PROJE RAPORU
11 bin yıllık tarihi boyunca “verimli hilalin” önemli bir parçası ve farklı kültürlerin birlikteliğinin en özgün yerlerinden olan Şanlıurfa, bulunduğu coğrafyanın tüm karakteristikleri sergileyen zengin mimari dokusu ile “müze şehir” kavramının mekan bulmuş halidir. Muazzam bir açık alan müzesi olan kentte, insana ve kültüre dair her şey kentin parçalarını sarmalarken, yaşam bu ekosistem içerisinde etkileşerek devam eder. Farklı dinlerin ortak peygamberi hazreti İbrahim’in doğum yeri olan peygamberler şehri Urfa da, sokaklarda, evlerde ve çarşılarda bu manevi atmosfer hissedilmekte ve geçmişe dair izler okunabilmektedir. Urfa kalesi ve Balıklı Göl kentin belleğinde tarihe tanıklık eden ve kültürel birikimi bugüne aktaran en önemli kentsel varlıklardır.
Toplumsal birliktelik ve hoşgörünün, kentte yerleşmesini sağlayan en önemli unsurlardan olan bu tarihi birikim, Urfa’nın gastronomi, sanat ve eğlence mekânlarında dönüşerek bugünlere aktarılmıştır.
Bağlam ve Karakter
Kültürel Bütünleşme ve Aidiyet Geliştirmede, Kamusal Odaklar ve Etkileşim Mekânları Sisteminin Kalbi Kızılay Meydanı
Son yıllarda Urfa’da da görülen ve farklı nedenlerle ortaya çıkan bozulmalar, kentsel kimliğin ve sosyo-kültürel değerlerin korunmasını ve bu değerlerin kent yaşamına entegrasyonunu zorunlu kılmaktadır. Bu bağlam içerisinde günümüz koşullarına uygun yorumlamalarla bezenmiş, geleneksel doku ile yoğun ilişkiler kuran, aktif bir kamusallığa sahip Kızılay meydanı üzerinden, etkileşim mekânları sistemi ve stratejisi gündeme gelmektedir. Sistem ve strateji kurgusunda da kültürel, ekolojik ve kentsel koridor oluşumları, kentlileri ve ziyaretçileri keşfe çağıran ve etkileştiren mekanlar sistemi olarak düşünülmüştür. Farklı koridorların kesişiminde kurgulanan Kızılay Meydanı ise insan hareketliliğini ve yaya akımlarını yöneten, etkileşimi ve paylaşımı artıran bir karakter sergilemektedir. Meydan içi tasarım yaklaşımının üst bağlamı da bu çerçevede oluşmaktadır.
Odaklar Arası İlişkiler
Kültür Koridoru
Bu koridor bağlamında, Atatürk Mahallesinde bulunan Millet Hanı, Yemen Askeri Mustafa Ağa Hanı ve Damat Süleyman Paşa Camii, Kızılay meydanı yakınında kentin kültürel peyzajına katkı sunan tarihi miras bileşenleri günlük yaşam içerisinde değerlendirilirler. Farklı yaşlardan kentlilerin yoğun kullandıkları belediye binası, Hacı Kamil Konağı, Karakoyun parkı ve Karakoyu dere hattı gibi kamusal işlevli alanlar, kültürel peyzajla birlikte bir koridor tanımlayarak düzenli ve aktif bir kent yaşamını meydana getirir. Kızılay Meydanı ise bu kültürel koridor içerisinde toplayıcı, düzenleyici ve yönlendirici bir kentsel mekanizma rolünü üstlenir. Meydan bütüncül bir kentsel kurgunun kalbi niteliğinde sistemin işlerliğini sağlayan ve tüm akımları kontrol eden niteliği ile Şanlıurfa’ya özgüdür ve çevresindeki korunacak değerleri sistemin bir parçası haline getirerek bölgenin korunması ve geliştirilmesine katkı sağlar.
Kültürel koridor üzerinde önerilen yaya köprüsü, sırasıyla Karakoyun parkı, Kızılay Meydanı, Hacı Kamil Konağı, Büyükşehir Belediyesi, Damat Süleyman Paşa Camii, Millet Hanı, Yemen Askeri Mustafa Ağa Hanı ve Karakoyun Deresi rekreasyon alanları arasında bağlantı kurar ve bu bağlantı üzerinde manzara terasları yaratır. Böylece hem Kızılay Meydanı hem de bölgesine yeni bir perspektif kazandırır. Keşfetmeye dayalı bir rota oluşturarak kent turizmini de etkileyen yeni bir bağlantı kurar.
