Ka-Ba Mimarlık tarafından İzmit’te gerçekleştirilen, Seka Birinci Kağıt Fabrikası Koruma Onarım ve Yeniden İşlevlendirme projesi 2016 yılında tamamlandı.
10 Temmuz 1934’te Sümerbank’a kâğıt fabrikası kurma ve işletme yetkisi veren kararname kabul edilmiş, akabinde kâğıt fabrikasının yapım ihalesi 17 Mart 1934 tarihinde Alman Voith firmasının seçilmesi ile sonuçlandırılmıştır. Fabrika’nın temeli, 14 Ağustos 1934 tarihinde Başbakan İsmet İnönü’nün katıldığı bir törenle atılmış ve inşaat kısa bir sürede tamamlanmıştır. 18 Nisan 1936’da, Atatürk’ün medeniyet hamuru olarak isimlendireceği, ilk yerli kâğıt üretilmiş, büyük bir katılımın sağlandığı görkemli, resmi açılış töreni ise 6 Kasım 1936’da dönemin İktisat Vekili Celal Bayar tarafından gerçekleştirilmiştir. 1940’lı yıllarda, adı Sümerbank Selüloz Sanayi Müessesesi olan kurum, dört ana fabrika, bir düzineye yakın teknik, idari ve sosyal tesisten oluşan büyük bir kompleks haline gelmiştir. 1955’ten sonra SEKA olarak anılan tesis alanı, 1990’larda tamamen dolmuş, bacalardan tüten dumanı eksik olmayan iş ve sosyal hayatın birbirine kaynaştığı dolu dolu yaşayan bir merkez olarak İzmit’e damgasını vurmuştur.
SEKA, erken Cumhuriyet döneminde devlete ait diğer sanayi tesislerinde olduğu gibi sadece üretim odaklı değil, bulunduğu kente hareket getiren bir işletme olmuştur. Bugün için bile yenilikçi pekçok kavramı hayata geçiren, İzmitliler’in ilk sanayi kuruluşu, hem bir istihdam kaynağı hem de sosyal yaşamı inşa eden örnek kuruluş SEKA, kentlileri; sinema, tiyatro, yazlık tesis, radyo ve spor kulüpleriyle tanıştırmıştır. SEKA’da lojmanlar, misafirhane, bekâr evleri, sinema ve tiyatro salonu olarak kullanılan lokaller, revir, kreş, dinlenme kampı, spor salonları ve yemekhane ortak bir yaşam alanı oluşturur. Bu yaşam alanını paylaşan personel arasında gelişen dayanışma anlayışı, SEKA’lılık bilincini geliştirir. SEKA Matbaası, SEKA Kampı, SEKA Spor Kulübü, Çocuk Dostları Derneği, SEKA Bandosu, SEKA Radyosu, SEKA İtfaiyesi, 15 günde bir yayınlanan SEKA POSTASI ve SEKA Dergisi hep bu bilincin ürünleridir.
1980’lerde benimsenen ekonomide liberalleşme hareketleri sonrasında SEKA, 1998 yılında özelleştirme kapsamına alınmıştır. Bu dönemde fabrikadaki güçlü sendikal örgütlenme ile çalışanlar direnişe geçer ve karar iptal edilir. 2000’li yıllarda SEKA’nın özelleştirilmesi kararı tekrar gündeme gelir. İlk olarak İzmit dışındaki kâğıt fabrikaları özelleştirilir. 8 Kasım 2004 tarihinde İzmit İşletmesi’nin faaliyetleri durdurulur. 27 Ocak 2005’te tesisin mülkiyeti, güçlü bir işçi direnişinin ardından, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’ne devredilir. Türkiye’nin ilk kağıt fabrikasına ait endüstriyel miras yapılarını barındıran SEKA Alanı, kurulduğu tarih olan 1935 yılından bu güne, kente damgasını vurmuştur. 2005 yılında kapanmasına rağmen kentlinin kimliğinde SEKA aidiyeti, duygusal boyutunu halen sürdürmektedir.
Proje Alanı, Kocaeli’nin merkez ilçesi olan İzmit’in yer aldığı körfezin doğu ucuna yakın bir konumda bulunmaktadır. İçerisindeki Nicomedia buluntuları ile eski SEKA Fabrikaları ve çevresi, Bursa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 19.06.2003 yılında aldığı karar ile 3. Derece Arkeolojik Sit Alanı olarak ve bu alan içinde yer alan küçük bir kısım ise 1. Derece Arkeolojik Sit Alanı olarak ilan edilmiştir. Aynı kurulun 28.10.2005 yılında aldığı karar ile de SEKA alanının simgesel olarak yaşatılması amacıyla ve fabrika yapılarının tasarım olarak tek ve özgün olmaları, yapı strüktürü ve dönemsel mimari özellikleri taşımaları nedeniyle korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olduklarına karar verilerek, tescil edilmeleri uygun bulunmuştur.
