Bomontiada yerleşkesinde bulunan Ara Güler Müzesi PAB Mimarlık tarafından tasarlandı.
Tasarımcıları, projeyi anlatıyor:
Ara Güler Müzesi, tarihi Bomonti Bira Fabrikası yerleşkesinde bulunan 4 adet tonozlu dikdörtgen mekâna ve bu mekânları birbirine bağlayan omurgalara yerleşiyor. İstanbul’un kentsel belleğini oluşturan aktörlerden Ara Güler’in müzesinin yine kent belleğinde yer etmiş, tarihi dokusunu koruyarak yenilenen tarihi Bomonti Bira Fabrikası’nda yer alması projenin dikkate değer özelliklerindendi. Bu nedenle tarihi yapıya müdahale biçimi de mimari olarak projenin temel girdilerinden biri oldu.
Halihazırda kendi kimliği ve tarihi atmosferi oldukça güçlü olan bu mekânlara yeni müdahaleler yaparken, mevcut kimliğin önüne geçmemek, sergileme işlevi için tasarlanan ekler ya da kaplamalarla mevcut dokuyu gizlememek hedefiyle tasarıma başlandı. Bu doğrultuda müze işlevi için gereksinim duyulan tüm eklerin sonradan eklendiklerini açıkça belli etmesi, istenildiğindeyse yapıya zarar vermeden sökülebilmesi, hatta çıplak gözle bile parçalarına ayrılarak tarihi duvarlardan ayrıştırılabilmesi sağlandı. Böylece etkinlik alanları, hediyelik eşya dükkanı ve hafif sökülebilir hareketli sergi sistemleri tarihi mekanın kimliğine ve strüktürel yapısına en az müdahaleyi yapacak şekilde tasarlandı. Bu sistemlerin tercih edilmesinin bir diğer nedeni de sergi mekânlarının her yeni dönemde farklı sergilere ve sergileme biçimlerine olanak vermesinin hedeflenmiş olmasıydı.
Tarihi bir dokuda tasarım yapmanın getirdiği ve mimarın hareket alanını daraltan doğal kısıtlamalar özellikle malzeme seçimlerinde önemli bir tasarım girdisiydi. Koruma, yangın ve akustik danışmanlarının da yorumlarıyla sınırlanan malzeme ve renk alternatifleri bir yandan da mevcut dokuya uyum sağlayan rafine ve sade bir malzeme paleti elde edilmesini sağladı.