ADAS Sanat Merkezi

Acararch tarafından tasarlanan ADAS galeri, Seyrantepe Sanayi Bölgesi’nin doğusunda, ağırlıklı olarak konut ve küçük imalat atölyelerinin bulunduğu bir dokunun içinde yer alıyor.

Tasarımcıları, projeyi anlatıyor:

Galeri, zemin katı araba tamirhanesi, üst katı ofis olarak kullanılan iki farklı dairenin birleştirilip yeniden ele alınmasıyla oluşmuş 340m²’lik bir mekandır. Galerinin yer seçiminde son yıllarda metropollerde beliren sanatsal faaliyetlerin merkezden uzaklaşıp kentin farklı bölgelerine dağılma etkisi rol oynamıştır.

Mekanın yer aldığı mevcut bina sadece kuzey cephesinden ışık alan bitişik nizam bir apartmandır. Galerinin girişinin de bulunduğu kuzey cephesi hem çevrede bulunan atölyelerle uyum sağlamak için hem de büyük ebatlı eserleri araçla içeri sokabilmek için tamamen açılabilen endüstriyel bir cephe olarak tasarlanmıştır. Galerinin iç mekan tasarımı iki ana unsur etrafında şekillenmiştir: İlk olarak resim, tasarım objeleri, heykel sergileri ve bu sergileri destekleyici atölye, lansman, tanıtım, sanat sohbetlerinin yapılabileceği bir mekana imkan sağlamak; ikinci olarak ise zamanla artacak olan galeri arşivine aynı mekan içerisinde depo sağlayabilmek. Bu amaçlar doğrultusunda, mevcut yapının kolonat ve sirkülasyon şemasının sonucunda ortaya çıkmış nişler ve köşeler sürgü duvar sistemiyle depolama alanı olarak kullanılmıştır. Bu yöntem aynı zamanda galeri mekanına süreklilik sağlamıştır. Galeri ana mekanı brüt beton zemini, gri ve beyaz duvarlarıyla farklı disiplinlerdeki sanat eserlerinin sergilenmesine olanak sağlayabilmek adına oldukça yalın bir dille oluşturulmuştur.

Galerinin giriş katında sergi mekanına ek olarak açık ofis ve kütüphane tasarlanmış, ufak bir mutfak ve tuvalet ise apartmanın ana merdivenin altında kalan basık alanda çözülmüştür. Üst katta ise sergi alanına ek olarak yemek atölyelerinin gerçekleştirilebileceği büyüklükte bir mutfak galerinin parçası haline getirilmiştir. Bu iki kat üzeri camla kapatılmış dikey bir iç bahçeyle görüntüde birbirine bağlanırken, bir ağ gibi düşünülen merdivenle süreklilikte birbirinden koparılmıştır. Merdivenden inip çıkarken boşlukta asılı kalan nesleler gibi gözüken ziyaretçilerin bu iki düzlemi bağlayabileceği düşünülmüştür.

*Fotoğraflar Şakir Gökçebağ’ın “Önüm Arkam Sağım Solum” sergisi esnasında çekilmiştir.

Etiketler

Bir yanıt yazın