PROJE RAPORU
Proje Alanı Analizi – Yaklaşım Kararları
Kent ve üniversite yerleşkesi arasında kurulan bağ, kurulan yeni yaşamın kaynağını doğrudan besleyicisidir. Kendi sınırlarına kapanmak yerine hem kente hem de kent çeperindeki fırsatlara yüzünü dönmüş bir yerleşke öğrenmenin sınırlarını da genişletmek adına önemlidir. Tüm aktörleri ile birlikte yerleşke yaşamında yeni karşılaşmalar ve potansiyeller ile bunlara olanak sağlayan mekansal kurgu çok belirleyicidir.
Bunun yanında kent çeperinde planlanan bu yerleşimde doğal doku ile kuracağımız ilişki de oldukça kritiktir. Bir vadi çeperin tutunan ve oldukça zorlayıcı bir eğime sahip böylesi bir arazide başlangıç fikri olarak mevcut yeşil dokunun bir diğer deyişle yer örtüsünün gücüne odaklandık.
Kent için yeni bir bilgi üretim mekanını tasarımında mekanın programatik kurgusundan çok topografya ve doğal Zemin ile kuracağı ilişkinin bu problem özelinde oldukça belirleyici ve yön verici olduğu belirtilmelidir. Vadinin derinliğinin başlangıç noktasında yer alan proje alanı aynı zamanda dışarıdan bakılan ve üst kottan görülebilmektedir. Yaklaşım biçimi ve mimari kurgu bu ilişkinin yeniden tayini için kritik öneme sahiptir.
Tasarım Yaklaşım Kararları
İhtiyaç programının getirdiği yoğun yapılaşma gereksinimi arazinin morfolojik yapısı göz önüne alındığında vadi çeperinin doğal kimliğine ciddi zarar verme riski taşımaktadır. Bu noktada tasarım sürecinin en önemli ikillemi olan yapı ayak izini azaltarak yükselmek ve yayılarak yer ile daha güçlü ve yere ait ilişkiler peşinden koşmak öne çıkmaktadır. Yükselerek yerden uzaklaşmak probleme konu alanda yerden kopmak anlamına geldiği gibi aynı zamanda bağlama da yabancılaşma riskini beraberinde getirir.
Kurulacak mekansal ve bağlamsal ilişkilerin sürdürülebilir olması yeni sınırların geçirgen kılınması ile mümkün olacaktır. Erişime müsait çeperleri ile sadece kent ile sınırlı kalmayan bir ilişki üzerinde yeniden düşünmek projenin ana yaklaşımını oluşturur. Kır-Kent çeperinde kente yüzünü dönmüş bir yerleşke aynı zamanda doğa ile nasıl bütünleşebilir? Vadi ve içinde yaşayan her türden canlı ile nasıl ortak bir yaşam hayal edilebilir? Yeşilin yapılara sızması nasıl mümkün olabilir?
Başlangıçta sıkça tekrarladığımız bu soruların cevabını mevcut topografya ve yer örtüsü ile uyum içerisinde olan ve mevcut dokuya eklenme biçimini az katlı yapılaşma üzerinden kuran, arazi ile birleşiminde yeşile kucak açan bir mimari kurguda bulduk. Arazinin doğal referanslarını ve kot eğrilerini yerleşim kararlarında ana belirleyiciler olarak kabul ettik. Bu sayede hem yer ile doğru ilişkiler geliştirmek hem de arazinin sahip olduğu manzara olanağından zengin biçimde faydalanmak istedik.
Arazi Yerleşim Kararları
Yerleşim kurgusunda topografya eğrisini takip ederken yapılaşma hatlarını belirlemek ve bu hatların doğrultusunda program birimlerini yerleştirip en uygun kottan yer örtüsünün altına gizleyerek yaşamı kurgulamak temel tasarım girdisi olmuştur. Bu sayede yoğun programa ev sahipliği yapacak hacimlerin parçalanması, kırıldıkları yerlerde aralıklar oluşturması ve bu aralıklar üzerinden yerleşkenin yaya ilişkilerinin kurularak aynı zamanda yeşilin yerleşkenin içerisine sızması olanaklı hale geldi. Yapıların içinde farklı yönlere bakmak olanaklı hale gelirken yer yer örtüsünün altına sızan kütlelerin çatısı ise yerleşke için yeni kamusal etkinliklerin ve yaşamın omurgasını oluşturur.
