PROJE RAPORU
Kentin Değişen Süreçlerini Kentliyle Tasarlamak
Kentsel mekân değişkenliğini kullanıcısından alır, alanların karakterini oluşturan atanan fonksiyonlar değil kentlinin bu alanda hangi eylemleri gerçekleştirdiğidir. Eylemler halden hale geçerken eylemlerin gerçekleştirildiği mekanlar da dönüşüme uğrar. Bu nedenle tasarımcı kent üzerine düşünürken hangi hallere hangi stratejilerle hangi mekânsal donatıları önereceğini öngörmekten sorumludur. Eskiz üzerinde kalem oynatırken kentli onun görünmez ortağıdır, inşa edilen yapılı çevreyi kullanımıyla değişip dönüştüren yine kentlinin ta kendisidir. Bizler de Kadıköy Meydanı’nı tasarlarken hem meydanın hem de kentlinin her halini düşünerek yola çıktık. Kentin fiziksel dokusuna eklediğimiz mekanları esnek kılıp kentlinin dönüştürme potansiyelini göz önünde bulundurduk. Tasarım dahilinde eklenen yapılı çevre elemanları Kadıköy ve Kadıköylü hallerinin çeşitli senaryolarına sahne olmak için kentliyi bekler.
2020 yılının Eylül ayından Kadıköy sahiline baktığımızda bizi bir kimlik karmaşası karşılar. Kadıköy’ün denizle buluştuğu bu alan Yeldeğirmeni, Kadıköy Çarşı ve Moda gibi yoğun kültürel birikime sahip yerleşimlerle çevrelenmiş bir kent parçasıdır. Kadıköy’ü oluşturan bu yerleşimler geçmişten gelen çeşitlilik ve aidiyet kültürü ile konuksever bir ev sahibi gibi betimlenebilir. Haydarpaşa Garı ile başlayıp İSKİ Arıtma Tesisi ile sonlanan yay tüm bu yerleşimlere dokunmasına, onlara açılan bir kapı olmasına rağmen günümüzde buradaki kültürel hareketliliğe sırtını dönmüş durumdadır. Kadıköy Meydanı mevcut durumda ulaşım fonksiyonunun baskınlığı altında başka bir fonksiyona yer açamayacak kadar yoğun bir kentli hareketliliğinin içinde birbirinden kopuk parçalara bölünmüş haldedir. Proje alanında yer alan anıt niteliğindeki yapıların bu karmaşa içinde neredeyse görünmez hale geldiği söylenebilir. Tarihsel ya da kültürel sürdürülebilirliğin okunmadığı Kadıköy sahilinde çevresel sürdürülebilirliğe dair izler bulmak da günümüzde neredeyse imkânsızdır. Var olan karmaşayı çözümlemek ve sahil şeridine Kadıköy karakterini oluşturan unsurları akıtarak Sahil’i Kadıköy ile, Kadıköylü ile ve İstanbullu ile tanıştırmak için elimizde yeşil, ulaşım ve kültür olmak üzere üç müdahale anahtarı vardır.
Sahil bandının giderek yabancılaşıp Kadıköy’ün geri kalanından kopma halinde olduğu bu süreçte yeşil, ulaşım ve kültür başlıkları üzerinden alandaki problem ve potansiyellere gerekli tanıları koyarak bir iyileşme halinin başlamasını öngörüyoruz. Proje ekibi olarak yarışma aracılığıyla Kadıköy sahil hattını yakın bir gelecekte bütüncül bir meydan olarak kentliyle buluşturma görevini üstleniyoruz. Bu amaçla alanı önce kendimiz tanıyor ve onu herkese tanıdık gelecek bir hale dönüştürmeyi hedefliyoruz.
Mevcut Kadıköy Meydanı Anadolu Yakası’nın pek çok anlamda merkezi niteliğindeki Kadıköy yerleşiminin sahip olduğu kültürel birikimi yansıtmaktan uzaktır. Halbuki Kadıköy Meydanı sahip olduğu tarihsel ve kültürel değerler içerisinde bize Kadıköy’ün ipuçlarını vermeli, Kadıköy’ün giriş kapısı olmalı, Kadıköy’e geldiğimizi hissettiren semtin tanıdık yüzü haline gelmelidir. Halihazırda kentlinin sadece farklı ulaşım araçları arasında hareket ederken geçip gittiği bu alanda kentlinin durmasını ve çevresini keşfetmesini sağlamak, alandaki tanımsızlığı ortadan kaldırıp meydanı bütüncül hale getirmek için ilk adım olarak görülebilir. Kentli kullanıcı burada var olmaya başladığında alana katacağı karakter meydanın sahip olması gereken tanıdık Kadıköy kent kimliğinin burada kendiliğinden doğmasını sağlayacaktır.
Proje kapsamında öngörülen iyileşme hali meydanın kuzey ve güney sınırlarındaki Harem ve Moda’dan gelen yeşil bandın kıyı boyunca devam ederek birleşmesiyle başlar. Ulaşımda getirilen yeşil çözümlerle meydanın baskın aktörü artık araçlar değil insanlardır. Yeşil alanlar kentliyi bir araya getirirken kültür için de eksik olan alan açılmış olur.
Meydanı oluşturan sahil yayı fiziki ve karakteristik olarak farklılaşan beş bölgeden oluşur, proje önerisinde meydanın genişleyen iki ucu ve ortası kültür ve üretim odakları haline gelirken Rıhtım ve İskele bu üç alanı birbirine bağlayan yeşil kollara dönüşür.
Önerilen yeni Kadıköy Meydanı’nın tasarım süreci ölçeklerarası gelgitlerle oluşmuştur. Bu geçişler türlü kent ve kentli hallerini günlük hayat senaryoları içinde hayal ederek üretilir. Böylelikle meydana daha yakından bakarak farklı hallerin biraradalığına şahitlik ederiz. Bu hallerden biri de hatırlama halidir. Mevcut durumda fiziksel ve sosyal dokuda kaybolan geçmişin izleri tarihi referanslar üzerinden tasarım girdisine dönüşerek hafıza mekanları yaratır, somut ve somut olmayan kültürel miras öğeleri meydanda görünürlük kazanır.
