İBB Miras’ın kapsamlı restorasyon çalışmalarıyla eski gücüne yeniden kavuşan tarihî Hisar, Cumhuriyet’in 100. yılında “Anadolu Hisarı Müzesi” olarak İstanbul’a kazandırıldı.
Anadolu Hisarı, Göksu Deresi’nin Boğaziçi ile buluştuğu noktada yüzyıllardır İstanbul’u gözlüyor. Yıldırım Bayezid’in şehre mirası olan anıtsal yapı, yaklaşık yedi asırlık geçmişinde büyük fethin müjdecisi oldu; Boğaz’ın mavi sularında güvenliği sağladı; şehrin dönüşümüne tanıklık etti… İBB Miras’ın kapsamlı restorasyon çalışmalarıyla eski gücüne yeniden kavuşan tarihî Hisar, Cumhuriyet’in 100. yılında “Anadolu Hisarı Müzesi” olarak İstanbul’a kazandırıldı.
İstanbul’un fethindeki stratejik rolünün yanı sıra şehirdeki ilk Türk kalesi ve en eski Türk yapısı olması sebebiyle de tarihsel ve kültürel önemini koruyan Anadolu Hisarı, büyük fethin 570’inci, Cumhuriyet’in ise 100’üncü yılında yepyeni bir coşkuyla İstanbullulara açıldı.
2021 yılında yakınındaki Namazgâh ile birlikte İBB Miras tarafından tarihinin en kapsamlı restorasyon sürecine alınan Anadolu Hisarı, diğer anıtsal yapılarda da benimsenen “müze kent yaklaşımı” ile korunarak geleceğe taşındı. Prof. Dr. Füsun Alioğlu ve Prof. Dr. Feridun Çılı’dan oluşan Bilim Kurulu onaylı proje doğrultusunda, evrensel koruma ilkeleri gözetilerek gerçekleştirilen restorasyon çalışmalarıyla yoğun hasar içeren Baş Kule öncelikli olmak üzere tarihî Hisar, beklenen İstanbul depremine karşı güçlendirildi.
Osmanlı askerî mimarisinin erken dönem örneklerinden Anadolu Hisarı’ndaki restorasyon çalışmaları, tarihî dokuyla uyumlu minimum müdahale ile hayata geçirildi. Özgün doku ve elemanlar sadece bakım yapılarak korunurken zaman içinde tahribata uğrayan bölümler, geleneksel malzeme ve tekniklerle desteklenerek güçlendirildi. Eski onarımlardan kalma çimento esaslı malzemeler ile zaman içinde yapıya nüfuz etmiş bitkiler de titizlikle uzaklaştırıldı.
Restorasyonda öne çıkan uygulamalardan bir diğeri ise seğirdim yollarının İstanbullulara açılmasını sağlayan düzenlemelerin uygulanması oldu. Bu sayede uzun bir aradan sonra ilk kez kamu kullanımına açılan Baş Kule’deki seğirdim yolları, ziyaretçilere hem yepyeni bir Hisar deneyimi yaşatıyor hem de tarihî alanın Boğaz’a nazır manzarasını izleme keyfi sunuyor. Çalışmalar kapsamında yürütülen çevre ve meydan düzenlemeleri ise Anadolu Hisarı’nın Göksu Deresi’yle bütünleşmesini sağlayarak bölgede gereksinim duyulan kamusal bir alana hayat verdi.
Seyir terasları, ziyaret noktaları, kafesi ve etkinlik mekânlarıyla Anadolu Hisarı’nı çok yönlü olarak herkes için erişilebilir kılmayı hedefleyen İBB Miras, konsept proje dâhilinde tasarlanan deneyim odaklı alanlarla, Hisar’ın İstanbul için yeni bir çekim noktası olmasını amaçlıyor.
Henüz restorasyon aşamasındayken “açık şantiye” ilkesiyle düzenlenen onlarca şantiye turu ile binlerce ziyaretçiyi ağırlayan Anadolu Hisarı, yaz mevsimine doğru bu kez kültür sanat etkinlikleriyle İstanbulluları karşılayacak; kent sakinleri, Hisar’ın ve Boğaz’ın güzelliklerine birlikte tanıklık edecek…
Anadolu Hisarı, Sultan Yıldırım Bayezid döneminde İstanbul kuşatmasının hazırlıklarından biri olarak Doğu Roma’ya Karadeniz’den gelebilecek yardımları engellemek ve Boğaz’da hâkimiyet kurmak amacıyla 1390’larda inşa edilmiştir.
Yıldırım Bayezid, Hisar’ın inşasının tamamlanmasıyla birlikte Doğu Roma İmparatoru II. Manuel’e elçi göndererek şehrin teslimini istemiş; İmparator tarafından kabul edilen şartlar neticesinde Anadolu Hisarı’na kale dizdarları, muhafızlar ve aileleri yerleştirilmiş; böylece Hisar’ın içerisinde bir Türk mahallesi de oluşturulmuştur.
Fatih Sultan Mehmed, 1452 yılında Rumeli Hisarı’nı inşa ettirirken Anadolu Hisarı’na da bir “hisarpeçe” yaptırmıştır.
Anadolu Hisarı, 16. ve 17. yüzyıllarda Boğaz’daki seyrüsefaini denetlemeye devam etmiş, Boğaziçi’nde güvenliğin sağlanmasında kullanılmıştır. Bu dönemde son taarruz görevini Kozak saldırılarına karşı gösteren Hisar’ın bir dönem hapishane olarak da kullanıldığı bilinmektedir.
19. yüzyılın ortalarından itibaren harap bir hâl alan Hisar, 1894 yılında meydana gelen büyük depremin yanı sıra 1928 yılında başlayan sahil yolu çalışmaları ve çevre düzenlemeleriyle de zarar görmüş; yapısal bütünlüğü tahribata uğramıştır. 2021 yılında yakınındaki Namazgâh’la birlikte İBB Miras tarafından restorasyona alınan Anadolu Hisarı; kültür varlıklarının evrensel koruma ilkeleri doğrultusunda, özgün dokuyla uyumlu geleneksel malzeme ve tekniklerle gerçekleştirilen çalışmalarla güçlendirilerek koruma altına alınmıştır.