Böylesine eğimli bir yerde çalışırken prensip olarak önerilecek kesitin yaşamın belirleyicisi olması kaçınılmaz hale gelmektedir. Yerden yükselmek yerine yere yayılmak ve yeni yüzeylerin varlığını avantaja dönüştürerek bütünleşik ama bağımsız da çalışan hacimler üretmeyi mümkün kılmakta. Aynı zamanda insan ölçeğinden uzaklaşmadan yeni sokak ilişkileri üretmek olanaklı hale gelmektedir. Yaya omurgasını besleyen birimlerin aynı zamanda alt kotlarında yer alan programın giriş noktaları olması ve devamında bakı imkanı da sunan kamusal zeminler ile yaşaması öneri yerleşim ve kesitinin avantajıdır.
Ortak ve sosyal birimlerin akademik birimler, konaklama birimleri, birbirleri ve kent ile kurulacak ilişkiler üzerinden değerlendirilerek arazi içerideki yerleşim alanları belirlendi. Çetin bir topografya ile baş etmek için eğime paralel ve görece az kot farklılıkları gözetilerek kurgulanmış bir yaya allesi ve kılcal kolları önerildi. Yaya allesinin bir tarafında ortak birimler diğer tarafında ise akademik ve konaklama birimlerinin yer alması önerilerek yaya allesinin farklı program karakterleri tarafından beslenmesi olanaklı hale gelmiştir. Yaya allesi alt ve üst kot arasında erişilebilir bir ilişki kurmak hedefiyle topgrafyada uygun kotlar üzerinden barınma birimleri ile akademik birimler arasındaki ilişkiyi örgütler.
Acemi Deresi proje alanı içinde doğal bir sınır teşkil etmektedir. Derenin batı tarafında Barınma Birimleri, Spor Merkezi, Sağlık Merkezi, Öğrenci Merkezi (Çarşı) önerilmiştir. Aynı zamanda misafirhane bu alanın doğusunda erişilebilir bir noktada planlamıştır. Derenin Doğu tarafına ise Akademik Birimler, Kütüphane, Yemekhane, Konferans Merkezi ile büyüme alanları önerilmiştir. Yerleşkenin giriş noktası kuzey çeperinde tasarlanmıştır. Çeşme otobanı üzerinde önerdiğimiz ana yaklaşım yolunun gelecekte açılmasını öngördüğümüzden hem mevcut yol sistemine hem de açılacak yeni bağlantıya eklemlenmesi olanaklı olan kuzey çeperden yerleşke ana girişini önerdik.
Alanın kuzey çeperinde İdari yapılar ile 646/1 sokak çeperinden bağımsız giriş alma potansiyeline sahip kreş planlandı. İdari yapı kendi içinde iki parçada ele alındı; Öğrenci işlerinin ve benzer nitelikteki vezne sistemi ile çalışan birimlerin yer aldığı kütle ve Rektörlük ile temsil mekanlarının yer aldığı kütle olarak iki parka olarak ele alındı. 2030/33 parselde ise mevcut zeytin ağaçları ile birlikte çalışacak ve yerleşkenin karşılama alanı niteliğinde bir etkinlik ve şenlik alanı önerilmiştir. Zeytinli çayırda şenlik ve festivallerin düzenlenmesini öngörüyor ders dışında da uzun saatler sakince vakit geçirilebilecek bir alan olduğunu planlıyoruz.
Kampüs Yapıları Tasarım Kararları
Yapı lekeleri eğim ile kurdukları ilişkiye göre ve yer örtüsünün altına gizlenebilmek adına genişler. İklimsel koşullara da çözüm olacak iç avlular çeperinde örgütlenmiş mekanlar ve toprağa dayanan yüzünde servis mekanları diziliminde bir mekansal kurgu ile programı içine alır. İç mekanında da ortak bir iletişim mekanı üretme hedefi gözetildi. Kot ilişkilerini sağlayan amfiler ve ortak kullanım alanları iç bahçe ve devamında doğal Zemin ile ilişkilenir. Yapıların iç mekanlarının ilişkiye geçtiği kot ile doğrudan görsel ve fiziksel bağlantı kurabilmesine önem verildi.
İri kütle etkisi yaratmanın önüne geçmek için eğime paralel kırılımlarla parçalanan kitleler aralarına yeşil dokuyu da alarak artiküle olur. Farklı yönlere bakan kütleler ve üstlerinde kamusal platolar geniş manzara imkanından faydalanırken aynı zamanda silüette de parçalı kütle etkisi ile alanda serpiştirilmiş hacimlerin doğal zeminle kurduğu ilişkiyi yansıtır. Proje alanının sahip olduğu manzara imkanı kadar alanın görünürlüğü ve yerleştiği alandaki yarattığı silüet de önemsenmelidir. Bu bağlamda parçalı kütle etkisi ve farklı kotlara yerleşmiş kütle kompozisyonu yer kabuğunun altına gizlenmiş ve doğanın önüne geçmek istemeyen bir imge ile kuruma yeni bir temsiliyet sunma hedefindedir.