Ekolojik Koridor
Karakoyun deresi yer yer kesilmesine rağmen Urfa şehir merkezini saran yapısıyla ekolojik bir koridorun temelini oluşturur. Kızılay meydanıyla bağlantısı olan ekolojik koridorun, Urfa kalesi, Arkeoloji Müzesi ve Mozaik Müzesinin bulunduğu Ayn Zeliha Parkı ve Beyaz Saray Parkı ile devamlılığının sağlanması, doğal yaşamı kent içerisinde sürekli hale getirir. Koridor üzerinde tarihi yapılar için gözlem alanları oluşturularak kültürel miras gözlemlenebilir kılınırken hem kent peyzajı içerisinde hem de Kızılay meydanında koridor fikrini destekleyici farklı ağaç ve bitki türleri ile biyo-çeşitlilik ağı zenginleştirilebilir. Ekolojik koridor ile Karakoyun deresine dayalı kentsel su sistemi, fiziksel ve kültürel sürekliliğin önemli bir öğesi haline gelir. Meydan içerisinde kurgulanan su yüzeyleri ve yeşil alanlar da bu kurguyu tamamlar.
Kentsel Koridor
Şanlıurfa kentsel yerleşik alanında çok önemli bir çekim merkezi olan kale ve balıklı gölden hareket ederek Kızılay meydanına uzanan, Sarayönü, Divan Yolu ve Balıklı Göl caddeleri ticari işlevler, meydan, mutfak müzesi ile yaya ve araç yoğunluğunu artıran kentsel bir koridor işlevi görür. Bu koridorun başlangıcı ve sonunda yer alan Balıklı Göl ve Kızılay Meydanı odakları, önemli çekim merkezleri olarak bir kentsel omurgayı tanımlar ve omurga üzerinde sosyo-ekonomik bir canlılık yaratır. Ekolojik ve kültürel koridorlar ağına eklemlenen yapısıyla, yılın her döneminde önemli bir ticari aks olarak hizmet verecek olan Kentsel koridor, zamanla prestij bir caddeye dönüşür ve koridorlar sistemini besleyen aktif bir düzlem halini alır.
Erişilebilirlik
Ulaşım sistemi için belirlenen strateji, meydana yaya, bisiklet ve toplu taşıma öncelikli bir erişimin sağlanmasıdır. Burada amaç, meydan çevresindeki baskın taşıt trafiğini engellemek, doğa ve insana dair hareketleri öne almaktır. Araç trafiğinin kentsel ve tarihi dokudaki bozulmayı artıran ve iklim değişikliği ile sürdürülebilirlik konularında ki olumsuz etkilerinin kaldırılması ana fikri amacı desteklemektedir. Kurgulanan keşfetme rotasında düşünülen yaya köprüsü ve seyir terasları, bu amaca hizmet ederken, meydan içerisinde de kent balkonu ve yaya aksları tasarımı bu düşünceyi devam ettirir. Köprü, tamamıyla yaya mekanı olarak tasarlanan Kızılay meydanından, 10 dakikalık bir süre içerisinde kesintisiz olarak yürüyüş ve bisiklet ile önemli odakları keşfetme imkanı sunar ve akışı sağlıklı hale getirir. Bisiklet rotası olarak da kullanılan köprü, kent içerisindeki mümkün olan arterlere entegre edilerek sürdürülebilir ulaşım koşullarına hizmet eder. Şanlıurfa Kalesinden Kızılay meydanına uzanan kentsel omurga ise toplu taşım ve özel araç trafiğini proje alanına bağlayarak, meydanda kurgulanan Hz.İbrahim anıtı önündeki durak ve alan çevresindeki (100 ve 150 metre mesafede) iki adet katlı otoparkta sonlanır.
