Mimari Açıklama Raporu:
Proje alanı D-100 Karayolu Göztepe mevkiinde bulunmaktadır. Üstgeçit projelendirmesindeki amaç, kara yolunun birbirinden ayırdığı iki kentsel bölgeyi birbirine bağlamak ve yaya akışının kesilmesini engellemektir. Alanın kuzeyinde bulunan yoğun konut dokusundan güneye doğru olan yaya akışı kesilmektedir. Ayrıca alanın güneyinde yapılan hizmet etme yeterliliğine sahip hastanenin varlığı, alanı potansiyel bir odak noktası yapmaktadır. Bu şartlar altında buradaki yaya akışının ve koordinasyonun sağlanması bir kez daha önem kazanmaktadır. Bu sebeple projelendirilen üst geçit tüm bu yönetme ve yönlendirmelerde kilit rol oynamaktadır.
Günümüzde taşıt ve yaya trafiğin birbirini en az kesintiye uğratacak şekilde tasarlanması sorunu ortaya çıkmıştır. Çözüm olarak bazı yollar yayalaştırılmış, bazı yollar belirli saat aralığında yayaların ulaşımına belirli saat aralıklarında taşıt ulaşımına açılmış, bazı taşıt yolları daraltılarak yayalar için daha fazla kullanım alanı oluşturulmuştur. Bazı yollarda taşıt trafiğinin hızını yavaşlatmak için hız kesici önemler alınmıştır ancak artan nüfus ve kent içi dinamiklerine bağlı olarak, tek tek yetersiz kalabilmektedir.
Kent ulaşımında ana hedef, yayaların hareket özgürlüğünü sağlamak ve kentsel etkinliklere erişimlerini kolaylaştırmak olmadır. Ulaşım olanakları taşıt odaklı geliştirildiğinde, kentlerdeki gelişim hızına paralel olarak her geçen gün talep artmakta ve kapasite yetersiz hale gelmektedir. Artan taşıt sayısına paralel olarak daha fazla taşıt yolu ve otopark gereksimi ortaya çıkmaktadır. Üst ölçekte geliştirilecek ulaşım stratejilerinde toplu taşımanın kullanımı arttıracak önlemler alınmalı ve kentin belirli notlarında oluşturulacak transfer merkezleriyle kent içindeki araç trafiğindeki yoğunluğun azalmasına dolayısıyla yaya ulaşım trafiğin artmasını sağlayacaktır. Böylece taşıt ve yaya trafiğindeki kesintisiz ulaşım sağlama olanağı artacaktır.
Bu bağlamda İstanbul Ulaşım Ana Planı Hanehalkı Araştırma raporu incelendiğinde; yolculukların %50.72’sinin motorlu araçlarla, %49.28’inin ise yaya olarak yapıldığı sonucu ortaya çıkmıştır. Kent içi yolculuklarda %49.28 gibi küçümsenemeyecek bir orana sahip olan yaya yolculuklarının da diğer ulaşım türleri ile bir bütünlük içinde ele alınması gerekmektedir.
Göztepe- Yenisahra arasında kalan bölge daha çok geçiş alanı olarak kullanılmaktadır. Yakın zamana kadar yaya trafiğini oluşturacak çekim gücüne sahip yapı bulunmamaktaydı. Alandaki hastanenin açılmasıyla beraber yaya trafiğinde meydana gelen ters istikametteki yoğunluk yapılaşmamış alanın sahip olacağı yapılaşma ve çekim gücü göz önünde bulundurulduğunda yaya sirkülasyonun artacağı ve geçiş bölgesi olarak algılanan çevrenin kent içine katılacağını ön görmek mümkündür. Ayrıca Anadolu yakasında yeni kent merkezi olarak hızlı bir gelişime sahip olan Kartal ilçesi ile Kadıköy arasındaki metro güzergahı göz önünde tutularak yaya sirkülasyonundaki sürekliliği sağlanmak hedeflenmiştir.
