Adana Sheraton Oteli, Adana şehrinin hızla gelişen Turizm olanaklarının ihtiyaç duyduğu konaklama ihtiyaçlarının karşılanması için çağdaş mimarlığın şehre verdiği duyarlı bir katkı.
Nehir kenarında kademeli bir yükseliş sergileyerek adeta suyun dalgalanıp karadaki anlık ifadesi olmaktadır. Yapı, nehir kenarında çevresine duyarsız hantal bir blok olarak yükselmemektedir. Çevresiyle barışık ve kentsel yaşamı canlandıran hareketli bir kimlik taşımaktadır.
Adana Sheraton, nehir arkası kentsel dokunun nehirle buluşabilmesini hedefleyen bir mimari tasarım ortaya koymaktadır. Adana şehrinin suyla daha çok bütünleştiği bir kentsel yaşama kavuşması için gelecekteki kentsel dönüşüme referanslar vermektedir. Yapının mimarisindeki hareketlilik ve yapılaşma kurgusundaki esneklik, Adana şehrinin nehirle olan diyaloğunu güçlendirmeyi amaçlamıştır.
Kendini çevresinden soyutlamayıp şehir siluetinin alçakgönüllü ama etkili bir parçası kılan Adana Sheraton Oteli, Çukurova bölgesinin turizm yaşamını canlanmasında örnek bir mimari yaklaşım sergilemektedir.
Kısa süreli ikametlerin şehirden ve günlük yaşamdan soyutlandığı, adeta lüks yatakhaneler olarak yükselen otellerin aksine, Adana Sheraton şehirle ve nehirle bütünleşmektedir. Nehre paralel olarak dalgalanan cephe boyunca yer alan odalar eşsiz bir manzaraya kavuşurken, arka plandaki mekânsal kurgu ise şehirle farklı açılarla buluşup çeşitlenen panorama olanakları sunulmaktadır. Yükselme hattı boyunca oluşturulan teraslar, otel mimarisinde ayırt edici bir tipoloji ortaya koyarak Adana Sheraton’a emsalleri arasında ayırt edici bir kimlik ve özgünlük kazandırmaktadır.