Kentin ekolojik, kültürel ve kentsel koridorunun birleşiminde sistemin işlerliğini sağlayan bir merkez olarak düşünülen Kızılay Meydanı, yaya ve bisiklet ağırlıklı bir ulaşım ağı ile desteklenir. Birincil derece motorlu araç yollarının meydana temas ettiği alanda trafiğin yavaşlatılması ve kesişimin azaltılması amacıyla yer kaplaması ve köprü kullanılır. Kentliyi farklı koridorlar üzerinde mümkün olduğunca yaya, bisikletli ve toplu taşıma ile alana ulaştırmaya çalışan ulaşım organizasyonu, yaya ve bisikleti ekolojik ve kültürel koridorda, özel araç ve toplu taşımayı kentsel koridorda çözen bir senaryo ortaya koyar. Kızılay meydanı etrafında belirleyici olan ve iki yönlü gözlemlenen yaya sirkülasyonundan, Karakoyun deresi boyunca var olan hat meydanın yaya aksı kurgusuyla birleşir, Balıklı göl aksından gelen yaya arteri ise Hz.İbrahim anıtı ve önündeki meydanda bütünleşir. Meydanı bütüncül bir sistemin odağı olarak belirleyen kurguyla, yaya ve kent arasında güçlü bir diyalog, zengin bir kentsel yaşantı önerilir. Bu sistem içerisinde farklı ulaşım türlerine göre biçimlendirilen koridorlar, yaya köprüsü, aktivitelerle zenginleşen Kızılay Meydanı, Karakoyun deresi ve çevresi parklar, Belediye Önü Meydanı, Millet Hanı, Yemen Askeri Mustafa Ağa Hanı, Damat Süleyman Paşa Camii, Arkeoloji Müzesi, Mozaik Müzesi, Balıklı Göl, Urfa Kalesi ve Mutfak Müzesi arasında bir bağ oluşturur.
Meydan Kurgusu
Proje ile Kızılay Meydanı, Şanlıurfa kenti bütününde kamusal odaklara bağlı fiziksel davranışlar üzerinden şekillenen akımları, ekolojik, kültürel ve kentsel koridorlar ağı ile birleştirir. Meydan, kent içerisindeki insan hareketlerinin ve deneyimlerin tanımlayıcısı bir etkileşim mekânı ve yaşam çevresi olarak düşünülür. Tüm grupların kullanımına açık aktif bir kamusal düzlem olarak kurgulanan meydan, kültürel bütünleşme ve aidiyet geliştirme konusunda rol alır. Şanlıurfa kent merkezinin bütüncül kurgusu içinde merkezi bir rolü olacak olan meydan, kentin geleceğine yönelik sosyal anlamda bir cazibe merkezi, ekonomik olarak kendi içindeki ve çevredeki ticareti ve turizmi destekleyici odak, çevresel anlamda ise ekolojik koridorun önemli ve destekleyici bir parçası olarak sürdürülebilirliğe hizmet eder.
Meydanın tasarımı ise kentsel bellek ve izleri referans alarak geleceğin çizgilerini arar. Yoğun yaya ve araç akımlarını meydanla birleştiren ve devamlılığını sağlayan iki odak, tasarımın genel kurgusunu belirler. Sarayönü Caddesi, Kızılay Meydanı ile kurulan ilişkide akışların başlangıcı birincil odak olarak meydanın giriş noktasını tanımlar. Şanlıurfa tarihinin en önemli figürü olan Hz. İbrahim ve onun doğduğu mağara referans alınarak yapılan anıtın yerleştirildiği meydancık, kentlileri girişte karşılar (1). Kızılay Meydanı tarihselliği olmasa da gelecekte önemli bir toplumsal merkez olarak barındırdığı işlevler ile kent kimliğini biçimlendirmeye yardımcı olacaktır. Bu süreçte meydana güçlü bir imaj verecek olan Hz. İbrahim Anıtı, kimlik ve anlamlı mekan yaratım sürecinde önemli bir figür olacaktır. Meydandaki bu eleman önemli bir mesafeden görülür ve yayaları meydana doğru yönlendirir. Tasarladığımız yaya köprüsünün başlangıcı ve Sarayönü caddesinin meydanla kesişim alanı için önerilen farklı kaplamalar bu bölgede girişi kuvvetlendirir (2). Meydanın diğer girişi Kule Caddesi kenarında Karakoyun deresi ve parkıyla ilişkilendirilmiş olan ikincil odaktır (3). Kullanıcıları bir diğer meydancığın karşıladığı bu bölgede turizm bilgi noktası yer alır. İki odak nokta arasında Kızılay Meydanının temel omurgası oluşur (4). Oluşan akslar her iki yönden görsel koridorlar sunar. Kamusal düzlem olan meydanın önemli bir öğesi olarak kot farkını değerlendiren ve çoğulculuğa destek veren amfi birincil odağın