Özel Sezin Okulu Açık Çatı projesi, bir araya gelme, üretme, öğrenme ve çalışma imkânı sağlayan hibrit bir mekânsal programa sahip 'sınıf dışı' pedagojik bir alan olarak, ATÖLYE tarafından tasarlandı.
ATÖLYE, projeyi anlatıyor:
Bu projedeki en önemli soru, ATÖLYE’nin yenilikçi bir K12 okulunu, 21. yüzyıl yetkinlikleri çerçevesinde nasıl pedagojik bir laboratuvara dönüştürebileceğiydi.
Bu amaçla, Fuller’ın trimtab konseptinden ilham alan proje, yaklaşık 15.000 m2’lik bir binada, 1.700 m2’lik boş çatı katına basit ama etkili bir müdahale yapmayı seçti. Bu ölçek farkı, deneysel bir yaklaşıma olanak sağlarken, aynı zamanda kapsamlı bir program için yeterli alanı sundu.
Süreç, Şubat 2014’te ATÖLYE yürütücülüğünde ve 20 öğretmen, personel ve harici danışmanın katılımıyla gerçekleşen bir Tasarım Odaklı Düşünme oturumuyla başladı. Bu oturumda, ebeveynler ve öğretmenler için etkileşim bölgelerine duyulan ihtiyaç, öğretmenlerin çalışma alanları için daha geniş ve açık bir düzene geçilmesi, Makerlab aracılığıyla uygulamalı bir öğrenime olan gereksinim ve koridorların artarak geçirgenleşen etkileşim bölgeleri olarak yeniden tasarlanması gibi çeşitli iç-görüler ortaya çıktı.
İki yıl sonra, proje bir sonraki adıma taşındı. ATÖLYE, ilk önce temel sorunları ve en iyi uygulamaları belirleyen masa başı ve saha araştırma sürecini başlattı. Kapsamlı bir anket çalışması, öğretmenlerin yarısından fazlasının kişisel bir çalışma alanı, daha sosyal bir çevre ve modüler mobilyalar istediğini belirledi. Küresel araştırmalar ise, proje bazlı öğrenme, pedagojide “maker” kültürü, kütüphanelerin sosyal çalışma alanları olarak yeniden tasarlanması ve 7/24 açık eğitim alanlarının ortaya çıkması yönünde bulgular üretti.
Araştırma aşamasından sonra proje, mekânsal programlamadan mimari sistemlere, mobilyadan grafiğe ve paydaş katılımına kadar farklı ölçeklerde yenilikçi yöntemler benimsedi.
ATÖLYE ekibi ilk olarak Özel Sezin Okulu için stratejik mekânsal bir program kurguladı. Bu programda, geniş bir öğretmen alanı, esnek kullanımlı bir etkinlik mekanı, eğitim STK’larını işbirliklerine teşvik etmek için kurgulanmış açık toplantı odası, üç bölümden oluşan bir Makerlab (medya laboratuvarı, ahşap atölyesi, biyoloji laboratuvarı) ile ebeveyn ve öğretmenlerin görüşmelerinin gerçekleştiği küçük salon kabinlerini kapsıyordu. Bu stratejik planlama, projenin ayrı tasarım unsurlarından bağımsız olarak yenilikçi bir sonuç doğurmasını hedefledi. Bununla birlikte, farklı bölgelerin tasarlanması ve konumlandırılmasında; gün ışığı ihtiyacı, görsel mahremiyet, akustik izolasyon ve kişilerin alan içindeki günlük hareketleri gibi parametreler göz önünde bulundurularak tasarlandı.
Bir sonraki adımda, birden fazla teknik uzmanın dâhil olmasıyla yüksek performanslı ve entegre bir mimari sistem tasarlandı. Yankıyı azaltmak, farklı öğrenme ortamlarında anlaşılabilirliği arttırmak ve enerji verimliliği hedeflerini yerine getirmek için tavan yüzeyinin karşısına ekolojik ahşap yünü paneller yerleştirildi. Tüm aydınlatma sistemlerinde, enerji kullanımını azaltırken esnek öğrenmeyi destekleyen ayarlanabilir LED’ler kullanıldı. Ses emici, yarı geçirgen polikarbon panellerle kapatılmış bir orta avlu ile tüm alanlara gün ışığı sağlanırken, dar pencerelerle noktasal görsel etkileşim açıları oluşturuldu. Mekanik sistemler, en yüksek verimliliği sağlayacak şekilde seçildi, temiz hava ve egzoz sistemleri renklendirme yöntemiyle ayrılarak, bu sistemlere öğrenciler için eğitici bir işlev yüklendi. Isı geri kazanım cihazları, tüm okulun avlusundan gelen ısıyı yakalayacak şekilde tasarlandı. Yerden ısıtma, VRV soğutma ve mekanik havalandırma ortak bir bina otomasyon sistemi ile entegre edilerek, verimlilik kazanımları sağlayan bir sistem tasarlandı.
