PROJE RAPORU
“Projede yer seçimi, farklı programları içeren, farklılaşan kümeleşme önerileri ve bu önerilerin kentin önemli bir sorunu olan su ile ilişkilenmesi olumlu bulunmuştur. Öneri tüm strüktürel zafiyetlerine ve ölçeğine rağmen malzemeye ve kente kattığı değer ile üçüncülük ödülünü almaya hak kazanmıştır.”
Günümüz ve geleceğin en önemli küresel problemlerinden biri olan su sorununa çözüm üretmek, bu problemin getireceği sıkıntıları azaltmak ve su tasarrufunun önemine dair bir bilinç oluşturmak amacıyla çıktığımız bu tasarımda, yağmur sularının kullanıma kazandırmak ana hedef olarak belirlendi. Amacımız malzemenin en doğal halini kullanarak, yapısını betondan alan, yağmur sularından faydalanarak su sorununa çözüm üretebilen, mekânsal açıdan potansiyel vadeden ve farklı kullanımlar-arayüzler sunabilen bir tasarım ortaya koymaktı. Tasarım sürecinde çıkış noktamızı, kendi doğal tektonikleri ile suyu en güzel halinde temizleyen ve depolayan doğal strüktürler olan, sarnıçlardan esinlenerek oluşturduk. Sarkıt, dikit ve sütun elemanlarının kümeleşerek oluşturduğu mekânsal harmoniden ve ele aldığımız probleme çözüm üretme potansiyelinden de etkilenerek ana modüllerimizi bu doğrultuda tasarladık. Ana modüller sütun, sarkıt, dikit ve zemin elemanı olup önerilen ek modüller ile de farklı kullanımlara olanak sağlamak amaçlanmıştır. Sütun modülü; 450cm yükseklik, 400x400cm üst yüzey, 60x60cm gövde kalınlığı ve 150x150cm alt yüzey ölçülerine sahiptir. Sarnıçlardaki sütunlar gibi zeminden gövdeye doğru incelen ve üst yüzeye doğru genişleyen bir forma sahiptir. Bu formu tercih etmemizin nedeni bahsettiğimiz gibi farklı mekânsal derinliklere olanak sağlaması olmuştur. Alt yüzeyde bulunan zemine sabitleme sistemi ile tercih edilen yüzeye sabitlenebilmektedir.
-Sütun modülü, geniş üst yüzeyi ile yağmur sularını toplayarak gövde kısmındaki doğal arıtma sistemine –çakıl, kum, kömür– ileterek arıtılmasını sağlar. Doğal arıtma sisteminin portatif yapısından dolayı, oluşabilecek tıkanma ya da başka problemlere kolay ve hızlı bir şekilde müdahale edilebilecektir. Malzemenin kendi doğal yapısını kullanmayı tercih ettiğimiz bu çözüme yan bir öneri olarak modern arıtma sistemleri de kullanılabilir, böyle bir sistem ile arıtılan su temizlik, sulama ve serinleme ihtiyaçlarının yanı sıra içme suyu olarak kullanılabilir. Arıtılan temiz su, sütun modülünün depo kısmına dolarak zeminindeki aktarım boşluğu aracılığıyla zemin elemanına geçer.
-Zemin modülü, içerisinde barındırdığı kanallar ile suyu depolama modüllerine iletebilen 200x200cmlik bir kare elemandır. Diğer modüllerin yer ile temasına bir taban oluştururken temiz su sirkülasyonunu sağlar. Zemin modülüne gelen su, dikit-depo ve dikit çeşme modüllerine suyu ileterek kullanıma sunar.
-Dikit-depo modülü, 100cm yüksekliğe ve 200x200cm kare alt bir yüzeye sahiptir. Tabandan yüzeye doğru incelen bir forma sahiptir. Tabanındaki aktarım boşluğu aracılığıyla zemin elemanındaki temiz suyu alarak depolar.
-Dikit-çeşme modülü, de zemin modülünden aldığı temiz suyu sahip olduğu çeşmeye aktararak kullanıma sunar.
-Dikit-bahçe modülü diğerlerinin aksine aktarım boşluğuna sahip değildir. Üst yüzeyi boş olup içi toprakla dolu olan bu modül, sarkıt modül tarafından sulanarak çeşitli bitkilerin yetiştirilmesine olanak sağlamaktadır. Dikit modüllerinin ölçüleri ve formları aynı olup tasarımsal farkları ile fonksiyonları değişmektedir.