SEKA Kâğıt Fabrikaları, Cumhuriyet Döneminin sanayi atılımı içinde çok önemli bir yere sahiptir. SEKA Projesi, herşeyden önce SEKA Kâğıt Fabrikaları’nın, ülkenin 1930’larda başlatılan kalkınma hamlesindeki güçlü yerine atıfla, bu yapıların tarihî önemine vurgu yapmaktadır. Yaklaşık 80 yıllık geçmişiyle SEKA Kâğıt Fabrikası binaları bugün bizlere, ‘sanayi mirası’ (industrial heritage) kavramı çerçevesinde dönemine ait birçok özgün bilgiyi ve değeri sunmaktadır. SEKA alanı, yakın geçmişin sanayi dünyasının karakteristiklerini, teknolojik özelliklerini yansıtması ve en az onlar kadar içi dolu olan, kurucularının ve çalışanlarının hikâyelerini bizlere anlatması bakımından son derece ilginçtir.
SEKA alanı ve yapıları, fabrikanın 2005 yılında kapatılmasından sonra Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’ne devredilmiştir. Devirden sonra, 4. Fabrika yapısı, işçi konutları, bazı atölye yapıları ve sahildeki tesisler yıkılmıştır. 2007 yılında SEKA’nın demiryolu ile körfez arasındaki kısmı SEKA PARK olarak düzenlenmiş ve halkın kullanımına açılmıştır. Alanda, bugüne kalan üç adet fabrika yapısının yanısıra teknik ve depolama amaçlı yapılar, eski lojmanlar ve sosyal tesisler yer almaktadır.
Günümüzde, eski fabrikaların bulunduğu SEKA alanının büyük bir kısmı film stüdyosu olarak kullanılmaktadır. SEKA Birinci Kağıt Fabrikası, koruma uygulamalarının ardından KOCAELİ BİLİM MERKEZİ VE SEKA KAĞIT MÜZESİ olarak hizmete açılmış, bu fabrikanın güneyindeki alanda ise meydan düzenlemesi yapılmıştır.
SEKA Alanı’ndaki çalışmalar, 2009 yılında Kocaeli Büyükşehir Belesiyesi’nin görevlendirmesinde ve müşavir firma Yüksel Proje ile birlikte, 1. Kağıt Fabrikası’nın Koruma Onarım ve Yeniden İşlevlendirme Projesi ile başlamıştır.
Alanda,daha sonra KA-BA bünyesinde aşağıdaki çalışmalar gerçekleştirilmiştir:
A. İşlevlendirme Projesi
SEKA Alanı
B. Koruma Onarım ve Yeniden İşlevlendirme Projeleri:
1. Kağıt Fabrikası – Kağıt Müzesi ve Bilim Merkezi
Taşlı Değirmen – Kağıt Müzesi Ek Yapısı
Mekanik Atölye – Bilim Merkezi Ek Yapısı
C. Sergileme Tasarımı ve İç Mimari Projesi; Kurumsal Kimlik Çalışmaları
SEKA Kağıt Müzesi ve Kocaeli Bilim Merkezi
D. Çevre Düzenleme Projesi
SEKA Kağıt Müzesi ve Kocaeli Bilim Merkezi Güney ve Doğu Meydanı
Projenin ilk dönemlerinde, böyle önemli bir alanda kapsamlı bir koruma planı olmamasının zorlukları yaşanmıştır. Daha sonra planla ilgili farklı ekipler çalışmalar yürütmüş, KA-BA tarafından da Kocaeli Büyükşehir Belesiyesi’ne işlevlendirmeye yönelik bir çalışma sunulmuştur. Alanın ve içerisindeki diğer endüstri mirası yapıların kültürel kimliklerine uygun kullanımları olmasına yönelik öneriler sunulmuştur.