Kullanıcı deneyimi açısından, hareketli mobilyalar için geniş depolama alanları, noktasal etkileşim için geniş koridorlar, samimi diyalog için ayakkabısız bölgeler, odaklı çalışma için yükseltilmiş platformlar, yazılabilir duvar yüzeyleri ve akustik pencereler gibi mimari dokunuşlar mekânsal çeşitliliği arttırdı.
Mobilya ölçeğinde ATÖLYE ekibi entegre sistemlerle ilerlemek yerine, mevcut CNVS mobilya markasını yeni modüler ve esnek kullanımlı ürünlerle geliştirdi. Tekerlekli bir sahne koltuğundan, akustik olarak izole edilmiş bölmelere, mobil kitaplıklardan, ayakta çalışma imkânı sağlayan masalara kadar uzanan mobilya portfolyosu, değişken bir mekânsal düzenlemeye olanak verdi. Mobilya sistemi, tüm kullanıcıların pasif gözlemciler veya bağlamın içinde edilgen olmaktan ziyade aktif oyuncular olmasını hedefledi.
Alanı tasarlarken, üç farklı ana düzen yapılandırması araştırıldı, ancak düzinelerce alternatif senaryo oluşturmak da mobilyaların ölçek tutarlılığı dolayısıyla mümkün kılındı. Özel yapım CNVS serisinin yanı sıra, açık kaynaklı bir mobilya sistemi olan Open Desk ile olan iş birliği vesilesiyle CNC üretim modeller portfolyoya eklendi. Tasarım ekibi, bireysel masalar yerine kişiselleştirilmiş ayırıcılar geliştirerek öğretmenler arasında etkileşim olasılığını artırırken, alan ihtiyacını yaklaşık %35 azalttı. Tüm mobilya, inşaattan yaklaşık 50 km uzakta, FSC-kontrplak, düşük etkili keçe, geri dönüştürülmüş sünger ve çelik kullanılarak üretildi.
Mekânsal grafikler açısından proje, açık görüşlülük, espritüellik ve samimiyet gibi değerleri vurgulayan yenilikçi bir tasarım dili kullandı. ATÖLYE’de lazerle kesilerek üretilen kontrplak tabelalarda Sailec gibi nötr bir yazı karakterini pastel tonlar ile birleştiren görsel dil, kullanıcılara değer verildiklerini ve aynı zamanda da yetki alabileceklerini hissetmelerini sağlıyor. Metinler ve grafik tasarımı, stresli olabilecek konuşmaları hafifletmek adına ebeveyn-öğretmen etkileşim bölgesi içinde rahatlatıcı mesajlar ekliyor ve bir yandan da klişelerden uzak duruyor.
Proje, son olarak paydaş katılımı açısından da yerel bir örnek oluşturmaktadır. 2014’teki Tasarım Odaklı Düşünme oturumu ile başlayan proje, araştırma ve şematik tasarım aşamasındaki saha araştırmaları, gözlem oturumları, röportajlar ve tasarım eleştirileri ile tasarım kararlarının uygun bir şekilde inceliklendirilmesini sağladı. Bunun yanı sıra, öncü bir STK olan Eğitim Reform Girişimi tasarım sürecine dâhil edilerek, projenin diğer okullara etkisini ölçeklendirmeye yardımcı olacak kurumsal işbirlikleri başlatıldı. Seçilen bir öğrenci-öğretmen grubu ile ortak olarak tasarlanan, prototiplenen ve üretilen aydınlatma sistemi, katılımcı tasarım ile müdahil olma alanında görünür bir örnek teşkil etti. Son olarak, mobilya ve makine altyapısı açısından projeyi kısmen tamamlanmamış bırakarak, açıldıktan sonraki ilk sene içindeki gözlem ve öğrenimler üzerinden projenin tamamlanmasına ve dolayısıyla ve iterasyona olanak veren bir süreç ile ilerlenmesine karar verildi. ATÖLYE, mekanın açılışının ardından aynı zamanda ile sürecin devamlılığına da
Özel Sezin Okulu Açık Çatı projesi, dahil olan tüm paydaşların öğrenim ve paylaşıma bakış açısını etkilemek ve yeni bir kültürün filizlenmesine vesile olmak adına eşsiz bir fırsat oldu. ATÖLYE’nin çalışma kapsamı, alanın açılışından itibaren, etkinlik kürasyonu, makerlab operasyonu, komünite oluşumu ve ek mobilya tasarımı ile genişleyerek uzun vadeli değer yaratmayı önceliklendirecektir.