Mimar Semih Rüstem İş Merkezi, adını proje arsasında bulunan iki yapıdan alır: 1930'lu yılların başında iki bitişik parsel üzerinde inşa edilmiş olan iki villa.
Yapıların tasarımcısı aynı kişidir, mimar Semih Rüstem Temel. Villa parsellerinin arkasında genişçe bahçeler bulunmaktadır.
30’lu yıllarda Adana, Seyhan kıyısındaki tarihi merkezden ve çarşı bölgesinden kuzeye, tren garına doğru gelişmektedir. İstasyon Caddesi bu gelişmenin taşıyıcı eksenini oluşturmakta, dönemin önemli ailelerinin evleri ile kimi kamu yapıları bu cadde üzerinde yer almaktadır. Mimar Semih Rüstem tasarımı iki ev de, az daha güneydeki Seyfi Arkan tasarımı olan Halkevi binası da bu cadde üzerinde inşa edilmiştir. Sonradan adı Atatürk Caddesi olarak değiştirilecek olan İstasyon Caddesi ve çevresi, kentin o yıllarda modern Adana yaşamını ve Erken Cumhuriyet modernizminin Adana’daki mimari görünümlerini yansıtan vitrinidir. 60’lı yıllardan sonra bu görünüm değişecek, 30’lu ve daha eski yılların yapılarının çoğu yıkılacak, çok katlı yapılaşma yaygınlaşacaktır.
İki villa bu kentsel gelişim süreci içinde el değiştirmiş, özensiz eklerle özgünlüğünü yitirmiş, özellikle Sait Bey evi, 1998 depreminde hasar görmüş ve terkedilmiştir. Bu süreci değiştiren gelişme, her iki villanın da 2004 tarihinde Erken Cumhuriyet dönemi modernizminin tanıkları olarak tescil edilmesi ve bunu izleyerek 2006 yılında projeyi geliştirecek olan girişimciler tarafından satın alınmasıdır. Tasarım çalışmalarına da bu tarihte başlanmıştır.
Proje, kültür varlığı olarak tescilli iki villayı restore etmeyi ve gerideki geniş parselde yeni bir kompleks inşa ederek tümünü tek bir kompozisyon çerçevesinde bütünleştirmeyi hedeflemiştir. Arkada, saydamlığı vurgulanan çok katlı iki yeni büro bloğu, öndeki küçük ölçekli villalara fon teşkil eder. Camlı yüzeyler, birbirine eklemlenen yüksek blokların birisinde düşey kafesler, diğerinde yatay güneş kırıcılar ile korunmuştur. Dört yapının arasında gölgeli bir avlu mekanı yer alır. Kış bahçesi türü küçük saydam pavyonlar, yüksek blokların eteğinde bu avluya açılır, alçak ve yüksek kütleler arasında ölçek geçişleri kurar.
İki yüksek ve camlı bloğun mimari çizgileri hem birbirinin benzeri, hem de birbirinden farklıdır, tıpkı 30’larda aynı mimarın inşa ettiği iki villada olduğu gibi. Bu küçük farklar: yataylık / düşeylik, açılı ve dairesel köşe bitişleri, silme ve profiller, villa mimarileri arasındaki detay ve nüans farklılıklarına tekabül eder. Ancak bu atıflar biçim benzerliklerine değil, kavramsal çağrışımlara dayanır. Restore edilen Semih Rüstem tasarımı villaların özgün imalat detayları korunmuş, dönemin teknoloji anlayışını yansıtan kimi mekanik aksam onarılarak kullanılır hale getirilmiştir. Aynı tasarım ekibinin 2000’li yılların başında tasarladığı bu iki blok, Adana’nın yeni kentsel çevresi ve ölçeği içinde, bir başka mimarın seksen yıl önce tasarlayıp inşa ettiği iki bina ile bir Adana avlusu çevresinde buluşturulmuştur. Projelendirmenin başında arsada bulunan yaşlı palmiye ağacı korunmuş, avlunun ortasında yeni yerini almıştır.