Suyla buluşma hali yeni meydanın elverdiği bir diğer haldir, kentli artık kara ve su kesişiminde her noktada denizle engelsiz buluşabilir. Bu buluşmadaki deneyimi çeşitlendirmek için kıyı hattını boylu boyunca kat eden ahşap yaya aksı genişleyerek, daralarak ve katlanarak şekil değiştirir.
Yenilenen Kadıköy Meydanı’ndaki iyileşme halini daim kılmak için geleceğe yönelik kılavuzlar belirlemek gerekir. Yeşil, ulaşım ve kültür başlıkları birlikte düşünülerek atılan adımlar alanda tarihsel, kültürel, sosyal, ekonomik ve çevresel sürdürülebilirliği sağlamak için iyi bir altlık oluşturur. Bu başlıklar altında etaplamalar öngörülerek meydan için sürdürülebilir bir gelecek rehberi oluşturulur. Artık meydan Kadıköy’ün her haline ev sahipliği yapacak kadar genişlemiş, değişmiş ve dönüşmüştür.
Kadıköy Meydanı’na İstanbul çerçevesi içinde baktığımızda Harem’den ve Moda’dan gelmekte olan yeşil sahil bandının burada koptuğunu görürüz. Alandaki birincil problem yeşil alan eksikliği sebebiyle oluşan ısı adalarıdır. Isı adalarının oluşmasının bir diğer sebebi ise meydanın toplu taşıma durakları sebebiyle özellikle de motorlu araçlar tarafından işgal edilmiş oluşudur. Mevcut durumda Kadıköy Meydanı otobüs, minibüs, feribot, vapur, motor, tramvay ve metro olmak üzere yedi farklı toplu taşıma sisteminin bir araya geldiği, düğümlendiği, birbirine karıştığı ve açıldığı bir merkez olarak çalışır. Bunlara ek olarak sosyal ve kültürel donatının yetersizliği de alanı kentlinin vakit geçirmek istemeyeceği kaotik bir atmosfer yaratır. Mevcut durumun yarattığı sorunları çözmek için üç adım tanımlanmıştır:
Ulaşımın Yeşil Hali
Mevcut Trafik Yükünün Hafifletilmesi
Trafik yoğunluğunu azaltmak için öncelikle alana ulaşan bütün toplu taşıma ağları incelenmiştir. Meydanın ulaşım fonksiyonu yükünü hafifletmek ve ısı adalarının oluşumuna karşı motorlu araç trafiğini azaltmak için alınan başlıca karar otobüs ve minibüs duraklarını kaldırmaktır. Söğütlüçeşme’de halihazırda kesişen metro ve Marmaray hatlarıyla bir araya gelmesi için Eski Salı Pazarı’nın oluşturduğu açık alan otobüs ve minibüslerin yeni durağı olarak belirlenir. Tıbbiye Caddesi’nden gelen yoğun trafik Behiç Bey Caddesi’ne yönlendirilerek Söğütlüçeşme’deki yeni ulaşım merkezine aktarılır. Buradaki merkezin Kadıköy Meydanı ile bağlantısını sağlayan Ayrılık Çeşmesi ve Söğütlüçeşme hatlarından geçen bir tramvay ringi önerilir.
Yol Yavaşlatma Stratejisi ve Yayalaştırma
Otobüs ve minibüs duraklarının Söğütlüçeşme’ye taşınması sayesinde Rıhtım Caddesi’ndeki araç yoğunluğunun hafiflemesiyle beraber yol yavaşlatma stratejisi olarak şerit sayısı azaltılır. Zemin malzemesinin değişimi de yavaşlatma stratejisini destekler, artık yaya geçişlerinde taşıt yolu ve yaya yolu da hemzemin hale gelmiştir. Azalan trafik yükü sayesinde Albay Faik Sözdener Caddesi’ni yayalaştırma imkânı doğar, böylelikle Çarşı dokusu engelsiz bir kentsel bahçeye kavuşur. Bu alana cephe veren ticari donatılar meydana kavuşur, karşılıklı olarak birbirini besler. Rıhtım Caddesi hafifletilmiş trafiğe hizmet verirken yapı adaları ve deniz arasında kalan açık alanı dengeli iki parçaya bölmüş olur.
Yeşil Çözümler
Kadıköy Meydanı’nda iklimsel dengeyi sağlamak ve sürdürmek için ulaşım başlığında temel iki amaç bireysel araç kullanımını azaltmak ve toplu taşıma kullanımını artırmaktır. Deniz ulaşımı ve raylı sistemlerin entegre çalışmasıyla meydan çevresinde motorlu araç trafiği minimuma indirilir, umutlu bir gelecek senaryosunda otobüs ve minibüslere hiç ihtiyaç kalmayacağı öngörülebilir. Metro ve tramvay hatları arttıkça minibüs ve dolmuşlar gerekliliğini giderek kaybedecektir. Üsküdar ve Kadıköy arasında yapılması öngörülen hafif raylı sistem yumuşak zeminli bir hat üzerinde hareket ederek hem çevre dostu hem de daha hızlı bir ulaşım sağlar. Tramvaya paralel olarak Üsküdar’dan gelen bisiklet yolu da meydan içerisinde farklı rotalar izleyerek Moda’dan gelen bisiklet yolu ile İnciburnu’nda birleşir. Bu aşamaların gerçekleştiği bir gelecekte bireysel araç kullanımı minimuma inecektir, öneride İnciburnu’daki İspark dışında mevcut araç park yerlerinde değişiklik yapılmamıştır. İskelepark Çayırı altında çözülen otoparka ek olarak cep otoparkları önerilmiştir. Buna ek olarak, motor iskeleleri kaldırılır, artık motorlar da uygun günlük düzenlemeyle vapur iskelelerini kullanır.
