Adıyaman Aktif Yaşam Merkezi engelli bireylerin üreten, paylaşan, eğlenen, dinlenen, kaynaşan aktif bireyler olarak toplum yaşamına katılmasında bir katalizör olacaktır. Bu amaçla proje arazisi bir bütün olarak ele alınmış; yer, program, yapılar, dolaşım ve peyzajdan oluşan organik bir bütünlük amaçlanmıştır.
Yer: Adıyaman genel olarak yazları sıcak ve kurak, kışları soğuk ve yağışlı olarak kabul edilmesine rağmen güneydeki ovalık kısım ile kuzeydeki dağlık kısım temel olarak iki farklı iklimsel özellik göstermektedir. Proje arazisinin de bulunduğu güneydeki ovalık kısımda Akdeniz iklimine yakın özellikler görülebilmekte, yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlı geçmekte, kışın ısı yaklaşık -4 dereceden aşağıya düşmemektedir. Bu iklim koşullarında iç mekânlar ile peyzajın birlikteliği önem kazanmaktadır.
Arazi bozkırın ortasında doğu batı yönünde uzanan ince uzun, topografyasında farklılaşma olmayan bir arazidir. Batı kenarında yol, kuzey ve güneyinde yapı yerleşkeleri ile çevrili olan arazi doğu yönünde oldukça geniş bir peyzaja açılmaktadır.
Program: Yapı programı birçok farklı özellik gerektiren, farklı işleyişte parçalardan oluşmaktadır. Mekânlar hem bu farklılıklara yanıt verebilmeli, hem de bir arada var olabilmelidir.
Yapılar: Yapılar engellilerin kullanımını güçleştirmeyecek netlikte, toplumun tüm katmanlarının bütünleşmesini ve doğaya açılmasını sağlayacak nitelikte olmalıdır.
Dolaşım: Tüm arazi bir bütün halinde örgütlenmeli, yapıları ve peyzajı örtüştüren bir sistem oluşturulmalıdır.
Peyzaj: Yapı parçalarının yer ile ilişkisini örgütleyen peyzaj çeşitli işlevlere yönelik olarak farklılaşırken tüm araziyi bütünleştiren bir arka plan oluşturmalıdır.
Bu koşullar göz önüne alınarak yer üzerinde programın fiziksel ifadesi olan yapıların birbirleri ve peyzaj ile ilişkilerini kurgularken yerleşkedeki dolaşımı mekânsal deneyimin omurgasına dönüştürecek bir yapısal strateji geliştirilmiştir.
Kuzey – güney yönünde uzanan bantlar mekânsal kurgu stratejisinin ilk ayağını oluşturmaktadır. Batıdaki araç yolu yaklaşımından başlayarak birbirine paralel uzanan farklı genişlik ve karakterdeki bantlar kendi doğrultularında işlevsel yakınlığı olan mekânları kurgularken yakın komşuluklarındaki bantlar ile güçlü ve sürekli bir ilişkinin fiziksel altyapısını kurmaktadır. Bantlar sadece yapıları değil, aralarında kalan peyzajı da düzenleyen bir araca dönüşerek iç – dış ilişkisinin üreteci olmaktadır. Tüm araziye yayılan yapılaşma birbiri ile çok yakın ilişkili 2 kattan oluşan alçak silüetli bir doku oluşturarak kullanıcıların daima zemin ile ilişki halinde olmasını sağlamaktadır. Birbiri ile farklı kombinasyonlarda ilişkiler kurmaya olanak veren esnek bantlar yerleşke boyunca sürpriz/yeni/yaratıcı eylemlerin oluşmasını tetiklemektedir. Bu kurgu sürdürülebilir bir kullanım için gelecekteki olası değişiklikler için esnek bir çerçeve sunmaktadır.
Kurgusal bir araç olan bantların fiziksel mekâna yansımaları yerleşkedeki yaşantıyı çeşitlendirirken yer ve program arasındaki ilişkiyi kurarak yapıların dilini, boyutlarını, açıklıklarını ve peyzaj ile ilişkilerini belirlemektedir. Batıdaki araç yolundan ve araziye girişten başlayarak peyzaja doğru paralel sıralanan yapılar yerleşkenin kamusal hiyerarşisini kurmaktadır. Kuzey – güney doğrultusunda uzanan yapılar aralarında oluşan peyzajın oranı sayesinde birbirleri için güneş kontrolünü doğal olarak sağlamaktadır. Yapılar arasında oluşan peyzaj alanları kendiliğinden iklimsel koşullara karşı korunaklı ve işlevlere göre özelleşmiş dış mekânlar oluşturmaktadır. Yerleşkenin dış çeperini sarmalayan taşıt yolları her bantta yer alan işlevlere gerekli servisi ve otopark ihtiyacını sağlamaktadır.
Birbirine paralel uzanan bantlar zeminde merkezlerinden geçen ve doğu – batı yönünde kateden bir dolaşım aksı ile birbirine bağlanırken +4.00 kotunda da sicim gibi aralarında gezinen bir yürüme yolu ile birbirleriyle ilişkilenmektedir. Bu sicim zeminin doğal bir uzantısı olarak yerleşke boyunca birkaç özelleşmiş yerden rampalar ile yükselmekte, +4.00 kotunu ikinci bir zemin düzlemine dönüştürmektedir. Bunun sonucu olarak zemin katta paralel bantlar sayesinde tüm yerleşkeyi deneyimleyen engelli/engelsiz herkes için aynı deneyim +4.00 kotunda da devam etmektedir.
Peyzaj içerisinde konumlanan yapılar nötr, gösterişsiz dilleri ile yerleşkedeki deneyimler için bir arka plan sunmaktadır. Malzeme olarak sağır yüzeylerde brüt betonun, şeffaf yüzeylerde giydirme cephelerin, gerekli durumlarda ise ahşap güneş kırıcı ve ahşap kaplamaların kullanıldığı yapılar olabildiği kadar dilsiz üretilmiştir. Böylece yapılar kullanıcıların üretmeleri, deneyimlemeleri ve dönüştürmeleri için bir başlangıç noktası oluşturmaktadır. Yapıları birbiri ile ilişkilendirerek aralarındaki dokuyu ören sicim, çelik konstrüksiyonu ve ahşap kaplamaları ile bu deneyim için fiziksel bir “iz”in ifadesidir.