-Sarkıt modül; açık ve kapalı olmak üzere ikiye ayrılan bu modül, 400x400cm kare üst yüzeye ve 150cm yüksekliğe sahiptir. Açık sarkıt modülü, hafif poroz beton (gözenekli, su geçirme özelliği) ile imal edilip biriken yağmur suyunu damlatarak dikit-bahçe modülünün sulanmasını sağlar. Kapalı sarkıt modül ise hafif ve su geçirmez betondan imal edilip damlama yapmaz. Topladığı yağmur suyunu sahip olduğu oluk aracılığı ile sütun veya açık sarkıt modülüne aktarır. Ayrıca herhangi bir taşma ya da aşırı yük binme durumuna önlem olarak sütun ve sarkıt modüllerinde tahliye boşlukları tanımlanmıştır. Sütun modülü ve sarkıt modülleri üst yüzeyde sahip oldukları birleşme sistemi ile eklemlenirler.
Sütun ve sarkıt modüllerinin birbirlerine eklemlenmeleri ile farklı arayüzlere sahip enstalasyonlar tasarlanabilir. Strüktürün ana taşıyıcıları olan sütun modülleri iyi konumlandırıldığında üst örtüde açıklıklar yaratılarak iç mekânda ışık-gölge oyunlarına imkân verilebilir ve doğal peyzaj elemanlarına olumlu etkiler yaratılabilir. Tasarlanan modüllerin yarattığı potansiyellerden yararlanılarak farklı dinamiklere sahip mekân üretimleri gerçekleştirilmiştir. Kümeleşme tiplerinin farklılaşması ile bir kentsel katalizör, durak, pazar alanı, sergi alanı gibi farklı fonksiyonlara da hizmet edebilme potansiyeline sahip mekânsal kurgular tasarlanmıştır. İnsan sirkülasyonunun yoğun olduğu alanlarda oluşturduğu akslarla akışı yönlendirebilen, akışa engel olmadan; daha sakin alanlarda ise beton ile uyum içinde çalışan bitki ve su gibi doğal elemanların zenginleştirdiği mekanlarda, insanların rahatlayabileceği ve sosyal aktivitelerini gerçekleştirebileceği ortamlar yaratabilir.
Projeyi örnek alan olarak yerleştirdiğimiz Eminönü Meydanı’nda insan sirkülasyonunun yoğun olduğu bir alandır. Eminönü Meydanı’nda yaptığımız analizlerle, meydanın önemli kentsel dinamikleri çevresinde barındırması sebebiyle, yoğun kullanılan akslara sahip olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Meydana paralel bir yol aksı ve sahil tarafında büyük bir otobüs durağı mevcuttur. Restoranlar ve ticari alanların çevrelediği meydan, ara sokaklarla kentin içine doğru yayılmaktadır. Meydanın yola paralel kısmında küçük bir durak ve altgeçit mevcut. Izgara nizamda işlenmiş taş zemin, birkaç peyzaj elemanı ile donatılmış. Meydanda insan sirkülasyonu durak ve alt geçitten başlayarak ticari alanlara doğru yönelip ara sokaklardan camii tarafına veya kent içine doğru yayılmakta. Tasarımımızı burada kurgularken ana amacımız, bu yoğun sirkülasyonu sekteye uğratmayan, var olan aksları kullanarak yönlendirmeler yapan ve kısmi bir kentsel katalizör görevi gören bir enstalasyon kurgulamaktı. Sütun modüllerinin çizdiği sınırlar aracılığı ile akslar yaratılarak insanlar yönlendirilmekte, üst örtüde açıklıklar ile bahçe modülleri harmanlanarak geçiş mekanları kurgulanmaktadır. Oturma elemanları ile dinlenme, dikit-çeşme modülü ile de su içme imkanı sağlanmaktadır. Tasarlanan enstalasyon vaziyette sirkülasyona göre form alıyor ayrıca meydanın kıyısında bulunan otobüs durağını da kendi iç dinamikleri içerisinde tekrardan şekillendiriyor ve bizlere daha ekolojik bir durak sunuyor, kullanıcıların arıtılan sudan faydalandığı ve suyun doğa ile olan etkileşiminin deneyimlendiği bir mekanlar kümesi yaratıyor.
Eminönü Meydanı için bir öneri olmasının yanında tasarım farklı kümeleşmeler ile farklı fonksiyonlara da hizmet eden önerilerde üretmektedir. Kısaca bu proje, doğal bir mekânsal arayüz olan sarnıçlardan ilham alan; yakın geleceğin su sorununu ve günümüzün getirdiği betonlaşma arzusunu, farklı bir bakış açısı ile iki problemin birbirlerine çözüm olabileceğini bize gösteren modüler bir tasarım önerisidir.
Yapı Tasarım Yarışması 2021: Kentsel Alanda Yenilikçi Yaklaşımlar