Yaya trafiğini aktifleştirmek ve D-100 Karayolunun sahip olduğu ayıraç özelliği kırmak için yapılan üst geçitin tasarım temel ilkesi olarak yaya ulaşabilirliğini kolaylaştırması ve çağımız teknolojisini bünyesinde barındıracak çağdaş anlayışa sahi bir kent bağlacı üzerinde durulmuştur. Bir üst ölçekte yakın çevrenin sahip olduğu / olacağı yapılaşma potansiyeli ve çekim gücü göz önünde bulundurularak özellikle kent ölçeğinde bisiklet gibi motorsuz taşıt kullanımı aktifleştirme ana karar olarak düşünülmüştür. Bu ulaşımın sürekliliği sağlayabilmek ayrıca çoğu zaman göz ardı edilen engelli ve bebek arabası gibi tekerlekli araçların rahat kullanımına elverişli olan rampa ile kullanıcı kimliği ve sayısını arttırmak hedeflenmiştir.
Doğa -obje – yapı örneklerinde karşımıza çıkan sarmal yapı taşıyıcı sistemin temeli olarak düşünülmüştür. İnsanoğlu, doğanın sahip olduğu estetiği objelerde yoğurmasının ardından gelişen teknoloji ile yapılara taşımıştır. Bu bağlamda tasarımın çıkış kaynağı olarak farklı nesne ve yapıların ortak kesit noktası vurgulanmıştır.
Geri Dönüşüm ve Sürdürebilirlik
Bugün yararlanılan olanakların gelecek kuşaklara aktarılması temel ilke edinerek tasarım yapmayı zorunlu kılmaktadır. Sürdürülebilir mimarlık, üretim, yapım ve kullanım sürecinde bir yapının enerji tüketimini azaltmayı, çevreye yaydığı kirliliği minimuma indirmeyi, doğal kaynakların da tükenebileceğinin farkına vararak kullanımına özen gösterilmesini hedeflemektedir.
Tasarımda; fonksiyon, strüktür, estetik vb. gibi mimari kaygılarla birlikte enerji kullanımı da dikkat edilmesi gereken baslıca unsur olarak ele alınmalıdır.
“Türkiye’de harcanan elektriğinin yaklaşık %20’sini ülke genelinde aydınlatma içindir.Her geçen aydınlatmanın toplam tüketim içindeki oranı artmaktadır. ” Aynı zamanda bu sistemlerin kurulum maliyeti de her geçen sene yükselmektedir.
PV bazlı reklam panoları, işaret aydınlatmalarının dünya üzerinde onbinlerce örneği bulunmaktadır. Gündüz güneş enerjisi ile şarj olan aküler, gece olması ile birlikte otomatik olarak özel güneş ampullerini çalıştırarak aydınlatma sağlamaktadırlar. Bu basit ama etkili sistemler için otobüs durakları, otoban dinlenme alanları, parklar, otoparklar en etkin uygulama sahalarından başlıcalarıdır. Şamandıra ve deniz feneri gibi korozyona ve ağır coğrafi koşullara açık uygulamalarda özel elektronik donanım ve yarı esnek camsız güneş panelleri kullanılmaktadır. Bu bağlamda tasarımda aydınlatma prensibi olarak PV bazlı paneller sonucu gündüz güneş panelinin ürettiği elektrik özel akülerde bir solar regülatör sayesinde depolanarak, akşam olduğunda ise özel form otomasyon sistemi sayesinde sokak lambası vb sistemlere istenilen saatte açılıp, istenilen saatte kapatılabilmektedir. Ayrıca interaktif özelliğe sahip olan bu sistem, sensörleri sayesinde yaya yoğunluğuna göre aydınlatma oranını arttırıp konforlu geçişi sağlarken, yaya sirkülasyonu olmadığı zamanlarda aydınlatmayı kapatarak ekonomik kazanç sağlamanın yanında görsel bir değerde elde etmiş olacaktır. Bu düzeneğin enerji tasarrufu sağlayan led aydınlatma elemanlarıyla yapılması düşünülmüştür.
Üst Ölçekli Kararlar
– Kent İlişkisinin Yatay ve Dikey İlişkiler Kurularak Güçlendirilmesi
– Sürdürülebilirlilik
– Kent İmajı