Mimari Açıklama Raporu
Çağdaş cemevi mimarisine kaynaklık edebilecek tarihsel örnekler çok azdır İki grup kaynak vardır: Kırsal kesimde yer alan cemevleri, ki çoğunlukla konut mimarisinin bir devamı niteliğindedirler , ve Alevilikle ortak inanç kökenlerine sahip Bektaşi tekkeleri. Bu kaynaklar Aleviliğin ibadet mekanlarının biçimlenmesine dair bazı ipuçları sunmakla beraber, tarihsel süreç içinde tipoloji oluşturacak bir gelişim çizgisi ortaya koymazlar.
Bu proje bir tipoloji oluşturma iddiasında değildir. Burada amaç bir yandan Aleviliğe özgü ritüel gereksinimlerini karşılayan mekanlar kurgularken, diğer yandan da köyden kente yerleşen Alevi nüfusun kentte kimlikleriyle görünür olma ihtiyacına yanıt vermektir. Bu bağlamda, yapı kompleksinin kent dokusu içinde arkitektoniği ile farklılaşan, bir ibadet mekanı olduğunun ipuçlarını mimari dili ve formu ile veren bir tasarım hedeflenmiştir. Tarihsel örneklerin belleklerde bıraktığı izlerin çağrışımları çağdaş bir mimari dil ile yorumlanırken, “bildik” ve “tanıdık” olanın “yeni” olanla birlikteliği kurularak kırdan kente, geçmişten günümüze taşınan Cemevi’nin yeni bağlamına uyumu amaçlanmıştır.
Cem Meydanı, Alevi inanç sisteminin evren kurgusunun küçük bir modelidir, yani bir mikrokozmostur. Evren kurgusunda tasavvur edilen dört ana yön Alevi inancında Dört Kapı (Şeriat, Tarikat, Marifet, Hakikat) kavramıyla karşılık bulur. Her kapının onar makamı olmak üzere, Dört Kapı – Kırk Makam kemale erişmenin aşamalarını oluşturur. Dört Yön/Dört Kapı ve Kırk Makam kavramları, projede kare planlı Cem Meydanı’nın duvarlarının artikülasyonu ile simgelenmiştir. Her duvarın merkezinde konumlandırılan nişler Dört Kapıyı temsil ederken, her nişin iki yanında yer alan açıklıklar Kırk Makamı karşılar. Meydan’ın köşelerinin artikülasyonu dört ana yönü ara yönlere bölerken, sekizgen oturma düzeni de zeminde ana ve ara yönleri vurgular.
Kemale erişmek yükselmek fikrini içinde barındırır. Cem ayininin mitolojik kökenini oluşturan Miraç ve bağlantılı Kırklar Cemi, göğe yükselme ve Tanrı ile “bir” olma idealinin anlatılarıdır. Dört ana yönün kesişiminde, yersel olan ile göksel olanın buluştuğu kurgusal bir düşey eksen tasavvur edilir – Dar. Dar alanında dönülen semah Tanrı’nın bir yaratısı olarak evren ve Tanrı ile bütünleşme idealinin bedensel ifadesidir. Bu bakımdan semah sadece yersel eksende gerçekleşen bir bedensel devinim değil, aynı zamanda kurgusal bir düşey eksende gerçekleşen ruhsal bir devinimdir. Cem ve Muhabbet Meydanlarını örten piramidal çatı bu yükselme kurgusunu destekler. Çatının tepesindeki ışıklık düşey eksenin göğe açılma noktasını oluşturur. Piramidal çatıya asılı on iki köşeli bir ışık kubbesi, hem Gökkubbeyi temsil eder, hem de Aleviliğin on iki sayısı simgeselliğini karşılar.
Yapı kompleksi birbirine bağlanan avlular, revaklar ve parçalı kütlelerden oluşturulmuştur. Bu yapılanma, tarihsel örneklerin ve özellikle tekke mimarisinin çağrışımlarını taşır. Dış çepere dayanmış kütleler ve revak, dünyevi mekandan ayrılan bir ibadet alanının sınırlarını belirler. Bu sınırlar geçirgen olmakla beraber, kent dokusu içinde, kendine odaklanan, otonom bir dünyayı tanımlar. Bu kurgunun merkezinde Cem Meydanı konumlandırılmıştır. Cem Meydanı, bir mikrokozmos olarak kurmaca bir evrensel düzeni yeniden üretirken kendi de bu evrenin merkezine dönüşür.
Zemin kotu üzerinde tek katlı olarak algılanan yapı, insan ölçeğine yakındır. Bir ibadet mekanının gereksindiği anıtsallık ve simgesellik boyutla değil, yapının arkitektonik karakteristiğiyle oluşturulmuştur.
Cemevi kompleksinin programını oluşturan işlevler iki düzlemde organize edilmiştir. İbadet mekanları zemin kotunda konumlandırılmıştır. Alevi ritüellerinin çeşitli aşamalarına hizmet verecek olan Cem Meydanı, Muhabbet Meydanı, Aşevi ile Dede, Hizmetli ve Lokma odaları birbirleriyle ilişkili olarak zemin kotundaki avlular çevresinde yer alırlar. Bu ibadet mekanları, boyutsal bir hiyerarşi içinde, piramidal çatı örtüleri ile vurgulanmıştır. Zemin altı kotu ise kültürel işlevlere ve servis mekanlarına ayrılmıştır.
Zemin ve zemin altı kotunda yer alan birbirine bağlı avlular sistemi, açık mekanda yer alacak işlevler için farklı seçenekler sunar.
Revak kütleleri birbirine bağlayan ve alanı sınırlayan bir mimari eleman olduğu kadar, Cemevi kompleksini park ve spor alanlarıyla da ilişkilendirir.
2 yorum
Tebrikler….
Yapi olarak basarili bir proje olmus, tebrikler. Fakat diger butun projeler gibi, Cem Evi’ne yakisir bir tasari goremedim. Alevi kulturunun anlatimina dair cok az sey var. Yaraticilik burda yok olmus sanki hersey binalarin tasarimina odaklanmis gibi.