 Müzesi’nden başlayarak, Topkapı Meydanı’na ve sonrasında ise sırasıyla Fatih Camii ve Külliyesi ile Fatih Sultan Mehmet Anıtı’na uğraması ve fethin en önemli simgesi olan Ayasofya Camii’nde son bulması ön görülmektedir.
1/5000 ölçekli haritada Fetih Alayı’nın güzergah önerisi koordinatlı olarak verilmiştir.
Alan ve yakın çevresinin geçirmiş olduğu fiziksel, tarihi, kültürel ve sosyal değişimlerin değerlendirilmesi ve olanaklarının ortaya koyulması ile alandaki “Yer Genleri” ortaya konulmuştur. Önceliklendirilen “Yer Genleri” fiziksel, tarihsel, zamansal, kültürel, sosyal ve anlamsal katmanlar bağlamında tasarım ana kararlarını yönlendirmiştir. Yer deneyimini oluşturmak amacıyla bellek ile koşullanmış kullanıcı ve Z kuşağının buluşabileceği esnek mekanlar oluşturulmuştur. Bostanlar, Pazar Yeri, Arkeolojik Sergi, Fetih Alayı, Şenlik, Festival gibi deneyim mekanlarının bütünleştirici, kimlik kazandırıcı, sosyal sürdürülebilirliği destekleyici olanaklar sunması dikkate alınmıştır.
TAŞIT YOLLARI: Alana erişilebilirliği sağlayan ana akslar Topkapı Caddesi ve Bican Bağcıoğlu Yokuşu’dur. Topkapı Caddesi tek yönlü trafik sirkülasyonuna göre planlanmış, ve bu yön Bican Bağcıoğlu Yokuşu’ndan Topkapı Caddesi yönüne olacak şekilde tayin edilmiştir. Millet Caddesinden alana taşıt girişi Dr. Nasırbey Sokak üzerinden veya Tatlıpınar Caddesi – Bican Bağcıoğlu Yokuşu güzergahıyla olacaktır.
Meydana cephe veren tüm sokaklar ve caddeler (Sulukule Caddesi dahil) yayalaştırılmıştır. Meydanın kuzeyinde ve güneyinde kalan bölgelere sağlıklı bir şekilde hizmet etmesi amacıyla ring yapan taşıt yolları planlanmıştır. Alanın genelinde yer altı otoparklar önerilmiş, vaziyet planı paftasında “Yer Altı Otoparkı” olarak işaretlenmiştir.
RAYLI SİSTEM ULAŞIM KARARLARI: Mevcutta bulunan ve proje olarak belirtilen bulunan tüm raylı sistem hatları olduğu gibi korunmuş, özellikle Ulubatlı ve Pazartekke duraklarından alana yaya erişimlerini güçlendirecek yayalaştırma kararları alınmıştır.
TEKERLEKLİ TOPLU TAŞIMA ULAŞIM KARARLARI: Alanı tamamen kaplayan İETT otobüs durakları alandan taşınması ve İETT Topkapı Garajında yer seçmesi önerilmiştir. Alana erişen otobüs hatları tekrar düzenlenerek Bican Bağcıoğlu Yokuşu – Topkapı Caddesi – İETT Topkapı Garajı güzergahını takip edecek şekilde güncellenmiştir. Otobüs durakları (2 adet) ise Topkapı Caddesi üzerinde tasarlanmıştır. Ayrıca ana ulaşım akslarını kullanan Dolmuş ve Minibüs hatlarının aynı güzergahlarda devam edeceği öngörülmektedir.
BİSİKLET ULAŞIMI KARARLARI: Bisiklet sistemi projesinde sur boyunca devam ederek Topkapı Meydanı’na ulaşan bisiklet sistemi hem Millet Caddesi geçişindeki üst geçitin eğimi, hem üst geçitin İstanbul Kara Surları’nın görsel kalitesine olumsuz etkisi bakımından eleştirilmiş, yeni güzergah Topkapı Caddesi üzerinden tasarlanmıştır. Bu tasarım kararının en önemli yönlendiricileri Pazartekke tramvay durağına erişim ve Topkapı Caddesi’nde canlı bir kentsel ortam oluşturan ticari faaliyetlerin yoğunluğu olmuştur. Bisiklet yolu Topkapı Meydanı’na eriştikten sonra hem meydandaki yaya faaliyetlerinin sürekliliği hem de bisikletlilerin can güvenliği için Gazi Ahmet Paşa Cami kuzeybatısında yer alan sokaktan içeri girerek meydanın kuzeydoğusundaki ilk sokaktan Sulukule Caddesi’ne ulaşacak şekilde tasarlanmıştır. Sonrasında bu aks boyunca ilerleyerek önce Ulubatlı metro durağına devamındaysa Edirnekapı yönüne kesintisiz devam edecek şekilde planlanmıştır.
YAYA ERİŞİMİ KARARLARI: Yayanın meydan içindeki erişim kolaylığı kadar yakın çevreden meydana erişimini de artırmak amacıyla Topkapı Caddesi haricinde meydana cephe veren tüm taşıt yolları yayalaştırılmıştır. Topkapı Caddesi boyunca taşıt yolunun her iki yanında geniş yaya yolları tasarlanmış, meydana erişim kolaylaştırılmıştır. Gazi Ahmet Paşa Camisinin meydanla ilişkisini kuvvetlendirecek geniş yaya yolu tasarlanmıştır. Sulukule Caddesi yaya yoğunluklu (bisikletle birlikte) tasarlanarak meydanın Edirnekapı yönündeki kullanımlarla ilişkisi güçlendirilmiştir. Topkapı Sosyal Tesisleri ve Topkapı Kütüphanesi’nin meydanla ilişkisi kolaylaştırılmıştır.