MİMARİ AÇIKLAMA RAPORU
Bir toplumsal iş bölümü nesnesi olarak bilgiyi ders-lik-te alır, “diğerlerinin” farkına ders arasında varırız. Başka bedenleri, toplumsallaşmayı, düşlemeyi, düşleri örgütlemeyi, çatışmayı, uzlaşmayı, en mahrem uçlarımıza diğerleri aracılığıyla ulaşmayı, sevmeyi, sevgiyi aktarmayı, zaafları, hırsları kısaca; insana dair olanı ve insan olmayı ders arasında “öğreniriz”. Ders içinde yoğrulan “akıl”ı, ders arasında insani bir koza ile örmeyi “öğreniriz”. Dersteki bilginin iktidarını, muktedir olmak yönünde araç haline getirmeyi ders arasında “öğreniriz”.
Bu nedenle dersin mekânı (derslik, atölye, laboratuvar) bilginin teknik ve nötr içeriğine sahipken, teneffüsün mekânı (iç boşluk) bize ders-lik-te öğrendiklerimizin toplumsal ve insani olan yönünü gösterecek özel bir mekandır.
Teneffüsün mekânı (atrium, iç bahçe, amfiteatr); akışkan, teatral, içini ve içeriğini kullanıcılarının doldurmasına açık eylemlilik olanağı sunan bir “zemin”dir.
“Ihlamur Avlusu” ile bütünleşen bu “zemin” Maçka parkından akıp gelen kentsel yeşil dokuyla buluşup, yeni yeşil akslar (Maçka Tarihi Silahhane binasının arkasında / kuzeydoğusunda) oluşturmaktadır. Bu süreklilik aynı zamanda çok zeminli bir yapının oluşmasının da anahtarı olmaktadır. Yapı farklı yer ve yönde ve farklı kotlardan girişler alırken bu akışkanlık içindeki sosyal hayatın doğa ve kampüsle olan güçlü ilişkisinin altını çizer.
Öğrenci hayatının önemli bir parçasını oluşturacak bu iç avlu yani “zemin”, çeperinde oluşturulan katlarla da çoğalmakta ve farklı gereksinmelere cevap verecek şekilde örgütlenmektedir; Derslikler ve hoca odaları farklı kat yükseklikleri ile iç avlu çeperini sarar. Böylelikle her mekân, büyüklüğünün gerektirdiği hacme kavuşur. Tasarım, öğrenci ve hoca ilişkilerindeki katı hiyerarşik ilişkiyi reddeder. Bir aradalığı sağlayarak olabildiğince çok karşılaşma ve etkileşime olanak sağlar. İç avlu çeperindeki düşünülen nişler de öğrenciler için alternatif çalışma ve buluşma alanlarını çoğaltır.
Tasarım, dolaşımda belirgin, basit bir plan çözümü sunarken, aynı zamanda özellikle sosyal yaşantıda oldukça zengin bir çeşitlilik yaratmaktadır. Olabildiğince çok karşılaşma ve etkileşime olanak sağlayacak; nişler, açık ve kapalı açık amfiler, etkinlik çayırı- yeşil amfi gibi mekânsal önerilerle bu tasarım en önemli tavrını ortaya koyar.
Tasarım plan kurgusundaki yalın ve sakin tavrını cephe oluşumu sürecinde de sürdürmektedir. Tarihi binaya saygılı bir mesafede kendi söylemini güçlü bir şekilde kurmaktadır. Programın gerektirdiği kütleselliğin tüm cephelerde tutarlı bir şekilde sürdürülmesi çevre dokuyla da uyumlu bir bütünlüğe götürmektedir.