ardından tasarımda yer bulur (5). Ana aksa hâkim olacak şekilde tasarlanan amfide tüm meydanın gözlemlenmesi dışında, dinlenme ve eğlenme ihtiyaçları karşılanır. Aks oluşumunu destekleyen ve kentlinin su ile ilişkisini daha yakın hale getiren havuz tasarımı, hem Karakoyun dere hattının devamlılığına hem de Aynzeliha Gölüne referans verir (6). Havuz kenarında tasarlanan kafeterya suyla etkileşimi artıran bir dinlenme alanı sunar (7). Aksı destekleyen bir diğer hat ticari mekânlar ve üzerlerinde planlanan kent balkonudur. Balkonlar kullanıcılar için tüm meydanı seyretme ve deneyimleme olanağı sunar (8). Üst örtü tasarımı, altında sergi ve workshop imkanları sunarak ana aks oluşumunu destekler. Örtü, her daim sergi imkânı sunduğu gibi, farklı dönemlerde kent sofrası ve yöresel pazar türü organizasyonları için aktif değişimlere müsaade eder. Günün farklı zamanlarında ve farklı mevsimlerde değişebilen, dönüşebilen kullanımları destekler. Proje bütününde potansiyelleri artıran bir platform görevi görür (9). Kızılay Meydanının giriş meydancığının güneyinde bırakılan iki açık alan platformda benzer niteliklidir. Bu tür alanlar meydan kullanımlarının gün, hafta, yıl esnasında değişebilmesine olanak sağlayan esnekliği yaratır. Ayrıca mevsimsel stratejilere ve iklimle birlikte değişime müsaade eder (10). Kent balkonu üzerinde önerilen ve izlerini diğer üst örtüden alan ikincil örtü, balkon ve amfi kullanıcıları için gölgelenme imkânı sunar.
Ticari birimler arasında ve havuz boyunca planlanan kübik formlu oturma grupları ile balkon ve diğer alanlarda oluşturulan oturma grupları sanatsal obje olarak insanları bir araya getiren mıknatıs görevi görür. Aktiviteler ve akslarda yapılan aydınlatmalar meydanın kimliğini güçlendirir.
Kızılay meydanının güneyinde aks, havuz ve üst örtü kurgusunu destekleyen ve meydanı sınırlayan yeşil bölgenin tasarımı, alanın hemen çeperinde yer alan ve yoğun yapılaşmış olan Urfa’ya özgü mahalle dokusuna ait izlerin soyutlanarak modernize edilmiş biçimini ızgara formlu olarak bizlere sunar (11). Bu bölgede çocuklar ve aileleri için önerilen yeşil mekânlar, dere hattı ve parkla bütünleşme ile meydanı sınırlama işlevleri görür. Bu alandaki rekreasyon, sosyal etkileşimin kurulması için başarılı bir ortam sağlar. Meydan düzlemi çok fonksiyonlu yapısı ve farklı etkinlik alanları ile spontane aktiviteler, festivaller ve tanıtım etkinliklerini destekler. Meydan genelinde farklı yaş gruplarında kullanıcılar için geçici olarak dinlenme, öğrenme, eğlenme ve oyun olanakları olan alanlar sunulur. Bu alanlar ve üzerlerinde sürdürülecek çocuk atölyesi, açık sinema, sergi, festival, konser, dans gösterisi ve tören gibi etkinlikler, kentlinin bu bölgede daha fazla vakit geçirmesine ve farklı tip kullanıcı gruplarının beklentilerinin karşılanmasına hizmet eder. Çok sayıda insanı çekecek olan bu faaliyetler için düşünülen alanlar, kafe, restoran, amfi, havuz, heykel ve performans platformlarını içerir. Her bir alan ve faaliyet gün boyunca insanları çekme özelliğine sahiptir. Projenin ticari yapılar ve yeşil bölge ile sınırlanan ve temel akslarını oluşturan kısmı, insan ölçeğinde bir kapalılık etkisi oluşturur, mekan hissini besler, benlik ve kimlik oluşumunu destekler. Tamamı ile yaya bölgesi olan, tüm alanı gözlemleme imkanı sunan, üst örtü, havuz ve yeşil alanları ile sınırları tanımlanan meydan tasarımı, trafik ve suç açısından güvenliği; yürüme, bekleme, oturma, görme, konuşma ve oyun açısından konforu; iklimle peyzajdan faydalanma açısından da hoşnutluğu sağlar. Projenin ticari yapılar ve ana aksı uygulanabilirliği ve kullanım yoğunluğu sağlanabilirliği açısından birinci etapta, havuz ve üst örtüden oluşan bölüm ile yeşil alanlardan oluşan kısmı da ikinci etapta planlanır.