Etbalık
Haydarpaşa Garı ve çevresi halihazırda dönüşüme hazır bir endüstri mirasıdır. Yeldeğirmeni’nde yaşayan genç nüfus için bir üretim ve kültür odağı haline gelecek alanın katalizör yapısı yeniden işlevlendirilen Et Balık Kurumu, yeni adıyla Etbalık’tır. Yoğun bir etkinlik takvimine sahip bu hareketli yapı gece gündüz farklı aktivitelere ev sahipliği yaparken etrafını saran gar, arkeopark, koy, spor ve sanat tesisleri de bu hareketliliğin bir parçası olur. Kazı alanındaki iki TCDD Yapısı Haydarpaşa Arkeopark’ın ziyaretçi merkezi ve araştırma merkezi olarak dönüştürülür, kalıntıların üzerine yerleşen ziyaretçi rotası çeşitlenen sunuş ve yorumlama biçimleriyle keyifli bir ziyaret deneyimi sunar.
Rıhtım
Yeldeğirmeni’nden inen sokakları karşılayan Rıhtım kentte sükunet halini sağlar, yoğun araç trafiği sebebiyle denizle ilişkisi kesilen sokaklar artık hafifleştirilmiş trafik ve yaya aksının sürekliliği sayesinde suya kavuşur. Haydarpaşa Koyu’ndan başlayan ahşap yaya aksı burada karadan biraz uzaklaşır, yeşil ve deniz arada bir kesişim elemanı olmadan bir araya gelir. Rıhtımpark yeşil bir kent meydanıdır, bir dinlenme alanıdır, içinde farklı duyulara hitap eden yarı açık deneyim mekanları yer alır. Su elemanları, patikalar ve bisiklet yolu alanın içinde serbestçe dolaşır, açık alanda her yere sabit fonksiyonlar atanmış değildir, her kentli buradaki çeşitliliğin içinde kendine ait sakin bir rota yaratabilir.
Haldun Taner
Çarşı, Rıhtım, Yeldeğirmeni ve İskele kesişiminin düğüm noktası olan Haldun Taner Meydanı artık bir geçiş alanı olmanın ötesinde meydan niteliğine kavuşur. Meydanın simge yapısı Haldun Taner Binası özgün plan şeması ve değişen fonksiyonuyla artık meydanla iç içedir, Çarşı’dan gelenleri içinden geçirerek denize ulaştırır. Eminönü Karaköy İskelesi’nin sebep olduğu yoğunluk meydanı hareketlendirir, ancak artık meydandaki baskın fonksiyon ulaşım değildir. Avlusunda yer alan Performans Alanı günün her saati kalabalıktır, değişken zemini kullanımları çeşitlendirir. Serasker Caddesi’nin İskele Cami çevresinden meydana açılması da Çarşı ve meydan ilişkisini kuvvetlendirir.
İskele
Haldun Taner Meydanı ve İnciburnu arasında kalan bu alanda üst ölçek ulaşım kararları sayesinde Rıhtım Caddesi’nin trafik yükü hafifler. 1938 Pervititch haritalarında görülen İskele Caddesi aksı canlandırılarak kent dokusu ve deniz arasında Haldun Taner ve Serasker açılımından sonra bir yeni aks daha eklenir. Maliye Binası içinde Çocuk Kütüphanesi barındıran bir ortak çalışma alanına dönmüştür. Bu iki yapının çevresinde alanı bir Açık Kütüphane’ye çeviren kent mobilyaları bulunur. Halihazırda Konservatuar’ın yanında neredeyse görünmez olan Öğretmen Atatürk heykeli TESAK’ın yanına yerleşerek etki alanını artırır.
İnciburnu
İnciburnu baskın kullanıcısı çocuklar ve gençler olan bir kültür ve üretim odağıdır. Peyzaj burada üretim amaçlı kullanılır, meyve ağaçları büyütülür, bu bölgenin bir diğer ismi de İnciburnu Gıda Ormanı’dır. Arıtma Tesisi’nin yarattığı koku ve gürültüyü engellemek için de aromatik ağaç ve çalılardan oluşan bir tampon bölge yaratılır, karakol da buraya taşınır. Bu ormanın içinde yer alan Forum, meydandan bu alana yürüyen kentlileri toplayıp yüz yüze getirir. Ormanın içinde çocuk oyun alanları dağınık düzen yer alır. Mevcutta bu bölgede sıklıkla gördüğümüz patenci ve kaykaycılar için de parkurlar bulunur.
Proje sınırında belirlenmiş olan kentsel akupunktur noktaları kente tekrar edilebilir tasarım örnekleri sunacaktır. Bu örneklerin sıçrayarak yayılma göstermesi ve tekrar edildikleri yerlerde de çevresini dönüştürmesi beklenir. Kentsel akupunktur alanları planlar üzerinde işlenmiştir. Kıyıda köşede kalmış bir çeşmenin ortaya çıkarılması, meydandan başlayıp sokaklara yayılan peyzaj düzenlemeleri, Çarşı dokusu içindeki küçük meydanlarda cephe düzenlemeleri akupunktur müdahalelerine örnektir.
AKUPUNKTUR 1: KADIKÖY’ÜN ÇEŞMELERİ
Çeşmenin İskele Sokak’ın bitiminde bir parkın içinde bulunur, anıt yapının bir açık alan elemanı olması olumludur, bu durumun halihazırda Kadıköy’de görünürlüğünü yitirmiş Osman Ağa Çeşmesi gibi diğer çeşmeler için de kurgulanması önerilir. İskele Sokak sonundaki park Etbalık’ın da Yeldeğirmeni tarafından girişi kabul edilebildiği için bu parktaki zemin malzemesi de meydandaki yaya akslarıyla aynıdır.