2009 yılı Nisan ayında Birinci Fabrikada, belgeleme çalışmaları için işe başlandığında, fabrika 4 yıl önce kapanmıştı. Bu kısa zamanda, başta fabrikanın en önemli ekipmanlarından olan 2 adet kağıt makinasından biri olmak üzere pek çok makina satılmış, cephelerdeki camların çoğu kırılmış, denize yakın konumundan dolayı korunaksız kalan yapıda paslanma vb. bozulmalar başlamış, sıvalar dökülmüş, matbaaya ait halen çalışmakta olan bazı makinalar sağlam kalabilmiş, ancak burada kullanılan malzemeler ortaya saçılmış durumdaydılar. Daha önce üretim sürecinde geri dönüştürülerek kullanılan sular, artık çalışmayan pompalar yüzünden fabrika bodrumunu basmış, bu da yapıda bozulma sürecini hızlandırmıştır.
Koruma altına alınan tüm eski endüstriyel yapılarda olduğu gibi, özellikle belgeleme çalışması yapmak için oldukça zor bir alan haline gelmişti. Terkedilerek harabeye dönmüş bir fabrika, hijyen koşullarından çok uzakta, çözümlenmesi zor mekanlar, onlarca makina, her yerde borular, içinden bitkiler fışkıran iç mekanlar, biraz önce ani bir duyuru ile alelacele terkedilmiş masasında çay bardağı duran, dosyaları etrafa dağılmış ofis mekanları, duvar grafitileri, sadece üretimin değil içerisinde çalışan insanların yaşamından da izler taşıyan bu devasa yapı, Cumhuriyet döneminin ilk kağıt fabrikası.
1.Kâğıt Fabrikası, yaklaşık 80 yıllık geçmişiyle bugün bizlere, ‘sanayi mirası’ (industrial heritage) kavramı çerçevesinde dönemine ait birçok özgün bilgiyi ve değeri sunmaktadır.
Yakın geçmişin sanayi dünyasının karakteristiklerini, teknolojik özelliklerini yansıtması ve en az onlar kadar içi dolu olan, kurucularının ve çalışanlarının hikâyelerini bizlere anlatması bakımından “Kağıt Müzesi ve Bilim Merkezi” olarak yeniden işlevlendirilen yapının, içindeki her türlü makina, cihaz, tesisat ve aksam dahil olmak üzere tüm unsurlarıyla korunması amaçlanmıştır.
SEKA 1. Kağıt Fabrikası’nın çağdaş koruma yaklaşımlarıyla projelendirilerek Kağıt Müzesi ve Bilim Merkezi olarak yeniden kullanıma geçmesi, sadece İzmit halkı için değil yerel ve yabancı tüm ziyaretçiler için önemli bir kültürel kazanım olması projenin çıkış noktası olmuştur.
Fabrika yapısı üç ana işleve göre projelendirilmiştir. Yapının, kağıt üretimine ait makinalarının yoğun olduğu kuzey ve doğu kısımları Kağıt Müzesi, paketleme, tartı gibi bölümlerin olduğu batı kısmı ise Bilim Merkezi olarak işlevlendirilmiştir. Batı kanadının bir kısmında yer alan matbaa bölümü Kağıt Müzesi ziyaret güzergahına dahil edilmiştir. Bu iki ayrı işleve ayrı ayrı girişler verecek, karşılama, yeme içme ve dükkanlar gibi ziyaretçi servis mekanları için de yeni bir ek yapı olan Giriş Yapısı tasarlanmıştır. Bu yeni yapı aynı zamanda tüm mekanların teknik hacimlerini barındırmaktadır ve fabrikanın cephe algısını güçlendirmek üzere tasarımında iç avlular oluşturulmuştur. Giriş Yapısı 7.484; Bilim Merkezi 7.637; Kağıt Müzesi 12.343 olmak üzere tesisin toplam alanı 27.464 m2’dir.
Bilim Merkezinde düzeneklerin yer aldığı tematik alanlar, bir gösteri alanı, atölyeler, kafe, kütüphane ve ofisler yer almaktadır. Üretim sürecine paralel bir gezi güzergahına göre tasarlanan Kağıt Müzesi’nde 19 adet sergi salonu, atölyeler, kafe ve ofisler bulunmaktadır. Müze mekanları ile Bilim Merkezi mekanlarının biraraya geldiği hatlarda, iki işlev arası görsel ilişki sağlanarak, ziyaretçide diğer işleve merak uyandırmak amaçlanmıştır. Her iki kısımda sergileme ile ilgili tasarımların yanısıra iç mimari elemanlar da tasarlanmıştır.
1. Kağıt Fabrikasının iki yanında, projeleri tamamlanarak onaylanmış, ancak uygulamaları henüz başlamamış iki adet fabrika ek yapısı vardır. Batıda, özgününde fabrika ekipmanlarının üretim ve bakımlarının yapıldığı Mekanik Atölye, doğuda ise odun tomruklarının öğütüldüğü Taşlı Değirmen Yapısı.