Alan Kullanım Kararları
Kızılay Meydanı içerisinde konumlandırılan iki adet restoran, bir adet kafeterya, turizm danışma ve hediyelik eşya satış alanı ile market ve wc’ler, KAKS sınırları içerisinde meydanın kapalı alanlarını oluşturur. Bu alanların çoğunluğu kot kullanılarak teraslama şeklinde ortaya çıkan kütle içerisinde yer alır ve etkin kullanıma yöneliktir. Teraslama ile yapılan bu kütleler, hmax (6,5m) sınırları içerisinde kalarak rüzgar yollarının kesintiye uğratılmaması açısından ekolojik bir kurgu sergiler. Üst ve alt kotlarda olmak üzere tasarlanan iki adet üst örtü, yarı açık alanlar olarak farklı işlevlere hizmet eder. Üst örtüler, sağlamış olduğu esnek mekânlarla, ilerleyen zamanlarda değişen ihtiyaçlara göre farklılaşabilecek işlevlere de cevap verir.
Mimari Tasarım
Üst kotta yer alan giriş meydanını tanımlayan ve Hz. İbrahim’in doğduğu mağaraya referans veren soyutlamanın izleri, meydan içi cephe karakteristiğine de hakim olur ve Hz. İbrahim’in büyüdüğü mağaranın sosyal sürdürülebilirlik bağlamında bilinçaltında şekilsel olarak yer edinmesi sağlar. Şekilsel ve formal açıdan sağlanan bu kültürel sürdürülebilirlik çevresel anlamda da devam ettirilir ve meydanın doğu sınırlarında kentsel yoğunluğa komşu bölgedeki peyzaj çalışması yapılan yeşil alanlar ile yoğunluk etkisi meydan geçişinde giderilir. Tasarlanan rekreatif alanın hemen yanında yer alan üst örtü, yarı açık alan oluşturarak farklı etkinliklerin yapılabilmesini olanaklı kılar. Üst örtünün diğer tarafında kurgulanan su öğesi, yeşil alanla birlikte Şanlıurfa sıcak ikliminin alan içerisinde etkisini azaltır ve kullanıcıların termal konfor seviyesini yükseltir. Üst örtü altında sağlanan gölgelenme imkanı ile iyileşen mikro iklim koşulları, oturma elemanları ile desteklenir ve günün her saatinde yaşayan bir alan oluşturulur. Havuz kenarında tasarlanan kafeterya ise üst örtü altında yer alan insanların kolay ulaşabileceği bir alan oluştururken vakit geçirmek için farklı bir alternatif sunar. Kotun etkin kullanımı ve teraslama ile diğer kapalı alanlar, teraslar ve mekanlar oluşturulur. Üst kota çıkan merdivenlerin yanında kurgulanan amfi, yapılan bitkilendirme ile ağaç gölgesinde dinlenme imkânı sunar ve çevreci tasarıma katkıda bulunur. Kentlinin doğaya daha yakın olmasını sağlar. Üst kotta oluşturulan diğer üst örtü de farklı aktivitelere hizmet verebilecek esnek mekan ihtiyacının giderilmesine katkıda bulunur ve sıcak havalarda kent balkonu işlevi görür. Kızılay Meydanı genelinde üst örtü ve bitkilendirme dengeli tutularak gölge elemanları etkin kullanılır. Bütün tasarım unsurları bir arada değerlendirilerek, iklim koşulları, kentsel doku ve doğal çevreyi ön plana çıkartan mimari bir dil yakalanır.