AKUPUNKTUR 2: YEŞİL AVLULAR VE YEŞİL OTOPARKLAR
Yeldeğirmeni’nden denize inen sokakların oluşturduğu yapı adaları iç avlulu bir tipoloji sergiler, bu avluların bir kısmı halihazırda yeşil alandır ancak otopark, vb. fonksiyonlar sebebiyle sert zeminli olanlar da vardır. Rıhtım Caddesi’ne cephe veren Nemlizade ve Uzun Hafız Sokak arasında kalan yapı adası da bu karakterdedir. Otopark fonksiyonu sürse de bu avluların daha yeşillendirilmesi için burada bir düzenleme yapılacak ve diğer avlulu adalarda da tekrar edilecek yerleşimin tamamına yayılacaktır.
AKUPUNKTUR 3: SOKAĞIN YEŞİL HALİ: SARMAŞIK
Proje alanı ve çevresinde yer yer görülen sarmaşıklar sokak peyzajını büyük ölçüde değiştirir. Recaizade sokağın girişinde halihazırda doğal bir üst örtü olarak sokak kesidinde bulunan sarmaşık diğer dar sokaklarda da tekrar edilebilir bir örnek sunar. Buna ek olarak sokağın uzantısı olarak Rıhtımpark’ına devam eden yaya aksı üzerinde de uygulanıp meydana sirayet etmesi sağlanabilir.
AKUPUNKTUR 4: YEŞİL TİCARET AKSLARI
Yeldeğirmeni’nden Rıhtım’a inen sokakların neredeyse hepsi zemin katta ticaret fonksiyonuna sahiptir. Çarşı’ya yaklaşan Başçavuş Sokak diğer sokaklara nazaran daha geniş ve Haldun Taner Meydanı’yla daha ilişkilidir, bu sebeple bu sokağın meydanla ilişkili biçimde daha zengin bir peyzaja sahip olması önerilir ve bunun diğer ticari akslara da sıçraması beklenir.
AKUPUNKTUR 5: ÇARŞI MEYDANI
Söğütlüçeşme Caddesi başında Osmanağa Camisi ve Çarşı Hamamı ile çevrilen alan mevcutta daha çok otobüs duraklarına hizmet etse de aslında Çarşı’nın Söğütlüçeşme’ye bakan,cami ve hamam tarafından tanımlanan bir meydandır. Burada bulunan kent mobilyalarına ek olarak Kadıköy Meydanı için öneriler mobilyaların benzerleri burada da yapılacaktır.
AKUPUNKTUR 6 & 7: ÇARŞI MEYDANLARI – EFİMİA & TAKAVOR MEYDANI
Mühürdar Caddesi üzerinde bulunan Çarşı meydanları hem plan izleriyle hem de meydanı tanımlayan anıt yapılarıyla Çarşı’nın gözde noktalarıdır. Mevcutta meydanları tanımlayan cephelerin ilişkisi ve okunurluğu zayıftır, bu alanda cephe düzenlemeleri yapılması önerilir, cepheleri kaplayan gereksiz elemanların sıyrılıp sadeleştirilmesi yeterli olacaktır. Buna ek olarak iki meydanda yer alan anıt niteliğindeki Ayia Efimia Rum Ortodoks Kilisesi ve Surp Takavor Ermeni Kilisesi Kadıköy’ün geçmişinden gelen çokkültürlülüğün iki önemli yapısı ve meydanın simgeleridir. Çarşı meydanları artık bu yapıların isimleriyle anılmalıdır. Benzer şekilde Kadıköy genelinde çokkültürlülüğün simgesi olan yapıların isimleri çevrelerindeki sokak ve meydanlara yayılararak görünürlük ve bilinirliklerini artıracaktır.
AKUPUNKTUR 8: KADIKÖY’ÜN PASAJLARI
Çarşı genelinde pek çok noktada görülen pasajlar hem alışveriş kültürünün hem de sokak kotunda yarattıkları geçişlerle kentin vazgeçilmez unsurlarıdır. Bu pasajlardan en çok bilineni Akmar Pasajı yakın geçmişte Kadıköy’ün müzik kültürünün kalbi olarak tanımlanabilir. Erişimin günümüzdeki kadar yoğun ve kolay olmadığı 90larda Akmar Pasajı pek çok Kadıköy’lü için evrensel müzik güncellemelerine ulaştıkları bir kamusal alan ve hatta bir kültür yapısıdır. Bu nedenle Akmar Pasajı’nın ve diğer pasajların giriş ve çıkışlarını daha belirgin hale getirmek sokaktaki hayatı olumlu yönde etkileyecektir. Akmar Pasajı’nın özellikle Neşet Ömer Sokak çıkışının daha okunur olması bu sokağı daha hareketli hale getirecektir.
Meydanın Odağına Yakından Bakmak: Haldun Taner Binası
İnşa edildiği günden bu yana meydanla barışamayan hal binası artık Kadıköy Meydanı’nın odak yapısı halindedir. Özgün plan şeması göz önünde bulundurularak simetri aksındaki boşluk açılmış, Çarşı’dan gelen kentlileri denize kavuşturan bir geçişe dönmüştür. İç avlusuna yerleştirilen kütlenin kalkmasıyla burada açılan hacim bir performans alanı olarak kullanılır. Bodrum katına yerleştirilen hareketli sistemle döngüsel mekan kullanımı sağlanır. Buradaki zemini oluşturan yüzeyler farklı kullanımlara olanak sağlar. Orta akstan geçişin yoğun olduğu saatlerde yapının kollarına yakın iki mini amfi yaratırken akşam saatlerinde tek bir sahne haline gelebilir. Performans olmadığı zamanlarda da döşeme platformları çeşitli düzenlerle oturma birimlerine dönüşebilir. Haldun Taner sahnesi artık herkesin sahnesine dönüşmüştür, açık bir performans alanı olarak meydanın gündelik akışı içinde tüm kentlilerin gördüğü, duyduğu, durduğu ve izlediği bir alandır.