Mekanik Atölye ek yapısı, Bilim Merkezinin ikinci etabında, düzenek üretim atölyeleri, sergileme mekanları gibi destek işlevler için tasarlanmıştır. Taşlı Değirmende ise bu defa Kağıt Müzesi’nin devamında, sergileme ve toplantı salonları, atölyeler, dijital kütüphane ve Mehmed Ali Kağıtçı arşivi yer alacaktır
Müzenin sergi salonlarında, bir taraftan kağıt üretim süreci ilgili mekanlarında anlatılırken, bir taraftan da fabrika yaşantısı, SEKA kurum tarihi, Nikomedia’dan bugüne alanın tarihi, Mehmed Ali Kağıtçı’nın hikayesi gibi, kağıdın, fabrika ve fabrika alanının tarihi ve sosyal boyutu ile ilgili içerikler sergilenmiştir. Her salona özgün işlevi olan kağıt üretim sürecine ve yeni sergileme içeriğine ait olmak üzere iki isim verilmiştir.
Müze çalışmaları kapsamında öncelikle envanter çalışması başlatılmış, sergilemelerde kullanılacak koleksiyon malzemesi belirlenmiştir. Buna göre, içerisinde taşınır fabrika malzemeleri, yazışmalar, projeler, fotoğraflar, işletmeye ait belgeler olan 1.000’e yakın sayıda obje ve belgenin, 213 adet sabit makina ve 34 adet bütenin sergilnmesine yönelik çalışmalar yapılmıştır.
Eski fabrika çalışanlarından 50 kişi ile sözlü tarih çalışması gerçekleştirilmiş, fabrikaya ait eski dökümanter filmlerin onarımları yapılmış; yenileri ile birlikte 46 adet ekran ve 7 adet projeksiyon perdesinde gösterilecek filmler belirlenmiştir.
İnteraktif sistemler ile ziyaretçilerin SEKA fabrikaları ve çalışanlarına ait bilgilere ulaşımları planlanmış, çocuklar için kağıt yapımı ve kağıt sanatıyla ilgili atölye alanları oluşturulmuştur.
Matbaa bölümünde, çalışır durumdaki makinalarda ziyaretçilerin baskı işlemini deneyimlemesi hedeflenmiştir.
Müze çalışmaları kapsamında vitrin, sergileme panosu gibi sergi elemanlarının tasarımları; kurumsal kimlik çalışması tamamlanmıştır.
Günümüzün çevreci kavramlarından geridönüşüm, fabrikanın kuruluşundan itibaren devrede olan bir kavramdır. Kullanılmış kağıt, paçavra hatta asker elbiseleri gibi malzemeler toplanıp geri dönüştürülerek kağıt üretiminde kullanılmıştır. Çevredeki doğal kaynaklardan gelerek kağıt hamurunda kullanılan su süzülerek tekrar sisteme dahil edilmiştir. Enerji konusunda da öncü olan fabrika kendi enerjisini ürettiği gibi, fazlasını da şehre vermiştir. Fabrikanın bu özellikleri, sergilemelerde anlatılarak özellikle çocuk ve genç ziyaretçilerin geridönüşüm ve enerji konularında bilinçlenmesi düşünülmüştür.
Sergi alanlarının kavramsal tasarımı Exploratorium ekibi tarafından ve düzenekleri Huttinger firması tarafından tasarlanan Bilim Merkezi’nde, belirli bir eksende değil dağınık bir sergi düzeni vardır. Kağıt Müzesi’nden farklı bir içerikte olduğu düşünülebilecek, bilimi ziyaretçilere anlatmayı ve sevdirmeyi, eğlenerek öğretmeyi, merak duyarak bilimsel düşünce ve araştırma alışkanlıklarını kazandırmayı amaçlayan bu işlevin endüstri, üretim ve teknoloji işlevli bir binada yer alması hiç de ters değildir. Ziyaretçiler bir taraftan yapının fabrika geçmişinden zleri gözlemler, komşu mekanlarda matbaa, kağıt makinası salonu gibi mekanları izlerken, bir taraftan da bilimsel kavramların peşinde düzeneklerde denemeler yaparlar. Bu iki önemli yaklaşımı aynı mekanlarda sergilemek üzere KA-BA tarafından tasarım yönergesi hazırlanmış, sergi alanları tasarımına koruma yaklaşımları çerçevesinde destek olunmuş, sergi mimarisi ile ilgili detaylar hazırlanmıştır.
Projenin tüm etaplarının ayrıntılı künyesi için buraya tıklayınız.