Adam, Kadın ve O

He, She & It (Adam, Kadın ve O) üç farklı mekansal ihtiyacın kolajını bir binada yapıyor. Yapı farklı hava koşullarına entegre olabilen ve mekanik olmayan bir iklimlendirme anlayışına sahip.

140 m2’lik yapı bir ressam ve bir seramik sanatçısı için çalışma alanları ve bir sera barındırıyor. Her mekan diğerinden büyük ölçüde farklı bir atmosphere sahip. Farklı atmosferler sadece kendilerine has kullanımlarını değil kullanıcıların tercihlerini de yansıtıyorlar.

Kullanıcılardan erkek olan ressam. Ressamın stüdyosu beyaz bir kutu. Çalışma alanında hiç pencere yok; yalnızca çatıdan ışıklandırıyor. Çatı pencereleri homojen ve direkt olmayan bir doğal ışıklandırma sağlıyor ve üzerinde resim yapılabilecek duvar alanını çoğaltıyor.

Kadın seramik sanatçısı ve kuyumcu. Çalışma alanında seramik işinin çamuruna ve kuyumculuğun hassasiyetine uygun alanlar var. Kadının mekanı; loş alanlardan oldukça aydınlık masalara kadar uzanan dramatik bir ışıklandırma ve zengin manzaralı geniş pencereler sunuyor. Stüdyo, yumuşak ve yoğun ahşap kokusunu koruyan akağaç ile kaplı.

O (yani onlar) baharda fide ve kışın bitki oluyorlar- yıl boyunca donma sıcaklığının altına düşmeyen, maksimum ışığa sahip bir alan talep eden oldukça basit kullanıcılar. Mekanı saran polikarbonat kabuk yarısaydam ve dışarıyla doğrudan bir görsel teması yok. Sera iki çalışma alanına -neredeyse- açık havada bir bölge sağlıyor.

Bu mekanlar, üç tane sundurma çatı altında gruplanarak bir küme oluşturuyorlar. Bu sundurma çatıların ilişkilendiği yüzeylerde duvarlar kaldırılmış durumda. Tepede kalan duvar parçaları açıklıkları serbestçe geçmeyi sağlayacak kirişler olarak çalışıyorlar ve strüktürün açık zemin kat üzerinde havada asılı gibi gözükmesini sağlıyorlar. Erkek, kadın ve o maddesel olarak ayrı, bağımsız hacimler olarak gözükürlerken strüktürel ve iklimsel olarak birbirlerine bağlanıyorlar. Katlanan ve kayan yüzeyler kullanıcıların mekanı üç odaya bölmesine veya bütün planı açmasına imkan veriyor, bu da sürekli bir yeniden tanımla hali doğuruyor.

İklimlendirme stratejisi dinamik mekansal deneyimin ve mekanın sürekli yeniden tanımlanmasının altını çiziyor. Her mekan farklı bir iklim bariyeri öneriyor. Yalıtılmış iç kayar/katlanır duvarlar ve dış yüzeydeki hareketli açıklıklar mekanı farklı hava koşullarına uydurmak için geliştirilmiş. İç mekanı dışarıdan mümkün olduğunca ayırana ve içeride makineler yardımıyla suni bir iklim yaratan alışılmış iklim kontrolü yöntemlerinin aksine; He, She & It mekanik olarak değil mekansal olarak mevsime adapte oluyor. Aradaki fark yelkenli ile motorlu bot arasındaki farka benziyor.  Motorize bot, makine yardımıyla sabit bir hızda ve yönde ilerleyebilirken yelkenli aynısını hava durumu, rüzgar, yelkenin açısı ve denizcinin aktif katılımı arasındaki yakın ilişki sayesinde başarır.

Motorize bot, makine yardımıyla sabit bir hızda ve yönde ilerleyebilirken yelkenli aynısını hava durumu, rüzgar, yelkenin açısı ve denizci  arasındaki yakın ilişki sayesinde; yelkenin ve yelkenlinin açısının sürekli değişmesiyle başarır. Mesela soğuk ve güneşli kışlarda kayar/katlanır ayırıcı duvarlar açılır ve seradan giren güneş tüm evin ısınmasına katkı sağlar. Bulutlu ve soğuk kış günlerinde and kış akşamlarında yalıtılmış ayırıcı duvarlar kapatılarak ve ısıtılan hacim küçültülür.

Yazın seranın tepesindeki havalandırma için kullanılan pencereler açılarak bir baca gibi çalışıyor, sıcak ve boğucu günlerde binanın içinde sürekli bir hava akımı yaratıyor. Mütevazi ve düşük maliyetli malzemeler ve inşa yöntemleriyle yapılan binada, mekansal düzenlemeler kompleks bir deneyim sağlıyor. Çalışma alanlarının iç dünyası kullanıcıları içine çekiyor ve onlara inzivaya çekilebilecekleri bir mekan sağlıyor. Giriş kapıları, caddeye bakan evle aradaki geçişi uzatacak şekilde, stüdyoların arkasında bulunuyor ve alanın evin günlük rutininden ne kadar ayrıksı bir doğası olduğunu vurguluyor. Üç sundurma çatı, geniş saçaklarıyla yağmur suyunu binadan uzak tutuyor ve binayı evden biraz daha ayıran üç tane yağmur bahçesini besliyorlar.

Etiketler

Bir yanıt yazın