Denize bakan tek katlı koluna yerleşen Kent Hafızası Sergisi Kadıköy’ün kent ve mahalle kültürüne dair kalıcı ve geçici ögeler sergiler, geçmişten günümüze Kadıköy’ün hallerini anlatır. Bir yandan da katılımcı elemanlar barındırarak gündelik hayat koşturmacası içinde olan insanları sergiye çeker, herkesin kendi Kadıköy’ünü anlatması için alan açarak bir hafıza mekanına dönüşür.
Yapının ön ve yan cephelerinde kemerli açıklıklar devam ederken Çarşı’ya bakan cephesinde özgün cephe düzeninde olduğu gibi avluya bakan düz atkılı açıklıklar yer alır. Yapının iki katlı kollarının zemin katları meydanı meydan yapan bütün birimlerin içine yerleştiği pasajlara dönüşmüştür, her cepheden girilip çıkabilir. Bu pasajlarda yer alan çaycılar, çiçekçiler, ayakkabı boyacıları ve diğer esnafların masa ve tezgahları yapı izinin dışına taşarak çevresini hareketlendirir.
Yapının denize bakan köşelerinde İBB Beyaz Masa ve Kadıköy Meydan Derneği’nin açık ofisler bulunur. İBB Beyaz Masa yapıda halihazırda yer almaktadır ve almaya devam etmelidir. Kadıköy Meydan Derneği ise sürdürülebilirlik ve katılımcılığı artırmak için meydanda yer alması önerilen sivil toplum kuruluşudur. Kadıköy’deki cemiyet kültürünün günümüzdeki bir yansıması olarak da düşünülebilir. Kadıköy Meydan Derneği meydanın hem bakım ve kontrolünden hem de meydanda gerçekleşecek etkinliklerinin organizasyonundan sorumlu, belediyeyle sıkı bağlar kurarak çalışan bir birimdir.
İki koldaki üst katlar ise Haldun Taner Kitaplığı’na dönüşmüştür. Burada aynı zamanda IBB Beyaz Masa ve Kadıköy Meydan Derneği’nin kullandığı toplantı odaları mevcuttur. Bu odalar dışında mekân açık plan düzeninde ortak çalışma alanıdır.
Çok fonksiyonlu bir merkeze dönüşen yapı bugüne kadar süregelen atıllığı ve görünmezliğinin acısını çıkarırcasına türlü işlev ve kullanıcıyla her daim dolup taşar.
Sürdürülebilir Bir Kadıköy Meydanı İçin Gelecek Rehberi
Yeni Kadıköy Meydanı’ndaki iyileşme halini daim kılmak için geleceğe yönelik kılavuzlar belirlemek gerekir. Yeşil, ulaşım ve kültür başlıkları birlikte düşünülerek proje kapsamında atılan adımlar alanda tarihsel, kültürel, sosyal, ekonomik ve çevresel sürdürülebilirliği sağlamak için iyi bir altlık oluşturur. Bu altlık üzerinden sürdürülebilirliğin nasıl sağlanacağı konusunda açılımlar yapmak için bir rehber oluşturulmuştur.
Bu rehber aynı zamanda Birleşmiş Milletler’in 2030 yılı için belirlemiş olduğu Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları ile paraleldir, böylece evrensel bir ağın parçası olarak görülebilir. Amaçlar incelendiğinde proje alanımızla birinci dereceden ilişkili olan 11. amacın sürdürülebilir şehir ve toplulukları vurguladığı görülür:
“Şehirleri ve insan yerleşimlerini kapsayıcı, güvenli, dayanıklı ve sürdürülebilir kılmak”
Amacın açılımlarında 2030’a kadar bütün ülkelerde kapsayıcı ve sürdürülebilir kentleşmenin geliştirilmesi ve katılımcı, entegre sürdürülebilir insan yerleşimlerinin planlanması ve yönetilmesi için kapasitenin güçlendirilmesi gerekliliğinden bahsedilir. Bunu sağlayabilmek için Kadıköy Meydanı özelinde ulaşım, yeşil ve kültür başlıkları yeniden düşünülerek uygun gelecek vizyonu çizilir. İklim krizine karşı dirençli kentler yaratabilmek için Kadıköy Meydanı’nda yapılacak peyzaj etaplaması aşağıda detaylandırılmıştır, etaplar incelenerek ekolojik rejenerasyonun nasıl sağlanacağı görülebilir.
Proje kurgusunda meydanda yeni bir yapı önerilmemiştir. Var olan yapılar ve fonksiyonları incelenerek âtıl olanlar için bağlamına uygun yeniden işlevlendirmeler yapılır. Çevresel sürdürülebilirlik çerçevesi içinde “en yeşil binanın halihazırda var olan binadır (“The greenest building is the one that is already built”) yaklaşımı üzerinden yeni bina ihtiyacı sorgulanarak var olanların işlevlendirilmesinin yeterli olduğu görülmüştür.
Kentsel mekan değişkenliğini kullanıcısından alır, alanların karakterini oluşturan atanan fonksiyonlar değil kentlinin bu alanda hangi eylemleri gerçekleştirdiğidir. Eylemler halden hale geçerken eylemlerin gerçekleştirildiği mekanlar da dönüşüme uğrar. Bu dönüşümün avantajları kullanılarak proje alanında pek çok bölgede döngüsel mekân kullanımı önerilir. Haldun Taner Performans Alanı’nın hareketli sahnesi, Etbalık’ın önündeki açık etkinlik alanı, İskelepark Çayırı bu mekanlardan birkaçıdır.