Peyzaj Tasarım
Kızılay Meydanı, yaratılan peyzaj tasarımı ile insan ve mekânların birlikteliğini destekleyen yeni bir hayat sahnesi görevi görür. Peyzaj mekânları ve bunları destekleyen bitkisel ve kültürel elemanlar, alan kullanıcıları için güven ve konfor sağlar. Meydanda kurgulanan peyzaj projesi ile kent insanının rekreasyonel faaliyetlerini sürdürebileceği modern kentsel mekanlar tasarlanır. Peyzaj tasarımında yapılan bitkilendirme, coğrafyayı bir bütün olarak ele alır, kültürel yapı ve inanç gibi değerleri yoğurarak eşsiz alanlar oluşturur.
İklim koşullarıyla uyumlu doğal yetişen bitki taksonlarına bağlı kalınarak yapılan tasarım, mekanları sınırlandırma, güven duygusunu pekiştirme ve kimlik kazandırma işlevleri dışında rekreatif faaliyetleri de destekler. Tercih edilen yapraklı – ibreli bitki taksonları, alanın dört mevsim kullanımını ve sürekli aktif olmasını sağlar. Yapraklı ve ibreli bitki taksonlarının dağılımlarında, dört mevsim kitle – boşluk dengesi gözetilir. Alanı çevreleyen sınırlarda yaprak döken taksonlar, alan içinde ise yaprak dökmeyen taksonlar tercih edilir. Bu tasarım sayesinde meydanın fiziksel ve görsel etkisi açısından çevreyle uyumu sağlanarak, yapılan tasarım ile alanın insanlar tarafından konforlu kullanımı hedeflenir.
Ana aks boyunca alana vurgu ve hareketlilik katmak için Chamaerops excelsa (Çin palmiyesi), Picea glauca “Conica” (Konik ladin) ve Thuja orientalis “Aurea Nana” (Altuni top mazı) kullanılır. Piramidal ve düzgün gövdeli bitkilerin kullanımı ile alanda görsel etkiler oluşturulur, düşey mekân hissi arttırılır. Ağaç altı oturma birimlerinde tercih edilen Fraxinus excelsior (Adi dişbudak) gölgeleme sağlarken, Lavandula angustifolia “Munstead” (Lavanta) koku ve renk etkisi yaratır. Bitki kasalı oturma birimleri içinde kullanılan Malus x purpurea “Eleyii” (Süs elması) ise, gerek taç yapısı gerekse yaprak ve çiçekleri ile alana görsel zenginlik katar. Cupressocyparis leylandii (Leylandi) bitkisi, budanabilmesi ve şekil verilip estetik bir görünüş elde edilebilmesi açısından tercih edilerek oluşturulan yeşil çit, meydan ve otel arasında sınır etkisi yaratır. Yeşil çit ile otel arasında, yeşil alanı ve sert zeminleri dengelemesi açısından alan kullanıcılarına hitaben rekreatif faaliyetler esnasında etrafa yayacağı ıhlamur çiçeği kokusu nedeniyle Tilia tomentosa (Ihlamur) kullanılır.
Meydan genelinde, yaz aylarının aşırı sıcak ve kurak koşulları dikkate alınarak düşük su ihtiyacına sahip bitki taksonları ve sulama sistemi tercih edilir. Dengeli dağıtılan yeşil alanlar ile yaz aylarında meydanı ziyaret eden kullanıcıların daha serin bir ortamda rekreatif faaliyet yapabilmeleri, toprak yüzeyinde meydana gelen evaporasyonun azaltılarak minimumda tutulması ve su tüketiminin düşürülmesi sağlanır. Meydan içerisinde kurgulanan havuz yağmur suyu toplama sistemiyle entegre düşünülür ve sulama amaçlı kullanılır. Yaprak döken bitki taksonları kullanımıyla da yapıların kışın güneş ışınlarından faydalanması amaçlanır.
Şanlıurfa Kızılay Meydanı ve Kentsel Tasarım Fikir Yarışması
Şanlıurfa Kızılay Meydanı ve Kentsel Tasarım Fikir Yarışması’nda Dereceye Girenler Belirlendi