Gülhane Parkı, İstanbul’un Fatih ilçesinde Eminönü semtinde yer alır. Osmanlı Döneminde Topkapı Sarayının dış bahçesi olarak kullanılan park toplam 163 dönümdür.
Yarışma alanımız, ülkemizde birçok önemli gelişmeye ev sahipliği yapan Gülhane Parkıdır. Bu park, Osmanlı son dönemi ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin belki de en önemli hafıza mekanı ve yeşil alanıdır.
Parkın girişinde sağ tarafta İstanbul şehremini ve belediye başkanlarının büstleri vardır. Parkın ortasından iki yanı ağaçlı yol geçer. Bu yolun sağında ve solunda dinlenme yerleri, çocuk bahçesi bulunmaktadır. Sultanahmet girişi ile ulaşılan 2.adanın karşısında bulunan Çini müzesinin önünde ise Osman Hamdi Bey müze duvarı bulunmaktadır.
Osman Hamdi Bey için ayrılan alan Çini Müzesinin izdüşüm kontürüne yakın, Sultanahmet girişi ile ulaşılan, yeşil 2. adayı, iç yollarını, Çini Müze cephesini alan, mermer bir süs havuzu ve parkın içini şenlendiren yüksek ağaçları ve tarihi duvarları barındıran bir alanı kapsamaktadır.
Alanda kot açısından yollar arası 2-2.5 m arasında kot farkı bulunup, peyzaja yedirilmiş biçimde karşımıza çıkar. Bu iki ada içerisinde Çini Müzesi cephesine bakan, su öğesinin hemen sağında ve mevcut (geçici) anıtın biraz gerisinde ağaçlarla çevrelenmiş alanda merkezi bir nokta projenin yapılacağı alan olarak seçilmiştir. Bu alan tıpkı su öğesi gibi bir merkez etrafında ağaçlar ve anıtların kümeleneceği bir daire olarak düşünülmüştür.
Osman Hamdi Bey’in, Doğu ve Batı arasında bir köprü niteliği taşıyan, döneminin oldukça önünde çok yönlü bir kişiliğe sahip olması tasarımı şekillendirir.
Şekilde görüldüğü üzere ana aks olarak Doğu-Batı aksı seçilmiş ve burada merkezde sanatçının en önemli ve en bilindik eseri olan Kaplumbağa Terbiyecisi eserinin sergileneceği ana anıt düşünülmüştür. Bu ana aksa dik 4 anıt daha tasarlanarak sanatçının çok yönlü kişiliği temsil edilmiştir. Bunlar arasında resim, arkeoloji, müzecilik ve tiyatroculuk alanlarındaki çalışmaları bizim için referans görevi üstlenmiştir. Bizce Osman Hamdi Bey tek bir anıtla temsil edilemeyecek kadar çoktur.
Anıtın gelişim aşaması yukarıdaki şekillerde belirtilmiştir.
Anıtlar, şekillerde görüldüğü üzere basit bir ana duvar, bu ana duvarların içerisinden açılan, başka başka dünyalara geçişi simgeleyen, kapı-geçit-boşluklar ile güçlendirilmiştir. Aynı biçimde pencere boşlukları açılarak oryantalist Osmanlı figürleri ile (ferforje,demir korkuluk detayları) bezenmiştir. Bu ana duvara dik olacak biçimde bir bilgilendirme duvarı ile eserlerin detaylarının yazılı olarak anlatılacağı bir satıh teşkil edilmiştir. Planda L biçimi olan anıt minik bir saçak, gölgelik detayı ile tamamlanmıştır.
Osman Hamdi Bey’in kendi toplumu ve Batı arasında bir köprü görevi gören aydın bir kimlik olması, kullanılacak malzemelerinde modern ve oryantalist detaylar içermesi noktasında temel bir tasarım kararı oluşturmuştur. 19. y.y. ve modern dünyanın en tanıdık malzemesi betonu kara kalıp döküm yöntemi ile yakın çevrede bolca bulunan yıllanmış kesme taş duvar dokusuna yaklaştırma fikri hedef alınmıştır. Eserlerin sergilenmesi için betonun ana renginin aynı zamanda iyi bir fon rengi olabileceği düşünülmüştür. Bu sayede anıtın ana malzemesinin çevreden çok bağımsız olmamasına özen gösterilmiştir.
Anıtın ana malzemesinin dışında, daha oryantalist ve Osmanlı kültürünün çokça tanıdığı çini ve demir korkuluk detayları eklenerek eser-anıt ‘’ oryantalist havayı da yansıtmalı ‘’ kararı üzerinde durulmuştur. Hekzagonal çiniler anıtın duvarlarına nokta detayında sergilenmiş, renk olarak da mavi, parlak yüzeyler tercih edilmiştir.
Anıtların oturduğu bazanın döşeme detayı ise kaplumbağa kabuğu desenlerinden esinlenerek döküm kalıp tekniği ile çimento esaslı taşlar ile döşenmiştir.
Eser, baza ve anıtlar ile beraber bir bütündür.
Kullanılan malzemeler aşağıda belirtilmiştir.
şekil1.1 = Ahşap kalıp brüt beton
şekil1.2 = Çini
şekil1.3 = Çimento esaslı kalıp döküm sert zemin taş kaplama
şekil1.4 = Ferforje demir korkuluk detayı