SÜREÇİ TASARLAMAK İÇİN ETAPLAMA
Sürdürülebilirliği oluşturmak için proje aşamasında türlü başlıklarda etaplamalara gidilmiştir. Bu etaplar özellikle ulaşım ve peyzak başlıklarında aşağıda ayrıntılı şekilde açıklanır, ancak bütünde baktığımızda sıralaması şöyle olacaktır:
Proje sınırında belirlenmiş olan kentsel akupunktur noktaları kente tekrar edilebilir tasarım örnekleri sunacaktır. Bu örneklerin sıçrayarak yayılma göstermesi ve tekrar edildikleri yerlerde de çevresini dönüştürmesi beklenir. Kentsel akupunktur alanları planlar üzerinde işlenmiştir. Kıyıda köşede kalmış bir çeşmenin ortaya çıkarılması, meydandan başlayıp sokaklara yayılan peyzaj düzenlemeleri, Çarşı dokusu içindeki küçük meydanlarda cephe düzenlemeleri akupunktur müdahalelerine örnektir.
Kentsel akupunktur için tohumlar atılırken bir yandan peyzaj iyileştirmesi için alana gerçek tohumlar atmaya da başlarız. Bunun için önce meydan boyu devam eden bütün beton dolgular aşamalı olarak kırılır, bu dolgular alanda uzaklaşmadan Haydarpaşa Koyu’ndaki yeşil adaların oluşması için kullanılır. Dolgu kesiti iyileştirildikten sonra artık ekolojik rejenerasyon için hazırdır. Burada yapılacak peyzaj müdahalesi için türler belirlenmiştir ancak oluşacak yeşil alan ehlileştirilmiş ve daimî kontrol altında bir alan değildir. Aksine türlerin birbirinin çeşitlenmesine sebep olduğu ve doğal gelişimine bırakıldığı bir alandır, planlama anlamında peyzaja yapılan müdahaleler iyileşmenin startını vermek içindir, etaplamaya uygun türler belirli evlerde eklenir.
YEŞİL ULAŞIM KARARLARI VE ETAPLAMASI
Toplu taşıma araçları için yapılan düzenlemeyle birlikte mevcut trafik yükü hafiflediği için alandaki yollar daraltılır ve yavaşlatılır. Deniz ulaşımı ve raylı sistem entegre bir şekilde çalışarak motorlu taşıtlara olan ihtiyacın giderek azalmasını sağlar. Metrobüs ve Marmaray’a ek olarak otobüs ve minibüs duraklarının da Söğütlüçeşme’ye taşınmasıyla yeni ulaşım merkezi bu alanda yer alır. Söğütlüçeşme Transfer Merkezi ile Kadıköy Meydanı arasındaki bağın bir tramvay ringiyle sağlanacağı önerilir. Üsküdar ve Kadıköy arasında kurulacak hafif raylı sistem de yeşil bir rota üzerinde seyreder.
YEŞİLİN BİNBİR HALİ: PEYZAJ ETAPLAMASI VE YEŞİL ADALAR
Proje alanındaki ekolojik rejenerasyon için etaplamalar halinde dikilecek bitki türleri belirlenmiştir. Peyzajda göz önünde bulundurulması gereken bir alan da Haydarpaşa Koyu’nda şekillenen ve mevcutta var olmayan Yeşil Adalar’dır. Formlarını kıyıdan alırlar, ona paralel hareket ederek kıyı boyunca yayılır. Bu adalar halihazırda alanda mevcut olan bütün sert yüzeylerin ve kaldırılacak yapıların molozlarının yeniden yorumlanması ile oluşacaktır. Adalar Kadıköy rıhtımının ve İstanbul’daki tüm dolgu alanlarının yıllar içerisinde ihtiyaçlar üzerinden büyüyüp denizi kaplamasına karşı yoktan var olarak bu çağın içinden bir söylem oluşturuyor. Adalar bütünü aktörü insan olmayan, tamamen doğaya bırakılmış ekolojik sığınma evidir, ekolojik sürdürülebilirliği simgelerler. Malzemesi geçirimsiz dolgu alanlar olan ada 17. İstanbul Bienali’nin Yedinci Kıta vurgusu ve Beste Kopuz’un Kazıklıköy isimli işi gibi insanın doğaya ve denize yaptığı hırçın müdahaleleri eleştiren önermelerin gerçek hayatta bir karşılığı gibi de yorumlanabilir.
Bu adalarda doğal süksesyonun başlaması için gerekli süreç tasarım kurgusu içerisinde etaplanır. Bu etaplamaya göre adaların tesis edilmesinden ilk beş yıla kadar otsu türlerin hydroseeding tekniği ile alanla tanıştırılması ayrıca tohumların da toprak boşluklara yerleştirilmesi tamamlanır. Bu ilk evrede ekosistemin öncü bitkilerinden Cistus’lar da adadaki geri dönüştürülen materyalin ve toprak dolgu alanların içerisine yerleştirilir. İkinci etap uygulamadan sonraki 5-10 yıla denk gelmektedir. 5 yılın sonunda adada otsu türler stabil hale gelip tohumla araziye ekilen ağaç ve çalılar fide boyutunu geçmişlerdir. Bulundukları yere doğal süreçlerle adapte olup dayanıklılıklarını ispatlamış bu bitki paletine artık çam türü kozalaklı bitkileri ekleme zamanı gelmiştir. İkinci etapta eklenen yeni türler sayesinde bitkisel çeşitliliğin ve olgunluğun artmaya başladığı bir dönemdir.
Üçüncü etap bunu takip eden 10-20 yıllık periyoda denk gelmektedir. Bu etapta bu zamana kadar oluşmuş flora ve fauna artık karakteristiklerini ortaya koymaktadır. Adadaki bitki varlığının silüet anlamındaki etkisi iyice güçlenmiştir. Artık daha dirençli bir habitattır. Bununla beraber adadaki fauna gelişimini sürdürmektedir. Bütün ekosistem kendini çeviren ve karbonu absorbe eden bir canlı filtre olarak çalışmaktadır. En son etapta ise bir zamanların yığıntı molozu artık üzerindeki biyolojik her tür varlıkla simbiyotik bir ilişkidedir, gerek su gerekse kara canlılarının yaşamsal faaliyetlerini gerçekleştirdikleri doğa strüktürleri haline gelmişlerdir.
Peyzajın geçirdiği süreç adaların artık kent hafızası ve ekolojisi anlamında vazgeçilmez unsurlar olmalarını sağlamıştır. Gelecekte de doğal sit alanı olarak tescillenebilecek adalara peyzaj müdahaleleri dışında insan ulaşımı kesinkes yasaktır.
Adalar için ayrıntılı olarak aktarılan süreç alanın tamamı için geçerlidir, peyzaj etaplamasını anlatan şematik kesitte yeni Kadıköy Meydanı’na hangi türlerin hangi aralıklarla ekleneceğini ve alanı nasıl dönüştüreceği ifade edilmiştir.
Buna ek olarak, Yeşil Adalar doğada kenar etkisinin iyi bir örneğidir. Doğada her şey aralarında fark olan iki ortamın kesiştiği ara yüzde, yani kenarlarda gerçekleşir. Tüm olaylar (şekiller, akışlar, canlılar) ortamlar arasındaki sınırda yapılan bir alışveriştir ve semere hep kenarlarda birikir. Adanın da denizle kesiştiği bu yeni sınırda mikro iklim alanları oluşur, insansız adalar türlü canlı çeşitlerinin sığınma evi haline gelir.
İNCİBURNU GIDA ORMANI
“Kendiliğinden bitmiş çimenlerin arasına gel,
meşeler palamutlarla dolu, tatlı kökler sürülmemiş toprağın içinde….”,
Ursula K. LeGuin, Hep Yuvaya Dönmek
Alanın bu bölümünde kentsel bir meydan peyzaj düzenlemesinin insan ve tasarımcı faktörleriyle oluşturduğu düzenlilik kavramı karşısında karşılaştırma yapılabilecek, doğanın da bu düzenlilik kavramına karşı kendi içinde oluşturduğu düzen kavramıyla sürdürülebilirliğini sağladığı sistemlerden ilham alınarak oluşturulan *‘Gıda Ormanı’ tasarımı, farklı kullanıcılar için kent içerisinde sürece yayılan gözlem ve deneyimler sunmayı hedeflemektedir. Bu süreçte alandaki bitki örtüsünün katmanlaşmasıyla birlikte biyoçeşitliliğin gün be gün artması, bölgenin farklı canlı türleri için yaşanabilir hale gelmesi, kullanıcılar için elma ağaçlarından frenk üzümüne kadar farklı katmanlardaki yenilebilir bitkilerle oluşturulan bu düzenleme ‘Gıda Ormanı’ bölgesinin değişimleri, dönüşümleri ve ardıllık örüntüleri ile merak uyandıran bir bölge haline getirecektir. Kent içerisinde gıda üretiminin giderek öneminin anlaşıldığı günümüzde sadece hobi bahçeleri ya da yükseltilmiş sebze yatakları değil bir bütünün içerisinde de bunun yapılabileceğini gösteren bu örnek hem peyzaja katkısı hem de sosyal faydası nedeniyle tasarımda yerini almıştır.
Gıda Ormanı bahçeciliği temelde dokuz katmandan oluşmaktadır. Bir gıda ormanı, temel olarak yer örtücü bitkiler, bodur çalılar ve farklı yükseklikteki ağaçlardan oluşan türlerinin arasına ekilen meyve ağaçlarından oluşur. Monokültür sistemlerde sürekli ilaç ve gübre müdahalesi gerekmekte iken gıda ormanı bahçeciliğinde bitkiler birbirlerini desteklemektedir. Baklagiller toprağı azot yönünden beslerken mantarlar ve böcekler çürümeyi hızlandırarak minerallerin toprağa geri dönmesini sağlamaktadır. Kendinizi etrafınızdaki hemen her şeyin yenebileceği bir ormanda hayal edin. Olgun ve olgunlaşmakta olan meyve ve yemiş ağaçları açık bir çatı oluşturmuş durumda, dikkatli bakıldığında birçok dalda dolgunlaşan meyveleri görülebilmekte –armutlar, elmalar, trabzon/japon hurmaları, cevizler ve kestaneler. Çatıdaki boşlukları dolduran çalılar ise yılın farklı zamanlarında ahududu, yaban mersini, kuşüzümü, fındık ve daha az bilinen meyveler, çiçekler ve yemişler vermekte. Çeşitli yerli kır çiçekleri, yabani yenebilir otlar, şifalı otlar ve çok yıllık sebzeler yerde kalın bir örtü oluşturmuş. Bu bitkilerin çoğunu siz yemek ya da şifa için kullanırken diğerleri yararlı böcekleri, kuşları ve kelebekleri cezbediyor, toprak inşa ediyor ya da sadece ayrık otlarını engellemeye yardım ediyorlar. Orada burada yapraklar arasında meyveleri saran tırmanıcılar -dayanıklı kivi türleri, üzümler ve saat çiçeği meyveleri- ağaçlara, çalılara ya da çardaklara tırmanıyor.. Daha güneşli açıklıklarda kocaman yer elmaları yerfıstığı sarmaşıkları ile birlikte yetişiyor. Bu bitkilerin sarı ve koyu mor çiçekleri gökyüzünün parlak sıcaklığının tadını çıkarırken, kökleri geç hasat ve kış için enerji biriktirerek birbirlerine destek oluyorlar.*
Bu projede gıda ormanı oluştururken “hızlı ardıllık” yöntemiyle tasarlanacaktır. Hızlı ardıllıkta, çok yıllık otsulardan çalılara, genç ağaçlardan ve “zirve ormana” kadar bahçenin her aşaması tasarlanır ve her ardıllık aşamasındaki türler aynı anda ekilir. Burada zirve aşaması tasarlanarak başlanmalı ve geriye doğru adım adım mevcut duruma gelinmelidir. Kısa ömürlü güneş seven bitkiler ilk aşamalara yerleştirilir, bunların etrafına yerleştirilen uzun ömürlü bitkiler sonraki aşamalara bırakılabilir. İlk yıllarda yeteri kadar yer örtücü ve güneş seven bitki ekilir ve uzun ömürlü bitkilerde uygun aralıklarla yerleştirilirse, böyle sıkışık bir ekim uzun yıllar asgari bakım ihtiyacı ile yetişebilir.
*Gıda Ormanı Bahçesi Oluşturmak – Larry Santoyo
ENERJİ KULLANIMI VE AYDINLATMA
Yeni Kadıköy Meydanı’nda enerji kullanımı anlamında sürdürülebilirliği sağlamak için döngüsel mekân kullanımlarını da destekleyen mekân ihtiyacına göre değişken enerji kullanım biçimleri önerilmiştir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Akıllı Şehir Vizyonu’na paralel ele alınan enerji kullanımı belediyenin otomasyon sistemine bağlı bir merkezi kontrol sistemi üzerinden yönetilebilir.
Meydana eklenen durakların üst yapıları küçük istasyonlar olarak kurgulanmıştır, burada kullanıcılara internet erişimi sağlanır, gelecekte bu imkânın bütün kente yayılacağı öngörülür. Bu mekanlar aynı zamanda katılımcılık için küçük merkezlerdir, burada yer alan ekranlar yenilikçi katılımcı etkinliklerin aracı olması için önerilmiştir. Yakın bir gelecekte elektrikli araçların kullanılacağı hesaba katılırsa bu istasyonların araç yoluyla ilişkili olanlarına şarj noktaları da eklenebilir. Üst örtüleri ise fotovoltaik panellerle donatmak için uygundur, böylelikle sağladığı enerjiyi şebekeden almasına gerek kalmayacaktır.
İstenmeyen ışık kirliliğini en az seviyeye indirmek kullanıcıların konforunun ve gece göğünün korunması için büyük önem taşır. Bu sebeple sokak aydınlatmaları bütünüyle alt yarı uzaya yönlendirilerek enerjinin doğru kullanımı sağlanmıştır. Proje görsellerinde takip edilebildiği üzere peyzaj kararlarına uygun aydınlatma elemanları seçilmiştir, bu elemanların gücü ve rengi merkezi kontrol sistemi sayesinde döngüsel mekân kullanımına paralel olarak güç içinde değişkenlik gösterir.
Bitki yoğun yerlerde daha alçak aydınlatma elemanları ağaçların taçlarını geçmemesi için Yeşil Adalar bitki ve hayvanların doğal döngülerini bozmamak adına ışıklandırılmaz. Yakınında yer alan kumsal ve iskele de oldukça az ışıklandırılarak adaların çevreden gelecek ışıktan etkilenmemesini sağlar. Tarihi yapıların cephe detaylarını belirgin hale getirecek aydınlatma biçimleri önerilmiştir. Haldun Taner Binası cephesindeki aydınlatma senaryosunda interaktif bir kurgu öngörülür. Performans alanında yapılacak gösterim ve dinletilerin zamanlamasına paralel olarak cephe ışığı da uyarıcı nitelikte değişkenlik gösterir.
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİN ÖZNESİ OLARAK KENTLİ: KATILIMCILIK
“Kentin değişen süreçlerini kentliyle tasarlamak” ifadesine proje başlığı olarak karar verirken ekip olarak tasarım yaklaşımımızın yatay bir hiyerarşi önerdiğini de ifade etmek istedik. Proje önerisinin sürdürülebilirlik başlığı altında da sürdürülebilirliğin temel öznesinin kullanıcı olduğunu bilerek katılımcılık için öneriler geliştirdik.
Kentsel akupunktur noktaları kentte örnek, tekrar edilebilir, özendirici ve düşük maliyetli tasarım örnekleri sunar. Kamusal alanda yapılan akupunktur örneklerinin uygulamasında da bilfiil kentlinin dahil olduğu bir senaryo tasarım fikirlerinin yayılmasında etkili olacaktır.
Haldun Taner Binası içindeki Kent Hafızası Sergisi kültürel belleği ortak paylaşım alanı olarak kurgulanmıştır. Sergi içinde bulunan kalıcı ve geçici öğeler dışında serginin asıl amacı katılımcı öğeler barındırarak insanları bir araya getirmektir. Burada herkesin kendi Kadıköy’ünü hatırlamasına ve anlatmasına alan açılır.
Alanın sürdürülebilirliği tasarlanırken burada türlü yerel yönetim ve sivil toplum ağlarına dahil olabilecek bir dernek de kurgulanmıştır. Kadıköy Meydan Derneği Kadıköy’ün kökü cemiyet geleneğinin bir uzantısı olarak meydanın odak noktasında yer alan bir sivil toplum kuruluşudur. Açık ofisi Haldun Taner Binası’nın zemin katında yer alır, kentlinin günün her saati uğrayıp iletişime geçebileceği bir yerdir. Belediyeyle de mahalle ölçeğindeki farklı topluluklarla da sıkı bağlar kurar, meydanı canlı kılan etkinlikler düzenler, buna ek olarak alanın organizasyonu ve takibinden de sorumludur.
Dijital Kadıköy mobil uygulamalarıyla da yine kentlinin rahatlıkla dahil olabileceği bir ağ mevcuttur. Hafıza mekanlarına yerleştirilen QR kodlar ile Kadıköy’de geçmişin izleri takip edilebilir. Durakların üst yapısına entegre edilmiş ekranlar da yine kentliye kentteki söz hakkını hatırlatır. Haldun Taner Meydanı’nda yer alan su aynası müzik ve su arasında interaktif bir ilişki sağlar. Eskiden konservatuardan gelen müzik sesleri meydana hala yayılmaktadır, su aynası da bu müzik seslerine tepki olarak meydanı hareketlendirir.